değerli yazarlarımızın, hayallerindeki okullardır. çok zeki ve entellektüel yazarlarımızın, okulda çok başarılı olamamalarının tek sebebi tabi olarak köhnemiş sistem, pörsümüş öğretmenler, saçma sınavlar ve askeri karakollara benzeyen okullardır. yine bu rağmen başarı sağlamış yazarlarımızı tenzih ederek, geleceğin sözcülerine bırakıyorum mikfronu. buyrun...
bu güzide sitemiz, internette, kendini kaybeden, sonuçlarını düşünmeden, kendini aşan cümleler kuran, trollerimiz için kullanabileceğiniz bir sitedir. devletimiz böyle güzel bir hizmeti bize sunmuşken kullanmamak olmaz. sözlük içinde devlet büyüklerini, cinselliği, milletin kutsallarını, aşağılayan ve sapkınlıklarına alet eden, kendini bilmezlere karşı kullanılmasını tavsiye ediyorum, yazar arkadaşlarıma.
trollerimizin suçu yok aslında bazı şeylerin farkına varabilmeleri için beyinlerini kullanmalarına ihtiyaçları var onlara yardımcı olalım. özellikle atatürk hakkında açılan saçma-sapan başlıkları ve entryleri şikayet etmeniz temennesi ile.
çok sevgili uludağ yazarlarının, bilgi içerikli başlıkları dibe indirmesi ve anketleri yüceltmesiyle ortaya çıkan durumdur. bir çok anket şirketi bu rekabeti kuşkuyla izlemekte uykularından olmaktadırlar, içeriğin dönüşmesinden sonra sözlüğün adınında uludağ anket merkezi olarak değişmesi beklenmektedir.
insanlarımızın, şirazesinin kaydığı şu çağda, yeni bir meslek doğmuştur. ülkemizin her ilinde, bir mehdi peydah olmakla beraber, mehdinin dünyaya, gelmekten vazgeçip temsilcilik açtırdığı iddiasıda, kafaları kurcalamaktadır.
hürriyet gazetesinin yeni reklam filminin adı. şahsen televizyonda böyle anlamlı bir reklam görmek beni mutlu etti. ayrıca şunu farkettim, halk duruşunu bozmadığı sürece, şirketler, yanlı-yansız medya organları, hatta iktidar bile hassasiyetlerimize önem gösterecektir, göstermek zorunda kalacaktır.
iktidar tarafından tepelenme korkusundan, daha beterdir halkın gözünde düşme korkusu bu yüzden bu daha başlangıç mücadeleye devam diyoruz. ayrıca hala erk'ten, korkanlara nazım hikmet'ten, bir alıntı yapmak istiyorum. "hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu" hadi eyvallah.
genç insanlarımız üzerine kurulan her türlü baskıyı reddederek, ihtiyaçlarından değil, ihtiyaçlarına göz diken faşist ideolojiden korunmasını belirten, vecize.
gana cumhuriyeti'nin, üç maddeden oluşan yönetim şeklidir. insanları doğurmaları için teşvik et, eğitim, siyaset, edebiyat, sinema, tiyatro, tv kanalları, hukuk, muhalefet kurumlarının üstünde baskıyla çök, yasaklar ile süsle, sonra kafasını kaldıran, ses çıkaran olursa, biber gazı kapsülü ile yada linç ederek öldür.
bugün itibariyle sosyal medyayı, sarsan anlam veremediğim durumdur. insanların milletvekillerinin konuşmalarını, abarttığını gördükçe başkalarının adına utanıyorum lan. zaten görevi değil mi, yahu? o konuşmayacakta bizmi konuşacağız.
yok ayar verdi, yok aşık oldum, yok dayanamıyorum, bayılcam falan. yokluğu bu kadar belli etmeyelim, ne mutlu konuşabilen vekillerimiz var.
bilim, tarih, siyaset, felsefe, sanat özellikle edebiyat üzerine yazıları barındıran. gençliğin dinamizmi ve dostluğun samimiyeti ile okuyucularına sunan internet sitesidir.
şuanda içinde bulunduğumuz çağdır. insanların giderek devletlere, siyasetçilere, dinlere ve bilumum otorite araçlarına olan saygısı azalmaktadır. bunun sebebi gerçek bilginin insanlardan kaçırılamaması ve değişik fikir ve düşüncelere zincir vurulamamasıdır.
insanlık artık gözünü açtı, her söylenene inanan, babasının fikrini devam ettiren dişliler artık azalıyor, giderek yok olacaklar. geçtiğimiz süreç kafamızdaki tabuları ve otoritelerin işleyişini yok edecektir. işte biz buna anarşizm diyoruz.
halkın sanatçısı, halkın düşüncelerini dile getirdiği için yargılanamaz! gezi direnişine verdiği destek ve cesur söylemleriyle birilerinin gözüne batan serbes, şuanda yargılanıyor. emrah serbes'in, söylemleri gezi direnişine katılan herkesin haykırmak istediği ve altına imzasını attığı sözlerdir. onu yargılamak, halkı yargılamaktır. bu sebepten ötürü, emrah serbes yalnız değildir!
tanım: twitter'da, emrah serbes'e, destek vermek amacıyla oluşturulan hashtag'dir.
istanbul anarşi insiyatifinin, medya çalışanlarına yaptığı duyurudur.
