siyah kalem
361 (megastar)
dokuzuncu nesil yazar 20 takipçi 208.11 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    burun estetiği

    248.
  1. 4 gün önce Ankara Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde olduğum ameliyat. Doktorum da gayet genç, yüksek lisans öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim pırıl pırıl bir devlet hekimiydi. Bende en ufak bir şişlik, morluk olmadı. Annem nazar değdireceğim diye korkuyor ama ben bu ameliyat için araştırma yapanların endişesini tahmin ettiğim için paylaşmak istedim.

    Özel kliniklere gitmek istemedim. Devlet hastanesi bana daha çok güven verdi. 60-70 bin TL fiyat veren özele kıyasla devlete 25 bin vermek de işime gelmedi değil ama kafaya o kadar koymuştum ki devlette bulamasaydım mutlaka denkleştirir giderdim.

    Ameliyata alınmamdan uyanmama kadar her şey sorunsuz ilerledi, aynı gün taburcu olup paça içmeye gittim. Doktoruma whatsaapp üzerinden ulaşabiliyorum, her an yanıt veriyor. Ben burnumun küçülmesini istemiştim, tamamen estetik kaygılarla yaptırdım. Küçüldü de burnum, bunun dışında kaydırakmış, kalkıkmış hiçbir şey konuşmadım hekimimle. Sağlıklı olsun da cinsiyeti önemli değil modundaydım.

    Özel hastanelere gidip apartmandan bozma hastanelerde, yoğun bakım ünitesi olmayan yerlerde ameliyat olmayın. Çok fazla para veremeyecekseniz en iyisi devlet hastanesi. Özele gidip sektör altı fiyatlara atlamayın. Ameliyathanede oluşabilecek herhangi bir sorunda, iyi bir yoğun bakım ünitesine ve prof doktorlara ihtiyacınız olacak. 60-70 bin bütçeniz yoksa, 40 bin fiyat veren özel doktorundansa gidin mis gibi eğitim araştırma hastanelerimizde olun. Ben gözüm kapalı güvendim hekimime, gençliğine de güvendim enerjisine de. Sağ olsun.
    0 ...
  2. the sims 1 de hatırlananlar

    2.
  3. Çocuk alev alıyordu sürekli. Neyse ki Sims 4 geldi de rahat ettik. Bu sefer de duvar örüp, kapalı odaya mangal koyup alev alsın diye bekliyoruz gene de olmuyor.
    1 ...
  4. uludağ sözlük kuantum fiziği öğreniyor

    21.
  5. Hiç kimsenin görmediği bir ormanda bir ağaç devrilirse, gerçekten devrilmiş olur mu? sorusuyla başlayabiliriz.
    0 ...
  6. kadınların sadakate değer vermemesi

    5.
  7. Benim bir dizi sadakatsiz ilişkimden sonra hayatıma kısa bir dönem bir adam girdi. Hayatım boyunca büyük konuşmamam gerektiğini bana öğreten ilişkimdi. "Sadakat sorunu hariç her şeye göğüs gererim, sadece sadık olsun." diyordum. Ta ki o ilişkime kadar.

    ilişkimizin bilmem kaçıncı ayında, benimle tanıştıktan sonra ancak henüz ilişkimize başlamadığımız dönemde, iş yerindeki bir grup kıza "küçük, tatlı" sürprizler yaptığının mesajlarını okudum. Çekmecene bak * yazmalar işte diğerine öğle yemeğinde pudingimi sana ayırdım demeler... ilk mide bulantısı orada geldi bana. Bunu, sadakat sorunu olarak görmedim. Sorun, kadınlar o kadar ters konuşuyordu ki bizimki hala pudingler, çikolatalar almaya devam... Çaresizce sevgili arayan küçük bir adamın çırpınışları.. Kusma isteği o gün geldi bir daha hiç gitmedi.

    Bir süre sonra, arkadaşlarıyla buluştuğumuz bir gece eve dönerken bana erkek arkadaşlarını çekiştirmesiydi. Aman Allahım ilk defa erkek arkadaşını uzun uzun cümlelerle çekiştiren bir erkeğe tanık oluyordum. Tansiyonum düştü mide bulantısından.

