smokin joe
259 (çağından bir adım önde)
on ikinci nesil yazar 74 takipçi 589.13 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ortaokulda öğrencilere kabe maketi tavaf ettirmek

    2.
  1. Öğretmenlerin son zamanlarda öğrencileri kaydedip sosyal medya etkileşimi kasması dışında bir sorun göremedim.
    0 ...
  2. ege üniversitesi dilan polat ziyareti

    4.
  3. böyle konuların üniversite eleştirmek için kullanılması bana gereksiz geliyor.

    işte yakışıklı güvenlik gelmiş. E gelsin amk, boş beleş etkinlik işte. bilmem ne kulübü sırf geyiğine çağırabilir, giden öğrenciler de hayatın sırrını bulma umuduyla gitmemiştir, goygoyuna gitmiştir zaten.

    Amk bizim zamanımızda yazarları, gastecileri, tv programcılarını falan çağırırlardı, bu amına koduklarım da karşısında soru sormaya hevesli genç çocukları görünce baya kanaat önderi havalarına girerlerdi. Hepsini toplasan bir sike derman değiller, alayının da sadece ekmeğinde olduğunu zaten zaman apaçık gösterdi.

    Keşke bizim zamanımızda da böyle boş beleş şeyler daha çok olsaymış.
    1 ...
  4. kedisi köpeği olan kızla öpüşmek

    1.
  5. şimdi düşündüm de, çok mide bulandırıcı bir şey lan.

    Olm bunların ağzını yüzünü kedi köpek yalıyor vıcık vıcık.

    Bundan sonra kedisi köpeği olan kızlarla çıkmama kararı aldım. Hepimiz için hayırlı olsun inşallah.
    0 ...
  6. seninle şöyle olabilirdik

    3934.
  7. ankara ya üniversite okumaya gelen taşralı kız

    9.
  8. bu konuda beni en rahatsız eden şey, dtcf’ye okumaya gelip dhkp-c (kısmen pkk) sempatizanı haline gelen taşralı kızlardır.

    Başlarında öğrenci kisvesinde terörist bir orospu evladı, dayı, öcalan ot bok içerikli slogan verir, bunlar da bağıra bağıra slogan atarlar.

    Kızım senin yedi sülalen aydınlı, kırşehirli falan amk, senin ne işin olur bu terörist takımıyla?

    Bunların bu denli kolay kafalanması oldum olası uyuz etmiştir beni.
    0 ...
  9. ferdi tayfur

    603.
  10. allah rahmet etsin, büyük sanatçıydı. Çocukluk döneminde çok dinlerdim. (Nasıl bir çocukluk geçirdiysem artık!)

    Sabahçı kahvesi, emmioğlu, yüreğimde çarpıyorsun, yıldızlar da kayar, akşam güneşi ile hatırlayacağım kendisini.
    1 ...
  11. inci sözlük neden bitti

    2.
  12. serkan inci denilen denyonun herhangi bir krizi yönetecek zekada olmamasıyla ilgili.

    inci sözlük, zaten spontane gelişen ve kaotik içeriyle önemsenen bir şeydi. Serkan denyosu sikko bir blogspot açmaktan başka bir şey yapmış değil. (Öyle ki arama butonu bile çalışmayan, bir yazılanı bir daha göremediğiniz bir yerdi) inci sözlüğü büyüten ve kitlelere yayan şey ilk dönem yazarlarının mizah seviyesi ve formatsızlıktır.

    Sonra serkan, açılan en ufak davada dalağı götünde atar hareketler sergilemeye başladı. Adnan oktar’ın götünü öptü. Çoluk çocuğu siteye doldurdu, haliyle sözlükteki mizahı üreten yazarlar 1,5 - 2 yılın sonunda sözlüğü terk etmeye başladı.

    Hikayesi bundan ibarettir.

