Kendin birsey yapamadigin icin baskalarininda birsey yapmasini istemeyenlerin ruh hallerinden cikan sevmeme olayidir ki, redhack'in sikinde de oldugunu sanmiyorum
Redhack tarafindan yapilan olaydir.. Aralarinda "ihbar" dilekcelerininde oldugu bircok gizli belge redhack'in sitesi olan http://www.kizilhack.org adresinde yayinlanmistir.. Kendi arkadasini bile ihbar edenlerin oldugu bir ulkede yasamanin ne garip oldugunu dusunduren olaydir..
(bkz: http://www.kizilhack.org/...gizli-belgelerini-ve.html)
Kızıl Molotof isimli rapper tarafindan sozleri yazilarak seslendirilen RedHack yani kızıl hackerlar için yazılan rap parça..
şarki arasında Ayyildiz Tim'ede kaliteli bir laf çakıldığı parçanın sözleri oldukça manidardır.
Buradan dinleyebilirsiniz http://www.youtube.com/watch?v=FitU3lf982U
Hunharca katledilen bebek.. Katledilen diyorum cunku eminim..
gerisini Kızıl Can Yıldız'dan dinleyelim..
--spoiler--
Katil Kim?
--
Minik Muhammet 2 yaşindaydi..
Şırnak'ın idil ilçesinde ufak tefek bir evde yasam savaşi veriyordu..
Mevsimlik işçi olarak çalişan babasi, 5 çocuguna saçini supurge eden gariban birde anasi vardi..
Gunun birinde hastalandi, aniden titremeye, ateşii 42'lere vurmaya başladi..
Babasi onu aldigi gibi idil Devlet Hastanesi acil servisine goturdu..
"bu menenjit, hemde bulaşici" diye teşhisini koyan doktorlar "tam teşekküllü bir hastaneye nakil gerektiğini" belirttiler..
Sonrasi tam rezalet..
Şırnak 112 Acil Komuta Merkezi arandı ve acil sevk ihtiyacı bildirildi. Ancak aradan geçen altı saate rağmen 112 Acil Servis Komuta Merkezi'nden hasta için uygun bir yer bulunduğu haberi gelmemesi üzerine, idil Devlet Hastanesi Acil Bölümü'nde görevli Dr. ihsan Güler "kendi" nisiyatif kullanarak, iki hemşire eşliğinde, hastaneye ait ambulansla, Muhammet'i Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne yola çıkardı.
Saatler sonra Diyarbakir Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne getirilen minik Muhammet, hastanenin bulaşıcı hastalıklar için kullanılan iki izolasyon odasının da dolu olması nedeniyle kabul edilmedi. Hastane yetkilileri, Muhammet'in başka bir hastane ve şehire yönlendirilmesini istedi. içerideki "diğer hastalara virüs bulaşabileceği" gerekçesiyle, hastane bahçesindeki ambulansta bekletilen çocuk ağırlaştı. Ambulansta yapılan tüm müdahalelere ve kalp masajına rağmen, küçük Muhammet babasının gözleri önünde hastane disinda, soguk bir ambulansta acilar içinde can verdi.
Onun adı Muhammet'ti, Saatlerce bekletildigi ambulansin içinde hunharca işlenen bir cinayete kurban gitti..
"Allah hökometten razi olsun, onun sayesinde hastahanelere gidiyoruz" diyenler tarafindan katledildi..
"büyüseydi zaten terörist olacakti" yorumlarini yapan hürriyetin, milliyetin "cok zeki" yorumculari onu el birligiyle öldürdü..
"bu kadar dogurmasinlar canim" diye vicdan rahatlatan TV yorumculari i$ledi bu cinayeti..
Zaten "fakir adam gereksiz adam" degil miydi? "en iyi kürt" ise zaten ölü kürttü ne dersin?
Olay açik, katil belli.. Yoksul oldugu için acimasizca katledilen yuzbinlerce insan gibi onunda tek suçu yoksul olmak, doguda dogmakti..
"Hayir ne alaka" diyenler olabilir..
"Her firsatta dogu-bati zengin-fakir ayrimi yapiyorsunuz" diyenlerde olabilir
O halde bu insanlara soruyorum ve cevabini samimice "kendilerine" vermelerini istiyorum..
Peki ya batida dogsaydi, babasi buyuk bir holdingin genel muduru, annesi ise "papatya derneklerinin" konkenci kukunalarindan olsaydi?
Veya bir milletvekili yakini,ust duzey bir burokratin "hamiline" damgasiyla gezen resmi bir yalakasi olsaydi..?
Ya da basbakan, cumhurbaskani cocugu olsaydi?
