-eşşek kadar adam oldun lan, suratın sakaldan zımpara kağıdına döndü. ne zaman bitirecen liseyi eşşek herif?
-baba ben üst düzey bi şirkette planlama şefiyim, naptın sen?
-ulan 32. gün izlerken uyuya kalmışım resmen ya, kumanda nerde?
bi aralar avrupa birliği ile araları bayağı iyiydi tayyip efendi ve şurekasının. 4-5 yıl öncesini hatırlayalım. ab ile görüşmeler biraz iyi geçtiğinde yine aynı şaşaalı karşılamalar yapılmış, havai fişekler patlatılmış ve "avrupa fatihi" pankartları açılmıştı. ancak halkına gaz verme endeksli bir dış politika güden hükümetimizin bu fethi fos çıkınca tayyip efendi biraz tarz değiştirip "van münüt piliz" diyerek fetih liginde küme düşerek, avrupa fatihiyken davos fatihi oluverdi.
israil pilotlarının türkiye eğitimlerinde ve yine israil ile yapılan millyar dolarlık silah alım ihalelerinde imzası ve desteği bulunan tayyip efendiden ne kadar davos fatihi olacağını da ilerde göreceğiz elbet ama ben bir sonraki adımı merak ediyorum. heralde "aşağı ayrancı fatihi" falan olacak bu sefer.
bu insanı kesin olarak tespit etmek mümkün değildir. ancak koku geldikten sonra alelacele kalabalığı yararak arkalara ilerleyen birisi varsa, bu kişiyi şüpheliler listesine alabiliriz.
-neden girdin şimdi linux'un sitesine durduk yere? beni kaldırıp onu kurcan di mi?
-yok be oğlum geziniyorum öyle.
-yemezler hacı yemezler, sen bu kadar yaşanmışlığı unut, sonra git linux sitesine gir.
-alınganlık yapma windows'um, senin yerin ayrı.
-anladım ben anladım, zaten şurda ömrüm ne kaldı ki, linux olmaz vista olur. günlerim sayılı.
-şşşt, küsme lan. bak dur bişey konuşcam dur. haydaaa.
-windows beklemeye hazırlanıyor
-al da at.
-olmaz abi büyüğümsün sen at, buyur.
-valla olmaz. senin gol atıp moral bulman lazım. al buyur sen at.
-sen gol krallığına oynuyosun abi, rica ederim sen at.
-ulan rakip defans gelip topu kaptı ama, mütevazılık da tavan yaptı, adeta kenetlendik.
-abi takımın geri kalanı da kenetlenmiş üstümüze geliyor, hemen kaçalım.
tarihi çok eskilere dayanan inanışlardır bunlar. çok eski zamanlarda (tam tarih veremeyeceğim) tanrının insanlara eşit miktarda akıl verdiğine inanılırmış. burdan da yola çıkılarak kısa boylu insanların vücudu daha az hacimli olduğu için aklın daha yoğun olacağına, yani kısa boyluların daha akıllı olacağına kanaat getirmişler. haliyle de uzun boylulara da mal insan muamelesi yapmışlar. sonra uzun boylu zeki insanları farkeden ampirik gözlemciler bu hurafeyi yerle bir etmiş.
lisede 10 gün içersinde iki geometri öğretmeni değiştirilmiştir. ilk geometri öğretmeninin ilk derste işlediği konu, geçmişte matematik için söylenmiş ünlü sözler olmuştur.nerelerden toparladıysa...bunları bütün sınıf, defterinin ilk sayfasına bu sözleri yazmıştır. bu sözlerden biri de "tanrı, geometri kullanır".
yeni gelen öğretmen ise ilk derste öğrencilerle kaynaşmak istemektedir.
tanışma faslından sonra;
örmn- arkadaşlar var mı merak ettiğiniz bir konu?
slk örnc- evet hocam, tanrı geometri kullanır mı?
örmn- tanrı geometri kullansaydı seni yaratmazdı evladım...