    Sorunlar karşısında uyurdu. Ay yazarken dahi elim ayağım titriyor. "Uyuyorum ben sorun olduğunda" diye bir açıklaması var bi de... Gün boyu hatta ertesi güne tekabül eden uyumaları. Depresyon dedim yardım edeyim ama abilerine kadar.. "Abilerim..." Allah hiçbir hemcinsime, sevgilisinin birilerini abi olarak gördüğü durumunu yaşatmasın. Baya bunun bi yerlerden tanıdıkları vardı. Kendi karakteri yokmuşçasına "abilerini" anlatır da dururdu. iğrenirdim. iğrendiğimi söylediğimde ağlardı. Ben, erkeklerin intihar eğilimlerini söyleyememelerine, biraz üzüldüklerinde erkekliklerine laf edilmesine vs çok üzülüyorum. Ağlaması değil takıldığım, takıldığım küsen, uyuyan, 30 yaşındayken annesinden sigara içtiğini saklayan, abileri olan bir erkek olmasıydı .

    Sonuç olarak bir akşam çağırdım. Markete girdik. 70'lik aldım, birkaç meze alışverişi yaptım. Gözümün içine bakıyor ama kim ödeyecek diye. "Dert etme" dedim. Alışverişi ödeyip eve doğru yürümeye başladım, o da peşimde. Kurdum sofrayı. Bi kendime doldurdum rakı bi ona. Öyle içtim. Abilerini bir şeyleri anlatıyor. Sigara yaktıkça da yakıyor.

    "Ben taşınıyorum" dedim. Rakı bardağı elimde. Erkek gibi davranmaya çalışıyorum, çok özür dilerim ama böyle ifade edebilirim ancak. ilk cümleleri bu ilişki adına yaptığı masraflar oldu. Sesi titriyor, hani beraber ödeyecektik diye. ibanına tüm masraflar ve yeni bir ev tutması için gereken parayı gönderdim. Sustu biraz sakinleşti. Tü Allah kahretmesin seni e mi. Rakımı bitirdim sofrayı kaldırdım. Kapıyı çekip çıktım. O hafta deniz kenarı küçük bir Akdeniz şehrimize taşındım.

    Evet, ilk aradığım şey sadakat değil artık.
    4 ...
  8. murat göğebakan

    250.
  9. iki gündür müthiş üzüldüğüm adam. Ben biraz böyleyimdir, kederde ustayımdır fakat mutluluğu yönetmeyi bilmediğim için adisyona hüzün yazarım hemen.

    iş seyahatimin en güzel dönemi, annemi iş yerinden rica edip otele götürmüşüm. Kadın hem biraz tatil yapar hem de ben toplantılarıma girerim diye. Toplantıdan sonra ona güzel bir kahvaltı ısmarladım, toplantıda yıldız gibi esmişim, istediğim sunumu yapmışım.. Akşam deniz kenarında annemle el ele gezerken büyük bir tamamlanmışlık hissi vardı.

    Ne olduysa denizde oldu. Kendimi serin sulara bıraktım, annemin gülen yüzü... Denize daldığınızda bir an vardır, dünya tüm seslerini bırakır artık. Her şey biter bir siz kalırsınız kendinizle.. O anı yaşarken aklıma Murat Göğebakan geldi. Birden.. Hastane yatağından bir şeyler anlatan, şarkı söylerken yüksek tonlardan, rock edalarıyla şarkıları olan kıvırcık saçlı bir adam.. Bir de Ay Yüzlüm vardı, kedi vs... Gözlerimi açtım, denizden çıktım. Güneşin tepede olduğu vakit düşündüm adamı. Biraz okudum. Aldatılması, ihanetler, Kalbim Yaralı şarkısını gözyaşlarıyla söylemesi, Lösemi ve 45 yaşında hayata veda edişi.

    Dönüş vakti geldi, evimize dönüşümüze 5 saat var. 5 saat bu adamın şarkılarına dinleyip bir başkasının acılarına üzüldüm. Yaptığı hataları, ölümüne yakın verdiği demeçlere bakıp soğumaya çalıştım fakat yok.. O sesi titreyerek "Yaralı" demesi, "Ben seni bedenimi almaya gelen Azrail'in pençesinde sevdim" deyişi... Vazgeçememesi.. Hatalarıyla tüm sevaplarıyla andım bu adamı saatlerce.

    Yazıyorum ki acısı sinmesin ruhuma, acıları birbirine karıştırınca baş dönmesi, mide bulantısı yapıyor bende.

