Hibe desteği, uygulanacak bir faaliyeti desteklemek amacıyla kişi veya kuruluşlara geri ödeme beklemeksizin yapılan ayni ya da mali katkıdır.
Gerçi Sözlük denilen çöplukteki cahillerin gözüne soksan yine anlamazlar. Adam okul okuduğundan bahsediyor borç ve hibe desteğinin anlamlarını bilmiyor.
Bu tweeti ile Hem günümüzde yalan algı yaptığı "128 milyar dolar nerede" yalanını geçmişte kendi çürütmüş hemde 30 milyar doların 2 ay bile yetmeyeceğini söylemiş..
(Demek ki 2 ay yetmiyor yetmez dediğine göre bunlar başta olsa elde olan parayı 1 senede çarçur edip sonra da IMF nin kapısını çalacaklar..)
Hem 30 milyar doların 2 ay bile yetmeyeceğini söyle hem 128 milyar dolar nerede diye milleti keklemeye çalış. öyle mi? Birde site yapmışlar işte bu paraya ne alınır instagram satın al yok efendim elmas satın al vs vs. 30 milyar dolar 2 ay bile yetmiyor diyenlere bak hele sen!
Özellikle bazı solcu kesim uyanmış, bunları dolaylı yollarla uyarmaya çalışsa da sonuç itibarıyle satılmış damgası yiyorlar.
Üstelik ortaya bir yalan atıyorlar ellerinde belge de yok.. Rakam salla 128 katrilyon dolar kayıp diye nasıl olsa buna inanan mal bir koyun sürüsü mevcut.
Canikli nin önce kayıp rezerv yok deyip tepki alınca da “ben öyle demek istemedim, açıklarsam partimizin ortaya atmış olduğu şeyi çürütmüş kırmış olurum” gibi imalı ve çelişkili laflar etmesi tam olarak ta bundan ibarettir.
Bir gerçektir. Sözlükler dahil olmak üzere twitter ve youtube gibi yerlerde iyice yuvalanmışlar.
Bide chp den öğrenmiş olacaklar ki atatürk resmi ve T.c koyuyor çoğu. Aralarında ismini türk yapanlarda mevcut.
Ama dan sonra olan söz destek vermek anlamına gelir. Böyle diyen kendini Türkçü sanan solçomar kemalistler türedi. Yok neymis espri yapmış o da ona yanlış cevap vermiş neymiş kadınmış..
Teröristlerde cinsiyet ayırmak moda olacak galiba böyle giderse.
Siz şuna en iyisi ama, lakin demek yerine "ben bu şekilde destek vermek istiyorum" deyin.
HDPli vekillerin dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili konuşan CHPli Sezgin Tanrıkulu, Amerika’nın bu adım karşısında Türkiye’ye ağır bedeller ödetebileceğini söyledi.
Neden kapatmıyon madem yeaaa diyen solçomarlar burada mı? Bunu kendiniz kabul edin ve kendinizden olanlara kabul ettirin önce de adam diyelim.
Editmedit. Bu kadar gereksiz bir entry mi girilir değil mi? Aslında bunları yapan kendileri. Aynı şekilde kendilerine yöneltilince aniden küfürlere başlıyorlar.
Adamlarda nasıl saçma rezil bir kafa yapısı var anlamak imkansız. Bir insanın üniversite de iken çekilmiş bir fotosu yok ise onlara göre o kişi üniversite okumamış.
Madem kendi genel başkanlarınızın üni ve mezuniyet töreni fotolarını atın da görelim? Ama yok ki!
Zaten Bunu diyenlerin çoğunun, üni okuyan babalarının üniversite resmi yoktur adım gibi eminim.
21 Haziran 2018 de CHP nin finanse ettiği Tele1 televizyonunda verdiği röportajda anayasa değişikliği için çalıştıklarını ifade ettiği sözler ortaya çıktı.