--spoiler--
MEDYANIN MÜLKSÜZLERiNE ÇAĞRIMIZDIR: BIRAK GEL, EKMEĞiMiZi PAYLAŞALIM
Hasan Ferit öldü duydun mu? On sekiz yaşındaydı, haberin var mı? Yoksa Ethem gibi, Abdullah gibi onun da mı haberi gelmedi oralara? Ama sen biliyorsun aslında hepsini. Ali ismailin nasıl vurulduğunu, arkasından anasının göz pınarlarının nasıl kuruduğunu, Medeniyi sırtından vuranı ve anasının aslında bin karakolun bastıramayacağı öfkesi, bin oğlun ve kızın dindiremeyeceği sızısıyla nasıl yaşamaya çalıştığını Sen biliyorsun, Hasan Feritin bedeninin hâlâ zorbalığın hedefi olduğunu. Evet; yaşam alanını devletin çetelerine karşı savunurken düşen Hasan Ferit.
Biliyorsun; çünkü Hasan Feritte senin kadar, bizim kadar, Mehmet kadar, Ahmet kadar hepimiz kadar gençti, hepimiz kadar mülksüzdü ve hepimiz kadar yaşama hakkı vardı bu zorbalığın değirmenine dönen yeryüzünde. Sen biliyorsun Sen; Ethem can çekişirken yayınlanan belgeseller esnasında kurgu odasında oturan Sen; Ethemi eylemcilerin attığı taş öldürdü. diyen yüzsüzlerin haberini hazırlayan Sen; Ali ismail arkasında acılı bir tebessüm bırakıp giderken ilk mikrofonu valiye uzatan Sen; hayata dair gerçek olanı yalana çıkarma egzersizlerinin yapıldığı o gazete ve televizyon binalarının katlarında fotokopi çeken Sen; tüm mülksüzlüğün ve tüm yalnızlığınla yalanın aracısı olan sen ilk günden beri her şeyi biliyorsun.
Peki neden? Hasan Feritin cansız bedeni bile tutsak edilmişken neden bu kadar görmezden gelmen? Hiç uzaklara gitme, kendini koy o tabutun içine ve anneni düşün. Sevgilini, çocuğunu, arkadaşlarını düşün. Ve birilerinin senin en savunmasız hâlini bile toprağından ayrı düşürdüklerini düşün. Ne denir mesela şimdi Hasanın annesine? Bizi de oğlun bil, kızın bil desek -ki bilir, oğlu kadar oğul, kızı kadar kızı bilir- bilir de soğumaz yüreği sen de bunu bil. Bir de şunu söyle: Sen bunca görmezlikle, sana zulmün bayrağına yükseğe çıkarmanı emredenlerin önünde el pençe durmakla ve hayatını özgürlük diyenlerin acıları üzerine kurduktan sonra nasıl dokunabiliyorsun sevdiğine? Nasıl okşayabiliyorsun çocuğunun saçlarını? Nasıl yatabiliyorsun annenin dizine? Yoksa onlara da mı yalan söylüyorsun?
Zannetme ki düşman ilan ettik biz seni. Etmedik! Sen sorduğumuz sorulara kendince türlü cevaplar üretip kendine bile yalan söylemeye kalkıyorsan başka Yok, eğer zor geliyorsa sana da bununla yaşamak kurtul o zordan. Varsın bir gün ünlü bir haberci olma
Varsın o plazalarda afili bir odan olmasın Varsın bir gazetede gülen bir fotoğrafının altında yazıların çıkmasın. Varsın her ay para yüklü bir banka hesabın olmasın Diyorsan ki bunlar değil benim derdim, ben sokakta kalırım çalışmazsam korkma; emin ol Abdullahın anası belki de oğlunun kokusu çekip gitmesin diye tozuna dokunmadığı oğlunun odasında yatırır seni. Emin ol Hasanın korurken vurulduğu mahallede bir göz ayrılır sana Emin ol hepimizin sığıştığı evlerde bir döşek düşer sana Diyorsan ki çoluğum çocuğum var korkma; her çocuk herkesindir buralarda, her göz her çocuğu sakınır rüzgârdan bile Yani ki diyorsan aç kalırım, korkma; ekmek dediğin paylaşılmak içindir bizde. Şimdi halaylar çekiliyor Hasan Ferit için bir ateşin başında. Şimdi bir türkü büyüyor dilden dile
Sen de gel şu an, şu dakika görmezden gelmeyi bırak. insanları ve hayvanları yarışma programlarında tutsak eden, mülksüzleri dizilerdeki zengin hayatlarla kandıran, haber diye devletin emirlerini yağdıran, sayfa sayfa yalan düzen bu hiyerarşinin efendilerinin gözü kulağı olmaktan vazgeç. Salyaları aka aka iktidarın peşinde koşanlardan ve onların yalanlarından kurtul Şu üç günlük dünyada hayatını bir yalanın üzerine kurma. Emin ol; hep birlikte özgürleşeceğiz.
Sen de korkma gel; ekmeğimizi paylaşalım.
ilginç olaylarla bizleri kendine bağlayan güzel ve yalnız ülkemiz. bu sefer ilginçlik silsilesine yeni bir başlık atarak bizi yeniden dumura uğratan olayı yaşatmayı başarmış bulunuyor.
tanım: toruna sopa, duyanlara gülücük armağan edilen acayip olay.
dev grubunun, dans et isimli şarkılarına çektikleri klip gezi parkı direnişini konu edindiğini için tv kanallarından veto yemiş. şarkılardan, sanattan, kararlığımızdan korkuyorlar anlaşılan, durmak yok her alanda direnmeye, bağırmaya devam.
biber gazı dolayasıyla artan ölüm ve yaralanmalara karşı başlatılmış kampanya. amacından saptırılarak kullanılan her şey öldürücü bir silaha dönüşebilir. biber gazının toplumsal olaylar da, kullanılması yasaklansın.