    Allah rahmet eylesin.
    0 ...
  10. gecenin şarkısı

    35437.
  11. aşk

    15820.
  12. Arapça fiil "aşak" ile eş kökenlidir. Aşak- aşk- sarmaşık.
    0 ...
  13. ölümden korkanlara bir söz bırak

    13.
  14. Ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum.
    1 ...
  15. burun estetiği

    213.
  16. Yakın zamanda bu konuyla ilgili Gazi Üniversitesi Hastanesi ile görüştüm. Yaklaşık 20 dk konuştuk, iç kanallarım geniş olduğu için normalden büyük bir burna sahip olduğum doktor tarafından tescillendi ehehe.

    Her şeyi detaylarıyla anlattı, büyük beklentilerde olmadığımı, sadece artık yüzümün ortasında büyük bir burunla yaşamak istemediğimi söyledim. Doktor hanım da internetten burun beğenip getirmediğim için teşekkür etti, beklentilerim idealmiş. O ara kalın derili olduğumu da doktor gözüyle tescilledi, öyle ki burnumun ucunun gülünce düşmesine neden oluyormuş. Küçülürmüş, iç kanallar da hafifçe daraltılırsa sorun kalmazmış.

    Çenemi de beğenmediğimi ancak günümüz kadın algısının oyuna gelip gelmediğimi anlattım. Çenemin sivri olmasının iyi olduğunu çoğu kadının o çene için geldiğini söyledi. Böyle bir ameliyat gereksiz olur, burnu halledelim her şey güzel olacak dedi. içim ferahladı.

    Ben eylül-ekim için ameliyat olurum diye düşünmüştüm, randevu sorun olur diye erkenden gittim ancak he desem beni anesteziye yollayacaktı. Ekim için ağustos-eylül aylarında tekrar gideceğim, umarım randevu sorunu o zaman patlak vermez.

    Sigortanın karşılayacağını mayıs itibarıyla 12-15 Bin TL tutacağını söyledi. Hadi taş çatlasın ekim ayında 15 Bin olsun diye hesap ediyorum. Devlet hastanesi olmasından da hiç korkmuyorum hatta bu bana güven veriyor. Çeneni elleme demesi güvenimi daha çok artırdı. Doktor ilknur Hanımla görüştüm ben ama o ağustos itibarıyla bu hastaneden ayrılacakmış gelen devlet hekimiyle tekrar görüşeceğim.

    Fiziğim değil fakat yüzüm yüzünden çok kalbim kırıldı benim hayatta. Hep sanatla sepetle çalışmayla kamufle etmeye çabaladıysam da sonunda sevmediğim, erkek hatlarına benzettiğim bir ayna yansıması elde ettim. Kendimi çok seviyorum fakat estetik anlamda da barışık olmak istiyorum. Bu nedenle ameliyatı göze alıyorum. Burnumla birlikte gözleri de biraz çektirmeyi düşünüyorum.

    Öyle aleme böyle salem.
    2 ...
  17. şehir şehir dolaşıp birini aramak

    2.
  18. 17 ülke ile zamanında yaptığım eylem. Birini değil de aidiyet duygusu arıyordum. Başka insanlar, başka kelimeler, başka duygular.. En önemlisi de bir aile arıyordum. Yunanistan sahillerinde sızmadım mı dersiniz, Viyana'da bir kilisede Tanrı'ya dua etmedim mi.. Romanya'da evsizlerle sohbet ederken hatta Bosna'da Avusturya-Macaristan veliahdının vurulduğu yerde bir Boşnakla dans etmedim mi... Neler yaptım aklımdaki "o şeyi" bulmak için.

    Bulduğum tek şey ise metroların aynı olduğuydu. Dehşete düşürmüştü beni metrolar. Aynı mutsuz insanlar, birbirine bakmadan gelecek durağı bekleyen çiftler, bezgin anneler, yorgun babalar.. Çok üzülmüştüm. Çok gelişmiş metrolara bindim, dünyanın en eski metrolarına, en karışık hatlara sahip metrolara.. Hepsinin ortak yanı farklı lisanlarda aynı yalnızlıktı.

    Dramatize etmedim meseleyi, olsun deyip geçtim.