Benimde paylaşacağım ve Halen Youtube de duran videoda Kılıçdaroğlu nun Millet ittifakını oluşturan partiler olarak anayasa çalışmalarını yaptıklarını belirtiyor.
Programda "Demokratik parlamenter sisteme geçmemizin birince ayağı ve en önemli ayağı bir anayasa değişikliği ya da bir anayasa yapmaktır" diyen Kılıçdaroğlu şöyle konuşuyor;
"Biz daha önceden yani seçimler daha gündemde yokken Millet ittifakı'nı oluşturan partiler olarak bir araya geldik zaten. Bir anayasa değişikliği için neler yapabiliriz diye ilkeler belirlendi ve o komisyonun başkanlığı da sayın Kaboğlu yapıyordu. ibrahim Kaboğlu bir anayasa hukukçusu.
Sayın Kaboğlu "4 partinin" anayasa değişikliğinde ilkeler üzerinde bir anlaşma metni hazırlandı." dedi.
Sonra ne mi oldu tabi ki kemal kılıçdaroğlu her zamanki gibi böyle birşeyin asla olmadığını hatta bunun asla konuşulmadığını söyledi.
--spoiler--
ve 1927 yılında abd senatosunda yapılan oylamayla lozan antlaşmasının kabulü reddedildi...
--spoiler--
Bi kere şunu belirtmek isterim ki; Lozan Antlaşmasında abd nin amerika nın adı dahi geçmemektedir. Abd, bir tarafı olmadığı, isminin bile geçmediği Lozan Antlaşması nın görüşüldüğü konferansa gözlemci statüsünde katılım sağlamıştır. Taraf olmadığı Antlaşmayı abd nin onaylaması, tanıyıp tanımaması ve reddedip reddetmemesi zaten beklenemez.
Geçmişinizde, Her olayda abd onayı aradığınız için bunu ısrarla yalanlar söyleyerek belirtmeniz zaten sizden beklenen birşeydir.
--spoiler--
abd bugün bile hala lozan antlaşmasını tanımamaktadır.
(bkz: abd nin lozan antlaşmasını tanımaması
--spoiler--
Görüldüğü üzere, Bu antlaşma bazı solçomarların farklı lanse ettikleri ve rezil olarak orada burada " abd lozanı tanımadı" "abd lozan anlaşmasını imzalamadı" diye yazdıkları aslında lozan antlaşması değil, maddeleri bilinmeyen "genel antlaşmadır" ve bu antlaşma zaten kabul görmüş imzalanan bir antlaşmadır. O yüzden yazımda onların anlayacağı şekilde belirttim.
Editmedit. Birilerinin belgesiz ve bilgisiz şekilde yırttı dediği anlaşma yani Türkiye ve abd nin 1923 te imzaladığı ama abd senatosunun 1927 lerde kabul ettiği maddelerini bilmediğimiz anlaşmadır.
Ne nutukta, ne de atatürkün diğer söylem ve demeçlerinde anlaşmayı yırttığına ve kabul etmediğine dair en ufak bilgi ve belge yoktur.
Antlaşmanın sözde dostluk ama gerçekte abd ye bağlılık anlaşması olduğu apaçık bellidir.
Antlaşmanın bu kadar uzama sebebi ise "atatürke duyulan öfke değil" abd senatosundaki ermeni lobisi ve destekçilerinin türk-osmanlı düşmanlığına dayanır. Bu düşmanlık geçmişten günümüze kadar gelmiştir.
izmirde 3.8 büyüklüğünde deprem oldu. aynı saatlerde çıkan hortum ile yaralıların olduğu ve yaralı sayısının 16’ya yükseldiği öğrenildi. Yaralılardan 14’ünün Alaçatı Port Mahallesi’nden olduğu belirtildi.
Geçmiş olsun.
Bir chp ideolijisidir.
Ingiliz Muhipler Cemiyeti kurucuları arasında yer alan Abdullah Cevdet’in katkılarıyla oluşturulmuştur. Bu ideoloji “Biricik kurtuluş yolu olarak Anadolu’da Ingiliz manda ve himayesinin gerekliliğini savunmak ve bunu gerçekleştirmeye çalışmak” olarak belirlenmiştir.
