yazı işleri müdürü olsam bu haberi bu şekilde yayınlayan gazete editörünü falakaya yatırmazsam şerefsizim.
sanki ölüm sebebi balkonda bulunan bayrak, evde türk yok camda bir bayrak başlık müthiş çok fazla hit alacak bir başlık, en az 50 bin tıklanır iki gün önce direkten bayrak indirdiler bayrağa karşı etkileşim fazla hemen bunu paraya çevirelim, sizin gazetecilik anlayışınızın ve etiğinizin içine tüküreyim, bu gazetecilik mi şimdi ?
insan doğasından olsa gerek, hiç bir zaman anın tadını çıkartamıyoruz. aslında yaşanan an keyifli olmasa ileride bize geri dönüp düşünüp geçmiş daha güzeldi be deme fırsatını vermezdi.
hiç ölmeyecekmişiz sanıyoruz, yıllar hızla akıp giderken hep geride kalan hatıralardan beslenerek yarınları bekliyoruz, bir bakmışız 30 lu yaşlar gelmiş, daha gencim be yaşadığım 30 küsür yıl ne kadar uzun süre (aslında bir o kadar kısa) daha çok şey yapmaya zamanım olacak diyerek para kazanma telaşı ortak bir hayat kurma telaşı bakmışsın çoluk çocuk olmuş yıllar son sürat akarken çocuğun 30 yaşında.
geriye dönüp baktığında hızla acımasızca ve boş yere geçtiğini düşündüğün onca yıl, ama hep geçmişten gelen yüzünü gülümseten anılar var aklında sanki ölmeyecekmişim hissi yerini ulan gidiyoruz galiba hissine bırakmış, her gün rutin aldığın tansiyon kolesterol kalp ilaçlarının sayısı avucunu dolduracak sayıyı aşmış ne zaman bu kadar zaman geçti diye anlamsız bir düşünce hafif telaşlı bir ruh hali, merdivenleri çıkarken artık seni taşıyamamaya başlamış bacakların, yakın gözlüğün olmadan bakamadığın gazete sayfaları herşey eskiden güzeldi demene sebep olan birkaç şeyden sadece biri.
biraz daha ilerleyen yaşla beraber, artık arkadaşlarının azaldığını görerek her yeni güne başlamak, eğlenceli arkadaş toplantılarını gözünün önünden geçirmen, nede güzeldi ilk öpüşmem, ne kadar çok bekletirdi sevdiceğim beni kapının önünde, bu arada sanırım b12 hapını gene aksatıyorum anahtarı nereye koyduğumu bulamıyorum, herşey eskiden güzeldi be...
zamanın hunharca akıp gittiği ölümlü bir yaşamda aslında tek bir saniyeyi boşa harcamak günah, asıl olan bugünün tadını herşeye rağmen çıkarmak, ay sonu telaşı parayı yetirme uğraşı, bunlarla uğraşırken ölüyoruz sevgili dostlar. eskiyi her düşündüğümde aklıma bir çizgi film gelir, kungfu panda.
kungfu pandayı izleyenler hatırlayacaktır, sevimli pandamız umutsuzluğa kapıldığı bir anda bilge kaplumbağa ona şöyle der; '' yesterday is history tomorrow is a mystery but today is a gift '' türkçe meali dün tarih oldu yarın bir sır ama bugün bir hediye.
nostalji ve eskiye bağlı yaşamak hayatın vazgeçilmezi ama yaşadığınız anın tadını çıkarmayı unutarak belkide en büyük şans olan yaşamaya ihanet etmemek lazım.
esad ve başbakan tekrar yakınlaşıp orta doğuda birlikte hareket etme kararı alırsa şaşırmamak lazım, bizim başbakanımızın 3 gün önce siyah dediğine bugün beyaz deme alışkanlığı olduğu için yarın devlet çıkarlarını gözetip suriye ye doğru tekrar yakınlaşma pozisyonu alabilir,
dünya basınında birbirinden farklı olmayan iki adam görüntüsü olduğu için akla mantıklıda geliyor, bu iş olmazsa esad'ın ben bir kere muhabbeti kestiğim adamla görüşmem demesi olabilir.
başlık uzunluğuna takıldı, normalde recep tayyip erdoğan yurt dışına her çıktığında şehit vermemiz olacaktı.
ne tesadüftür, muhterem her yurt dışına çıktığında yaz kış demeden büyük çoğunlukla şehit haberi geliyor, ne kadar büyük tesadüf !
