Sinir bozan insan modelidir. Sinir bozan kısmı da "bir çay içelim hemen kalkarız" demeleridir. Gelin görün ki kalkmaz. Daha beteri de o çay ile 2 3 sigara birden içer.
Hiç çalışmayan adamın yaptığı eylemdir. iki iş yapar, sonra hemen "Kanka şurada bir çay sigara yapalım" . Tamam kardeşim yapalım da, sen 10 dakikada bir çay sigara yaparsan sen dayaklık bir adam olursun. Sonra da oturur ağlar "işi yetiştiremedim" diye. Sopalık adam profiline büyük katkı yapar çay sigara.
arjantin - belçika maçında di maria sakatlandıktan sonra tuhaf tuhaf analizler yapıp, sonunda da "şimdi iç kanaması" vardır diyerek doktorluğunu kanıtlamış yorumcudur.
Gösteriş meraklısı insana yapılan en güzel harekettir. Egoya hizmet eder bu mağazalar. Senin 150 lira verdiğin tişört ile aynı kaliteyi ben 20 lira gibi bir fiyata alabilirim ki, bir tişört için 20 lira bile çok gelebilir.
maalesef ki açlığın, susuzluğun ve sigarasızlığın insanlara vermiş olduğu durumdur. kişi kendi psikolojisi bozulunca sağa sola istemeden de olsa ters tepkiler verebiliyor. bu da 30 gün boyunca toplumsal bir komediye dönüşebiliyor. dokunsan patlayacak bomba gibi oluyorlar. söz söylenmiyor, iş yapılamıyor, güler yüz eksik. eğer oruç sizi bozuyorsa, siz insanları bozmayın ki bu işin bir kıymeti olsun.
Patronların ya da yöneticilerin elemanlarına karşı sıkıştığı zaman kullanıp kendilerini kurtardıları kelimedir.
- bir arkadaşımın düğünü var ve benim orada olmam lazım.
+ bizim o gün çok önemli bir toplantımız var.
- toplantı bensiz de olabilir. X var y var. Onlar da aynı işi yapabilirler. Gerçekten benim için çok önemli yoksa bu kadar ısrar etmezdim.
(yönetici ne desem kurtarırım da elemana izin vermem diye düşünür)
+ biraz profesyonel ol canım. iş yapıyoruz burada. Bu çok daha önemli bir konu. izin veremem. Toplantıya geliyorsun.
Dükkanı açarken bir konu üzerine açan, zamanla başka konular üzerine de satış yapan esnaftır. Adam önce halk Ekmeği satmaya başlar, iki ay sonra çıtır çerez bir şeyler satar, sonra oyuncak falan görmeye başlarsın. Her ay farklı bir şey koymuş ve yeni bir Reyon açmıştır. Esnafı tanımlarken kavram karmaşası içine girerseniz bilin ki bu adam başlıktaki adamdır.
üniversiteye gitmenin sadece okul okumak olmadığını anlayamayacak insandır. bir yerde kendi aileni kurmadan önce yaptığın staj gibidir. gelen parayı kontrollü kullanmak, kendi işini kendin görmek, vb. konularda çok ciddi artılarını görebilirsiniz. yoksa dersler falan problem değil. olağanüstü bir durum olmadığı sürece zaten o okuldan bir şekilde mezun oluyorsun. yeter ki o kapıdan içeri gir. hepsini birden yürütebilmek mesele.
bir arabanın yarısı kadar araba üreten firmadır. 3 4 kişi kaldırabiliriz herhalde. sahiplerine baktığınız zaman "böyle değişik bir arabam olsun" diyebilecek kadar değişik görünen kişilerdir.
istanbul esenler'deki gibi olmaması gereken davulcudur. adam sanki muhtara gitmiş, "abi parası neyse ben vereyim, ben çalayım" demiş gibi almış davulu. hiç ritim duygusu diye bir şey yok. vur anasını satim, uyansın insanlar kafasıyla iş yapıyorlar.
ortada kimsesiz çocuk gibi kalmış adamdır. herkesin gözünün içine bakarak "bu da mı gol değil? " der içten içe. espri komik değildir ama durum fazlasıyla komiktir.
tek gözü sürekli kapalı, dudak tiryakisi olarak sigara içen, 1.90 civarında boyu olan ve boyunun avantajı ile üzerine ne varsa alabilen kameramandır. aynı eski batman filmlerini anımsatır. batman'in götü ne zaman tutuşsa orasından burasından çıkaracak bir şeyler bulurdu. cevat kelle'de de aynı durum var. adamın üzerinde tavuk bile var.