Bu adam aynı zamanda CHP’nin ideologlarındandı.
M. Kemal ile de irtibat halinde idi. Hatta M. Kemal atatürk tarafından çankaya ya davet ediliyordu.
ingiliz muhipler cemiyeti: ingiliz Muhipleri Cemiyeti, Damat Ferit Paşa ve Sait Molla gibi üyeleri bünyesinde bulundurmuş ve hararetli bir şekilde ingiliz Mandasını savunan Türk millî varlığına düşman cemiyettir.
Ingiliz mandacısı ve Ingiliz Muhipler Cemiyeti’nin kurucularından Abdullah Cevdet’in tercüme ettiği dinsiz Jean Meslier’in “Sağduyu, Tanrısızlığın ilmihali” isimli bu kitap M. Kemal Atatürk’ün talimatıyla “Milli Eğitim Bakanlığı” tarafından “Devlet Matbaası'nda" basıldı.
Mandacılık chp ve atatürk tarafından asla kabul edilmemiştir diyenler burada mı?
Hani mustafa kemal ingiliz mandası olmaya karşıydı? Bu kadar karşıydıda; ideolijisi ve tek amacı "biricik kurtuluş yolu olarak anadolu’da ingiliz manda ve himayesinin gerekliliğini savunmak ve bunu gerçekleştirmeye çalışmak" olan "Türkiye ve Türk düşmanı bir cemiyetin kurucularından" olan bir adamın türkçeye çevirdiği dinsizlik kitaplarını devlet matbaasında bastırıyor ve onu köşke davet edip duruyor!!
Ne oldu hani türk ve türkiye düşmanları idam ediliyordu?
Böyle davranmakla kutsal varlığımın bana yüklediği en yüksek ve en vicdani görevlerden birini yapmış oldum. Bendenizin çalışına ve faaliyetlerinin ingilizlerce vatan savunması olarak değil, başka bir şekilde yorumlanması nedeniyle yüce hükümetlerinin ağır baskı altında tutulduğu yazılıyor ve bildiriliyor. Yüce Hükümetiniz ve yüce Saltanat başkentinizin ne gibi baskı ve üzücü şartlar altında bulunduğu gerek benim tarafımdan ve gerekse bütün asil milletimizce tam anlamıyla ve her yönüyle bilinmekte olup bu baskı ve denetimin giderek daha da artması durumunda özellikle büyük sadaketle ve aşırı derecede bağlı bulunduğum müşfik ve yüce amaçlar taşıyan yüreğinizin sıkıntıya düşmesine hiçbir şekilde razı olamayacağım için, yalnız memuriyetime değil, bütün şan ve şerefini, vatan ve milletimin ve kutsal yüce makamınızın feyiz ve asalet nurundan alan ve pek çok sevdiğim kutsal askerlik yaşamıma da veda ederek özveride bulunduğumu arz etmek isterim. (Alkışlar) Yüce saltanat ve hilâfet makamınızın ve asil milletimizin sonuna kadar daima koruyucusu ve sadık bir kulu olarak kalacağımı içten gelen duygularımla arz ve temin ederim. Yüksek askerlik mesleğinden istifa ettiğimi Harbiye Nezareti’ne bildirdim. Onurlu padişaha sıhhat ve esenlikler diler ve her türlü kötülükten korumasını Cenabı Hak'tan dilerim. Yüce bilgilerinize sunarım.
Kulları
Mustafa KEMAL
Yüce Padişahım! Bu nitelik ve durumda bulunan ve kutsal şahsınıza bağlılık içinde olan temiz milletinize tam anlamı ile güvenilmesi ve bunun karşılığı olarak da gerçekten bu milli ve vicdani kuvvete yardımcı olunması gerekir. Son kutsal buyruklarınız bütün milletin azim ve yiğitliğini artırmıştır.