bugün yine çukurcadan şehit haberi gelmiş durumda. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22314459.asp
bir erkek olarak zerre kadar bekaretin kaybedilmesini önemsemiyorum,
ama satmak çok farklı bir durum, insan kendine ait eşyaları satılığa çıkarabilir, bunlara her ne olursa olsun, onur şeref kişilik özellikleri siyasal görüş ve bekaret dahil olmamalı.
bir kadın için hayata dair en önemli detaylardan biri, ilk birlikteliğin her şeye rağmen özel bir durum olduğunu düşünüyorum, bir çok kadının ilk ilişkisi ruhunda öküz barındıran bir erkek olabilir ama bu bile belli bir özelliğe sahipken, tutup bekaretini satışa çıkarmak son derece ucuz bir davranış, bedenini her gün satan ve bunu zorunlu olduğu için yapan bir insan bile kendini bu duruma ikna edebilecek mazeretler üretebilir ama bekaretini satarsan bundan sonra yaşayacağın hayat içerisinde cinsellik nerede olur ? ruh durumun ne şekilde yaşarsın çok merak ediyorum.
dil bilgisi kuralları yüzünden kesin başımı derde sokacak uygulama, ama kesinlikle gerekli uygulama,
troll başlıklarına bünyemiz alıştı ama işin suyu gerçekten çıktı, birbirinin tekrarı başlıklar, sürekli cinsellikle alakası olmayan argo başlıklar, sürekli provakatif başlıklar açılmak suretiyle formatın altını üstüne getirip sözlüğün tamamen anlamsız bir yer haline dönüşmesi sağlanıyor. *
troll olacaksan ol, ama donanımınla bunu taktir etmemizi sağla, mesnetsiz ibnece başlıklar açarak insanların sinir olmasını sağlayarak (-) karma yaparak masturbasyon yapma,
kısacası moderasyon 1 hafta süreliğine gerçekten formatı uygulasın, gerekli cezayı versin, sapla saman ayrılsın.
orospu çocuğu diyerek annelerinin suçu yokken töhmet altında bırakmak yerine bu şekilde anneleri koruma altına alabiliriz, malum troll başlı başına bir küfür.
sözlüğe girdiğin anda belki tercihin belirgin değildir, aşağı doğru mu, yukarı doğru mu, yoksa koyarım karmanın götüne ben yazarım oylayan keyfine göre oylasın modu mu,
buna ilk bir kaç gün karar verir, planlı gelen bazı istisnalar olabilir, ''ben hyuga olacam'' şeklinde, ama onlarda kolay olanı seçmişlerdir, aşağı eğilimle ivme almak yukarı almaktan her zaman daha kolaydır,
neyse gelelim efendim o ilk günlere, başlangıçta ufak kıpırdamalar görünür karmanda, bakarsın 3-5 yukarı gidiyor eğilimi o yönde kullanır, seçici davranır eksi almayayım dersin, aslında yorum yapmak istediğin yorumu yapamazsın acaba karma inermi korkusuyla, ardından karma yukarı doğru süzülürken sen her istediğini yazamayan bir anguta dönüşürsün, eksi karma kasanlar bu konuda daha şanslıdır, her iki kesimide kendine düşman etmek kolaydır, fenerbahçe başlığına ağlama melis, galatasaray başlığına 6alatasaray, beşiktaş sayfasına liverpool nasıl döşedi dersin amacına ulaştırırlar, atatürkçüleri laikçiler başlıklarıyla, müslümanları atatürk başlıklarıyla kendinize kolaylıkla saldırtırsınız,
peki bunun sonucunda ne olur, karman 1800 oldu diye kargoyla evine altın kazık veya -3000 oldun diye yılın troll ü ödülümü yollarlar, tabiki hayır ! toplumda yerin statün dilin dinin ırkın mı değişir ?, tabiki hayır,
düşünsenize taksimde yürüyüş var polis protest sanayiciyi almış eline giydiriyor copu, protest sanayici olsan ne olur, hbbia olsan ne olur zall olsan ne olur, mal olsan ne olur..
kısacası sosyal statün toplumda bulunan yerin elbette değişmeyecek, ama kendini marjinal hissedeceksin, sözlük ahalisinde tanınırlığın artacak egonu okşayacak, ama bilgisayarı kapadığında gerçek statünle hayata devam edeceksin,
son olarak eklemeliyim, iki grubun dışında kendi bildiğini yazan ve karma kaygısı olmayan adamlara saygım sonsuz, ama karma sözlüğün devamını sağlayan afrodizyaktır, her ne kadar çoğumuz karmaya sokayım desede, karmanın kaldırılmama sebebi tamamen bu güdülerden ve kan kaybını engellemek adınadır.