    Kontrolü, Serkan denilen 5. Sınıfı dolandırıcı salağın elinde olan bir oluşumdan da fazlası beklenmezdi zaten.
    0 ...
  13. mezhepsiz müslüman

    63.
  14. Yüksek lisans sürecinde seçmeli aldığım bir ders vesilesiyle mezhepler tarihini araştırdım. Daha sonrasında konudaki ciddi kaynakları taramaya devam ettim.

    Bu konuda daha evvelden bilgim var sanıyordum ama gerçekte pek de yokmuş. Çünkü genel olarak o döneme kadar okuduğum kaynakların bilimsel olmadığını fark ettim.

    Diyebilirim ki, Mezhepler tarihiyle ile ilgili çok temel iki problem var:

    1- geriye doğru tarih inşaası:

    Mevcut mezheplerin (anaakım sünni ve şia mezhepleri dahil) hemen hemen hepsi kendilerini hz. Peygamber’in yaşadığı dönemle bağdaştırma çabası içerisinde. Ki, yok böyle bir şey.

    Şu an varlığını sürdüren hiçbir mezhep hz. Peygamberin yaşadığı dönemle ve hz. Peygamber’in ölümünü müteakip 1 asırlık süreçle kendini ilişkilendirilebilecek bir geçmişe sahip değil.

    (Bugün varlığını sürdüren ibazziye haricilikle anılsa dahi, kendilerini hariciyenin devamı olarak tanımladıkları pek söylenemez. Keza, hariciyenin muhalefeti siyasi vaka ile başlayıp daha sonra itikadi altyapı kazanmıştır ki, tekfircilik ve radikallik, bir mezhep olarak o dönemki fikirleriyle varlığını sürdürmesine engel olmuştur. Bugün hariciyenin devamı diye gösterilen irili ufaklı birkaç mezhebin şu anki görüşleri asıl hariciyeye kıyasla çok yumuşak ve ılımlı kalır.)

    Örneğin şia’nın iddialarının aksine, ilk asır kaynaklarında “şia/şii” bir lafz olarak bile yoktur. ikinci asır kaynaklarda ise hiç de mezhep gibi telafuz edilmemiştir ve o dönem o isimle (şia/şii) anılanların bugünkü şiayla ne itikaden, ne de silsile olarak herhangi bir ilgisi yoktur. Keza sünni mezhepler için de durum böyledir. Haliyle mezhepler kabaca tabiun’dan bile sonradır ve emevi/abbasi döneminde (mezhep imamlarına bizzat eziyet eden) iktidar eliyle kurumsallaştırılmıştır.

    2- tarafgirlik:

    Mezheplere ilişkin ilk dönem kaynakların birçoğu karşıt/muhalif/farklı mezhep mensupları tarafından kaleme alınmış eserlerdir. Haliyle en başından; aleyhte, muhalif yahut içeriğe çok da vakıf olmadan genellemeci bir yaklaşımı temsil ederler. Mezhebi doğrudan içinden anlatan eser sayısı azdır.

    Bu iki temel problem bilimsel/tarihsel yaklaşımı ciddi şekilde gölgelemektedir.

    Diğer bir sorun ise, kaleme alınan eserlerdeki metodoloji sorunudur. Birçok eserde, dile getirilen iddialara, tariflere dair belirgin kanıtlar, dayanaklar ve referanslar yoktur. Dahası, kronolojik çelişkiler de mevcuttur. (Gerçi tarihin o dönem için bu sorun, bilgiye ve yazılı belgeye erişim zorluğu düşünüldüğünde çok anlaşılmaz değil.)

    Haliyle mezhepler gelişirken, (bu zorlukları ve belirsizlikleri bir nevi lehlerine kullanarak) yüzyıllar içinde değişen görüşlerini geçmişe yönelik tadilatlarla sürdürme yolunu seçmişlerdir.

