Şu an ilk kez içinde bulunduğumdur. Bu entryi yazmak için inmeyi bekleyemedim.
Başta gerçekten nostaljik gibi geçecek hissi verdiği için garda heyecanlı heyecanlı fotoğraf çekilirken şu an inmemize 1 saat var. Kendimi mülteci gibi hissettiğim başka bir an olmamıştı. Keşke kamyonun arkasında gitseydik aq
Tek vagonda farklı tonlarda horlayan 3 kişi mi dersin, aile dertlerine yorum yapabilecek kadar içinde olduğum telefon konuşmaları mı dersin ne ararsan var. Pazar malı airpods kullanan mal yüzünden sabah alarmı gibi ankaranın bağlarına uyandım. insan sabahın 6sında son ses ankaranın bağları dinler mi aq
bu akşam arkadaşlarımla otururken çoook alakasız bir anda ve çoook uzun zaman sonra birden kendi kendime “bir ulu sözlük vardı yau” aydınlanması yaşadım. gereksiz bir heyecanla önce kullanıcı adımı sonra şifremi hatırlamaya çalıştım ve işte burdayım.
ama görüyorum ki burası eskiden hep kalabalıktı artık dutluk olmuş. 1 haftadır yaşadığım iç sıkıntılarına uludağ sözlük bitmiş derdini de katıp aradan çıkarırım belki *.
o lavabo başında biraz zaman geçirip sadece bir pril ve bir süngerle, son bulaşığı da durulayıp yerleştirirken "ayyy aman her şeyin hayırlısı" aydınlanması yaşayabilirsiniz.
simit ve ayranın denk gelmesi gibi son bulaşık ve derin düşünceler de baya sevindiricidir.
yanındaki beş koruma polisiyle birlikte diyarbakır'da şehit edilmiştir. bugün vefatının seneyi devriyesi.
çözüm süreci adı altında teröristleri şirin gösterip göz yumanlar ve dostane çözüm adı altında teröristleri serbest bırakanlar aynı. değişen tek şey zaman, dönen hesaplar hep aynı. Allah sonumuzu hayretsin.
sürekli satsam da cc yükseltsem diye sayıklarken, satış arifesinde motosikletimle duygusal bağ kurdum. 7/24 beraberiz, geziyoruz sürekli. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2088901/+
iyisi çok iyi, kötüsü çok kötü olandır. günün yarısından fazlasını geçirdiğin insanı bir kaşık suda boğmak isteyince sinir hastası olunur çıkılır zamanla.
Bir dosya istersin attığı maili yüzüne çarparcasına yollar sanki. işi düşmesin de benimle konuşmasın diye izne çıkarken iş bırakmıyorum bile bazılarına.
Allah homeoffice çıkarandan razı olsun da en azından yüzlerini görmüyorum.
arkadaşınızla oturup güzel bir kahve içerken tak diye bir anda "sizi izliyorum" mesajı gönderebilir. ve siz gece karanlığında duvarın arkasından sadece gözlerini görebilirsiniz. bundan kurtulmak içinse bir adet darbukacı dayı yeterlidir çünkü kalkıp göbek atacak ve dikkatini dağıtacaktır. aynen öyle.
kişinin en büyük kankisi yine kendisi olduğu için gayet normal olandır.
kıyafet deniyorum mesela. sence nasıl oldu diyorum, valla şahane oldu kesin almalısın diyorum sonra. ellerimi birbirine çak yapıyorum, bütün alışverişim 15 dk sürüyor.
bir ben var benden içeri sözünün tam olarak karşılığıdır.
nedense özellikle alevilerle bağdaştırdığım enstrüman. özellikle onların çalarkenki tınıları çok güzel. biraz dinlediğinde anlarsın, ayrı bir usta gibiler.
imtihanı olanlar için çok üzülürüm her zaman. ailesinden sevgi göremeyen kimle tanıştıysam kaçışı hep farklı yollarda aramış oluyor. ne kadar mutlu olurlarsa olsunlar hep eksik.
bazen ne kadar yorsa da her zaman iyikilerim olmuşlardır. mutsuz ve diyetteyim diye çok az yemek yiyorum bu aralar. erkek kardeşim kısır yapmasını öğrendi, her gün öğlenleri çay demleyip oturup kısır yiyoruz ailece avrupa yakası izleyerek.
göz makyajı rimelden ibaret olan kız bireyler için dünyanın en zor olayı. bazı kızlar görüyorum gözünün üstüne çiçek, bulut falan çiziyor hayretler içinde kalıyorum. bir de bulaştırmadan rimel sürüyorlar. gerçekten çok kıskanıyorum çünkü kullanmasam bile yapabilmek çok isterdim.
ayda yılda bir özel günler için far paletini açtığımda “ya batıcaz ya çıkıcaz, hadi bakalım nolcak” diye başlıyorum her seferinde. sonuç hep ıslak mendilden kızaran göz kapakları.
benim arkadaşım uzuuun zamandır kullanmadığı hesabına çok zaman önce 5000 tl yatırıldığını gördü. aklını kaybediyodu sevinçten.
yapma dedik bak belki biri yanlışlıkla göndermiştir, ya birinin ilaç ameliyat parasıysa dedik vicdan timi olarak ama dinletemedik. çekti yedi. hem de bizsiz.
karantina sürecinde yaklaşık 11,5 kilo verdim, azalarak yok olmak hedefindeyim.
sağlık tabii ki önemli ama sadece görenlerin “ne kadar zayıflamışsın :o” tepkileri ve o an kanatlanıp uçmak isteği için bile kilo verilir. biri öyle dediğinde “Ay eveeet” diye dans ederek haykırmak istiyorum.
ben buna çok kızıyorum ve sürekli karşıma çıkmaya başladı. kadına şiddetin arkasına sığınıp psikolojik şiddet uygulayan tehlikeli tipler aslında. iyi algı yaparlar. bunlara karşı çıkan da otomatik olarak kadına şiddeti savunan ayı konumuna düşer. dikkat.
bir de daha geçen metroya girerken maske takmayan bir kadını uyardığı için azar işiten güvenlik görevlisinin videosunu gördüm. çingenenin biri “bi’ kadınla konuşuyosun kendine gel” gibi saçma sapan bir şekilde bağırıyordu.