yaşam seviyesinin yüksek olduğu coğrafyalarda kişilik gelişiminin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz, şerefsizlik yapıyorlarsa bile mikro değil makro ölçekte bunu yapıyorlar, ülke çıkarı önünde kendi çıkarını tutmayan adamlar sayesinde, 3.dünya ülkelerine tecavüz ederlerken bunun nemasını kendi ülkelerine dağıtıyorlar.
orta doğu ülkeleri, arap yarımdası ve türkiye de ise bu durum tam tersi kendi çıkarı doğrultusunda koskoca bir mahalleyi, şehiri hatta ülkeyi satabilecek kadar şahsiyet yoksunu insanları görmek mümkün.
ülke çıkarını düşünenleride el birliğiyle hemen linç edebilme durumu söz konusu, bunun nedenlerinin başında eğitimsizlik ve buna dayalı kolay para kazanma arzusu ile sahtekarlığın eğitimden daha kolay para kazandırdığına inanmak geliyor.
eğitimini tamamlamamış bir insan da öğretime geçmek çokda faydalı bir durum değil, bu şekilde öğrenime devam eden bir kişi elbette öncelikle kendisini kurtarmak üzerine yoğunlaşacak değerlerini bu konu üzerine inşa edecektir,
ülkemizde ikinci tipte adamların sevilmesinin nedeni, onları parayla kontrol etmenin çok daha kolay olmasıdır, eğitimsiz ve öğretimsiz bir çoğunluğun başına eğitimsiz ama öğretim görmüş adamlar getirmek istediklerinizi yaptırmanın en kolay yoludur, insanları uyutarak kendi çıkarlarına ülke kaynaklarını harcamak ne kadar şereflice bir durumdur tartışılır.
kısacası eğitim herşeyin başlangıç noktası, aydınlanma yı yüzyıllar önce tamamlamış avrupanın arka çöplüğü konumunda sana atılan çöplerle beslenmek yerine, kendi ürettiğini tüketip fazlasını pazarlamak için öncelikle bunu anlayabilecek bir kafa ardından bu kafanın eğitilmesi ve bilgi ile doldurulup öğrenimini tamamlamasını sağlamak farzdır, aksi durumda bir sabah arap baharını kapınızın önünde bulabilir, yan dairede oturan alevi veya sunni, kürt veya türk komuşunuzla birbirinize balta çekmiş olabilirsiniz,
yan komşun açken sen toksan o soğuk evinde ısınamazken sen aldığın kömür yardımı ile sıcak bir evde oturuyorsan ve elinde olanı paylaşmıyorsan bir gün sana verdiklerini tahsile geldiklerinde yanında komşunu bulamazsın.
unutmamak lazım almadan vermek sadece allaha mahsustur, birisi size karşılıksız bir şey verdiğini söylüyorsa şeytanın en büyüğü karşınızda duruyordur.
yanlış yolda bu gün esen rüzgarla yelkenleri doldurarak ilerlediğiniz okyanusta rüzgar terse döndüğünde hepiniz yelkenlerin bağlı olduğu direklere oturacaksınız.
ülkenin kurucusu atatürk bu denli sevilen birisi olmasına rağmen korumasız kaldıysa, kanunlarla koruma altında olan kişiliği binbir hakarete maruz kalıyorsa, sevdalısı olduğunuz tayyip erdoğan'a neler olur var hesap edin.
bu ülke adnan menderesi turgut özalı gördü ve gömdü, bugün o akımların etkisiyle yol alan birisi ne kadar ileri gidebilir veya ne kadar hatırlanır, atatürk karşıtı tutumuyla despotluğuyla kanun tanımazlığıyla elbette diğerlerinden fazla hatırlanacak ama hiç bir zaman hayırla anılmayacak.
bal tutanın parmağını yaladığı günümüzde tayyip yandaşları kavanoza elini daldırmış olabilir, ama fazla şeker öldürücü olabiliyor,
fikir sahibi olmadığınız gibi bilgi sahibide olmadığınızdan dolayı sizlere birşeyler anlatabilmek oldukça güç, sadece sonunda olacak şeyi bilin yeter, zatı muhterem öldüğü gün iktidar kavgası içinde kendinize yeni bir sahip bulmak zorunda kalacaksınız bunun dışında sizin hayatınızda çok değişiklik olmayacak.