    Dahası, en başta devlet ve iktidar eliyle kurulan mezhepçilik, tarihi boyunca hiçbir zaman bu etkiden soyutlanmamış, hatta bizzat siyasetle herc ü merc bir ilişki içinde serpilip büyümüş, çeşitlenmiştir. Bir diğer deyişle; mezheplerin hemen hemen hepsi hemen hemen her yönüyle kurumsaldır. Bireysel yaşama ilişkin çok az sayıdaki ufak tefek bakış farklılıklarını bir kenara koyarsak, toplumsal anlamda itikadi bir bakıştan ziyade siyasi bir konumlanmaya tekabül ederler ve konumladıkları yeri itikadın gereği kabul ve ilan ederek temsil ederler.

    Tasavvufun da işin içine girmesiyle ilk dönem mezhep imamlarıyla ilişki, ustalara saygı kuşağı nevinden bir selamlama seviyesinde tutularak tarihsel gerçeklikten de ciddi anlamda uzaklaşılmıştır. (Bugün, örneğin türkiye’deki en yaygın mezhep olan hanefiliğe mensup olan insanların çoğu ebu hanife’nin yaşamına veya herhangi bir eserine dair fikir sahibi değildir ama birçok tasavvuf ehline ilişkin türlü menkıbelere vakıftır.)

    Bugün türkiye’deki ortalama islam anlayışında Mezhepçilik tasavvufla o denli iç içe geçmiştir ki, birini diğerinden ayırmak, çerçeve çizmek yahut basit bir tasnife gitmek için bile cerrah hassasiyetinde dikkat gerekir. (Bu ekolün temsilcilerinin kütüb i sitte gibi kaynakları neredeyse ayetle bir tutacak derecedeki canhıraş savunmaları bahsedilen tarihsellikten ve kurumsallıktan bağımsız değildir ama işin orası çok daha tafsilatlı bir değerlendirme gerektirir ve zaten her halukârda gargaraya gelir. )

    Hulasa, mezheple ilgili her zaman akılda tutulması gerekenler:

    - mezhep, dinin gereği değildir. Sosyolojik çerçevesinden tamamen soyutlasak dahi, en temel anlamıyla dinin uygulanışına/yaşanmasına yönelik bir görüştür ve her görüş gibi sadece sahibini bağlar, dinin kendisini değil.

    - mezhepler, hz. Peygamberin ölümünden çok sonra ortaya çıkmış ve zaman içinde iktidar eliyle kurumsallaştırılmıştır.

    - mezhep imamlarının hiçbirisi, mezhep kurma ve ekolleşme iddiasıyla içtihat etmemiş, görüş bildirmemiş ve görüşlerini bütün zamanları kapsayan nihai içtihatlar olarak ilan etmemiştir.

    - mezhepler insan yapılarıdır ve her insan yapısı gibi yanılmayla malüldürler. Kendi öz kızına “fatıma çalış, ben seni kurtaramam” diyen bir peygamberin getirdiği dinde bilmem ne müçtehidlerinin, bilmem ne imamlarının, bilmem ne şeyhlerinin, bilmem ne kutublarının kutsallığı falan yoktur. Zira Bu din, kara kadının oğlunun da dinidir.

    Bütün bunlara ilaveten, mezhep, din kisvesine sarılıp sarmalanmış bir tür kavmiyetçilik işlevi görüyorsa zaten bu dine aykırıdır.

    Edit: mezhepler tarihiyle ilgilenenlere iyi bir kaynak önerebilirim.
    3 ...
  15. insanların gittikçe gerizekalı olması

    2.
  16. uzun vade için düşünüldüğünde artan ortalama insan iq’su, son 2 asırdır (özellikle son yüzyıl) düşüş eğiliminde.

    Temel sebebi; toplum ortalaması üzerinde iq sahibi olanların ya çok az çocuk yapması ya da hiç çocuk yapmadan ölmesi.

