eğer uludağ sözlük'te kendisi hakkında "patolojik sorunları olduğunu düşündüğüm yazar" şeklinde bir tanım yapılabiliyor ve tanım sahibi sözlükte barınmaya devam edebiliyorsa, bu durumda uludağ sözlük'teki yazarlığı garanti altında, demektir. çünkü bu nickle yazan ben, henüz sözlükte herhangi birine hakaret etmedim, konuşulanları ve izlenimleri aktardım. hiç kimsenin patolojisine ya da ırkına bulaşmadım. anlayana...
iddialara cevap veremeyen fenerbahçeli taraftar örneğinin yeniden sergilenmesini sağlamış futbolcudur. görüldüğü gibi fenerbahçeli taraftarların gözünde bir futbolcu şiddetle, kavgayla, dövüşle anılmalıdır. sonra da bu çocuklar "niye futbolcumuz kırmızı kart gördü? niye niye niye? ulusoy istifa!!!11" diye ağlar. lugano futbolun istenmeyen yüzüdür.
hakarete neden olan bir acizlik türü. hakaret etmeden efendi gibi iddialara cevap verebilmek için savunulabilecek bir şeyin olması gerek, demek ondan yoksunlar. "roberto carlos böyle böyle demiş" diyorsunuz, adam size "asaleti armasındadır" diyor. "rıdvan dilmen'i dünya tanımaz, taraflıdır" diyorsunuz, "trt 1'deki hakan şükür de öyle taraflı" diyor ve hakarete başlıyor.
ortaya atılan iddialara cevap veremeyince hırçınlaşan ve hakaret eden taraftarlara sahiptir. bunlar yüzünden fenerbahçelilik "yavuz hırsız"lığa dönüşmüş durumda.
hakemlerin korumasındaki bir diğer fenerbahçeli defans oyuncusu. ama avrupa maçlarında kuzuya dönüyor abisi, o abuk sabuk el hareketlerini yapamıyor, yaptırtmıyorlar. bilica ile ikisi kuzu kuzu, kardeş kardeş oynuyorlar. türk hakemliği bitmemiş olsa bu defansla fenerbahçe arpa boyu ilerleyemez.
aziz yıldırım'ın oyuncağı. sıkıldığı zaman bırakacak. benim anlamadığım şey ise böylesine büyük bir kulübün taraftarlarının bu aziz yıldırım büyüsünün etkisinden çıkamamaları. bu kadar çok istifa edip geri dönen bir başkanı nasıl sindirebiliyorlar, şaşıyorum!
biz galatasaraylılar olarak hep söylüyorduk, lafımızı ciddiye almıyorlardı. eski futbolcusu söyleyince alırlar belki. dünyanın tanıdığı roberto carlos'a göre fenerbahçe türkiye dışında kariyeri olmayan küçük bir takımdır. dahası futbolculara geç ödeme yapılıyormuş, eğitim açısından da seviye düşükmüş dereağzında. kaynak: http://www.soccergenclix....ne-yerden-yere-vurdu.html söylenecek çok fazla şey yok, roberto carlos hem dünya futbolunu hem de fenerbahçe'de bir dönem oynadığı için bu kulübü yakından biliyor, söylediklerinin doğru olma ihtimali fazla.
aziz yıldırım, bu takım, bu rezillikler senin eserin!
eski fenerbahçeli futbolcu roberto carlos'a göre fenerbahçe'de oynadığı müddetçe kendini geliştiremeyecek olan futbolcudur. ayrıca brezilya milli takımının teknik direktörü dunga, güney afrika'daki finallere onun yerine Marcelo'yu götürecekmiş. alex'i zaten düşünmez. anlaşılıyor ki türkiye'den sadece elano blumer dünya kupasında brezilya formasını giyecek.
kupa sizin lig bizim dediğinde bir başkan, önündeki maçlardan birini diğer başkana hediye etmemişti. bir temennisini dile getirmişti ancak cihan oskay'ın anlattığı gibi bavullarla paralar taşınmamıştı samsun'a. ama aziz yıldırım'ın türk futboluna verdiği zararlar o kadar çok ve büyük ki, o bavullar bile taşıyamaz. bir başkanın temennisini dert edinenler aziz yıldırım'ın eyleme dönüşmüş zararlarını göremiyorlarsa, onlara her şey müstehaktır. görüyorsunuz fenerbahçelilerin söyleyecek hiçbir şeyleri, savunacak hiçbir yanları yok. sırf kendi başkanları diye savunuyorlar aziz yıldırım'ı. anlaşılıyor ki, onlarınkisi aziz yıldırım sevgisi fenerbahçe değil. bu yüzden kaybetmeye mahkumlar.
aziz yıldırım'ın yerine fenerbahçe'nin başına geçse sadece bu takımın değil, türk futbolunun gelişmesini sağlayacak önemli adamlardan biridir. ama maalesef bizim ülkemizde temiz, hakkaniyetle iş gören insanlar sevilmez. bu yüzden fenerbahçe sevgisinden vazgeçip aziz yıldırım sevgisine biat eden taraftarlar sadettin saran'ı da harcamıştır.