    Aradan çok zaman aktı. Geçtiğimiz şubat ayında, 30. yaşıma özel bir armağan verip ingiltere'ye gittim. Aile aramaya değil, ayakları üzerinde duran, yalnızlığını kabullenen ve senaryo hocasının elini sıkmaya giden genç bir kadın olarak gittim. Çok diyen oldu, "Vizen de var, dönme iltica et." diye. Ama ben artık insanın nerede değilse orada mutlu olacakmış gibi hissetmesini kabullenmiştim. Doğum günümü geçirdim, ingiltere metrosunu da inceledim ve hocamla tanışıp geri döndüm. Bu sefer daha mutlu geldi insanlar gözüme, metro çok eskiydi fakat daha huzurluydu sanki. Ya da ben daha eski ve daha mutluydum artık.

    Kendinizi bulursanız birini aramanıza pek gerek kalmıyor özetle.
    0 ...
  19. kitap okuyan erkek

    102.
  20. " Şu an burada kitap okunuyor!!!" çıkışının yapılması gereksiz. Bakış açılarınızdaki dallamalığı kitapla kapatamadığınız gibi olmak istediğiniz kişi haline de getirmez sizi kitap okumak.

    Evet gidemediğiniz yerlere götürür, çevrenizde olmayan insanlarla tanıştırır, cesaretiniz olmayan suçlara bulaştırır, günlerce polisten kaçtığınız heyecanlı saatler yaşatır. Bazen bilinçaltınızdaki en derin arzularla sevişirsiniz kitaplar sayesinde bazen çocukluğunuzda içinizde ukde kalan şeyleri deneyimlersiniz karakterler ile.

    Amaaa... Kitap sizi ideal hale getirmez, övülmek ve onaylanma ihtiyacınızı bitirmez, bir gün biri size yaklaşıp "Ya deminden beri sizi izliyorum, herkes cep telefonuyla oynarken siz ne güzel kitap okuyorsunuz. Tanışalım mı ben acayip seksi, zengin, güzel/yakışıklı X." demeyecek. Kitap sizin için "boş zamanlarda okunan" bir şey mi yoksa kitap okumak için zaman mı yaratırsınız bunu bir düşünün.

    Dallamalığınız kitapla geçecek cinsten değil. Bu nedenlerle "kitap okuyan erkek" olmak istiyorsanız yapmayın.
    1 ...
  21. mustafa kemal atatürk

    14183.
  22. Çok acıdır ki verdiği savaşların en büyüğünü en yakın silah arkadaşlarının zihniyetine karşı vermiştir. Meclis kurulduktan sonra Türkiye vatandaşlığı için “5 yıl aynı şehirde yaşama ve TC’nin o anki sınırları içinde olan bir şehirde doğma” zorunluluğunu bizzat en yakın arkadaşları sunmuştur önüne. Gazi Paşa öyle naif, askerliğini sosyal hayata taşımayacak kadar öyle kibar bir adamdır ki meclis kürsüsüne çıkıp “Kusura bakmayın, Selanik Osmanlı’nın hamleleri ile kaybedildiği için ben artık bu şartları taşımıyorum. Vatanın tüm toprak parçalarını savunma adına da yıllardır o cepheden bu cepheye savruldum, 5 yıl üst üste bir yerde kalamadım.” anlamına gelen bir açıklama yapmıştır.

    Yardımcısı Hasan Rıza Soyak ‘ın kaleme aldığı kitapta, Paşa’nın o gece ziyadesiyle üzgün olduğu, verilen bu kanun teklifini sabaha kadar incelikle okuduğunu anlatır.

    Hepsini tek tek sürmek, asmak, kesmek yerine kalkıp açıklama yapan, kendisine karşı çıkarılan bu teklife içten içe üzülmesi ne fena. Adam hem at üstünde cepheden cepheye koşuyor hem adamın memleketi yabancılara veriliyor sen de kalkıp bu vatandaşlık teklifini meclise sunuyorsun. Daha saltanatı kaldırmak istediği zaman “Ben nankörlük edemem, saltanatın ekmeğini yedim” diyenler de en yakın arkadaşları ha bak yabancı değil.

    En çok bu gibi konuşmalara üzülüyorum bu Dahi Lider’in anılarını okuyunca.
    2 ...
  23. honda cbf 150

    17.
  24. ilk motosikletim. O dönem 4 Bin liraya almıştım. Kazıklamasınlar, hasarlı motoru kakalamasınlar diye yanıma bir er beyefendi alıp gitmiştim görmeye. Sonrasında ateşleme yapmaması, vurdurarak çalıştırmak zorunda bırakması haricinde hiçbir sıkıntı görmedim. Haricinde mi deyip gülmeyin, aslan gibi motosikletti. Maltepe'ye giderken 2 takla atmama rağmen aslan gibi çalıştı. Başlangıç için de aslan gibi motordu.