"hemen kınamayın beni a dostlar, futbolda her oyuncunun başına böyle kazmalıklar gelir" demek istemek olabilir. zaten stad kalabalıksa öyle bir uğultu çıkıyor ki bu kazmalık esnasında, tecrübesiz oyuncu hayata küser neredeyse.
bu bölünmenin sonucunda aynı siyasi gelenekten gelen oluşumların farklı isimler aldığı da görülür. yani adamlar bir süre önce ayrılmış, sonra arada başka başka kopmalar birleşmeler olmuş, en son ayrıldıklarında ise aynı grup farklı bir adla tekrar siyasi arenada. yav madem yıllar sonra aynı şekilde ortaya çıkacaktınız bu çaba nedir?
memlekette hemen her önemli kademede bulunan kişilerin genel özelliği. hem işini layığıyla yapamayacak kadar cahil ve beceriksiz hem de kendini dünyanın en süper insanıymış gibi pazarlayacak kadar hırslı. yanlış hatırlamıyorsam oğuz atay'ın dilimize kazandırdığı bir deyim.
-yavrıım beni tanıdın mı?
-yok tanımadım.
-ben senin anneni köylüsüyüm ya oğlum, az mı geliyodun evimize?
-yok hatırlamadım.
-hani sen 6 aylıktın da sünnet ettirmişlerdi seni, unuttun mu guzuum?
-doğduğum köyden tiksindim lan sayenizde. yuh be.
"bizim baraj sorunumuz yok. ordunun yaptırdığı anketlerde 2. partiyiz. chp barajın altında, akp hızla düşüyor. 3 kasımın ertesi günü milletvekili mazbatamı alacağım. işçi partisi tek başına iktidara yürüyor. herkes duysun, eğer bu seçimlerde barajı aşamazsak işçi partisi genel başkanlığından istifa edeceğim." (daha sonra işçi partisi duvarlara "barajı aştık geliyoruz" yazan afişler asar)
2002 seçimleri sonrası doğu perinçek:
"işçi partisi seçimlerde %0.5 oy almıştır. istifamı parti genel merkezine sundum ancak kabul edilmedi. dolayısıyla hala işçi partisi'nin genel başkanıyım."
2002 seçimleri sonrası vatandaş:
"yapma yav, biz de yedik."
eğer bunu söyleyen bir balet ya da bir balerinse gayet normal bir durumdur. zira 25 inden sonra baleye başlanmaz. o bacakları pergel gibi açıcam derken kasılır kalırsınız, iki bacak arası 120 derece olacak şekilde, evde mal gibi oturursunuz.
-geçen yine operasyondayım tamam mı cabbar, organize çete var dediler.
-rakını doldurdum abi buyur. ee sonra?
-neyse ben silahı kaptığım gibi daldım heriflerin mahzenine, nasıl indiriyorum adamları var ya, patır patır böyle.
-vay anasını, kavun dildim abi ondan da ye.
-sağol gözüm. baktım adamın biri ölmemiş, çaktırmadan yanındaki silahı almaya çalışıyo tamam mı? aklı sıra beni vuracak.
-sen naptın abi?
-niye efendi gibi kan kaybından ölmüyosun lan deyip verdim tokadı verdim tokadı. bileğimin hakkıyla öldürdüm herifi. offf yav bu ne gürültü deminden beri? muhabbetin içine sıçtılar resmen.
-çatışma var ya abi ondandır, boş ver sen mermileri bitince giderler. sonra?
-hee, neyse ben nasıl kesiyorum karıyı bi görsen var ya üfff...
kopya çekmede pervasızlaşmanın en uç boyutu. ulan üçgenin bilinmeyen kenarının kopyası verilir, sindirim enzimlerinin kopyası verilir, şiir akımlarının kopyası verilir ama kompozisyon sınavında ne kopyası abicim? hiç bir insan kendisinin yerine başkasının düşünmesini ister mi? bu kopyayı isteyen ayrı, ciddiye alıp kopya veren ayrı enteresandır gözümde.
-abi fikir bulamıyorum ya, yardım et.
-yani ne bileyim biraz daha geniş bak olaya, tarihteki olaylardan örnekle...
-yav ben başlığı da bulamadım ha.
-yani başlık da tarih ve insan olabilir mesela...
-abi al şu kağıdı benimkini de yaz gözünü seveyim, böyle olmayacak.
-ver hadi ver.