TV'ler 24 saat "son dakika" $oklariyla haber gecmezlermiydi, gazeteler 3. sayfada boktan bir kosede "adli kaza gibi" haber yapacaklarina "nefesimizi tuttuk dua ediyoruz" diye kalin puntolarla man$etten vermezlermiydi haberi?
Ve elbette onun için Ankara'nin en kaliteli hastahanelerinin katlari kapatilip ona ozel tahsis edilmezmiydi? Basinda 30 doktor..
Hatta o kadar eminim ki hastaliktan kurtuldugu gibi, 16'sinda vergi rekortmeni, 25'inde gemi sahibi, 30'unda medya patronu olacakti..
Ama olmadi..
Cunku onun adı Muhammet'ti.. Fakirdi, Kürttü, kaderi bastan belliydi..
Halen itiraz ediyorsan soyle o vakit Katil Kim?
Hadi cevap ver..
Ya da bosver, sen buna cevap verme, ne de olsa soruyuda, cevabida, Muhammetide "izdivaçi seyrederken" unutacaksin..
- Kızıl Can Yıldız K.C.Y
--spoiler--
(bkz: http://www.facebook.com/p...942.82504.158720340826181)
olasi bir durumdur, hem "sermaye" bazinda hemde "uluslari a$an" general motors i$birliginden kaynakli buyuk bir i$ adami olmu$tur. i$leri agir sanayi ile alakali oldugundan herkesin anlayabilmesi zaten mumkun degildir, anlayabilmek icin illeri derecede motor bilgisi gerektirmektedir.
Uzun yıllar eğitim programlarıyla, kamuoyu oluşturan yayınlarla yaratılan bir ırkçı anlayış toplumun belirli kesimlerinin içine işlemiştir. Resmi söylemin değişik versiyonlarıyla yaratılan devlet severlikle birleştirilmiş bir ırkçılık. içinde bolca dini duyguların sömürüsü, geçim sıkıntısıyla bunaltılmış hayat koşulları karşısında ortak hareket etmek isteyenleri şiddetle bastıran bir devlet işleyişi, devleti ve uygulamalarını kutsallaştıran bir öğreti.
Osmanlının son dönemlerinde gayrı Müslimlere yönelik başlatılan, onları düşman ilan eden ırkçı anlayış o dönemde malum sonucuna varmış ve Anadolu’nun nüfusundan gayrı Müslimler şiddetle silinmiştir. Süreç orda durmamış toplumun bunu her zaman içinde taşıması için bitmek bilmeyen bir ırkçı söylem zinciri yaratılmıştır. Yahudiler, Ermeniler, Rumlar, Çingeneler artık Sünni Müslüman olmayan kim varsa her zaman küfürle anılmış ve yok edilmesi her tür işkence ve zulüm görmesi mubah sayılmıştır.
Yakın tarihin katliamları saymakla bitmez ve felaket boyutundadır. insanlık tarihine kara bir leke eklemekten en küçük bir rahatsızlığı olmayan ve katliamdan başka bir yol görmeyen bir devlet vardır. Devletin bu katliamcı uygulamalarının destekçileri, eğitimle, farklı nüansları olan resmi ideolojilerle, medyayla yaratılmıştır. Devletle en ufak bir işi olan herkes bu resmi ideolojik kalıbına uymak zorunda bırakılmıştır.
Irkçılığın yıllardır bir hedefi de Kürtlerdir. Yaklaşık yüzyıllık bir süreçte Kürtler şiddeti artan oranda ırkçı uygulamalara maruz kalmıştır. 1980’li yıllara kadar Kürtler değişik bir “yaratık”tır. Yani üzerlerinde her tür uygulamayı hak eden yaratıklardır. Hatta kuyruklu, pis, anlayışı kıt yaratıklardır. Hayvanla aynı statüde tanımlamak gereken yaratıklar. Resmi ideolojinin yok saydığı yaratıklar. Resmi ideolojinin o zaman da Kürt olmayı bırakan yani kendi dilini yok sayan, kendi geleneklerini küçümseyen, kendine Kürt demeyenle hiçbir sorunu yoktur. Sadece Kürt oluşunu anan ve bunu yaşamaya çalışanlarla sorun vardır ve onlar daima yaratıktır.
Son 30 yılda Kürt hareketinin mücadelesi bir şeyi bütün kafalara çakmıştır. Bu coğrafyada Kürtler de vardır. Dilleri olan, gelenekleri olan ve her biri insan olan Kürtler vardır. Devlet bunun önüne geçmek, yani Kürt varlığını inkâr etmek için yılların vahşetini son 30 yılda tüm çeşitliliğiyle hortlatmıştır. Faşizm ve ırkçılık nedir dendiğinde dünya çapında parmakla gösterilecek uygulamalar ortalığa saçılmıştır.