Yalnız, üzülerek bildirmek isterim ki, temiz Anadolu halkı, bugünkü zor dönemde bile istanbul'daki uygunsuz ve nefret uyandıran konulardan ve kışkırtıcı söylentilerden rahatsız durumdadır. Gerçekten istanbul yöresinin bozulmaya yatkın ahlâkı ve bundan yararlanmayı bilen yabancılar, devlet ve milletin yok olması ve devlet, millet ve padişahına bağlı, özverili hizmet yeteneği bulunan kişilerin ortadan kaldırılması konusunda aşırı bir cesaret gösteriyorlar.
Şimdi bu konuşmalardan çıkardığımız ana fikre bakacak olursak; Mustafa kemal atatürk, Saltanatı ve hilafeti kaldırmak isteyenleri hain ve "ingilizlere satılmış" olarak görüyor.
Yine bu belgelere göre o dönem halk arasında hilafeti kaldırmak isteyen birileri olduğu ve bu kişilere hain ve ingilizlere satılmış olarak halk arasında konuşulduğu belli.
Mustafa Kemal Paşa tarafından 1 Mayıs 1920 tarihinde yayımlanan beyanname önem arz eder. Bu beyannamede ingilizlere satılmış bazı hainlerin "Saltanat ve Hilafet’in kadırılacağı" yolunda dedikodular yaydıkları belirtilmiş; bu tür dedikoduların sebebinin Hilafet ve Saltanat’ın itibarını "yeniden tesis etmek" isteyen ve bu uğurda kanını feda etmekten kaçınmayan halk arasında fitne çıkarmak olduğu ifade edilmiş; "Hilafet ve Saltanat’a karşı" herhangi bir kötü emellerinin ‘olmadığına dair Allah’a ve O’nun peygamberine yeminde’ bulunulmuş; hilafetin ve saltanatın kaldırılmasını isteyen Ingiliz casusu bu tür insanların sözünün dinlenmemesi; dini kurtarmak için çalışanlara yardım olunması; Saltanat ve Hilafet’in itibarının yeniden sağlanması için cihada devam olunması belirtilmiştir. Beyanname, Allah’ın yardımının ve Peygamber’in ruhaniyetinin bu uğurda savaşanlarla beraber olması duası ile son bulmuştur.
M. Kemal’in yayınladığı beyannameye göre saltanat ve hilafeti kaldırmak isteyenler Hain ve “Ingilizlere satılmışlık” ise bu durumda hain ve satılmış kim oluyor merak konusudur.
Öte yandan, M. Kemal’in “Hilafet ve Saltanat’a karşı herhangi bir kötü emellerinin olmadığına dair Allah’a ve O’nun peygamberine yeminde bulunmasına” ne demeli?
CHP Bursa il Başkanı ismet Karaca sözleridir.
Tacize uğrayanlar bunlara göre Ya reşit oluyor ya da yollu.
Demek ki Reşitse herşey serbest. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2127216/+
Şanlıurfa'da Göbeklitepe yakınlarında araziye yerleştirilmiş üzerinde Göktürk alfabesiyle, 'Gökyüzüne bak ayı gör' yazılı, kimin koyduğu belli olmayan metal bloktur.
Gün geçtikçe bir yenisi ekleniyor maalesef. Ensardaki tecavüzcü üzerinden senelerdir siyaset yapan dallamalar, söz konusu chp olunca birden savunmaya geçiyorlar. Hatta chp liler taciz tecavüze uğrayan kişiye yollu yaftasını yapıştırıyorlar. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2121894/+
(Görüldüğü üzere ensar vakfındaki tecavüzcü şahıs akparti diye bir parti ortada yok iken sene 2000 lerde bu pislikleri yapıyormuş. Görevini de söyleyeyim; milli eğitim bakanlığına bağlı ayrancı halk eğitim müdürü yardımcısıymış )
Yine yeni bir Tecavuz ile gündeme gelen Skandalın adresi bu kez Antalya oldu. CHP Aksu ilçe Başkanlığı'nda yaşanan olay, akıllara durgunluk verdi. Parti üyesi Nurcan Y., CHP Aksu ilçe Başkanı K.Y.'nin 2016 yılında kendisine tecavüz ettiğini ardından hamile kaldığını ve bebeğin düşmesi için darp edildiğini iddia etti.
