name of last solo record from famous guitarist of RHCP as John Frusciante.
The Empyrean Track listing:
1. Before The Beginning
2. Song To The Siren
3. Unreachable
4. God
5. Dark/Light
6. Heaven
7. Enough Of Me
8. Central
9. One More Of Me
10. After The Ending
siyahi, metro turizm in soforudur. turkiye icin bir ilk olabilir olmayada bilir**. sofor arkadaslarinin belden asagi muhabbetlerinde hep on saflarda olma ihtimali yuksek kisidir. dun gecenin gec sularinda eskihisar feribot iskelesinde gorulmustur.
su hissetmek nice guctur yarabbim dedirten vuku ki ayni zamanda ic de gidiklar.
hergun yada gun asiri oldugu gibi yine oturmussunuzdur mudur koltuguna dunya hakkinda dusunursunuz yeni fikirler uretirsiniz kan ter icinde bu dunyaya guzel eserler birakmaliyim dercesine. elinize bir kagit alip eskizler cizersiniz, odada calan muzige kulaginizi verirsiniz, eski sevgililerinizi dusunursunuz, gecmisinizi geleceginizi ve birden karamsarlasirsiniz noluyo laaaan diye basarabilecek miyim dersiniz kendi kendinize sonra arkadaki dugmeye basarsiniz yerinizden kalkmadan once ve garip hislere kapilirsiniz bir an icin sanki yoga yapmis yada cumaya gitmis gibi oluverirsiniz ve kalkarsiniz mudur koltugunuzdan gotluk yapmaya devam etmeye.
o çocukluktan kalma haylazlıklar arasındadır. defalarca annenenin uyarısına ragmen aynı hareket fütursuzca tekrarlanmaktadır. yaş 20lere gelip de hala istemdışı yapılıyorsa bu hareket artık haylazlıktan çıkmıştır, eskiye özlem de olabilir yada başka birşey ama işte bunun da verdiği zevk apayrıdır. hele hele eve terli terli gelip lak diye sürahiyi kafaya dikmek...
piercingi ve turbani ayni bunyede barindiran hatundur.*bugune kadar ne piercingi ne de turbani yargiladik ama ikisi ayni kafada durmuyor diye dusundurmektedir. Dun calistigim yere gelmistir ayrica aslinda uysal nazik olabilir cogu. **
oncelikle belirtmek gerekir ki basliktaki sikistirilmis kelimesi her hangi bir cinsel icerik yada iki gogusu birbirine ileri geri surtmekle dolayli yoldan iliski yada on sevisme gibi bir anlam tasimamaktadir.
sikistirmak kok olarak farsca yada oralardan bi yerden gelme bir sozcuktur*.heralde silikon kelimesi de ordan burdan gelmis olucak.* (bkz: kendini komik mi zannediyosun)neyse.
efenim bayanlar cok eski caglarda basladilar sac kesmeye sonra tirnak torpulemeye ve teknolojinin de yardimiyla liposaksin yaptirmaya felan. ama dunya tercih dunyasi kimisi yaptirdi kimisi yaptirmadi yaptirmayanlar da yaptirmis gibi gorunmek istedi. oyle oldu boyle oldu derken daha buyuk gorunumlu gogus* arzusu sonucu iki tip cozum ortaya cikti. 1 silikon 2 sikistirmak.
cerrahi operasyon sonucu jolemsi seylerin* goguslere konmasi maliyet acisindan pek de ucuz bir sey degildir, lombur lombur sallanirken kosmak hatta yurumek bile zor olabilir, bel agrisi yapabilir kuvvetle muhtemel, denize giremezsiniz, kesik izi kalir, deforme olabilir, partnerin elinde kalabilir ve en onemlisi de patlayabilir. (bkz: sevda demirel) ama sikistirma oyle degildir. giysiyi giymeden once sikistiriverirsin, masallah 90 ila 100 arasi gogus var gibi durur ayrica ekstra bir maliyeti de yok canin mi sikildi vijuiiiit cekersin tekrar geriye, oh mis. kesik izi yok, buyuk beden sutyen derdi yok, oldugundan da genc gosterir hem ama daha da once soylendigi gibi tercih meselesi.