    Vurdurarak çalıştırmayı beceremediğim için çok da komik anlara vesile oldu. Erkek arkadaşımla kavga etmişim, evden karizma karizma vurup kapıyı çıkmışım anahtarı sokuyorum, ateşlemeyi yapıyorum, gazı hafif veriyorum... Yok çalışmıyor. Aynı karizmayle eve geri dönüyorum, az önce terk ettiğim erkek arkadaşımdan motoru vurdurmasını rica ediyorum, benimle aşağı iniyor, bulduğu ilk yokuştan aşağı salıyor kendini sonra dönüp motoru bana emanet ediyor, ben de son küfrümü yineleyip binip gidiyorum. Her terk edişte tekrar tekrar yaşandı bu sahne hatta bazen vurup kapıyı hemen gidemediğim için çok kez de barıştık.

    Motosiklet iyidir, embesil gibi eğitimsiz, ekipmansız binmeyin ama. Başlangıç için scooter ile başlayan insan eğitimlidir, karizmadır, üst sınıftır. Gidip 1000RR alıp ölünce cool olmuyorsunuz benden demesi, 1000RR ile trafikte ne işiniz var hem salak mısınız? Tekerinize taş değmesin.
    0 ...
  25. şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat

    4.
  26. Benim tiklerim var. Özellikle stresli veya uykusuzsam mimiklerimi kontrol edemiyorum. Sürekli hareketlerde bir es vermeye ihtiyaç duyuyorum, bunu birazdan açacağım.

    Mobilya sattığımız günler. Sabah arabayı internetten sattığımız mobilyalarla doldurup müşterilere tek tek bırakıyoruz. işi de büyütmüşüz küçük bir atölyemiz var, sorunlu mobilyaların ufak tefek işlerini orda çözüyoruz, zımpara gibi.

    Ben 22 yaşında, kafayı yazarlığa sanata sepete takmışım ama aşk bu ya bu mobilyacı çocuğa çok aşığım hem biraz yazıp hem de gündüzleri onunla birlikte mobilya işi yapıyorum. Zımpara yapmayı öğretiyor bana o sabah. Şöyle şöyle götüreceksin işte zımparayı ama dikkat et elini kesme vs diyor. Yalnız bir sıkıntı var ben geceden biraz da içtiğim için uykusuzum. Zımparayı iki kere götürsem geri getirirken bi tekliyorum. iki saniye donma ihtiyacı hissediyorum, obsesyon. içten içe de utanıyorum, utanır benden, deli sanar diye ama mümkün değil donuyorum öyle bi iki saniye sonra işime devam ediyorum.

    Bi baktı bana. Fark etti ve dedi ki “Ya sen o iki saniye donuyorsun, başka bir evrene gidiyorsun. Sanatçıların gidebildiği bir yere gidiyorsun sanki sonra dünyaya geri dönüyorsun ne güzel.”

    Benden utanır mı diye endişe ederken onun bu yorumu yazar olma hayali kuran bana çok iyi gelmişti. Sonra hiç utanmadım tiklerimden.

    Şimdiyse, ben yazarım, o evli ve çocuklu. Tiklerim hala var ama donmuyorum.
    3 ...
  27. madelet grabbe başusta

    1.
  28. Hakkında hiçbir olmaması, Uludağ Sözlük yazarlarının birbirlerine kafayı takmış saçma sapan başlıklarla ne kadar meşgul olduğunun göstergesi adeta. Yazık.

    Madelet Hanım, anlı şanlı bir Türk havacıdır. Döneminin A, B ve C brövelerine sahip olarak planör kullanabilen nadir isimlerinden olmuştur. Henüz 19 yaşındayken Türk Havacılık Kurumu Türkkuşu Kampı'nda yardımcı öğretmenlik yapmıştır. 1955 yılında Hollanda’da yapılan Dünya Paraşütle Atlama Uluslararası Gösterileri’nde dünya ikincisi olmuş ve Paraşüt Milli Takımında yer almıştır. Dönemin Hollanda Prensi Altes Bernhardt tarafından özel olarak tebrik edilmiştir.