    Bir diğer deyişle; Düşük iq genlerini aktarma eğilimini sürdürürken yüksek iq genlerini aktarmıyor.
    0 ...
  17. görsel hafıza

    3.
  18. Bendeki tek hafıza türü ne yazık ki!

    insanların isimlerini, numaralarını, nicklerini vs çok az hatırlayabiliyorum.

    Hele de biri bana bir şey anlatırken (misal işyerindeki kişiler) isim verdiyse falan bir noktadan sonra isim rehberim doluyor ve son yüklenenler baştakileri silmeye başlıyor. Birkaç gün sonra aynı kişiden bahsettiğinde “o kim ya” dediğim çok oluyor. Bunun, sevgilim olduğunda yarattığı “sen beni dinlemiyorsun” tribi çok bayıyor beni.

    Ama anlatılan bir olayı direkt kafada video haline getirdiğim için asla unut(a)mıyorum. Baya baya, karşı taraf anlatırken her yeni veri gelişinde arka plan, tahmini yüzler, bakış, davranış, (tahmini)yansıma, gölge vs en ince ayrıntısına kadar görselleşiyor. Böyle ayrıntılanmış bir şeyi 20 yıl sonra yine en ince ayrıntısına kadar hatırlarım

    Çoğunlukla isimleri de o videodaki rolünden çıkarabiliyorum. Mesela, “o kimdi” sorusuna “hani şöyle yapmıştı” tarzı bir cevap alabilirsem sorun kalmıyor. Ama tek başına isimler benim için muallaktan ibaret.

    Müzik kulağı vs zaten yok. Anca klibi falan olacak.

    Mesela roman okurken de beni en çok bunaltan şey romanın başlarında ayrıntılanmamış çok fazla karakter ismi verilmesi. Roman ilerledikçe karakterler oturuyor. Ama onda da bir süre sonra sadece olayların görseli kalıyor, karakterin ismi yine gidebiliyor bir süre sonra.

    Haliyle herhangi bir metni (kelime kelime) ezberlemek benim için bildiğin çile.

    Bu nedenle eğitim hayatım boyunca çok zorunlu kalmadıkça hiç ezber yapmadım. Zar zor ezberlediklerim de işim biter bitmez hafızamdan silindi. Bunun bir faydası, her şeyi anlamak zorunda olmaktı. Matematiksel formülasyona bile sebep-sonuç ilişkisiyle anlam veremezsem unutuyordum çünkü. Çok şükür sözelci de olamadım bu sayede :p

    Güncel hayatta tek faydası, birinin bana yalan söylemesi için söylediği yalanı en ince ayrıntısına kadar hatırlaması lazım. Çünkü ben muhtemelen ilk beyanı her ayrıntısıyla hatırlıyor olacağım.

    Kötü yanı, insanlar kendilerine saygı duymadığınızı düşünüyorlar haklı olarak. iş hayatında da bunu sürekli yaşıyorum, biriyle tanıştıktan 10 dakika sonra ismini unutuyorum, bu sefer hitap etmek zorunda kalmamak için sürekli ikinci çoğul kullanmam gerekiyor. Tabi bir de bu unutkanlık aptal gibi görünmeme de sebep oluyor.
    0 ...
  19. 31 aralık 2024 yeni yıl tebrikleşmesi

    3.
  20. herkese mutlu yıllar da benden.
    2 ...
  21. yılbaşında ne yapıyorsunuz ey sözlük

    3.
  22. alpha zero

    1.
  23. Google’ın geliştirdiği satranç yapay zekası.

    Kendisine sadece satrancın kuralları öğretildi (taş değer puanlamasını önemsememesi istendi) ve kendi kendine araştırma yapıp çalışma talimatı verildi.

    ilk 9 saatte eski maçları analiz etti ve kendisiyle 44 milyon oyun oynamış olarak geri döndü.

    Akabinde o ana kadar dünyanın en gelişmiş satranç robotu olan stockfish’le müsabakaya çıktı. 100 maçta 28 galibiyet, 72 beraberlik ve 0 mağlubiyetle stockfish’i perişan etti.

