Terkedilen tarafsan mutlaka seni küçümseyen bir tavır sergileyip keşke aramasaydım dedirtecek daha konuşma bitmeden sen biteceksin arama.
Terkeden tarafsan zaten arama.
illa ki arayacam engel olamıyorum diyorsan "içinde zerre kadar bencillik olmayan bir neden bul öyle ara" tabi bulabilirsen.
Yokluğuyla savaştığının başkasıyla sevişmeside mümkün. Evet tam da böyle ve senin iyi niyetin bu gerçeğin üzerini örtemez.Ne yani sana geri dönecekti öyle mi ?Uyan olum artık "senin bakmaya kıyamadığına kıyar, senin yere göğe sığdıramadığına tekli koltukta sığdırırlar ruhun duymaz" uyan.
Özlediğin, hasretini çektiğin, yasını tuttuğun, içine attığın, canını yaktığın, geceyi güne duman duman harmanlayıp düşüncelerle boğulduğun anlarda ortaya çıkan elle tutulur gözle görülür bir yanı olmadığı halde içinde bilmediğin bir yerde gizli gizli biriken, biriktikçe hissedilmeyen ağırlığıyla yoran, yaralayan, kanatan, kıvrandıran bu duygu bu varla yok arası his bu iç çektiren çelişki girdabı gün olup malum şahsı hep olduğu gibi ansızın karşında gördüğünde göğsünün orta yerine öyle bir yüklenir ki çatırdar kemiklerin başın döner zihnin bulanır nefes almak ne mümkün, çeneni tutsan elini, elini tutsan dizlerini yaz ortası zemheride kalmış gibi titretir dondurur, yakar, eritir ve bir an'a aittir hissettiğin her şey o anda ve diğer bütün anlara sızmak için süzülür ağulu damlalar gözünden, kronikliği kanıksamış bir hastalığın rutin sancısı yayılırken vücuduna hayatın devam ettiği ironisiyle irkilir, tiryakinin yaşam destek ünitesine sarılır, parmakların arasında kendiliğinden bitiveren sigarandan derin bir nefes çekersin,
bir nefes daha,
bir nefes daha...
Gayet sakin ve ciddi.
Geçecek, geçiyor, geçti.
Hadi geçmiş olsun.
kk
Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara; namuslu kadınlar namuslu erkeklere, namuslu erkekler namuslu kadınlara yaraşır. Bunlar, (namuslular) onların dediklerinden çok uzaktırlar. Kendilerine bir bağışlanma ve değerli bir rızık vardır.
Nur suresi 26.
Eğer komando alayın görev yapacaksanız dua edin ikici tabur olsun, yemek, su, banyo sıkıntısı olmaz. Girne ve lefkoşa ya eşit uzaklıktadır. Tahmin edeceğiniz üzere diğer birliklerden daha ağır bir eğitimi vardır. Konumu itibariyle nispeten daha serin ve nemsizdir. Çarşı izinlerinde size karışmaz dalaşmazlar ve diğer birliklerde görev yapanlar daima size gıpta eder komando farkıdır.
sogopa kajmer'in yapmış olduğu "herkes" isimli eserinde geçen gerçek sözlerdir.
Bu ne hüzünlü fasıl, alabora olmamak için takanın küreklerine asıl.
Güç olsa da yaşamaya çaba göstermektir asıl.
intizarına sarıl.
Baygınsan derhal ayıl!
Bulduğun şüpheleri biriktir.
Zaman gidicidir yok sömestir.
Sagopa Kajmer, Yunusun ustalık eseri.
Üstad sanar kendini vurgudan aciz kalfa serseri.
Kötü ittifaklar elbet sona erecektir bekle!
Kimse kimseyi dost gibi görmeyecek günün birinde.insanların kalpleri üzerinde uçuyorum salına salına.Sayfalardan kanatlarım.
Ben koca kanatlı beyefendi bir kartalım.
Zeminde tepeye kurşun sıkar onca zalım.
Pençelerimle tutarım, insanlar zalım balım.Olamadıklarım için üzgünüm beni olduklarımla kabullen.Yapamadıklarımı unut, yapabildiklerimle tebessümlen.Aşk dudaklarımı kilitlese de kalbimi şair etti.
