aşina olduğumuz sözlük formatındaki siteler zaten vazgeçilmezimiz olmuşken, internet alemine katılmış ansiklopedik bir eğlence oluşumu. ilgi gösterilesi, zaman geçirilesi, bilgi edinilesi bir site gibi duruyor.
Her iki gruba dahil ünlenmiş ve tarihe geçmiş insanların dahi oldukları göz önünde bulundurulduğunda açıklığa kavuşturulamayacak olan önerme. illede seçmek gerekirse sanatçıları seçerim önermesi.
her insan yapamaz, gerçekten sabır ve olgunluk gerektiren bir davranıştır. özellikle değer verdiğiniz birisi size küfür ediyorken siz küfüre hiç başvurmuyorsanız aslında ona verilecek en iyi cevabı veriyorsunuzdur. kolay küfür edebiliyor olmanın bir nevi basitlik göstergesi olduğu göz önünde bulundurulunca, terbiyesini bozmayan zat tebrik edilesi bir zattır.
sarsıcı olaylar yaşayan kişinin, uzun bir süre içinde bulunduğu eylemdir. yaşanmış ve yaşanması muhtemel olaylara öyle çok kafa yorar, öyle çok kaptırır ki kendini kaçırdığı fırsatların, gelip geçen küçük ama güzel anların farkına bile varamaz. geçmişi sorgular durmadan, yaşanan her bir anı analiz eder. hatalarını ve haklı olduğu noktaları gözden geçirir. gelecek üzerine düşünür sürekli, korkar bir yandan. geleceğin ona ne getireceğini, ne yaşatacağını bilemediğinden tedirgin olur. aynı durumlarla karşılaşırsa nasıl davranması gerektiği üzerine düşünür, olabilecekleri kestirmeye çalışır. durmadan sorular sorar ve cevaplar arar fakat bir noktadan sonra bakar ki ne sorular önemlidir ne de cevaplar. önemli olan tek şey hislerdir. bilir çünkü, sorduğu sorulara ne cevap verilirse verilsin öyle çok büyük bir değişşiklik yaratmayacak. tüm bunların farkına varıpta kendine itiraf edebildiğini gördüğünde, farkında olmanın da öyle tüm sorunların çözümü olmadığını fakat bir başlangıç olduğunu anlar. bugünü yaşamanın bir başlangıcı...
pişmanlıklar ve geçmişin hayaletleriyle yaşamanın omzuna bindirdiği yükten artık kurtulması gerektiğini anlayan kişinin kuracağı cümledir.
bazen aptalca bile olsa verdiğimiz kararların arkasında durabilmek, bir şekilde kendimize olan saygımızı korumamızı sağlar. etrafımızdaki insanların bize saygı duyabilmesi içinde öncelikle kendimize saygı duyabilmemiz gerekir.
kabul etmemiz gereken çok klişe bir gerçek vardır; 'hatasız kul olmaz'. bu yüzden oturup yanlışlarımızın yasını tutmak yerine, ileriye dönük, yanlışlarının ve doğrularının arkasında durabilen birisi olmak daha mantıklıdır.
yanlışları için de 'iyi ki' diyebilir bir insan. yanlışları örtbas edip yok sayarak kendini kandırmak yerine arkasında durup aynı yanlışa düşmemektir doğru olan. her yanlışmız kaybettirdiklerinin yanında birşeyler de kazandırır bize. işte bu yüzden 'iyi ki' deriz, kazandıklarımız için. kaybettiklerimize takılıp 'keşke'lerle kafamızı bozmadığımız için.
bu hayat bize verilmiş bir armağan, hatalarımızın bu armağanı mahvetmesine izin vermek aptallık olur çünkü ikinci bir şansımız yok.
beraberliğin mutlu ve sonsuz olabilmesi için katlanılması gereken zahmetler bütünüdür. ilişkiler konusunda mutlak bir doğru var mıdır bilmiyorum fakat birlikte olduğunz insanın size az ünütü ve bol keyif vermesi mümkündür. işte bu insanı bulabilmek içinde sanırım biraz elimizi taşın altına sokmamız gerekmektedir. örneğin;
- bar ya da gece klübü gibi mekanlarda tanıştığınız insanları çok fazla ciddiye almayın. böyle yerlerde genelde insanlar eğlenmelerine bakar ve pek duygularıyla hareket etmezler.
- ilk buluşmada mümkünse sadece güzel bir sohbet gerçekleştirin. baktınız ki cinsel bir yakınlaşma sözkonusu oluyor, kendinize ve karşınızdakine 'dur' demeyi bilin.