Rapora göre Türkiye'de yılda 26.6 milyar metreküp su israf ediliyor. Bu miktarın Keban Barajı'nın aktif depolama hacminden fazla olduğu belirtildi. https://www.milliyet.com....r-su-bosa-gidiyor-6274371
Evet, maalesef ki bu israfta hepimizin payı var bravo bize.
Sözlükte benzerleri çok olduğu için kimdir bilemedim şimdi. Ama sözlükte olma ihtimali % 100 dür.
"ilyas salman benim" yâda "biziz" diyenler çıkar şimdi.
Katmerci ve aselsan ortak çalışması ile üretilen Yerli ve Türk mühendisliği ürünü insansız kara aracı Demirhan. Çeşitli silah sistemlerinin monte edilebildiği platform bulunuyor. hareketli halde ve meyilli arazide atış ve yüksek isabet imkanı sunuyor.
Çatışma bölgesindeki ilerleme veya sahil çıkartma operasyonlarında ilk ateş sırasında ön planda kullanılabilen araç, yaralıların tahliyesi sırasında susturma atışı yaparak, kritik noktalara mevzilenmiş unsurların mevzilerden çıkarılması sırasında yoğun atış altında karşı atış gerçekleştirerek can kayıplarının azaltılmasında önemli rol oynuyor.
Zorlu arazi koşullarında ağır yüklerin taşınmasında yardımcı olan araç, düşman tehdidi altında olan bölgelerden geçen lojistik hatlarda kullanılarak can güvenliğini artırıp personel ihtiyacını azaltıyor.
Araç, sahip olduğu kamera sistemleri sayesinde, düşman unsurların tespiti ve operasyon sahasının keşfi için önemli verileri, düşük siluet ve termal izi sayesinde can kaybı olmadan toplayabiliyor. https://www.aa.com.tr/tr/...eri-uretim-imzasi/1897261
Kişi başı yıllık 200 kilo ekmek tüketimiyle dünyada en çok ekmek tüketen ülke olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na giren Türkiye, aslında tüketimden daha çok çöpe ekmek atması ve israfı yüzünden bu rekoru kırdığının açık bir göstergesidir. https://www.gozlemgazetes...iktari-rekor-kiriyor.html
Buna göre çöpe atılan ekmekle 191 ilkokul, 168 lise, 954 spor salonu, 84 hastane yapılabilirken 37 bin daire satın alınabilir veya 35 bin 770 kişinin de evlilik masrafı karşılanabiliyor.
Ayrıca Bu ekmekleri kurda kuşa vermek için çöpten toplamaya kalksan "aç çöpten ekmek topluyor" yaftası ile karşı karşıya kalıyor insanlar. israfta rekor kıran ülke olarak tarihe geçmemiz gerekir.
Bu durumu en net biçimde açıklayanlardan biri rahmi koçtur.
Rahmi Koç, son şans olarak görülen Kemal Derviş'in Türkiye'ye gelişi konusunda, "Derviş'i Amerika gönderdi. istedikleri yasayı çıkarttırıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Derviş'in Türkiye'ye gelmesinin yalnız Sayın Ecevit'le dostluğundan ileri geldiğini ben zannetmiyorum. Muhakkak ki, Amerika 'Birisi gidip bunları izah etsin. Türkiye'ye, bu şartları ve bizim şartlarımızı açıklasın, kanunlarda gerekli düzeltmeleri yapsın, ancak ondan sonra biz parayı veririz' dedi. Onun için Kemal Derviş Bey bu işe memur kılındı diyorum ben.