    Bunlarla da yetinmemiş kadınların da orduya alınmasını sağlayan kanun değişikliğinin öncüsü olmuş ve Hava Harp Okulu'na kabul edilmiştir.
    Bu Cumhuriyet kadınını kutluyoruz.
    0 ...
  29. nicorette

    7.
  30. Sprey olanını kullanarak başladığım serüvene sakızıyla devam ediyorum. Sprey olanı sorunu ta alnından vurur, ağırdır. Sakız olanı soruna psikolojik işkenceler yapar, yavaştır. Sakız olanı ilk başlarda hiçbir işe yaramıyor hissiyatı verse de sonra alıştım, 20 gündür sigara içmiyorum. Bunun yerine spor yapıyorum ve sigara parasıyla cilt bakımı ürünleri alıyorum.

    Günde 2 paket artı sonsuz kahve içen biriydim şimdi limonlu brokoli yiyorum. Teşekkürler nicorette.
    1 ...
  31. barkın bayoğlu

    71.
  32. Eski patronum.

    Şimdi böyle yazdığımı duysan ''Siktir oradan, az seviştiğin için gece uyumuyorsun işte'' derdin biliyorum. Bizim için patron değil, hayatımızı büyük bir sarsıntıyla sallayıp o dönemler bizi darma duman ettin, ama iyi ki de ettin patron. Seni düşünüyorum. Türkçülüğünü pek kimse bilmezdi, şu günlerde milliyetçiliğin artan popüleritesini görüp sevinirdin eminim.

    Güneşe bak geleceğin bu güneş gibi parlak olacak cümleni yalancı çıkarttığım bir dönemdeyim. Sigara içenleri işe almadığın için sigarayı bırakıp sonra da öldüğün gün sigaraya başladım. Bana adsız alkolikleri anlattığın için, ta o günden benim alkolik olabileceğimi ön gördüğün için teşekkür ederim. Ben kimseye babalık yapamam deyip beni işten uzaklaştırdığın ve hayatımdaki en büyük zaafımı görmemi sağladığın için teşekkür ederim.

    Hayatta her şey olur dediğin için bugün ümidimi kaybetmiyorum ve beni bir yazar olarak yetiştirdiğin için hala yazıyorum. Senden sonra senin kadar ünlü bir adamla çalıştım ama o 84 yaşındaydı ve senin tıpkındı. Sonra ikinizden de ünlü bir adamdan senaryo dersleri aldım ama o 43 yaşındaydı ve Londradaydı. Hala aynı yolun yolcusuyum ama biliyorum ki yaşasaydın bu kadar sefaleti ve orospu çocuğunu çekmezdim. O kadar bıkkınım ki bu paragraftaki yazım yanlışını bile düzeltmeye gücüm yok.

    Yaşasaydın gene kafama vura vura çıkartırdın beni. 20 yaşında ilk defa kalbim bir erkek tarafından kırıldığında, ''Kendine bak, ne kadar güzelsin. Bileklerin ince'' dediğin için bugün hala ne zaman kalbim kırılsa bileklerim ince sonuçta diye teselli oluyorum. Yaşasaydın benim için her şey çok farklı olabilirdi ve bu bencilliğim yüzünden yaşamıyorsun belki de. Her şey çok zorlaştı patron. Emin ol senin gibi deniz manzarasına karşı şöyle bir uzanıp sonsuza kadar uyumak için çok şeyimi verebilirdim. Yaşasaydın eğer bu sikik senaryoları çekerdik ve ben tonlarca saygısızlığa maruz kalmazdım.

    Müjgan ile görüşmüyoruz. Senden sonra ikimiz de çok güzel motosiklet kazaları yaptık hatta Müjgan sol kolunu sakat bıraktı, panigaleyi perte çıkardı. Gerizekalı. Sen nedenlerini bilirsin ve eminim Çengelköyden bana götünle gülüyorsun.

    Bak gene bir yazım yanlışı onu düzeltmeye taakatim olmayışını bana ispat etti.
    3 ...
  33. alkolik olmak

    26.
  34. Alkolizm, bir hastaliktir. Tedavi edilip kisinin sosyal icicilige donmesi mumkun degildir. ilk ickiye baslamamak yontemi ile durdurulur.

