bir de öğrencinin ellerine metreyle vuran öğretmenler vardır. bunlar genelde sosyal bilimler öğretmeni olurlar. ve daha sonra bakıldığında öğrencinin elinde dikdörtgen şeklinde metrenin ilk 10cm'in izinin çıktığını görebilirsiniz.
sen de dahil etrafındaki herkesin birden ciddileşmesi, her gün gördüğün geyik yaptığın insanları takım elbiseler içinde görmenin yarattığı şok ve piyanist şantör.
konuşurken havaya girip harfleri yutayım derken saçmalamak. aksanlı konuştuğunu sanarsın ama karşındaki hiç bir şey anlamaz. genelde ilk defa ingilizce konuşan biri yanında ingilizce bilmeyen başka biri daha varken özentiliğinden yapar bunu.
frank miller'ın illa gerçekleri yansıtmam lazım diye bir amacı yok ki. sonuçta kendi hayal gücünü kullanmış, kullanırken bazı olaylardan yararlanmış. buna kimse karışamaz. yönetmen de filmi istediği gibi çeker. fizik kurallarına uyması gerekmiyor.