genellikle kısa boyluların birazda mecburiyetten yaptığı bir şeydir. genelin dışındaki bazı kitleler ise yaşını büyük göstermek için ve topuklu giymenin bir marifet olduğunu düşünüp giyinirler. birde sırf dikkat çekmek için o uzun ve ince topuklu giyinenler yokmu, böyle yürürken saçları bir aşağı bir yukarı gider, her gördüğümde ''inşallah kırılır'' diye beddua etmedim desem yalandır...
görende meydanda falan bağırıyo sanıcak, tüm dünya duysunmuş... gerizekalı apartmanın terasındasın özgürlük meydanında değil. ha bu arada aklıma bir şey takıldı cümleye 'tüm dünya duysun' diye türkçe başlayıp neden sonra 'ı love you justin bıbıııır' diye bağırır ki bir insan? ingilizce söleyince daha mı cool oluyo? yoksa şöyle mi düşündü 'bir gün justin belki bu videoyu izler falan ingilizce sölim ben ı love you justin bibııııır!!'. yazık gerçekten çok yazık, dalga geçiyoruz gülüyoruz falan ama olayın ciddiyetinin farkında değiliz. nasıl salak, lümpen, boş bir nesil yetişiyor farkında değiliz...
hey you şarkısını açıp matematiğe çalışırken, hey you nun sözlerini kendine göre değiştirebilen kişidir.
bkz:
hey sen, bana taşı taşımamda yardım eder miydin? (gerçek sözleri)
hey sen, bana denklemi çözmemde yarım eder miydin? (uydurulan sözler.)
quaresmanın hem müthiş attığı hem attırdığı, ernstinde schustere kafa golüyle selam söylediği, beşiktaşın çoçuğu tayfur havutçuyla alınan ilk galibiyet maçıdır.