- çevresindeki karşı cinse dahil insanlarla fazla ilgili olan kişiler, hayatındaki insanı mutsuz etmeye mahkumdur. böyle bir zaaf saptarsanız arkanıza bakmadan uzaklaşın. çünkü huylu huyundan vazgeçmez.
- bazı insanlar kurnazdır. kendi hatalarını karşıdakine yüklemeye bayılırlar. her kavgadan sonra karşınızdaki size kendinizi suçlu hissettiriyorsa bence bi düşünün, herşey sizin kabahatiniz olabilir mi?
- karşınızdaki insan ilk görüşmede sizinle ve sorunlarınızla fazla ilgiliyse şüphelenmelisiniz. kimse yeni tanıştığı birisine karşı bu kadar iyi ve anlayışlı olamaz.
- sabırlı davranın, kendinizi ona bırakmadan önce elinizden geldiğince sık görüşün, konuşun, vakit geçirin. onu, hayatının her alanında tanımadan teslim olmayın.
- aile ilişkilerine ve çevresindeki insanlara karşı davranışlarına bir göz gezdirin. unutmayın, bir insan ailesine yalan söylüyorsa size de söyler.
- mümkün olduğunca eğitim ve kültür seviyelerinizin arasında çok fark olmamasına özen gösterin. birlikteyken hoş vakit geçirebilmeniz için iletişim kurabilmeli, sohbet edebilmelisiniz.
- mutlaka ama mutlaka karşılıklı bir yemek yiyin.
- sizi sahiplenip sahiplenmediğini kontrol edin. buu anlamak aslında o kadarda zor değil. her iki cinste sahiplendiğini gösteren bir takım sinyaller verir. örneğin; erkeğin kadını evine kadar bırakması, kadının erkeğin sağlığını düşünmesi, onun için endişelenmesi gibi...
bunlar unisex tavsiyeler olup, uygulandığı vakit fayda sağlayacak tavsiyelerdir.
kestirdikten sonraki ilk gün hayata adapte olmayı zorlaştıran bir aktivitedir. ikinci gün şapka takıp dolaşmanıza neden olabilir. üçüncü gün aynadaki yeni görüntünüze alışmaya başlarsınız. dördüncü gün şekil vermeye ve beğenmeye başladığınız gündür. beşinci gün artık tamamen alışmış ve yeni saçlarınızı sevmektesinizdir.
takım tutmak gibidir. böyle bağnazlar vatanseverlik naraları atarken ne için savaştığını, neyin arkasında durduklarını bile bilmezler. ezberlenmiş bir iki kavramı tekrar edip dururken akılları sıra bir takım insanların gözünde birşey olduklarını sanırlar. tamamen bilinçli bir şekilde milliyetçiliği benimseyenlerden hemen ayırabilirsiniz. bilinçli olanlar milliyetçiliğin bir ırka dahil olmanın veyahut bir ülkenin vatandaşı olmanın kendilerini diğer insanlardan üstün ve yüce kılmadığının farkındadırlar.
görsel tasarımda merkezi koram ve çizgisel koram olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. koram renkte veya şekilde olabilir. 'merkezi koram' a iç içe koyulmuş tencerelerin görüntüsü örnek verilebilirken, 'çizgisel koram' a yan yana saplarından duvara asılmış gittikçe küçülen cezveler örnek verilebilir. koramı renkle açıklayacak olursak doğadan gün batımını buna örnek verebiliriz. gün batımı sırasında oluşan turuncudan sarıya renk geçişi renkte koramdır. ünlü tasarımlardan 'BP' nin logosunda merkezi koram kullanılmıştır. tasarımla ilgilenenlerin bilmeleri gerekir, ilgilenmeyenler içinde genel kültür olur.
ruh halinizde sizi rahatsız eden bir takım sorunlar yaşıyorsanız gerçekleştirmeniz gereken eylemdir. başkalarının sözüyle değil kendi isteğinizle giderseniz işe yarar. ilk seansta bütü sorunlarınızdan kurtulmak pek mümkün değildir. ilk seans sadece kafanızı karıştırarak sizi düşünmeye sevk eder. zaman içerisinde sorunlardan kurtulmanız olasıdır.
yüksek ölçüde kompleksleri olan insanların sık sık yaptıkları birşeydir. bunun için yargılanmamaları gerekir çünkü psikolojilerindeki bir takım boşlukları bu şekilde doldururlar. aile içinde veya çevreleri tarafından takdir edilmiyor olmaları sebeplerden biridir. hangi yaşta olurlarsa olsunlar, çok çocukça yalanlar söyleyebilirler. iyi bir üniversiteden mezun olup eğitimini aldığı mesleği yapamayan insanlarda sık sık görülür.
o insanın dışında bir hayatınızın ve ilgi alanlarınızın olduğunu unutup, o insanı merkeze koymak suretiyle yapılan hatadır. doğru olan bağlanma işini biraz zamana yaymaktır. çünkü ilk ayların verdiği sarhoşlukla karşınızdaki insanı kusursuz görmeniz çok doğal. sabretmeli, hatalarını görmeli ve bu hatalarla birlikte sevip sevemeyeceğinizi değerlendirmelisiniz.