    Bu maçların bir kısmını izledim. Hayatımda hiç görmediğim kadar garip pozisyonları gördüm. Hatta öyle ki, bazı hamlelerine dünyanın en güçlü büyükustaları bile 15-20 hamle geçmeden hiçbir anlam verememiştir.

    Böylesi kompleks oyunlarda böyle bir dominasyon resmen ürkütücü.

    Sadece bunun oyunlarını sabırla analiz eden herhangi bir satranç ustası gücünü ciddi oranda arttırır.

    Tabi benim gibi hobi düzeyinde satrançla ilgilenen biri analiz etse satrancı tamamen bırakmak isteyebilir.

    Kısacası, inanılmaz bir hesap gücü.

    Gelgelelim, çalışma mantığı, geleneksel deneme yanılma ile milyonlarca varyantı kontrol etmekten ibaret değil, ekstradan nöral ağlarla çalışıyor.

    Biraz insan doğasına benzeterek açıklamak gerekirse; bir anda milyonlarca varyant hesaplayabilen, bununla birlikte sezgisel oyun kabiliyetine de sahip olan bir canavardan bahsediyoruz.

    Sezgisellik ve makineler, anlamlandırması bile çok zor.
    0 ...
  24. insanların hayvan sürülerine prangalanması

    2.
  25. protein tüketiminin yaygınlaştığı, ortalama iq’nun arttığı bir dönemdir.
    1 ...
  26. elo

    11.
  27. satrançtaki puanlama sistemi.

    Klasik satrançta gelmiş geçmiş en yüksek elo’ya ulaşan, 2882 elo puanıyla magnus carlsen.

    Gelmiş geçmiş en yüksek elo puanı listesinde ilk 20 kişinin tamamı hala hayatta olan isimler.

    Bunlardan, profesyonel satranç kariyerini sürdürmeyen gary kasparov 2851 puanla ile listenin 2. sırasında; alexander morozoviç 2788 puanla listenin 20. Sırasında.

    Dünya satranç tarihinin en yüksek elolu oyuncuları listesinde sadece 5 isim 40 yaşın üstünde.

    Yani demek oluyor ki, hem rekor, hem sayı olarak dünyanın en iyileri şu anda oynayanlardan oluşuyor.

    Efsanelerin (bazıları tahmini analiz) puanları:

    Paul morphy: 2690

    Mihail tal: 2700

    Emanuel lasker: 2720

    Jose raul capablanca (profesyonel satranç oynayıp da bu adamın kitabını okumayan tek kişi yoktur): 2725

    Robert fischer: 2780

    Sebebi açık aslında:

    Bilgisayarların akıl almaz hesaplama kabiliyetleri ile satranca dahil olması.

    Bugün yaşayan satranç ustalarının en büyük avantajı, kendilerinden çok çok daha üstün bir rakiple istedikleri her an oynayarak kendilerini geliştirme imkanına sahip olmaları.

    Şu an 10 yaşında bir çocuk bile bedavaya edinilen sıradan bir satranç robotuyla oynamaya başladığında magnus carlsen’den çok daha güçlü bir rakiple çalışma imkanına sahip oluyor. Dahası, her hamlesini ve devam yollarını bilgisayara analiz ettirme, alternatifleri değerlendirme, hatalı ve doğru hamleleri sebepleriyle öğrenme şansına sahip oluyor.

    Yapay zeka da işin içine girdiğinden beri insan satrancı artık çok zayıf bir hale düştü.

    Satranca yeteneği olan ve Bu imkanları iyi kullanıp disiplinli çalışan biri için tarihin en büyük satranç ustalarının, dünya şampiyonlarının seviyesine erişmek mümkün.

    Paul morphy’nin veya capablanca’nın insan rakipleriyle oynamak veya masa başında kendi kendine devam yolu analizi yapmaktan başka çaresi yoktu.