açıklama ne olursa olsun kesinlikle rezil bir komedi çıkacağı ortada, 1 yıla yakın süredir acz içinde karar alamayan federasyon ne karar alırsa alsın hem çok geç kalmış ve güvenirliğini sorgulattırmış hemde otoritesini tamamen kaybetmiştir, saat 11 sularında ortalık herşekilde karışacak en iyisi ya sığınaklara inmek yada ölü taklidi yapmak, sonuç olarak kimse mutlu olmayacak.
low cost uzak doğuda uçakla taksim şirinevler dolmuş hattı tadını yaşatan havayolu.
bedava denecek fiyatlarla insan taşıyor +
destinasyonları oldukça fazla +
türkiye ye döndüğünüzde pegasus havayollarının tekerini öpmenizi sağlayabilecek bir havayolu olması +
check in diye birşey olmaması +
belediye otobüsünden tek farkı ayakta yolcu kesinlikle kabul etmiyor +
bunlara rağmen 2,5 saatlik bir yolculuğu (misal 125 liraya bangkook-jakarta) istanbul ankara fiyatından ucuza size sunabiliyor, uzak doğuyu gezecekseniz konfor aramam amaç hızlı ulaşım olsun diyorsanız işinize yarayacaktır.
malum 4+4+4 eğitim yasası gündemi haylice meşgul etti, gündemi değiştirip biran evvel bu yasayı köşkten geçirmek için aziz yıldırımı tutuksuz yargılayıp kamuoyunu meşgul edip gündemi değiştirecekler, bir süre sonra tekrar içeri alırlar.
muhteşem bir düşünce örneği, ingilizler 5 sene avrupa kupasına gitmedi ne oldu ? döndüler şampiyon oldular şeklinde başlayan açıklamalar tamamen ileri demokrasi içerikli açıklamalar.
şikeye karışmamış kulüpleri cezalandırmanın ne kadar ahlaklı ve hakkaniyetli bir yaklaşım olduğu tartışılır, ben bir beşiktaş taraftarı olarak ilk gün şike soruşturması başladığı anda delillerin hızlıca incelenip şikeye karıştığı şüphesi yüksek olan kulüpleri düşürür geçer giderdim, o gün bunu yapmaya yüreği yetmeyenler bugün türk futbolunun cenaze namazına hazırlanıyor, türk futbol takımlarının 5 sene uefa dan ihracı sonrası avrupaya 3 takım ile gidip şampiyonlar ligi ve uefa avrupa liginde 1.ön eleme turundan başlayarak 1980 li yıllara geri döneceğiz,
bunu ne maddi ne manevi kaldırabilecek bir halde olan türk futbolu gerekiyorsa 8 takımı düşürüp yoluna bu şekilde devam etmeli,
ingilterede holiganların yaptıkları sebebiyle dönemin başbakanaı thatcher ın aldığı karar sonrası liverpool yerine tüm ingiliz takımları cezalandırılmıştı, daha doğrusu tüm ingiliz futbolseverler cezalandırıldı, seyirci olmayı beceremeyen insanlar yüzünden aldıkları bu ceza oldukça hakkaniyetliydi, bizim başbakanımız futbol kulübü yönetcilerinin yaptığı bir hata yüzünden futbol seyircisini cezalandırmayı düşünüyor !
sen adam gibi zamanında karar veremezsen böyle saşma sapan sonuçları hak etmeyenlere fatura edersin, velhasıl en alttan en üste ne yönetmeyi biliyoruz ne yönetilmeyi, bizim temel sorunumuz bu sanırsam.
insan haklarını bir yana bırakıp, bunlardan birini eve sokup çeşitli yöntemlerle arrest olmasını sağlayıp tıbbi müdahale edip geri arrest olmasını sağlamak şeklinde bir kısır döngü oluşturacaksın,
2 hafta sonunda yol kenarına atıp bırakacaksın, bak bakalım bir daha atatürk inanç siyaset futbol karıştırıcılığı yapıyormu.
sonuç 2 haftalık işkence kürüyle belki kısmi olarak tekrar insanlığa kazandırılabilirler.
sonuç 2: eğer yakalanırsanız uzun bir müddet hapis ile sonuçlanabilir.
arrest: Organ veya oluşumda hareket ya da faaliyetin kısa süreli olarak durması.
iki yüzlülük, yalan ve düzenbazlığın dik alasıdır.
sen 1 ay önce fransayla ilişkileri en alt seviyeye çektim diye milleti kandır, şimdi tav gibi bir şirketi fransızlarla paylaşılmasına seyirci kal, birilerinin sözün ne anlama geldiğini bu beyefendilere anlatması lazım.