2 - allah ne verdiyse mantığı
sadece yalnız kalmamak, 'sevgilim var' diyebilmek için ilişki yaşamak suretiyle yapılan bir hatadır. çoğu zaman yalnız kalma korkusuyla içine düşülen bu hata gözümüzü kör eder. halbuki kafayı kaldırıp etrafa bir bakmak gerek. emin olun daha iyisi vardır.
3 - abartılı derecede anlayış göstermek
karşınızdaki insan ne yaparsa yapsın 'onu seviyorum' bahanesine sığınarak alttan almak suretiyle yapıan bir hatadır. bir takım sınırlarınız ve taviz vermediğiniz prensipleriniz olmalıdır. gerektiği yerde tartışmaktan, kavga etmekten çekinmeden tepkinizi göstermek karşınızdaki insanın sizi kaybetmekten korkmasını sağlayacaktır.
4 - dünden razı olmak
Flört süresini hemen atlayarak, sevişmek, öpüşmek, el ele tutuşmak gibi güzellikleri çabucak yaşamak suretiyle yapılan bir hatadır. kendinzi biraz ağırdan satmanız gerekir. unutmayın, zor elde edilen şey daha değerlidir.
5 - bitmek bilmeyen beklentiler
sürekli kendini düşünerek, karşısındaki insanı istediği kalıba sokmaya çalışanların içine düştüğü bir hatadır. sonuç olarak karşıdaki insana fazla yüklenip onun beklentilerini hiçe sayarak onu kendinizden soğutursunuz.
6 - Güçsüz gözükmek
bunun farkına varan kişinin sizi istediği gibi yönetmesine neden olacak hatadır. sürekli zaaflarınızın üzerine gider ve istediğini elde eder. karşınızdaki insana kendi ayaklarınızın üzerinde durabildiğinizi, o olmadanda yapabileceğinizi göstermelisiniz.
7 - Affetmenin dozunu kaçırmak
ortada kesinlikle olmaması gereken davranışlar varken, değişeceğini düşünerek affetmek suretiyle yapılan bir hatadır. sadece eziyet çekeceğiniz süreyi uzatırsınız. unutmayın, bazı hatalar affedilmez.
not: önemli olan bu sayılanların içerisinde dengeyi bulabilmektir.
çoğu insanın kendine dogmalaştırdığı ve sabit fikir edindiği bu kavramları eleştirerek dikkat çekmeye çalışmaktır. amaç çoğu zaman sağlıklı bir tartışma ortamı yaratmak ya da karşıt fikirdeki insanların düşüncelerini anlamak yerine bu konular üzerinden popularite sahibi olmaktır. bir takım insanlar vardır ki, gerçekten düşündüklerini söylemek yerine ellerinden geldiğince marjinal olmaya çalışırlar, sinir bozucu, sahte ve özentidirler.
bir takım haksızlıklara uğrayan bünyenin, karşı tarafın hiçbir bedel ödememiş olmasından duyduğu rahatsızlıkla sorduğu sorudur. bizzat intikam almak istemeyip karşı tarafa bedelleri düzenin ödetmesini isteyen bünyeler tarafından sorulur.
bir ressamın renkli dünyasına, bir heykeltraşın sihirli parmaklarına, bir fotoğrafçının bakış açısına, bir sinemacının gözlem yeteneğine, bir oyuncunun duygu arşivine, bir müzisyenin anlamlı melodilerine, bir dansçının estetik hareketlerine ve bir edebiyatçının kültür haznesine hiç sahip olmamış ve olamayacak insan modelidir. sorsan 'ne olcak bende yaparım' diyebilecek kadar sığdır. sanatın özveri, emek ve disiplin isteyen bir şey olduğunun farkına hiç varmamış ve varamayacaktır, yazıktır...
en zor en işin içinden çıkamayacağını düşündüğün durumda bile insana güç verir. içini ısıtır. ilk zamanlar sadece gözlerine baktığında, elini tuttuğunda hissedebiliyorken bir süre sonra o uzakta bile olsa tüm benliğinde hissedersin. belki çok kısa bir zaman olmuştur tanıyalı ama bilirsin bazı şeyleri, tedirginde olursun ya giderse diye fakat kıyaslarsın kafanda ve görürsün gerçekleri.