Kürt hareketinin ve sosyalistlerin mücadelesi geliştikçe devletin topluma ezberlettiği ırkçı algılar aşınmıştır. Devletin dümen suyunda, onun resmi söyleminin şu veya bu renginin peşinde köleleşenler bu aşınmış resmi söylemler yerine yeni gibi duran anlayışları ortaya sürmüştür. Faşizmin ve ırkçılığın peşinde sürüklenenler artık Kürt yoktur veya Ermeniler de kimmiş diyememektedir.
Eskiden ne güzeldi kimin Kürt, kimin Alevi veya Ermeni olduğunu bilmezdik herkes insan gibi yaşardı.
Bu söylem hala epey revaçtadır. Sadece herkesin insan sayılmak için devletin her dediğini emir kabul etmesi gerekmektedir. Herkes Sünni bir Türk’tür ve kendi anadilini konuşmayacak, geleneklerini yaşamayacaktır. insanların sadece kendini inkâr etmesi gerekmektedir. Yurtdışından gelmiş ünlü veya ünsüz futbolcular, Batılı ülke vatandaşları Türk ismi alarak ortalık yerde istiklal marşı söyleyip kendi geçmişlerini inkâr edince bir başarı sayılmış ve onlar da artık insan sayılabilir hale gelmiştir.
Yeni sürüm söylemlerden biri de biz ırkçı değiliz ama Kürtleri sevmiyoruzdur.
Kürtleri sevmeme nedenleri saymakla bitmez. Mesela son sürüm bol reytingli TV dizilerinin ardından Kürtlerin feodalitesi kişilik özelliği olarak ortaya çıkmıştır. Elbette o TV dizileriyle fikir oluşturanlar bu ülkedeki feodal kalıntıların Kürt hareketinin mücadelesiyle darmadağın edilebildiğini ve devletin o feodal kalıntıları ayakta tutmak için katliamlar yaptığını, çeteler oluşturduğunu bilmeye yanaşmamaktadırlar.
Bir başka son sürüm ırkçı söylemde, biz ırkçı değiliz hatta Kürtlere de karşı değiliz ama onların örgütlenmesine siyasileşmesine karşıyızdır.
Bu yaklaşımın kökeni Ermeni katliamlarının anlatıldığı resmi söylemde de vardır. Ermeniler eğer örgütlenmeseydi katledilmeyeceklerdi yani örgütlendiler yok edilmeyi hak ettilerle yetiştirilen devlet sever ırkçılar, bu söylemle saldırganlığa bahane yaratmaya çalışmaktadırlar. Devlet örgütlenenleri hiç sevmedi ve hiçte sevmeyecek. Hakları için mücadele eden bir araya gelen kim olursa olsun, ister fabrikada sendikalaşan işçi, ister mahallesinde bir şeyler yapmak için dernekleşenler olsun devlet örgütlenenleri her zaman kendisi için tehlike olarak görmüştür. Hele ki yüzyıllık bir ırkçı resmi politikaya karşı gelip, biz de varız, diyenlerin örgütlenmesi her tür saldırıyı hak eden tam bir düşman gibi görülmektedir. Devlet sever ırkçılar da bu söyleme sahip çıkıp devletle hareket ederek onun söylemlerini tekrarlamayı marifet saymakta ve ırkçı saldırganlığı aklamaya çalışmaktadırlar.
Seçimlerin ardından devletin dinci söylemli kanadıyla milliyetçi söylemli kanadı iç içe geçip bütünleşmenin yoluna girmiştir. AKP, CHP, MHP’de temsil edilen tüm devlet güçleri, düzene muhalif kesimlerin artık yeter deyişinin toplumda hızla gelişeceğini görerek korkmuşlardır. Ortalığa Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını çağrıştıracak girişimleri sürmeye başlamışlardır. Ülkenin değişik yerlerinde harekete geçirebildikleri ırkçı kesimleri piyasaya sürmüşlerdir. Yıllardır uygulanan linç çeteleşmeleri yine sokaklarda dizginsizce gezmektedir. Kentlerdeki Kürt hareketinin, ezilen diğer kesimlerle birleşebileceğinden ölesiye korkmaktadırlar. Kürt hareketini geriye çekmek, direncini kırmak için her yol denenir olmuştur. Aynı şekilde Kürt hareketine destek veren ve kentlerde emekçilerle yoksullar içinde var olmaya başlayan sosyalist hareketi yok etmekte devletin hedefleri arasındadır.
