olmuş dediğim oyundur. zorluğu gerçekten iyi ayarlamışlar bu sefer. ateşli silahlar ise oyuna gerçekten çok güzel adapte edilmiş.
kumandan olarak vereceğiniz taktikler hayati önem taşıyor. sadece mental özelliklere verdikten sonra, savaşı uzaktan seyredip (mental kasıp savaşa dahil olursanız ne olduğunu anlamadan ölürsünüz) askerlerinizi güzel bir biçimde yöneterek kendinizden kat kat üstün orduları alt etmeniz mümkün. yarısı okçu süvari olmak üzere yaya okçu, tüfekçi ve süvariden oluşan 120 kişilik ordumla 320 kişilik orduyu dümdüz etmişliğim var.
en çok kullandığım özelliklerin başında ise şehir ve kale kuşatmalarında suyu zehirleme seçeneği geliyor. kaledeki adamlar zehirden kırılıyor, sonra elimi kolunu sallaya sallaya alıyorum şehri.
zeka yaşımdan emin olamayan, benden çok daha üstün zekalı yazarların gelip, aslantepe'nin galatasaray'a verilmesinin haklılığını/haksızlığının tartıştığı durumdur.
aslantepe'de galatasaray taraftarının haksız protestosunun ardından galatasaray'ın başına gelen; ilahi adaletin varlığını kanıtlarcasına yaşanan, sırlar dünyası tadında olaylar silsilesidir.
ilk olarak, pek değerli başbakanımız recep tayyip erdoğan'ın konuşması ilgimizi çekti. stadın daha galatasaray'a tam olarak verilmediğini, devletin isterse stadı paşa paşa tekrar alabileceğini ima eden bir konuşmaydı bu. neyse ki kendisi seçimlerin yaklaştığını fark ederek, normal süreçte işleyecek olan "protestocuların yakalanıp cezalandırılması ve galatasaray taraftarının itin götüne sokulması" kısmından feragat etti.
derken, yönetim içinde çok enteresan şeyler dönmeye başladı. kişilerin içlerine nifak tohumu ekilmişçesine yaşanan zıtlıklar ve ardından başgösteren parçalanmalar, 27 mart 2011 galatasaray mali kongresi ile son raddeye vardı. adnan polat her şeyi biliyor, ama elinden sadece "yazıklar olsun" diye serzenişte bulunmak geliyordu.
ve bugün, tanrının gerçekten sopasının olmadığını, bir ülkenin garip başbakanını, garipliğinden faydalanıp mağrurca protesto edersek başımıza neler geleceğini görmemizi sağlayan olaylar gerçekleşti.
bir devlet televizyonu, zor günler geçiren bir takımın, yine zor günler geçiren kaptanının yaptığı ahlaksız davranışı, sadece halkı bilinçlendirmek için yayınladı.
evet. ve bu yüzden:
devlet televizyonunun sırf halkı bilinçlendirmek için, allah bilir kaç para sayarak aldığı vtr,
videoda, bu çok ayıp şeyleri yapan herkese, adnan sezgin, arda, ayhan ve sabri'ye, teker teker ağızlarının payının verilmesi,
vtr'de çok çok ayıp şeyler söyleyen söz konusu kaptanın, bilinen diğer, eski takım arkadaşları gibi cemaat müridi olmaması, dolayısıyla kendisinin birinci dereceden kafir olması ve bu videonun yayınlanmasının müstehak olması,
devlet televizyonunun kesinlikle art niyetli olmadığını kanıtlar. lütfen, sizi mantıklı olmaya çağırıyorum.
olanlar bunlar, renktaşlarım. ama bence biz yatalım kalkalım, adnan polat'ın pornosunun verilmediğine dua edelim.
videoyu yeni izledim, bileği çiğnenen adamın yüz ifadesini ve hakemin olaya sarı kart verişini gördüm, sinirden kendimi sikecek bir hale geldim.
takım meselesi falan değil bu; yapılan hareket ibneliğin daniskası.
yazılanlara bir bakayım dedim, daha hala " sizde de hagi vardı yeaaaa, bülent korkmaz, nouma nasıldööö" deyip bu yaratığı savunan adamlar var. siz insan değilsiniz allah'ın belaları. sizin de, bu adamı takımda tutan adamın da, 1 maç ceza veren federasyonun da allah belasını versin.
2-0 önde olup, 10 saniye kazanmak için hala yavşak yavşak hareketler yapan guardiola yerine, topu alamadığı için tepki gösteren ronaldo'ya tükürüküler saçarak "çirkef, pis, adi herif" diyenlere götümün kenarıyla güldüğüm maç.
ulan azcık, bir gıdım "objektif" yanınız olsun. mahalle çocuğu messi; çirkef, zengin bebesi ronaldo demek? hadi siktirin gidin.
edit: mahalle çocuğu, saf, temiz messi kendini yere atmış, hiç olur mu lan öyle şey? messi kimdir sen biliyor musun? orospu çocuğu hakem!
başlık: beyler seneye galatasaray bank asya da ne yapar
1. para çeker amk
2. @1 galatasaraylı olarak güldüm hahahahah verdim eksini
3. @1 fenerbahçeli olarak güldüm hahahahah verdim şukunu
...
20. @1 ulan baturlu olarak gülmedim. hepinizin zürriyetini sikeyim
kendisi, en eski inci sözlük yazarlarından, micheal sikkofield olmakta olup, incisözlük'e işbu entry'i yazarken modlarla işbirliği halindedir. modların editlediği başlığın tarihi gözükmez.
disturbed'ün bugün çıkan albümü. parça listesi şu şekilde:
1. remnants
2. asylum
3. the infection
4. warrior
5. another way to die
6. never again
7. the animal
8. crucified
9. serpentine
10. my child
11. sacrifice
12. innocence
13. ishfwilf
14. leave it alone
15. down with the sickness (live)
16. stricken (live)
warrior, another way to die, the animal ve never again özellikle dinlenmelidir.
babalarının doğu görevlerinde ne zorluklar yaşadığını, kendilerini "badem bıyıklı" olarak takdim eden, said nursi'yi "bediüzzaman üstad" diyerek yâd eden şahısların, cumhuriyetin kuruluşundan beri askerleri bir kaşık suda boğmak istediğini * bilen, provokasyona gelmeyecek olan, bilinçli yazarlardır.
büyük bir çoğunluğunun babası anadolu insanı'dır. keten pantolon-lacoste giyen, her hafta sonu tenis oynayan, kıçını erlere sildiren, kısacası "vakit gazetesi tarzı subay" değildir bir çoğunun babası.
frank rijkaard denen adamın, "oyun sistemi oturtuyor" ayağına bir sene kobay olarak kullandığı canım takımım. şimdi mikrofon yönetimde. ya o adam siktir olup gider, ya da taraftar...