Bu ay 4. sayısı çıkan burak göral'ın yayın yönetmenliğini yaptığı her sayısında hediye olarak iki farklı dvd seçeneği sunan hoş bir dvd dergisi. evde film izlemeyi sevenler için ideal.
sanki dünyada başka hiçbir derdin yokmuş gibi hissedersin bir süre, önemli görürsün kendini. yeni insanlarla tanışırsın ve geyik hep aynıdır, daha o zamandan mezun olunca ne yapacağın konuşulur. kendini bir birey olarak görmeye başlarsın, yavaş yavaş üniversiteninde başlı başına bir dert olduğunun bilincine varırsın.
- bir an mutluyken bir sonraki an anlamsız bir mutsuzluğa kapılmak,
- birisine çok sinirliyken, iki dakika sonra unutup hemen affedivermek,
- ortamda utangaç utangaç takılırken birdenbire coşup neşe saçıp konuşkan biri haline gelmek,
- tam hayaler kurup bu hayaleri gerçekleştirme yolunda gaza gelmişken bir an sonra ümitsizleşivermek
gibi belirtilerini bazen kendimde gördüğüm değişimleri tanımlar.
özellikle kapıdan çıkarken sanki birşey çalmışsınız gibi şüphe çekmemek için yapmacık davranmaya başlarsınız. gereksiz bir suçlu psikolojisi devreye girer.
öfkesinin ve gururunun kölesi olmuş bünyelerin içine düştüğü gaflettir. ancak iyilikle yaklaşana kötülükle karşılık verilmez önermesini sindirememiş bünyeler bu tip davranışları sergileyebilirler.
belki geometrinin değil ama hayatın muhteşem üçlülerinden biri olarak tanımlanabilir. ılık rüzgarla birlikte güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissederken, buz gibi birayla dudaklarınızı ıslatırsınız. geçmiş günleri, yaşananları yüzünüzde hoş bir tebessümle bir bir anar geçersiniz, hele birde yanınızda sıkı dostlarınız varsa...
kaçmaya çalışan spermleri vericilerle tespit edip vajina duvarını aşmasına izin vermeden yok ediyor. prezervatifte herhangi bir yırtılma sözkonusu olduğunda otomatik yırtık algılayıcı devreye giriyor ve yırtılan bölge hemen kendini onarıyor. ayrıca penis büyütücü ve geciktirici etkilerini 2'si bir arada adı altında kullanıcılarına sunuyor.
bir insan, bir olay ya da bir mekan iyi izler bırakmadıysa sizde, aklınıza geldikçe içinize bir sıkıntı çöküyor neşeniz kaçıyorsa, hatta gözleriniz doluyorsa, o insana, olaya ya da mekana karşı sergilediğiniz tutumdur.
Fransisco goya isimli 18. yüzyılda yaşamış bir ressamın çevresinde gelişen olayları konu alan seyirlik bir film. engizisyon mahkemesinin acımasız hükmünün sürdüğü ispanya'da natalie portman'ın mükemmel bir şekilde canlandırdığı inés karakterinin dramatik öyküsü estetik bir dille anlatılmış.
zayıf bir davranıştır. ortada bir problem varsa eğer iki kişi arasında çözülmelidir. eğer ki çözülemiyorsa ilişik tamamen kesilmeli açık kapı bırakılmamalıdır ki karşıdaki insan zaman içerisinde bunu kavrayıp umudunu kessin. asıl cesaret isteyen davranış onu karşısına alıp gerekirse kavga ederekte olsa ortada çözülmemiş problem bırakmamaktır, tehditse sadece kolaya kaçmaktır.
diğer adıyla laf yetiştirmekte denebilir. karşıdaki insan durum ne olursa olsun haksızlığını kabul edebilecek erdeme sahip değildir. amaç sadece son sözü söyleyip üste çıkmış gibi görünmektir. halbuki kendileride farkındadır aslında haksızlıklarının. sizin ne dediğinizi, nelerden bahsettiğinizi dinlemezler bile, gözündeki at gözlükleriyle sadece karşıya bakarak söylediğiniz herşeye uygun bir cevap, bir kulp uydurmak için beyinlerini yorarlar. Günahsızdırlar, saftırlar, sütten çıkmış ak kaşıktırlar, peygamber sanarlar kendierini.