bir gürcü ve çeçenin savaş dramlarını anlatan film.
--spoiler--
ivo ise bu iki kişiye müdahil olmakta, onları aynı çatı altında birleştirmektedir. film her ne kadar zıt taraflar üzerinde yoğunlaşsa da savaşın ortasında kalan insanların ne kadar tehlikede olduğunu göstermektedir.
--spoiler--
ingiliz edebiyatı okuyana, ilgi gösterene ileri derecede bilgi katabilen bir bölümdür.
ingiliz edebiyatı okuyup bırakmanın acısını yaşasam da, şu an okuduğum bölümde bile bana bir şeyler katabiliyor. kesinlikle türk edebiyatı kötü ya da ingiliz edebiyatı daha üstündür demiyorum.
sadece okuduğum ve az da olsa bir şeyler öğrendiğim için bir şeyler söylemek istiyorum.
hazırlık seviyesinde bile olağanüstü kitaplar okutulduğunu düşünüyorum.
ütopya bunlardan biridir. küçüklüğümden beri duymuşumdur bu kelimeyi ama kimse de bir açıklamada bulunmamıştı. ben de araştıramadım sanırım. siyasetçilerden duymuştum küçükken o kelimede ütopikti sanırım. ütopya aslında olmayan sadece hayallerde yaşatılan bir toplumun genel özellikleridir. ilk kez the dispossessed te duymuştum.
daha fazla ilerleyip bölüme geçtiğim zaman thomas moore, francis bacon, önceden okuyup sonradan haa bunu demek istiyormuş dediğim george orwell,campanella gibi bir sürü yazarın ütopyasını okudum.
hakkında konuşulabilecek bir sürü roman ve hikaye de var; ama ben şiirlerini daha çok seviyorum.
bir john donne dendiği vakit durulmalı bence. aşk şiirlerinin üstadıdır kendisi. metafizik şiirin kurucusu sayılır ayrıca.
andrew marvell da bir diğeridir. bu iki şairin şiirleri türkçe'ye de çevrilmiştir.
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma.
17 yy. metafizik şiirinin önde gelen ismidir. inanılmaz imgeler ve göndermelerde bulunur. the flea şiirinde bir ''bitten'' aşk üzerine nasıl bir şiir yazılabileceğini göstermiştir. şiirlerinde iki önemli tema vardır aşk ve ölüm. 17. yy'da ingiltere'de yaygın olan konular bu 2 tema olarak görülür. ölüm temasını the good morrow şiirinde, aşk temasını da a valediction forbidding mourning de işler.
a valediction forbidding mourning şiirinde sevgilisiyle arasında olan ilişkisini pergel üzerine kurar. sevgiliyi pergelin sabit ayağına kendisini ise hareketli ayağına benzetir ve kendisini nereye giderse gitsin mutlaka bir gün tekrar sevgilisinin yanına geleceğini söyler. fiziksel bir ayrılık olsa bile, aşkları asla eksilmeyecektir.
şiirin tam çevirisi şöyledir:
sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
ne kadar dönersem döneyim çevrende:
er geç baş başa verecek değil miyiz?
--spoiler--
ilk olarak 1843 yılında basılmıştır. ana karakterin ismi de cinsiyeti de belli değildir. bu isimsiz anlatıcı * saplantılı bir şekilde evdeki yaşlı adamın bir gözüne düşman olmuştur. o gözü her gördüğünde kendince planlar kurar, onun gözüne nefretle bakar.
türkçe'ye gammaz yürek olarak çevrilmiştir. ayrıca 1950 yapımı 7 dakikalık kısa bir çizgi filmi vardır.
--spoiler--
avrupa' nın kuzey batısında yer alan ülke. oldukça ilginç özellikleri var.
soyadı kullanımı bunlardan biridir. erkek ve kadın soyadları farklıdır. dottir kızlar için kullanılır. galiba ingilizcede kullanılan daughter buna eşdeğerdir. bir kadının soyadı mesela johanne olsun. dottir bunun sonuna eklenir ve johennesdottir olur. eğer erkek kullanıyorsa johannessen olur. buradaki ek ise ingilizcedeki ''son'' ile aynıdır. bu ekler seslere göre değişiklik gösterebiliyor. son bazen sen olabiliyor. bu durum izlanda'da karışıklığa yol açmayabilir ama başka bir ülkeye yanında küçük kızıyla giden bir baba check in sırasında sorun yaşıyormuş. bu kız kim diye soruyorlarmış.
nufüsu 400.000'e yakındır. oldukça az bir nüfus.
dünya çapında bilinen futbolcu eidur gudjohnsen izlandalıdır. babası da futbolcu olan gudjohnsen ülkesinin milli takımı için oynarken bir maçta babasının yerine oyuna girmiştir. teknik direktör yüzünden beraber oynama fırsatını kaçırmıştır.
öğrencilerin bilgilerini toplayıp, analiz ettiği web tabanlı bir araştırma aktivitesidir. konuyla alakalı linkleri paylaşarak öğrenmeyi daha etkili ve daha kapsamlı hale getirir. en az 6 bölümden oluşur. bu bölümler şunlardır : giriş, hedef, süreç, kaynaklar, değerlendirme ve sonuç.
biber dolması ile aynı tencerede pişince daha da lezzetli olabilir. dolmaların ağızları domatesle kapatıldığı için tencere rengarenk olur. ayrıca patlıcan kurudur ve sahip olduğu kalın yapıdan da uzaktır. yoğurtla yenilmesi tavsiye edilir.**
npower lig 1'da sheffield united ile başladığım oyun.
ilk sezonumda charlton'ın arkasından championship'e çıktım. kulübün önerdiği 3 yıllık teklifi değiştirerek 1 yıllık yaptım nasıl olsa başarılı olur, tekrar teklifte bulunurlar diye. sezonu 16. olarak bitirdim ve sözleşme yenilemediler. ligden düşen milwall'ın başına geçtim ama bana 4 coachtan daha fazlasını izin vermeyince istifamı verdim. şuan galler u19'un başında olduğum oyun.
itirazdan sarı kart görülebilir. hatta kırmızı bile.
kaleci ceza sahası dışında topu elle tutunca sarı kart görüyor. topu tutmak için kayınca ceza sahasının dışına çıkan kaleciler mevcut.
guy ritchie'nin yönettiği rocknrolla filminin bir sahnesinde olan hata.
ilk sahnede adamın kravatı yok ve saçı dağınıkken 2. sahnede aynı adamın kravatı var ve saçları düzgün.
dört yapraklı yoncada her yaprağın bir anlamı vardır*. birinci yaprak ümidi, ikinci yaprak inancı, üçüncü yaprak aşkı, dördüncü yaprak ise şansı simgeler.****
tolunay kafkas'ın bizi eleseler bile uefa kupasında daha fazla ilerleyemez dediği takım. uefa kupasında gaziantep'i eledikten sonra spartak moskova'yı da yenerek gruplara kalmıştır. grupta rakipler psv, rapid bükreş ve hapoel tel aviv idi. grupta psv'nin arkasından 9 puan toplayarak bir üst tura çıkmıştır.