O senin bildiğin aşklardan Yunus çoktan firar etti.
Kalp hep yumuşak bir tabiat, düşünceler sert.
işin aslını bilemessin.
Yüzüne gülücükleri çarparken ne de hoştur halin.
Oysa ki, herkes bir miktar zalim.
Aklını başına devşir, dikilmeden ocağına incir ağacı.Saman alevine benzer hoş hal, ekseriyeti sancı.
Ne diyeyim?
Herkes bir miktar zalim.
Yaşamak olanları izlemektir; Bir şeylerin olmasını beklemek değil.
Ama bu geçici şeyler Dünyasında kalıcı kararlar almak gerçekten de zor.
Aklım hep kalbimi batmaktan kurtarır.
Kalp yanlışlara düşerek kararır, kapkara olur o.
Karara varamamak, kadar verememek işte bu dert demek Neymiş?
Doğru karar kendin için verdiğin en büyük emek
Ve Sago ister eklemek
"Bir hiçsin oğlum, Bir hiçiz hepimiz" gayet açık ve bir o kadar da net.
Görmeyi bilene yollar çok, gözleri kör olana yapacak şey yok
Gittiği yeri bilmeyen yolcu her yere gider çünkü her yer bir yer
Düşman nerededir diye bakmana gerek yok o zaten şu an sana bakıyor,
Seni görüyor, sana pis pis gülüyor.
Nedenlerim kendi içinde yanılıyor ya bazen.
Ama bu nedenler olmadan sonuca varılamıyor, aklını buna yor!..
ısparta eğirdir, izmir yeni foça, manisa karaağaç, kayseri zincirdere, ısparta merkez, acemi birliği olarak bu buralar verilen eğitim itibariyle kötü değil lakin zordur.
kıbrıs insanı canından belirecek kadar sıcak olmakla birlikte cennet kadar güzel bir yerdir. ağrı kars ardahan erzurum hakkari van çorum afyon gibi kışı ağır geçen şehirlerde daha bir zor olur askerlik. karadeniz bölgesinde yağmur, akdenizde sıcak ve nem, güneydoğuda toz zorlar insanı.
velhasıkelam adına askerlik denir vatan borcudur ödenir.
Ağlamak.
Ağlayabiliyorsan hala, saflığını kaybetmemişsin denebilir. Ağlayan birine imrenmek diye bir şey olduğundan haberin yoktur üstelik.
Neden ağlar insan saymakla biter mi ?
Peki neden ağlayamaz kim bilir ?
Ağlamak istediğim halde ağlayamadığım durumlarla karşı karşıya kalırım bazen.
Bu öyle berbat bir his ki elin ayağına dolaşır.
Susuzluktan ölmek üzereyken su sesi duyup son gücünle sese doğru gittiğinde, orada su değilde sadece su sesi olduğunu görmek gibi ağlayamayanın hali.
Bir kaç damla saklasaydım dediğim anlar yaşadım.
Gözünden yaş yerine kan akan insanlar gördüm.
Neden aglamadıklarını sormadım, kimse o anı hatırlamak istemez.
Zamanın bir yerinde gözdeki son damla düşmeden kirpikten, çekilir içeri doğru ve hep dışa süzülen o yaş gözlerinin dibindeki kuyuya sızmaya başlar.
Aglarsın ama sadece sen ve senin gibiler bilir nereye sızdığını damla damla, nasıl doldugunu neye taşacağını sadece sen bilirsin.
sözüyle icraatı birbirine uymayan kişilerin özlü söylemleridir. nasihat kıvanımda olmakla birlikte '' sen neden yapmıyorsun'' diye çemkirme istemi uyandır. başa beladır.
Ağustos sıcağında gidilince üzerinizdeki kamuflajın ter, toz, yağ, pas ve kirden oluşan kalın bir zırha dönüşmesine şahit olacağınız, cennetin kıyısında cehennemi yaşatan komando fabrikasıdır.
Dağ Komando Okulu'nu anlatmak kollarınızı iki yana açıp uçmak için çırpınmak kadar boş ve anlamsızdır. Gidiniz o havayı soluyunuz...