Dönem ne 1970’li yılların naif devrimci uyanış yıllarıdır, ne 1990’lı yılların faili meçhulleri uygulayabilecekleri gibidir ne de insanları göçe zorlayacakları kentleri köyleri boşaltacakları dönemdir. Faşizm baskıcı şiddet ve vahşet uygulamalarının sonuç alıcılığının çıkmaz sokağına gelip dayanmıştır. Artık düzene muhalif kesimler daha cesaretlidir, daha korkusuzdur. Tek tek herkesi tıpkı 19 Aralık 2000 “Hayata Dönüş” operasyonun da olduğu gibi yakabilirler. Ya da ırkçı faşist saldırganlarla devrimcileri, Kürtleri, sosyalistleri sokaklarda linç ettirebilirler. Ama ne yaparlarsa yapsınlar artık Faşizme karşı mücadeleyi vardığı bu aşamadan geriye atamayacaklardır.
Faşizmin cilaları, mekanizmaları dökülmektedir. Ne yaparsa yapsın, Ne tür vahşet senaryoları uygularsa uygulasınlar artık devrimciler, Kürtler, sosyalistler, ezilenler sokakları terk etmeyecek mücadeleyi daha da yükselteceklerdir.
Hopa olaylarında EMASYA kanunu degistirerek Jandarma'nin gorev yetki alanını kısıtlayan AKP ve medyası tarafından gazetelerdeki "jandarma resmi" bahane edilerek "gostericilere saldırmadılar gerekcesiyle" hedef gosterilen Artvin il komutaninin gorevden alınma olayıdır.
--spoiler--
Bu Fotoğraf Komutanı Görevinden Etti!
Göstericilere saldırmayan Hopa komutanı görevden alındı
iktidarın Hopa olaylarına kurban arayışında suç, AKP Bursa Milletvekili adayı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bir süre önce hedef gösterdiği Artvin il Jandarması'na yıkıldı.
Hatırlanacağı üzere bir süre önce internet medyası temsilcilerine açıklamalarda bulunan ve bizlerinde KızılYıldız.org sitemizde de sizlere duyurduğumuz Bülent Arınç'ın Hopa olaylarında göstericilere saldırmayan Artvin jandarmasını hedef göstererek yaptığı: "Gazetedelerden birindeki fotoğrafta polis göstericilere müdahale ederken jandarma bir köşede duruyor. Bu soru işaretidir. Peki neden jandarma hareketsiz kaldı diye sormak gerekir. Eminim oradaki en yüksek mülki amir olan Kaymakam bir açıklama yapacaktır. Ama polis bir çaba içindeyken askerlerin hareketsiz kalması açıklamaya muhtaç bir durum." şeklindeki açıklamasının ardından Artvin il Jandarma Komutanı Jandarma Albay Mehmet Nasif, Jandarma Genel Komutanlığı emrine alındı.
T.C Başbakanı Erdoğan’ın düzenlendiği Hopa mitingi öncesi ve sonrasında Polis'in durduk yere göstericilere saldırmasıyla çıkan olaylarda Emekli öğretmen olan Metin Lokumcu yoldaşımız polisler tarafından öldürülmüş, sonrasında ise AKP ve yandaş medya Metin hoca dahil eylemlere katılanları 'eşkiya' ilan etmişlerdi..
Hopa halki ve tüm muhalif halk AKP ve medyası tarafından 'Eşkıya' ilan edillmesine rağmen kamuoyu baskısından korkan AKP hükümeti Hopa’da çıkan olaylar nedeniyle daha önce de il Emniyet Müdürü Muhsin Armağan merkeze alınmıştı.
Jandarmaya istina edilen 'göstericilere karışmadılar' iddasi doğru mu?
EMASYA NE OLDU?
Olağanüstü durumlarda askerin talimat almadan harekete geçmesini sağlayan EMASYA, AKP hükümeti tarafından değiştirilmiş ve askerin ancak o bölgenin en büyük mülki amiri tarafından davet edilmek şartıyla olaylara müdahale etmesi karara bağlanmıştı. Arınç'ın, "Jandarma seyretti" dediği bölgenin polis sorumluluk sahasında olduğu bildirildi.
Tayyip'in "bunlar eşkiyadir" soylemine tepki olarak kurulmus ve an itibariyle sayisi 4 bin'in uzerinde olan radikal facebook sayfasidir. http://www.facebook.com/HepimizEskiyayiz
Nazım'a 2011'de mektup yazmak anlamına gelir.
Ornek:
---
Yıl 2011 usta,
3 haziran..
