takındığı tavırları hasebiyle beni aylar sonra ilk kez giri yazmaya sevk eden yazar. önceki günün itiraflarını okurken bir girisine denk geldim. ömrünün yarısını sokak hayvanlarına adamış bir hayvan sever olarak kendisine ılımlı bir mesaj attım bir parça da eleştiri içeren. kendisinden aldığım hakaretamiz cevap ise beni şoke etti. ilk defa konuştuğu birine karşı "sığır" şeklinde apaçık bir kötü söz serpiştirdiği mesajında nickimi kastederek "ortalarda" dolaşmamam gerektiğini söyleyebiliyordu kendisi.
kendisini tanımam etmem ama k'ati surette uzak durun. henüz ilk konuşmada hem hayvan düşmanı, hem faşist, hem de dar görüşlü olduğunu gösterdi bana.
hazır yazmışken iki şeyi ifade etmek isterim. ilki "uygar insan"ın hayvanlara bakış açısını burada tek bir örnek üzerinden anlayabiliriz. bu "sığır"ların sığır muamelesi yaptıkları hayvanlardan tek beklentileri kendilerine verecekleri sevgileridir. veyahut amaçları yalnız özfaydadır. bir kediyi sevmenin, bir köpeğin başını okşayarak onu beslemenin ne demek olduğunu bilmezler. yalnız kendileridir onları ilgilendiren. başkalarını mutlu etmek bu güruhun lûgatında yoktur. hayvanlara bakış açıları günlük ilişkilerine de yansır. ikinci belirtmek istediğim şey ise sözlüğün son 2 yılda içine düştüğü acınası hâl. bu iğrenç tablo karşısında aylardır kimseye özel mesaj atmamıştım ama bugün öğrendim ki zihniyette değişen pek de bir şey olmamış. götçü pezevenkler, dinci pezevenkler, politik pezevenkler ve faşist zihniyetli güruhun biraz olsun durulacağını düşünmüştüm ama nafile. böylesine bir konuşmada bile belli oluyor yazarların, özellikle yeni nesillerin ne derece tahammülsüz, dediğim dedik ve kıt akıllı oldukları. çoluk çocuk sözlüğe dolarsa olacağı bu. salca ise dört giri ile yazar alımına devam edebilir.
ha bir de şunu diyeyim, sokağa, sokak kültürüne, sokakta yaşayan veya sokak kültürünü benimsemiş onurlu insanlara laf atıp kendi şahsının çok bir halta yaradığını düşünen, kendini tepede gören koltukları kabarık, zavallı bir insan kendisi. azıcık araştır oku da gör sokakta yaşamak neymiş, ne değilmiş. zavallı zihniyetinle o kediyi de çok matah evine alma zaten. mümkünse bütün hayvanlardan uzak dur. pisliğini onlara bulaştırma.
Tolstoy'un rusya'nın en tecrübeli, aynı zamanda şampiyonlar ligi kazanmış tek teknik direktörü olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmayan lavukların efsane teknik direktöre çamur atma faaliyeliyetlerinden sadece biridir. Grande tolstoy'u yedirmeyiz, bu böyle biline!