aziz yıldırım'ın fenerbahçe'ye zarar vermesi türk futboluna zarar vermesi anlamına gelir, bu yüzden böyle bir kulübü nefret objesine dönüştürmesi sadece fenerbahçelilerin sorunu değildir. ayrıca aziz yıldırım'ın fenerbahçe'Ye verdiği zararlara dair sadece fenerbahçeliler karar verecekse, o zaman herkes tuttuğu takımla ilgili yorum yapsın sadece. böyle bir şey dünyada yok, herkes istediği konuda yorum yapabilir. böyle kısıtlayıcı olmayın. kaldı ki aziz yıldırım'ın türk futboluna verdiği zararlar fenerbahçe'yle de sınırlı değildir. medyasından, hakem camiasına kadar birçok yere zarar vermiştir.
saymakla bitmez bu zararlar ama bana kalırsa en büyüğü şu: türk futbolunun en önemli temsilcilerinden hatta lokomotiflerinden olan fenerbahçe gibi bir markayı, fenerbahçeli olmayan herkesin gözünde nefret objesine dönüştürmüştür.
kendisiyle ilgili ortaya konmuş verilere cevap veremeyen fanatik fenerlilerin "yazılarımızı okuyan ntv yetkilileri gereğini yerine getirsin" lafına takılması bile rıdvan dilmen'in başarısızlığını gösterir. hakan şükür ile rıdvan dilmen'i kimse kıyaslayamaz, rıdvan dilmen'i türkiye dışında kimse tanımaz. rıdvan'ın ne takımında ne de milli takımda hiçbir uluslararası başarısı yoktur, hakan şükür ise yaşadığı başarılar futbol bilgisinin bir göstergesidir; bu yüzden futbola ilgi duyan herkes tarafından bilinir. "yazılarımızı okuyan ntv yetkilileri gereğini yerine getirsin" lafına takılmadan önce gerçeklere takılmayı öğrenin. tekrar ediyorum rıdvan dilmen'i orada tuttuğunuz müddetçe galatasaraylılar ve beşiktaşlılar başta olmak üzere kimse ntv'nin spor yayını konusunda samimi olduğuna inanmayacak. fenerliler tutuşuyor tabi rıdvan'ın kovulma ihtimalini duyunca, söyleyecek hiçbir şeyleri yok rıdvan'ın olmayan başarısını ve futbol bilgisini "banane banane var işte... banane banane" şeklinde savunmaktan başka. hadi gidin boş bir kağıda 6s yazın rahatlarsınız futbol özürlüler sizi!
rıdvan dilmen başarısız bir yorumducudur. haha olaya bakın %100 objektif olma gibi bir derdi yokmuş. onun öyle bir derdi olmayabilir, gitsin evinde istediği kadar subjektif olsun bu hiçbirimizin umrunda değil, ister evinde başını açsın, ister kapasın. ama kamusal alanda yani tv karşısında, sadece fenerlilerin izlemediği bir programda objektif olamıyorsa, her fener yenilgisinde ağlamaklı bir şekilde yorumlar yapıyorsa, dahası dünya futbolunu takip etmiyorsa, abuk sabuk teoriler ortaya atıp birkaç hafta içinde tükürdüğünü yalıyorsa, o zaman ben onun yorumculuğunu sorgularım. derhal ntv'den kovulması ve asıl patronu olan aziz yıldırım'ın fbtv'sinde işe başlaması gerekiyor. fenerbahçe küme de düşse aziz yıldırım'ı eleştiremez kendisi. çünkü ekmeğini onun elinden kazanıyor.
zaten futbolculuğu da başarısızdı, o yılları hatırlayanlar bilirler, rıdvan bir maç oynuyorsa 20 maç oynamıyordu. hakan şükür'ün futbol bilgisinin 1/10'u rıdvan'da yoktur ve dünya hakan şükür'ü bilir. peki, o zaman ntv gibi tarafsız olmaya çalışan (yüzde yüz objektifliği ilkelilik sayan) bir kanalda nasıl yorumcu olabiliyor? ben söyleyeyim nasıl oluyor, aziz yıldırım'ın medyanın dört bir köşesine kendi adamlarını yerleştirme gücü sayesinde oluyor. ercan saatçi ne kadar spor müdürüyse, rıdvan dilmen de futboldan ancak o kadar anlar. her maç ntv protesto ediliyor, yeter artık. fbtv olarak yayın yapacaksanız biz yokuz. ömer çavuşoğlu'na da yorum yaptırın tam olsun.
ntv'yi izlememe sebebimiz. benim gibi düşünen çok galatasaraylı olduğunu biliyorum. bu fanatiği ntv'den kovmadıkları müddetçe fikrimiz değişmeyecek. yazılarımızı okuyan ntv yetkilileri gereğini yerine getirsin.
aslanlar gibi yenip ispanyolları evlerine geri göndereceğimiz maç. elano ile dos santos'un maçı olacak. rıdvan'ı güntekin'in omzunda ağlatacağız! fb tv gibi çalışan ntv'ye kara bir gece yaşatacağız!
penaltı pozisyonuyla ceza sahasının dışındaki bir pozisyonu bir tutan insanların yorumlamaya hakkının olmadığı maç. hakemin en büyük hatası galatasaray'ın penaltısını vermemesidir.