artık sigaranızdan bir nefes daha alırken, etrafınızda kaçacak kimsenin kalmaması gibi birşey bu.. arabanın arka tekeri baz aldığımız kale direklerimiz vardı birde, tek kaldırım taşını koyduğumuzda sokaktan geçen arabalardı, o dönemler hayıflandığımız tek husus... veyahut ufak arabayı kale olarak baz aldığımızda, aşırtma şutlarının dozajı biraz kaçarsa "oha oğlum arabayı bile geçti, gol değil" diyerek kavgaya dahi dönüşebilen efsanevi maçlardı yitirdiklerimiz.. artık coca colanın köpüğü değil, kendisini içmek daha cazip hale gelmişti. hani telsim hattı olan kız arkadaşa yazamadığımız zamanlar bile güzeldi, mesaj atardık 2 kontör ödeyerek. iletişim merkezlerinin paraları koyduğu yillardı, şimdi direk arar olduk; oysa mesajlaşmaların tadı daha başkaydı . gol attığımızda ismini bağırdığımız dünya yıldızları, teknik direktör mertebesine ulaşmışlardı çoktan..keşke tek hayıflandıklarımız ailecek gidilen misafirlikte bize ikram edilmeyen çay olsaydı.. evet haklıydınız, cocuklar çay içmezdi..hele de çayı şekersiz içmeye başladığınız anda geliyorsa bu umutlar akla, kaçışı yok canınız yanar..
kimi insan var; "namus belirtecim" der geçer..
kimi insan var; "o eskidendi ağabey, çarşaflarda kalmış kan lekesi" der geçer..
kimi insan var; "cinayet sebebi" der, durur.
6 milyar küsürlük evrende neden bukadar kıymete bindi biliyor musunuz? evlenme yaşı yükseldi. evet, artik eskisi gibi değil.. ortalama evlenme yaşları 27-30 arasi seyrediyor. Peki bu durumda kizlar 10 sene eğitim-öğretim ve çalışma hayati derken daha fazla dayanamayip sevişiyorlar. ve çoğu bekaretini namus belirteci olarak gören kizlarin sevistiği adamlar dillerine hakim olamıyor. (bak hepsi demedim genc, sakin ol adam gibi adamlari tenzih ediyorum) ve anlattıkca vucutlarınızın mahremiyeti kalmıyor. ve bu durumda; köle jelatini korumak uğruna seneler boyunca google'a girip "icime girmedi, fakat kan geldi kızlığım bozulmus mudur", "erkek arkadasımla sevişiyorduk pembemsi kan aktı, bozulmus muyumdur" diye başlıklar aratırken, daha acınası hallere düsüyorsunuz..
şüphesiz; türk erkekleri olarak hepimizin müzdarip olduğu durumdur.
sonuc olarak; yoğun uğraşlar sonucu eve attığınız kızın "herşeyi yaparım ama alt tarafımı çıkartmam" muhabbetinden sonra; üst kısmı cıplak altında pantolon olan hatunla, evde pehlivan gibi güreşirsiniz anca..
Gerek prosüdürleri gerek egitim bicimi gerekte ogrenci alımıyla ilgili derin yaptırımlar da bulunan ilim irfan yurdu(!)
Türk hakemlerinden daha çok küfür yedikleri rivayettir.
Neden mi ?
"iyi insan yetiştiriyoruz" sloganıyla ironi kavramının sınırlarını zorlayandır.Zira dolandırmak kavramını
eğitimin önünde tutmuş ve her platforma yeni katılan potansiyel bi üniversite hayallerine bürünmüş ögrencinin
haklarına tecavüz edendir. Yetenek sınavlarıyla girişe hak kazanmış öğrencileri tutulmayan bölümlere yönlendirerek
burs hayali ve sene sonu bölüm geçişi garantisi vericegini temin ederek kayıt yapmışlardır.
Sene sonunda ne burs, ne de bölüm geçişi sağlayan kurumdur.
122 yıllık tarihiyle bu yola başkoyan bi platformun birkaç milyar kazanç sağlamak adına düştüğü durum gerçekten
utanç verici bi tablodur. Troll hocaları sanat ifşa etmek yerine güzide okullarının yaptırımlarıyla övünmektedir.Okul hakkındaki şikayetleri
dile getirmek üzere gerekli mercilere cıktıgınızda size meşgul oldugunu soyleyenlerle doludur.
Bizler sadece sizin dilinize pelesenk olan "iyi insan yetiştiriyoruz" ulvi bi sloganının gerçekligine inanarak görevlerinizi yerine getirmenizi istedik.
Bizler sadece sanat adına birşeyler ögrenmek istedik..
Hibe edilen bir yıla mı, boşa giden paraya mı, yoksa çaldıkları hayatlara mı? acımalı siz karar verin.
istemediği bölümde okuyan onlarca öğrenciyi mağdur statüsüne sokmuş ve hayatlarıyla düpedüz oynamıştır.
Eğitim için gelenleri prograssive ruh haline sürükleyip dillerinde futursuzca ve milyonlarca küfür yarattıran bu yuvaya
gelmeden birdaha düşünün..