zamanın objektif bir kavram olmadığı anlaşılır.onun yanında koşar adım giden zaman,o askere gittikten sonra durur sanki.günler birbirine benzer.telefonda sesini duymak günün geri kalanının güzel geçmesi için en büyük sebeptir.sadece özlersin,dua edersin.
onu Allaha emanet ettim diyip geceleri uykuya dalarsın...
90'lar çocuğudur.sokakta oynayan,oynayabilen son nesildir.oyunun ortasında komşu teyzelerden biri kek yaptım diye balkondan seslenmiştir muhtemelen.
akşam üst komşuya aile oturmasına gidilmiştir.komşuluk görmüştür,arkadaşlık görmüştür.pop müziğinin altın çağını yaşamıştır.
galatasarayın avrupadaki maçlarıyla heyecanlanmıştır.böyle bir çocukluk yaşamış son nesildir işte.
oy kullandıktan sonra başımı ağrıtan durum.bir miktar taşırdım ben de çünkü.sonrasında internetten araştırdım.hala oyum geçerli mi değil mi endişesi taşıyorum.
kesinlikle akreptir.bir kere kesinlikle hafızası çok kuvvetlidir ki yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmaz.
sır tutar, hırslıdır,kafasına koyduğunu yapar.yaşam felsefesi 'ya hep, ya hiç' üstüne kuruludur.nettir buyüzden.ortadan ortadan gidenlerden olmamıştır hiç bir zaman.
kısaca mükemmeliz işte.
kınalıada'dasın.aylardan ağustos.ayışığı vurmuş denize.yanında sevdiğin...öylece susuyorsun ve denizi izliyorsun.huzur denilince aklıma bu tablo geldi.
üniversitenin ilk gününden önce üniversite yurdundaki ilk gece yaşadığın duygu daha mühimdir bence.yıllarca ailenin koruyucu ve güvenli limanındayken birden aynı odada 8 kişinin kaldığı 900 kişilik bir binada yaşaman gerçeğiyle yüzyüze kalırsın.
tabiki o ilk gün kendine ait tek alanın yatağın olduğunu,banyo için sıra beklemen gerektiğini,sıcak su var mı diye sorup soruşturman gerektiğini,etüt odasında masa kapmak diye bir kavram olduğunu,kahvaltı fişi-yemek fişi vb kelimelerin 4 yıl boyunca hayatında olacağını bilmezsin.
ilk kez,tanışalı 1 gün olmuş insanlarla beraber uyuacağını bilmek insanda garip bir korku yaratır.üst sınıfların ortama alışık halleri seni şaşırtır,ben de böyle benimseyecek miyim acaba,diyerek kendine sorarsın.
ertesi günün ise şöyle bir kolaylığı vardır: 1 gece evvelinden yurtta bir sınıf arkadaşınla tanışmışsan okula onunla gidersin.ilk gün daha kolay geçer.
Her şey o kadar dokunaklı ki
Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
Dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem
Üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.
mısralarıyla yalnızlığın,hüznün ve sonbaharın tanımını yapmış şairdir.