4 aralık 2004'te akp hükümeti tarafından meclis'ten geçirilen bu madde ile katiller, tecavüzcüler, pkk'lı piçler salıverilmeye başlanmıştır. akp'li milletvekilleri bunun hesabını nasıl verecekler çok merak ediyorum.
akp hükümetinin yaptığı desteklediğim uygulamadır. tüm maddi manevi değerlerimizi satalım, peşkeş çekelim, kurtulalım. *
--alıntı--
ayasofya camisi, kilise olarak kullanılmakta iken, osmanlı devleti'nin ikinci padişahı orhan gazi tarafından 1331 yılında camiye çevrilmiş, bu amaçla kullanılmak üzere mimar sinan tarafından gerekli değişiklikler yapılarak tamir edilmişti. ayasofya, tapu, imar ve eski eser kayıtlarında cami olarak kayıtlı bulunuyordu.
kültür ve turizm bakanlığı kültür varlıkları ve müzeler genel müdürlüğü; bursa'nın iznik ilçesinde bulunan, vakıflar genel müdürlüğü'nün cami olarak tanımladığı ayasofya'yı resmi yazışmasında kiliseye çevirdi ve 7 yüzyıl ibadet edilen ayasofya camii'nde hıristiyanların ayin yapmasına izin verdi.
bakanlık ayasofya'yı kilise yaptı!
kültür varlıkları ve müzeler genel müdür yardımcısı abdulkadir karaoğlu, tarafından gönderilen yazıda, şöyle denildi: “ülkemizdeki bazı kutsal mekanların inanç turizmi kapsamında hz. isa'nın doğumunun 2000. yılı münasebetiyle hac yeri olarak tanıtılması ile ilgili olarak (...) kurumlara bildirilmiştir.
bu doğrultuda kültür turizminin yanı sıra alternatif olarak inanç turizminin de geliştirilmesi amacıyla dışişleri bakanlığı, içişleri bakanlığı ve bakanlığımızca konu ele alınarak izmir ili selçuk ilçesindeki meryemana kilisesi ile st. jean bazilikası, kapadokya'daki derinkuyu ortodoks kilisesi, kaymaklı kilisesi, göreme kılıçlar kilisesi, el nazar kilisesi, ürgüp mustafa paşa konstantin eleni kilisesi, avanos dereyamanlı kilisesi, antakya'daki st. pierre kilisesi, antalya ili derme beldesindeki st. nikola kilisesi (noel baba müzesi) mersin ili tarsus ilçesindeki st. paul kilisesi, ısparta ili yalvaç ilçesindeki st. paul kilisesi, manisa ilindeki sardes örenyeri, bursa ili iznik ilçesindeki ayasofya kilisesi ve konsül sarayı ile denizli ili laodicea'daki kiliseler gerekli bakım, onarım, düzenleme ve restorasyon çalışmaları yapılarak, ayin yapılmasına izin verilen mekanlar olarak belirlenmiştir. söz konusu mekanlarda ilgili valiliklerden önceden izin alınması kaydıyla ayin, dua, dini içerikli sempozyum vb. gibi etkinliklerin düzenlenmesi uygun görülmektedir.”
--alinti-- http://www.timeturk.com/t...mi-degil-kilise-oldu.html
önceki nesil yazarların küçümser tavırlarından kurtulmak isteyen yazardır. halbuki eski yazar olmak iyi yazar olmayı gerektirmez bunu bilir ama yine de içi rahat etmez.
beşiktaş futbol takımını tutan arkadaşlar kızmasın ama sizler için maalesef çok ciddi bir sorundur. nerede bir beşiktaşlı görsem şampiyonlar ligi'ni konuşmaktan kaçar, bilirki yine konu dönüp dolaşıp sekiztaş a gelecektir. ***
12 eylül referandumuna evet diyen güruha 'evet demişsin yuh lan sana' denildiğinde onların söyleyemeyecekleri sözlerden biridir. zira niye evet dediklerinin farkında değildirler. 'rte ne derse odur, biz atalarımızdan öyle gördük' derler.
gayet normal olan biri olan türktür. ismi ne kadar itici de olsa yiyenlere laf söylemek haddimiz değildir. bir defa neymiş lan bu kürt böreği dedim tadına baktım, beğenmedim. börek dediğin bence tuzlu olur, öyle tatlı börek mi olur yav.
bir entryme verilen artı ve eksi oyların eşit olması ve beni şaşırtmasıdır. bu durumdan oylama yapmaya eğilimli iki karşıt grubun eşit olduğu sonucuna varıyorum.
