ege üniversitesi psikoloji bölümü bölüm başkanı. bir ara fakülte dekanlığı da yapmış. ezbere kaçanlara not vermeyen biri imiş aynı zamanda(klasik üst sınıflar dedi muhabbeti, henüz tecrübeyle sabit değil maalesef).
lan diğerini hastalıktan kaçırdık buna bari belki gideriz dediğim ama lise kıstasını görünce bunu da yaştan kaçırdığımı anladığım zirve. katılımcı arkadaşlara başarılar efenim.
doğum günü falan diye düşünüp tıkladığım nickaltı bayram yerine dönmüş 1 haftalık çaylak yapılmış yazar. geçmiş olsun diyip çaylaklık nedenini merak etmekteyiz.
romantik insan. dokunuyor bazen yazdıkları. ilkokuldayken çikolatasını hoşlandığı kızla paylaşmayı kendine ödev edinen bir yapısı varmış gibi geliyor nedense*.
gönül insanıdır. miliyetine bakıp da insan ayırt etmez. 6 7 eylül olaylarından haberdardır, israil'in filistine yaptıklarını proteste eden israillilerden haberdardır, bu ülkede yaşayıp ayrımcılık yapmayan ermenilerden haberdardır. (bkz: önce insan)
doğru düzgün yakmasanız bile kol gibi girebilen şey. faturanın geleceği ilk ay ne olacak diye merak ederken, özellikle karşı dairedeki teyzenin faturasının 520 (oha di mi) geldiğini duyunca bi taraflarımız bayağı tutuşmuştu. sonra kadın 2 aylık fatura bu dedi de biraz yatıştık. önümüzdeki faturalara bakıyoruz.
geometri dersi, hoca tahtaya çember çizer. öğrencilere döner ve önceden hazırlamış olduğu espriyi bizlere sunar.
hoca: yauv* çocuklar tabi siz şimdi bozuk paralarla güzel güzel çiziyorsunuz o çemberleri. şimdi devlet bize de böyle büyük büyük bozuk paralar yapsa* biz de alsak onları tahtada çember çizsek*,(arkasını dönüp biraz daha bişeyler çizdikten sonra devam eder) sonra koltuğumuzun altına alsak gitsek falan ne güzel olur değil mi ehe ehe ehe.
sınıf: her bize doğru baktığında öğrencilerde garip garip bakışlar, arada gülenler, tip tip bakanlar. espriye ortak olmak isteyenler.
hoca: tamam çocuklar güldük abartmayın artık yeter*.
sınıfı paylayıp sert öğretmen imajını da koruduktan sonra arkasını döner ve çember çizerken kendi kendine gülmeye devam eder ara sıra dönüp espriden bişeyler çıkarır gene, bu kısır döngü o ders biz işin bokunu çıkarana kadar devam eder.
ben insan değilim demenin belgesi. o fetvayı okuduğu kağıdı alsın rulo yapıp fitil niyetine götüne soksun. kendi kızını 10 yaşında evlendirir mi diyeceğim ama yapar o sormuyorum o derecede bir mahlukat kendisi. ona dini sorumluluk verenin de aklına edeyim ben.
erkek önce erkeğe bakar, sonra yanındaki bayana bakar(sırası değişebilir tabi). malum insanı tanıyıp tanımadığını anlamak için önce bakmak gerek. tanıyorlarsa selamlaşılır, tanımıyorsa da görmemiş gibi devam edilir, kafa içinde belki birbirlerine yakışıyorlar ya da "lan bu kazmanın yanında nasıl olur böyle bir güzellik" falan gibi yorumlar getirilir. ha bu noktadan sonra bakma fiilinin bayan üzerinde devam etmesi ise bakan şahsın sıfatsızlığıyla ilgilidir. mahalle baskısı altında ezilesice insancık.
(bkz: akıl yaşta değil baştadır). ayrıca aptal salak gibi küfürler biraz çocukça gelmiş olacak ki coplu falan fantezilere giren bir yazar. denklemlere takmasından dolayı kendisinin matematik öğretmeni olduğunu düşünmekteyim.
durmadan dinlenebilen zuhal olcay parçası. buruk buruk girer parçaya kemanlar ve piyano, sonra o büyülü ses... aradaki keman geçişleri de ayrıca hayran olunası. klibini hatırlıyorum bu parçanın, ufaktım. televizyonda bir programdan klip arkasını falan izliyorum bunun. klibi çekebilmek için tersten ezberlemiş parçayı zuhal olcay, zira klip tersten yayınlanıyor. hastasıyız.
aysu: örtmenim örtmenim hüseyin bana parmak atti
hüseyin: hadi be sen de. örtmenim geçen gün ben de aysu'yu mehmetle sevişirken gördüm
aysu: sus be yalancı, asıl siz geçen gün kömürlükte sılacan'la ne yapıyordunuz söyeliyeyim mi?
hüseyin: kaşar!!!
hoca: edepsizler sizi, gençlik nereye gidiyor be bu ne hal? yarın hepinizin velisini sınıfa istiyorum.
hüseyin: pışııık, valla söylerseniz ben de okul müdürüne sizi geçen meral hocayla nasıl gördüğümü söylerim.
hoca: söylemeyen ipne olsun be, müdürün kendisi çok edepli zaten. müdür yardımcısı mehmet beyle gayet seviyesiz ilişkileri var bi benim haberim var. bi halt yiyemez valla.
hüseyin: yeminlen de!!
hoca: ekmek kuran çarpsın evladım
hüseyin: vay ipneee, lan murat yoksa? geçen tenefüs tren yaparken arkana geçmedi mi o senin "ne güzel oyun bu" diye?
öğretmen: trenine sıçayım bütün okul kurmuş treni müdür muavini lokomotif müdür de makinist, böyle okul mu olur lan. neyse hangi konuda kalmıştık?