(bkz: silikonlu anneden sut icen cocugun hormonlu olmasi ihtimali)
daha ilkokul caginda okuldan eve geldikten sonra anneden alinan bozukluklarla cipse alısan insanoglu bu mereti daha o kucuk yasta yerken fevri bir sekilde paketin sonunda kırıntılar kalınca kafaya dikerdi. belki de atalardan kalan bir mezopotamya gelenegidir kim bilir? yillarca bu hareket yapilir kontrol dısında a paket bitti tak dikeyim seklinde ama bir gun gelir hava yamurludur, kasvetlidir. o gun neler olacagini bilemezsiniz tum safliginizla cocuklugunuzdan beri sevdiginiz o dayanılası guc lezzeti alırsınız ve yemeye baslarsınız. her guzel seyin bir sonu vardır bilirsiniz ve paket biter. yine istemdışı bir şekilde bir bakmışsınız paket kafanızda. bir daha bakmak istemissiniz ama mumkun degil cunku gozunuze cips kacmis aman allahım. o en sevdiginiz tuzlu, baharatlı, domatesli, cesnili cips gozbebeginize tıyır tıyır surtuyor. e ne yani simdi oldu mu? dersiniz icinizden biraz da kufur edersiniz. cips yerken de kaynak gozlugu felan mı takalım diye dusunursunuz. birden bu acıyla orta okulda topluca verilen deprem tatbikatı aklınıza gelir. orda bir amca vardı hani enkaz altında kalırsanız ve gozunuze birsey kacarsa avcunuza su doldurun ve gozunuzu suya sokup saga sola bakarak gozunuzu yuvarlayın diye* hemen bu akla gelen seyi yaparsınız ve kor olmaktan kurtulursunuz. insanoglu iste. *
efenim gelişen teknoloji ve uzay çağının bir yansıması olarak çooook eskilerden hani biz küçükken migros kapıları vardı* hani böle açılırdı zink zonk diye ulan nasıl oluyo diye küçük beynimizin tamamını kullanmaya çalışırdık. işte uzay çağının yansıması olan bu teknoloji artık bize daha da yakın. eskiden temizlikçi kadın apartman boşluğunu süpürürkene düğmeye kibrit sıkıştırır fekat şimdilerde bunların yerini sensörlü lambalar aldı. ne de güzel oldu degil mi zart nerdesin pat orda yanıyor felan. hem kuresel ısınma ve plasmaların kullanımıyla artan elektrik sıkıntısına istinaden hoş ve yararlı bir şey. ama gel gelelim bu otomatik sensorlu sey duzgun calışmazsa. ** işte bunca teknoloji dedik uzay dedik ama gel gör ki birşeyler ters gidince olmuyor efenim. o ayarsız seyi calıstırmak için ayar oluyorsunuz. yansın diye maymunluk yapıp soyu tukenen pandaya donuyorsunuz cok icler acısı. ama demekki tum bunların ana sebebi uzay. uzay olmasaydı uzay çağı olmazdı ve boyle bir teknoloji de gelistirilmezdi. maymun ettin bizi uzay. **
edit: evrim teorisine farklı bir bakış degildir.
zaman zaman cogu zaman zihinlere gelen ve simdiki zaman icindeki yuruyus vslerdeki pankartlarda gorulen sol birlessin dusuncesine karsi olan dusuncedir. pekala belki parca parca ortak goruse sahip insanlar olmaktansa tek guc olunmasi iyidir fekat unutulmamalidir ki bazi sol partilerin simdiki yonetimden ve turkiye nin basina gelmis temel yonetimden farkli olmayan somuruculuk gayesini gutmedikleri.
evet bi yerlerden tanidik degil mi bu kareler. siyahlar icinde bir adam, tombul espri yapmaya calisiyor.. efenim muyap in etkinliginde sahneye cikip oldu vermece. ne kasiyosun ki kardesim cik odulu ver gorevini yap. (bkz: taklit kokan hareketler) ayni tarihlerde cem yilmaz in amerikada olusundan mi olsa gerek yoksa ahh canium ne sirin seymissin sen vurgusundan mi olsa gerek sekil alan durum.
gelmis gecmis en iyi bluesmanlerden birisidir.1911 yılında dogmus ve 27 yil yasamistir. olumu konusnda cesitli soylentiler vardir ama willie brown a göre "he just died" dir. bir suru sarki yazdigi fakat 29 tanesini kaydettigi soylenir ve 30. sarkisi uzerine crossroads adinda bir film yapilmistir.
Hey Izabella
Girl, I'm holding you in my dreams every night.
Yeah, but you know good well baby,
You know we got this war to fight.
Well, I'm calling you under fire
Well, I hope you're receiving me all right.
zaten matematikten yeterince bunalmis yazar bunyenin sozlukteki mevzu bahis turevleri gorunce seslendirdigi* feryat. uuserlarin daha yaratici olmasi gerektigini kara kara dusunduren durum.