süper bir uygulamadır. uşaklar karıya kız bakmasın da derslerine baksın diye başlatılmıştır. zira sınav sonucu kötü olan uşakların ebeveynleri önce dersane hocalarının başına çöküyorlar onlar napsın yahu*. (bkz: hay ben bu kadar para isteyen dersanenin diyen baba).
ramazan ayında "çocuklar günde üç kere tutarlar ye bakalım yemeğini".
bezelye yemeğini yerken "bak o toplar karnında nasıl da zıplayacaklar şimdi elele tutuşup" *
pazarda gezerken "sakın elimi bırakma bak çalarlar seni" *
ve bir klasiktir o "bırak onu kızım daha güzelini alacağım sana". bir*
--spoiler--
din (I)
isim, din b. (***) (di:ni) Arapça d³n
1 . Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet:
"Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır."- H. C. Yalçın.
2 . din b. (***) Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen:
"Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil."- R. H. Karay.
3 . mecaz inanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült. http://www.tdk.org.tr/TR/...4BED947CDE&KELIME=din
--spoiler--
insanlar bir dini menfaat için kabul etmezler. materyalist sistemde dinden bile bir şeyler beklemek mümkün tabi ancak insanlar bir dine karşılık maddi karşılık beklemeksizin ait olurlar. Uhrevi inanca sahip olmayanların değil 1300, 13000 yıl boyunca da islamiyetten hayır görememelerini çok normal karşılanan bir durumdur. bu kadar insanın herhangi bir şey beklemeksizin islamiyete dahil olmalarını anlaşılmayacak bir durum değildir.
(bkz: deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez.)