ülkemizin herhangi bir köyünde meydana gelmiş olması olası durumdur. köyün çobanları toplanmış ve koyunları uzaydan görünecek ve evet okunacak şekilde dizmişler.*
insan ancak ne biriktirdiyse onu paylaşabilir demektir. bir insan düşününki tek bildiği yeyip, içip sızmak, zıbarmak.bu kişiden bilgelik ya da güzel şeyler sadır olabilir mi? bir de insan haleti-ruhiyesini ilgilendiren bir durum vardır ki o çok farklıdır. kişi hüzünlüyse ondan şen şakrak şeyler söylemesini bekleyemezsiniz. **
aradan yıllar geçmiştir ama o sevda o aşk hala bir yerlerde saklıdır. aklına geldiğinde ''acaba o nasıldır, ne yapıyordur'' diye sorular takılınca kendi kendine yorumlar getirirsin, aklından da çıkarmaya çalışırsın bir yandan. ''oooo evlenmiş de boy boy çocukları olmuştur, seni çoktan unutmuştur'' dersin. ''eski güzelliğinden de pek bir şey kalmamıştır hani '' diye de teselli etmeye çalışırsın, ''görmek bile istemiyorum aslında'' dersin kendini kandırırsın. ama esas olan onu görmekten korkmandır, yeniden yangınların içine düşmek istemezsin, kaçarsın.
sevdiği kıza sevgisini, ne kadar da fedakar olduğunu ispatlamak isteyen sözlük yazarının sözüdür. devamında ''ben senin için tüm entry'lerimi yakmayı, nickimi sonsuz karanlığa gömmeyi göze almışım'' diye devam eder. he güzel kız bunu yer mi onu bilmem*
yüzde elli oranla katılabileceğim önermedir. normal seviyede bir akla sahip olabilirler eyvallah ama mevcut akıllarını dedikoduya, şeytanlığa vermeseler hayat daha güzel olabilir.
bu söylemin iki yönü vardır. ya söylenen söze verilen tepkinin ağır olması hasebiyle kıvırma taktiğidir, ya da söylenmek istenen yanlış ifade edilmişse durumu kurtarma uğraşısıdır.
bunu anlamak için öyle çok da zeki olmak gerekmiyor. dini içerikli temennilere dahi tahammül edemeyen yazarımızdaki kompleksin, yalnızlığın, iç çatışmaların bir tezahürü olarak ortaya çıkan bir durumdur. nerede dinsel bir tema,düşünce varsa okumana dahi gerek yok, başlığa bakarak da küfredebilirsin, yazabilirsin. tek dayanağın olan evrim safsatası ile öylece yıllarını, ömrünü geçirebilirsin. siz rahat olun diye söylüyorum; ölüm diye bir şey yok , her şey rastlantısal bir şekilde varoldu. cehennemde cayır cayır yanmayacaksınız ebediyen, rahat olun. *
ülkemizde yer-gök, tüm medya evet kampanyasının izlerini taşırken, halkımız hiç düşünmez mi ki bu değirmenin suyu nereden geliyor? bunca harcanan para akp 'nin hangi örtülü ödeneğinden karşılanıyor, araştırılsın ve kamuoyuna açıklansın.
sözlükte ben aparatını tıkladığımda karma'da karşıma çıkan ibare. bokunda boncuk aramakla zamanını harcayanların verdiği eksilerden dolayı bu hale düştüm. yetkililere sesleniyor bu duruma müdahale etmelerini istiyorum. **
onbinlere şehidimizin kanı üzerinde yaşayıp dururken, ** abdullah öcalanın idam edilmesi kararı alınır. ve idama gönderilirken de yetmiş milyonun gözleri önünde idam sehpasına eşeğe ters bindirilerek götürülür. sonrası malup darağacında bir güzel sallandırılır. **
sık sık tv programlarına konuk olarak islamın yıllardır bize yanlış öğretildiğini, doğmalarla yaşamaya alışkın halkımızın uyandırılması vazifesinin kendilerine verildiğini ve bundan kaçamayacaklarını vurgulayan sözde din adamları, ilahiyatçılardır. kurban olarak tavuk kesmek, beş vakit namazı üç vakite indirmek,denizde su yutsanda orucun bozulmaması, örtünme şeklini daha modernleştirmek gibi ehli dünyayı fazlaca sevindirecek islamda yeniliklere kapı açan hocalardır bunlar. bunları tv programlarında konuşturanların ta...
özellikle daha önceleri yapılmayan şeyler sıkça yapılır olduğunda bir şaşkınlık ifadesi olarak söylenen sözdür.daha önce bakkala gitmeye üşenen aşık erkek, ülkenin bir ucuna gider gelir olmuştur. ya da fenerbahçe'den nefret eden kız, fener formasıyla etrafa gülücükler saçmaktadır. aşk nelere kadir dersin ağzın bir karış açık bir halde. **