geç tanıdım hemen ısındım denilesi yazardır kendisi. burdan selam eder gizli zirveler harici, ana zirvede görüşmek dileğiyle derim efedim. en yakın zamanda seni de başlatıyoruz o kıskandığını söylediğin mesleğe **
nerden takip ediyor bilmem yahu her birşeyi biliyo hakkımda.. en kısa zamanda işten başını kaldıramayıp sözlüğe zaman ayıramaması temennimle bu güzide insana saygılarımı sevgilerimi sunarım. ***
aynı evi paylaştığın sevgilinle yahut evliysen eşinle tartıştın, çarpıp kapıyı gitti kadın fakat her zaman ellerini yıkarken yüzüğünü çıkartır. o gün de orada unutmuştur tam ellerini yıkarken gözün çarptı, bi fena oldun hüzünlendin..
ya da erkekse giden, aynaya baktın traş olduktan sonra onu öptüğün aklına geldi yine hüzünlendin. böyle çeşitlenebilen bir olaydır kısaca.
hayal kahvesi - benzin
caka teras, yeni açıldı bu aralar tek geçiyorum
hünkar, manzarası yeter
mahfel, hep vardı hep olsun..
mık, zirvelerin vazgeçilmezi
haricen fsm üzerindeki bir çok nezih mekan..
dere canavarı olsa daha korkutucu olacağını düşündüğüm hayali hayvan. köpek olayı daha sevimlileştirmiş gibi ama babaanne bu kıyamıyordur korkutmaya da..
kadınlar giyince görününce oluyor da * erkekte neden olmasın denilesi hadise. madem eşitlik istiyoruz. açsınlar biz de görelim. ki ibonun çatalını bi ben gördüm, gayet cillop gibiydi. (bkz: 11 şubat sözlük sapları toplanıyoruz zirvesi)
doyma kavramını yitirmiş insan isteğidir çünkü bir süre sonra devreye sadece damak tadı ve can isteği girer, aç ya da tok farketmez.. bi vakit pantolondan taşmaya başlamış göbeği kafaya takana kadar uygulanır bu eylem..
ibonun damgasını vurduğu zirve.
zirvedekilerin yarısı, bu vakitlerde karşı apartmanımda komşu dairede uyanmaya çalışıyor diye tahmin ediyorum.
bana kalırsa zirveler her geçen gün daha bi güzel oluyor gibi. hele ki annemle babamın geldiği dakikalar şaşırtıcıydı. bir çoğunuz şok oldu belki fakat program yapanlardan biri; benim canım olan cem abim, çok eski tanıdığımızdır. elinde büyüdüm, elinde yetiştim. e bizimkilerin de daha ihtiyarlamaya niyetleri yok.. *
zirve sahibi olan kalemime sinek kondu ve dobrowskiye pek çok teşekkür ederim.
ayrıca yeğenim hero of day ii iyi ki geldin yahu.
kamil ve kamilin kardeşiyle de salında köklü bi tanışıklığımızın olduğunu öğrendim burdan sevgilerimi sunuyorum..
japoncum ve alpersoya saygılar (abi çektiğin fotoğrafları dört gözle bekliyorum)
johnnyturhan; dün olmadı ama sana bi güz gülleri sözüm olsun
madlen erken kaçtın, üzüldüm fakat (bkz: adam haklı beyler)
hayyamatlos, en kısa zamanda büyük üçlü olarak görüşeceğiz biliyorsun *
otuzluk dulun soğuk yatağı; giderken sana iyi geceler demiş miydim ben?
yeni tanıştıklarıma da selam ederim. ismini yazamadığım veya unuttuğum arkadaşlar affetsinler.
son olarak, bir parça kulak pası aldıysak ne mutlu.
o değil de en son birini öpmeye eğildiğinde, ibonun çatalını benden başka gören oldu mu!? *
izmirliler için eğlenceli geçeceğine inandığım, bursa ayağına da taşınmasının zevkli olabileceğini düşündüğüm zirve. **
edit: yorgunluğuma verilmesini istediğim yanlışlık izmitin izmir olmasıdır. göz numaram ilerledi biliyorum.
yine edit: hemen de eksileyin.. halbuki gözlüğümü takıp da gelecektim.
başlığına yayım yayım yayıldığım kurum. kendimi onlardan biri saymama çok az kaldı. konserlerini kaçırmamaya çalışmakla beraber, her bursalının izlemesi gerektiğini düşünüyorum.. *
Şef: Giancarlo de Lorenzo
cello: (bkz: ozan tunca)
ressam: mustafa dulda
eser: F.Schubert 3.Senfonisi
yer: Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Merinos-Osmangazi salonu
saat: 20:00
cellist (bkz: ozan tunca)ve ressam mustafa duldanın aynı sahneyi paylaşacağı bir konser olacaktır.
konserin adı 'özgür çello' olarak geçiyor. dinleyici ile sahnedekiler arasındaki mesafeyi kaldırmak amacıyla, solist sahneye spor ayakkabı ve kot pantolonla çıkacak ve orkestra eşliğinde çello ile eserini seslendirirken, ressam mustafa dulda da müzikten ilham alarak eserin yapısıyla örtüşecek bir tablo yapacak.
-o büyüyünceye kadar, sabahın dördünde sakinleşmesi için, oyun oynamayı göze alabilmektir.
-sabah akşam tuvalet yıkamaktan üşüteceğini bilmektir
-annenin çığlıklarını dinlemeyi kabullenmektir
-herhangi bir şey için masanın altına doğru eğildiğinizde kemirilmiş tahta parçaları görünce şaşırmamaktır
-ara ara kıyafetlerinizin üstünde yatmasına izin vermektir
-sıcak soğuk demeden gezdirmeye çıkartmaktır, poponun donacağını bile bile
-en önemlisi yanında olan en sadık canlı olduğunu bilmektir
yaz-kış farketmeden uyguladığım, desteklenmesi gereken büyük bir sosyal sorumluluk projesidir.
unutulmaması gereken bir şey var ki hayvanlar da bu yaşamın doğal bir parçasıdır. yaşamalarına engel oluncukça denge büyük ölçüde değişiyor farkında olunmasa da. illa kafasını okşamak gerekmez uzaktan da olsa yardım dokunabilir ve bu da sadece 5 dakikalık bir zaman diliminizi alır şöyle ki;
artık yemekleri bir poşete koyup, uygun bir yere koyulması için poşetin ağzı açık bırakılması koşuluyla, evden çıkan aile bireyinin eline tutuşturmak..
ayağına güzel bi spor ayakkabı, hafif dağınık saçlar, kirli sakalı tek geçelim zaten, bir de üstünde kapşonlu bir sweat, onun da üstüne spor bi ceket.. e bildiğin erkek bu, tarz sahibi olmuş bir erkek. vatana millete hayırlı olsun.
öpmeyi çok seven minik bir kız, ben ve öğrencim arasında geçen bir durumda; miniğe 'git öp' dedim (öğrencim için) sonra bir kere daha dedim.. bir kere daha.. sonunda ağzımdan g.t öp diye iki kelime süzülüverdi!..
sorumluluğun ne demek olduğunu, çıkarsız beklentisiz hareket etmeyi, sabrı, en önemlisi de yaşadığımız doğal düzenin içinde, onların da kendi haklarınca varolması gerektiğini! öğretir.