    Alkolizmle ilgili YouTube üzerinde su kanal mevcuttur.

    https://youtube.com/ @alkoliginizkubra
    0 ...
  35. brell

    282.
  36. 18 yaşındayken kafayı taktiğim, aşık olduğumu düşündüğüm yazardı. 28 yaşındayım, arada hala gelir bakarım. Hic tanismadik, ama yazdıklarına bir şeyler hissedip fantezisini kurmak güzeldi. Bir gençlik anısıdır brell.
    1 ...
  37. türkçedeki en güzel kelime

    165.
  38. Taburcudur. Hikayesi dillere destandır
    1 ...
  39. karın açlığı vs cinsel açlık

    2.
  40. Aralarındaki ilişki yaş aldıkça açığa çıkar.
    Çok sevdiğim patronum, Allah gani gani rahmet eylesin, "Y.r.k yemeyen yemek yer' derdi bizi yemek yerken gördükçe. Ne sapıktı, ne hasta, boğaz köprüsünde ölmeden önce önemli bir adamdı kendisi.
    0 ...
  41. istanbul

    5023.
  42. Başka bir şehre yerleşildiğinde, intikam alan bir eski sevgili gibi başa bela açan kenttir. Unutturmaz kendini, kız kulesini özlettirir, taksimi, Kadıköyü, balatı hatta salı pazarını dahi.
    1 ...
  43. kendi şehrini 3 kelime ile anlat

    296.
  44. idam edilseniz son sözünüz ne olurdu

    25.
  45. tarifi imkansız duygular

    6.
  46. Canınızı yakan şey,çoğu insan için o kadar gözde ve değerlidir ki,canınızı yaktığını,sizi incittiğini söyleyemezsiniz bile. Bu kadar, daha fazlası anlatılamaz.
    0 ...
  47. vertigo baş dönmesi

    7.
  48. Alfred Hitchcock tarafından beyaz perdeye o kadar müthiş şekilde aktarılmıştır ki, bu çekim tarzı 'vertigo' ismiyle anılmaya başlamıştır. Yönetmen, aşağıdan yukarıya kaldırdığı kamerasıyla aynı anda yere zoom girerek,vertigodan muzdarip bünyelerin ne hissettiğini olabilecek en gerçekçi şekilde aktarmıştır.
    1 ...
  49. hayat bir sınavsa neden herkesin farklı süresi var

    13.
  50. Eski bir dostu hatırlatmıştır.
    Çok ama çok sarhoş olduğumuz bir gece,Moda'dan Kadıköy'e yürürken daha doğrusu yürümeye çalışırken aniden durup şöyle demişti kendileri, 'Abi aslında var ya,biz şu an günahlarımızın sevaplarımızın bedelini ödüyoruz. Yani yaşadık aslında biz daha önce,ne kadar iyi insan olmuşsak o kadar iyi bir hayatımız olacak bu yaşamda da.Bak bu bir gecede batan milyarderler var ya,mesela onlar geçmiş yaşamlarında çok zalimlermiş ondan bu hayatta böyle sefiller'
    iki dakikalığına bünyemde soğuk terler döktürmüşse de,ulan eğer doğruysa merhamet diye bir şey kalmaz evrende,her fakire,her düşküne oh olsun sana allah bilir ne yaptın eski yaşamında mantığıyla yaklaşır zaten.Hoş,şimdi de pek farkı yok da.Sus lan sus,hadi yürü eve gidelim bi kahve içelim deyip konu kapatılmıştır.
    Sonrasında ise özellikle tıp biliminin çılgın atmasıyla kafamda baş etmesi daha zor sorgulamalar meydana gelmiştir.
    (bkz: insanoğlu ile tanrı arasında olası bir savaş)
    (bkz: ölümsüzlük)
    (bkz: yavaş yavaş delirdim farketmediniz)
    0 ...
  51. meme emmedeki mantık hatası

    1.
  52. çocuğunun tipine uyumlu giyinen anne

    2.
  53. Allahtan annem benim tipime uygun giyinmiyor dedirten annedir.
    (bkz: anneye zulmetmek)
    0 ...
  54. cumhuriyet gazetesi

    231.
  55. Birazdan gidip iş başvurusu yapacağım gazetedir,kötü günlerinde iş başvurusu yapan tek öğrenci olmanın heyecanını yaşıyorum.Uğur Mumcu hatrına.
    edit:Tam dört saat bekledikten sonra,stajyer olarak alındım.Ama kalıcıyım tabi,yani büyük idealim bu.Binaları falan acayip ciks,bildiğin gazete la.
    1 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük