6 ay oldu bugün. 6 aydır her gün, her an, geceleri rüyam dahil beynimde aynı şeyler dönüp duruyor. ne geçmişle hesabım bitti, ne alışabildim, ne bundan sonra nasıl devam edilirin çözümünü bulabildim. geçmiş de, şuan da, yarın da.. hiçbir şeyi olduramıyorum.
direnişin ötekileştirilmeye, susturulmaya, sindirilmeye, baskı imparatorluğuna karşı gerçekleştirildiğini düşünürsek en çok ötekileştirilenler, en çok susturulmaya çalışılanlar olarak en önde direndikleri içindir.
katlettiler, gençliğini aldılar. gram üzülmeyenler var. hatta ölümüne üzülenlere hakaret edenler var. insanlığından utanmak derler ya işte tam karşılığı.
doğru mudur tartışılır. umarım da değildir ama "taksim'den sonra anıtkabir'i de yıkarız elhamdülillah" diyen zihniyetin polisinden bahsediyoruz. doğruysa şaşırtmayacaktır.
sevgilinin, daha önce başka birini sevmiş olduğu için seviştiğini idrak etmekle başlar. eğer çok seviyorsanız sizi kederlere sürükleyecek olan asıl şey sevgilinin sizden önce başkasını ne kadar çok sevmiş olabileceği fikri olmalıdır, vücudunu başkasıyla paylaşması değil.
eski sevgilinin henüz sevgili olmadığı dönemlerde tanıştırdığı müslüm gürses şaheseri. "bak sana bunları yaşatacağım hazır ol" demek istemiş,anlamamışım.
13 yaşındaki kızını kendisinden bilmek kaç yaş büyük adamla evlendirmekte sakınca görmeyen babaların olduğu bir ülkede, kızını üniversiteye gönderdiği için pezevenk diye hakaret edilen babadır.
korkaklıktır, yanlış bir tercihtir. ama ayrılmadığınız halde kafanızdaki "bir gün bitmek zorunda kalacak" fikrini de atamıyorsanız, bu korku yüzünden ilişkinizi gerektiği gibi sahiplenemiyorsanız arafta kalırsınız. sevdiğinizi de arafa çekersiniz. sevginizde bir tutukluk vardır ve karşı tarafa asla yetmez. deli gibi sevdiğiniz halde "beni benim seni sevdiğim gibi sevmiyorsun" diye suçlanır durursunuz. uzun lafın kısası ailelerin tepkisinden eminseniz hiç başlamamak daha sağlıklı olacaktır.
düne kadar canınız olan insana hem bu kadar yakın olup hem bu kadar uzak kalmak işkence gibidir. bütün iletişiminiz kuru bir selamlaşmadan ibarettir. her gün kime güldüğünü, kimleri güldürdüğünü gözlerinizle görürsünüz de onla birlikte bir siz gülemezsiniz. "neydik nolduk" diye düşünmekten kendinizi yersiniz. eski sevgiliyi her gün görmek zorunda olmak ayrılığın kendisinden çok daha zordur.
dökeceği göz yaşını kimin öldüğüne, zulme uğrayanın kim olduğuna göre akıtacak kadar samimiyetsiz olmasından doğan haklı bir öfkedir. ölüm, zulüm karşısında ağlamak ne kadar insani bir durum olsa da kendi ülkesinde korunmasız, silahsız olduğu halde ölen gencecik canlar için üzüldüğünü göremediğim içindir benim öfkem. başka bir nedene gerek bile duymuyorum.
aldatan sevgilisini affetmeye hazır olan, belki haklı bir nedeni vardır göremediğim diye uman, kanmaya hazır, saflığın sınırlarını zorlayan sevgilidir.