uygulamalı olarak anlatım: bu üç arkadaş uçak kazası sonucunda bir adaya intikal etmişler, ada yerlileri tarafından yakalanıp şeflerinin önüne çıkartılmışlar, ulu şef ''sormuş ölüm mü mokok mu?'' jimmy tudesky hemen yanındakilere dönmüş ''oğlum mokok'u seçelim ölümden herhalde iyidir'' demiş, jimmy i hemen yere domaltıp malum işlemi gerçekleştirmişler, sıra proteste gelince ''lan ne olacak ölmek yerine bir sefer dişimi sıkarım olur biter '' demiş, protesti de yatırıp mokok lamışlar, olanları acı içinde izleyen hbbia ''benim şan şöhret dolu bir yaşamım oldu böyle kendimi madara ettiremem '' diyerek ölüm şıkkını seçmiş, bunun üzerine ulu şef zall ''o zaman ölene kadar mokok'' demiş.
ölmüşün arkasından konuşulmaz derler, babasından anasına, yediğinden içtiğine, yaptığından yapamadığına, dininden milliyetine, konuşur dururlar, konuşmakla kalmaz iftira atarlar, iftira atabilmek için sahte belgeleler üretirler vururlar vururlar vururlar. el insaf artık vurmayın adam öldü, bu ne korku bu ne çekememezlikmiş arkadaş, adam öldü hala durmadınız, hala yorulmadınız. yaptıklarına saygı duymuyorsunuz tamam anladık, ama ölüsüne saygı duyun biraz susun artık.
çapulcunun taşıdığı candır diyorsunuz kaçakçıyı insan yerine koyuyorsun, teröristin taşıdığı candır diyorsun insan yerine koyuyorsun, hepsine eyvallah !
peki atatürkü ne yerine koyuyorsun be dürzü, bari onu söyleyin.
uzaklarda aramaya gerek olmayan, içinde yaşadığımız ülke.
yıllardan beri ülkede şaçma politikaların tek müssebibi olmayan muhalefettir.
muhalefet iktidarın kontrol mekanizmasıdır, iktidara yapması gerekeni göstermekle sorumludur, siyasal olarak alternatif rolünü üstlenmek durumundadır.
bir ülkede aynı parti üst üste ezici seçim kazanıyorsa, ya çok başarılıdır, ya muhalefet zafiyeti vardır.
kendi içinde muhalefetten öteye gidemeyen bir parti diğer tarafta çözüm önerisi bulunmayan bir parti, böyle muhalefet olunca, iktidara kimse bir şey demesin.
hani derler ya, kel başa şimşir tarak... durumumuz aynen bundan ibarettir.
bunu yazan muhteşem yazar; sorması ayıp bunca yıl osmanlı tarihine ilişkin kaç kişiye ulaşıp bilgilendirme yaptın ? iyi kötü kendi tarihinden senaryosal olarak olsa bile bahseden kaç yapım gördün ?
reyting alan bir şeye boku at üzerinden nemalan, oh ne güzel dünya lan...
daha iyisini yapmadığın sürece en iyisi şimdilik bu.
arada dağlar tepeler kadar fark bulunan seyirci toplulukları.
basketbol seyircisi oyunun içinde ondan zevk almaya çalışır, futbol seyircisi içindeki hayvanı çıkarmak için maçtadır.
basketbol seyircisi içerisinde daha fazla kadın vardır, ayrıca ofsaytı her ne kadar bilmeselerde, basketbolun olmazsa olmaz kurallarını bilirler. (3 saniye, hatalı yürüme, top taşıma vs)
basketol seyircisinin rakip için uyguladığı en haşin tepki yuh ve ıslıktan ibaretken, futbol seyircisi ananın huhuna koyayıııım lay lay lom lom tarzında tezahurat yapar. hakeme olan tepki aynı şekilde yuh ile dile gelirken futbol seyircisi hakem noluyo ? götün başın oynuyo, ibne hakem replikleriyle dile getirilir.
basketbol seyircisi taraftarı olduğu takım maçı kaybetse bile salondan iyi bir maç izleyerek ayrıldıysa amacına ulaşmıştır, futbol seyircisi sahaya çakmak atmadan karşı takım oyuncusuna küfretmeden kazansın kaybetsin zevk alarak çıkmaz maçtan.
eğitim durumu basketbol seyircisinde gözle görülür şekilde daha yüksektir.
ama bunca şeye rağmen futbol her zaman 3 adım öndedir.
birde basketbol seyircisi futbol maçı izlerken kendini çok belli etmez ama futbol seyircisi basketbol maçındaysa bunu çok kolaylıkla anlayabilirsiniz. *