Az önce seni haberlerde seyrettim,
Senden "bir kahraman" gibi bahsettiler,
"Ulusal onurumuz" dediler,
"yanlış yaptık, büyük insandı aslında" ah ve vah diye göz yaşı döktüler..
"aslında o vatan haini degildi, vatan severdi" diye "nur" yüzleriyle edebiyat söktüler
bunu diyenler devletin, iktidarın ve kartel medyanın en tepesindekiler..
bunu diyenler, amerikan kimliği, amerikan botu, amerikan topuyla gezenler..
yani seni övenler; senin "Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın " şiirindeki gibi yaşıyor diye dün "Metin hoca"yı katletenlerdir,
seni övenler; senin "Yaşamak bir ağaç gibi, tek ve hür, Ve bir orman gibi kardeşcesine.." şiirindeki gibi yaşadı diye dün Izmir'de bir kalp krizi, Ankara'da tutuklama marezi, Diyarbakır'da Hopa'da işkence eziyeti edenlerdir..
seni övenler; senin "Açlık ordusu yürüyor, yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için.." şiirindeki açlığı yaratan, ülkeyi karış-karış satarak, dün cahil'e cahilliği yerenlerdir..
seni övenler; "silâhlı milletimin hürriyet türküleriyle gelip, zaptedene kadar büyük meydanı." şiirindeki gibi beyazıta yürüyenleri F tiplerinde gökyüzünden ayrı edenlerdir..
seni övenler; "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz" diyenlerin evlerini sabah beş'te basan, kol bacak kıran, sonrada kendilerini mazlum eyleyenlerdir..
seni övenler; "ben ana-dilimi ögrenmek istiyorum" diyenleri, ıslıkla marş soyleyenleri, daha meme emmemiş bebeleri karanlık dipsiz kuyulara gömenlerdir..
seni övenler varya seni övenler, ne yavşaktırlar ne şakşakçıdırlar ne alçaktırlar.. gerçi sen bilirsin onları..
hani senin şiirlerini senden koparan, şiirlerini öksüz bırakmaya çalışan, komprodor tohumlarını bilirsin..
hani seni yıllarca "şeytan" diye belleyen, taşlatan, "resmini basiyoruz ki yüzüne tükürün" diyen yobazların ardıllarını-torunlarını, profesyonel ajitatörleri..
hani "bu memlekete bizim" siirindeki "memleketi" "durmak yok" diyerek satan, "memleket"i ortadan kaldıran ve sadece "bu bizim" diyen tüccarları..
yıl 2011 usta,
3 haziran..
şimdi senin adını söyleyince vatan-perver,
şiirlerini okuyunca vatan-haini oluyoruz..
şimdi senin resmini evimize koyunca alkış,
şiirlerini yaşayınca ise, amerikan mermisi, amerikan gazı, amerikan dipçigi yiyoruz..
iyi mi usta?
iyi'dir be usta..
bizde durum gayet iyi'dir..
2011'deyiz "az" ama "karar"lı-yız..
güneşe akında, güneşi zaaptetmek için, siirlerinle beraber güneşe doğru, ..
halen vatan hainiyiz ve mutluyuz
halen eşkiyayız ve onurluyuz
halen şiirlerini yaşıyor, az olsakta devam ediyoruz..
halen seni gerçekten sevenler, senin de sevdiklerindir..
iyi mi usta?
iyi'dir iyi'dir, durum gayet iyi'dir usta..
merak etme,
biz-de o çınar'ı hak etmek için,
biz-de güneşe uğurlananlardan olmak için,
çalışıyoruz usta..
hemde çok çalışıyoruz
şiirlerin sayesinde,
şiirlerindeki gibi,
şiirlerin için..
adalet ve hürriyet aşkına..
taraftarlari tarafindan 60.000 uye oldugu idda edilen ama a$$agida verecegim caps'te kendi adminleri tarafindan aslinda 5000 (be$ bin) ki$i olduklari ve digerlerinin "fake" oldugu acik acik belli edilmi$ inciksozluk'e kar$i olan gruptur..
ayrica inci tarafindan yuzlerce defa saldirilmalarina ragmen tek yenilgi ya$ami$lardir. incileri kudurtan iyi bir gruptur.
1997'de kurulan, halk icin hack sloganiyla redhack ilkesi etrafinda sekillenen ve kar$it goru$lu gruplar tarafindan bile yaptiklari i$ ovunulen kaliteli gruptur. Kurulduklarin bu yana hic bir yakalanma olayi ya$amayan grup, devlet tarafindan en cok aranan hackerlar olarak bilinirler..