    Gelgelim, eski ustalar bugün yaşasa ve bu imkanlara sahip olsa zannederim çok büyük sıçrama gösterirlerdi. Paul morphy’nin yapacaklarını tahmin bile edemiyorum.
    1 ...
  28. giresunlu erkekler nasıldır sizce

    21.
  29. valla erkeklerini bilmem de, ben baya güzel kızlar görmüştüm gittiğimde. Beyaz tenli, renkli gözlü falan. Türkiye ortalamasının baya üzerinde gibi gelmişti ama birkaç hafta kaldığım için öyle tesadüf etmiş de olabilir, bilemiyorum.
    1 ...
  30. midye

    400.
  31. Hanefilerde kanama abdesti bozar, şafilerde bir çizmeyi dolduracak kadar kan aksa dahi abdest bozulmaz.

    çünkü hanefiler temiz suya erişimin daha mümkün olduğu yerlerde, şafiler daha kurak bölgelerde yaşamıştır.

    Deniz ürünleri tüketimine ilişkin hususların da alternatif gıda çeşitliliği ile ilgili olması çok muhtemel.

    Bu da bize, Mezheplerin bulunduğu coğrafyaya göre -bile- dini hükmü çeşitlenen insan yapısı ekoller olduğunu gösteriyor.

    En hafif tabiriyle; lüzumsuz.
    1 ...
  32. yılbaşında zina yapacak fuhuşcu kitapsızlar

    4.
  33. Ben yine evde çalışıyor olucam gibi gözüküyor amk!
    0 ...
  34. zenginlik ve yoksulluk ruhtadır

    4.
  35. “Yoksulluk küfürdür.”

    Ali Şeriati
    2 ...
  36. şu an okuduğum kitap

    67.
  37. sözlük yazarlarının yılbaşı ağaçları

    9.
  38. adana

    2809.
  39. Ben adana’da birinin trafikte birine yol verdiğini hiç görmedim. Genel olarak trafikte şerit algısı da yok, herkes karambole şerit değiştiriyor, sen şeridini korumaya kalkarsan saçma bir şey yapıyormuşsun gibi gözüküyor.
    0 ...
  40. uludağ sözlük

    24128.
  41. Artık bedavadan “seninle şöyle olabilirdik” muhabbeti yok, oturup betimleyeceksiniz tek tek.
    0 ...
  42. uludağ sözlük geceleri

    6.
  43. eskiden burada süper bir sahur muhabbeti olurdu.

    Sonra bir gün ben bir şaka yaptım, herkes şakayı ciddiye alıp bana beddua etti, ondan sonra başıma gelmedik kalmadı amk.

    Şimdi düşümdün de hiç de güzel değilmiş ha.
    0 ...
  44. yazarların canı sıkıldığında yaptıkları

    79.
  45. 3+2 tempoda satranç oynuyorum. Özellikle telefonda esir alan biri varsa arka planda bir oyun açıyorum.

    Can sıkıntısına faydalı olsa da, hesap kabiliyetini zerre geliştirmiyor. işin kötüsü daha yavaş tempoları da oynayamaz hale geldim.
    1 ...
  46. peygamber döneminde neden mezhepler yoktu

    5.
  47. mezheplerin, meselelerin açıklanması adına ihtiyaç hasıl olduğu için doğduğunu varsaymak, sebep-sonuç ilişkisini ters yüz etmektir.

    Bilakis, meselelerdeki farklı görüşler hizipleşmeye neden olmuştur.

    Buna rağmen hz. Peygamberin ölümünden sonra neredeyse bir asır kadar bugünkü anlamıyla kurumsal bir mezhepleşme de söz konusu değildir. (Hatta Kurumsallaşma açısından bakarsak 2 asır diyebiliriz)

    Hariciliği bir mezhep kabul etsek bile ayrılıkları siyasi vaka üzerine reaksiyonerdir. Daha sonra dini görüş inşaa edilir.

