Orta Asya'dan kalkıp Anadolu'nun kapılarını açan bir Alparslan'ın, bir Osman Bey'in, bir Fatih Sultan Mehmet'in, Çanakkale'de ölen Mehmet'in kemiklerinin sızlaması, şehit ailelerinin vatan sağ olsun diyememesi. Ne zorluklarla aç, açıkta kurulan bir imparatorluğun yükselişi ve dış kuvvetlerin etkisiyle 2013'te 1071'den daha gerilere gitmesi olarak yorumlanan, ''muasır medeniyetler seviyesine geldik'' denilip, sözde muasır medeniyetlere alay konusu olmak. zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir durumda kalmak. halkın çok yüksek yüzdesinin isyan ettiği günlere gelmek. binlerce olumsuzluğu saatlerce sıralamak.
anadolu'yu hak edememenin tanımıdır bu. ayıptır, yazıktır, hesabı verilemeyecek olan durumdur.
not: övünecek yanlarımız, profesyonel iphone kullanmak vb...
güneşli havaları sevmeyen yağmurlu havalarda kendini rahat hisseden, kış mevsimini diğer mevsimlerden daha çok seven, geceyi de gündüze tercih eden insanlardır. nadir rastlanırlar.
''küçükken hep dedemle parka giderdik. parkta yaşıtlarımla tanışır, oyunlar oynar, hep onlarla kalmak isterdim. dedeme beni her gün parka götürmesi için yalvarırdım. her gün gözlerim o yeni tanıştığım çocukları arardı ama bulamazdım. her gittiğimle yeni birileriyle tanışır, arkadaşlığımın hep süreceğini zannederdim. her geçen günde hevesim kırılırdı. çocuklar hep değişirdi. tanıştıklarımı bir daha hiç göremezdim.'' dedi ve devam etti...
'' sonra seninle tanıştık. sen farklısın. hergün geldiğimde burdasın. nasıl olur. hep istediğim şeysin... sana bir teklifim var. bir çocuğun hayallerini dinlermisin? ne dersin, ikimiz sonsuza dek oynayalım mı?''
evet böyle dedi. sevdiğim kızdan geldi bu mesaj. karşı cinsten gelen en dolu mesajdı belki bunca yıldır. biraz derinlere dalıp arkama yaslandıktan sonra: ''ben bu kızla evlenirim'' dedirten bir mesajdı.
kendimize ait araç ile gidilen hayatı sorgulatan çok güzel bir süreçtir. istediğin volümle müzik dinleme, istediğin yerde mola verme, bağırarak şarkı söyleyebilme, sesli düşünebilme gibi birçok olanaklar tanır.
a) otobüs, tren gibi araçlar sayılmaz yalnız kalamayız.(tek başımıza kullanmıyorsak.)
b) traktör, biçerdöver sayılmaz.(uzun yola gidilmez.)
c) uçak hiç sayılmaz.(yol uzundur, kısa sürer.)
kabuğun dış yüzeyine çakmak veya kibriti yakıp yaklaştırarak kabuğun içindeki sıvı moleküllerin fışkırmasıyla yanması olayıdır. tanımı zordur ama yapması kolaydır. herkes yapmıştır. yapmayan insan yaşamıyordur.
laik ve inançlı olan öğrenci kesiminin tavrı, günlük hayatta laik olması, dini bir baskı altında kaldığında hemen ses çıkarması, aşırı muhafazakar kesime eleştiriler yapması gibi genellenebilir.
şimdi asıl meseleye gelelim.
sınav zamanları devlet kurumu olan okulları dualarla, okunmuş yiyecek-içeceklerle tekke ve zaviyelere çevirme olayıdır. yapılması yanlış değildir. ancak dışarıdan görülen değişim şaşırtır, çevrede kötü intiba bıraktırır. tüm bunlar göze alınır, sınav zamanı boyunca sofi olunur. sınav zamanı bittiğinde hayat eskiye döner.
bu tespitin içine inançsızlar ve koyu inanca sahip kimseler girmemektedir.
yanan sobaya çıplak elle dokunulduğunda doğuştan kazanılmış refleks olarak elini çeker gibi kafayı içeri çekmeyi gerektiren durum. aksi halde karşınızdaki ayıya derdinizi anlatmak zorunda kalabilirsiniz.
yüzüklerin efendisi filmine özenti kelime topluluğu. ak gandalf'ın slazenger saati olduğunu düşündürüp gülümsetmeden düşündüren, bazen kızdıran ancak abartılmaması gereken bir öbek.