    Bugün varlığını sürdüren mezheplerin hiçbirisi, hz. Peygamberin ölümünü müteakip ortaya çıkmamıştır.

    Ancak her biri geriye doğru tarih inşasıyla kendilerini hz. Peygamberin yaşadığı dönemle bağdaştırmaya çalışırlar. O dönemlerde bunların, bırakın görüşlerini, ismen bile kaynaklarda yeri yoktur.

    Hatta mezhep imamlarının hiçbirinin mezhep üretme yahut ekolleşme gibi bir iddiası da olmamıştır.

    Hasılı, Mezhep ne hazreti peygamberin yokluğunda, onun yerine görüş oluşturmak için ortaya çıkmıştır ne de iddia edildiği gibi salt dini saiklerle ortaya çıkmıştır.
    1 ...
  48. kitap cümleleri

    81.
  49. “Geçmişte yaptığın sevaplara, minettarlıklara sakın bel bağlama, insanların sana gelecekte yapacağın şeyler için minnet duymasını sağlamalısın.”

    Mario Puzo - Omerta
    1 ...
  50. kuranı kim kafasına göre yorumlarsa kafirdir

    5.
  51. hastayım şöyle müesses nizama çalışan uydurma hadislere. illa bi ruhbanlık şart koşuluyor.

    Bir gün kadının biri çölde giderken bir çizme bulacak ve bu bir kureyşlinindi diye ağlayacak. Yersen…

    Hadi kur’an’ı kerim’de akletme ve düşünme üzere onca ayet bir kenara (onları zaten hiç görmek istemiyorlar), bizzat imamı azam bir kişinin ayete yanlış mana verse dahi tekfir edilemeyeceğini, en fazla fasık kabul edilebileceğini söylüyor. Hani referans kabul ediyorlarsa.
    0 ...
  52. chatgpt 4o

    10.
  53. Ben herhangi bir şeyi yapay zeka alanındaki en son yenilik falan diye paylaşmıyorum. Yaşadığım bir deneyimi yazıyorum sadece. Hepsi bu.

    Kardeş ai fanboy gibi davranmak yerine bir çözümün varsa söylersin ben de uygularım, işe yararsa nihayetinde teşekkür ederim.

    Neticede ben bunu matematiksel modellemede işime yararsa kullanacağım. Sohbet etme ya da genel kültür amaçlı pek ilgimi çekmiyor. Bana çok amaçlı optimizasyonu modelleyebilen (hatta mümkünse np hard modelleri anlayabilen), amaç fonksiyonunu kısıtlarıyla yazabilen, talep ettiğimde istediğim dilde kodlayabilen bir yapay zeka lazım. Çelişik davranışlar da sergilemese bana yetiyor zaten. (Belki henüz sadece telefon uygulamasında kullandığım içindir, bilemiyorum)

    Yoksa ben bunun ortağı, yatırımcısı ya da reklamcısı değilim. Deneyimimdeki sonunları paylaşmanın mali açıdan benim için getirisi ya da götürüsü yok. Neticede rakip ai şirketi ortağı da değilim.

    Ne denli kompleks hale geldiği hususu, şu an son kullanıcı olarak sadece ve sadece felsefi yönden ilgimi çekiyor. Bu bağlamda; Pratik anlamda işimi ne kadar gördüğüyle ilgiliyim.

    Kaldı ki, burada bir şeyi not kabilinden yazmak çoğunlukla hatırlamak açısından gayet iyi.

    Bahsettiğim alanlarda mühendislik uygulamaları yönünden bir önerin varsa buyur paylaş, yoksa yapay zekanın ne kadar muhteşem olduğuna ikna olmaya ihtiyacım yok. Bu hali bile benim için yeterince ilginç zaten.
    1 ...
  54. çikolata kokulu parfüm

    10.
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük