alkolü üniversiteye sokmak için birebir bir yöntem.
"hop kardeşim geçemezsin" diyenlere "bu benim demokratik özgürlüğüm" diyebilmek açısından son derece yararlı.
Bir evi kiralarken ilk olarak balkonun kaç metrekare olduğuna bakan insanlar..
balkonda sabah kahvesi içerler, misafiri balkonda ağırlarlar. geleni geçeni seyredip bilmemkimin kızı eve saat kaçta gelmiş diye gözlem yaparlar.
balkonda mutlaka bir çekyatları vardır, sıcak yaz gecelerinde buraya 56 ekran tv çıkartanlar da mevcuttur. (bkz: yan komşu)
zili duymazlar, balkonun altından "salih abeyyyyy!" diye çığırmanız gerekir.
telsiz telefon kullanırlar.
çiçek sulamak ve gece iki el okey çevirmek en büyük zevkleridir.
gece gece sevgilimin, "cnbc-e'de mükemmel birşey başladı" demesi üzerine fellik fellik her yerde ilk bölümünü aradığım dizi. ağlatma kapasitesi yüksek.
Becilce bir erkek egemen davranış biçimidir. sen bakir misin ki evleneceğin kızdan bekaret arıyorsun? ya da şöyle soralım, sen okulunu bitirmişsin, askere gitmişsin, işe girmişsin, para biriktirmişsin aile babası olmaya hazır moda da nihayet girmişsin. otuzuna da gelmişsin. senin alacağın hatun en aşağı yirmibeş yaşında olacak. ergenliğe kaç yaşında giriliyor, cinsel güdüler kaçlı yaşlarda uyanıyor? 14-15. sen bu hatundan on sene pasif kalmasını nasıl bekleyeceksin?
ilginç bir durum yani. ha sen bunca yıl uçkurunu sıkıp oturduysan, o zaman tamam.
her erkekte "kadınım bana özel olsun, herşeyi ilk benle yaşasın" arzusu vardır tamam ama, kız zaten seni seçtiyse, sen öncekilerden özelsin.
daha bunun nesini didikliyorsun?
geçmiş geçmiştir efendim.
iğrençtir.
kalçalar arkadan, basenler yandan taşar. belin kenarındaki katlar pantolonun içinden fırlar.
hele bir de bu pantolon dar paça kot ya da kumaş pantolon ise şiddetle ortamdan uzaklaşmak gerekir.
Aslında yok öyle bir yöntem.
istediğiniz kadar anne babanız üstünüze titresin, istediğiniz her oyuncak alınsın, en iyi okullarda en iyi notlarla okuyun, süper arkadaşlarınız olsun, hep takdir getirin, en büyük aşkı siz yaşayın, en iyi evliliği yapın, en hayırlı evlatlara sahip olun, hayat o kadar pusuda bekliyor ki. illa yara alacaksınız az ya da çok, kaçışınız yok. (kafiyeli oldu)
özellikle kankaya aşık olma durumu berbattır. sürekli terslenme duygusu ile yaşarsın. gece ağlarsın, mesaj çektiği zaman yazdığı cümlenin sonuna koyduğu küçücük bir smileyden bile anlam çıkartmaya çalışırsın. rüyalarına girer. onu öpmenin hayali ile yaşarsın. her gece karar verirsin "yarın itiraf edeceğim" diye ama asla edemezsin.
sana sevgilisi ile olan sorunlarını anlatır. acı çeke çeke dinlersin.
Naz *tırnaklarımı göstererek* -Bu ne?
Sixpounder - Oje tatlım.
Naz - ne renk bu?
S.- kırmızı.
n.- açık kırmızı mı koyu kırmızı mı?
s.- koyu canım.
n.- pembe değil yani kırmızı öyle mi?
s. *la havle çeker*- evet kırmızı canım..
n.- bence bu pembe.
s.-değil.
n.-pembeeee!!!!
s.-değillllllll!!!
n.*ağlar*- pembe işte!! pembe pembe!!!
s.- :S :S
Naz'ın annesi gelir..
-Aaa aşkolsun küçücük çocuğu ağlatıyorsun cık cık hiç yakıştıramadım!!!
insanlar, yolda sokakta bunun üzerine konuştuğunuz zaman (özellikle yaşlı teyzeler ve amcalar) tuhaf tuhaf bakıyorlar.
-Dört saat prova vardı yemin ederim canım çıktı.
-neredesin şimdi?
-berlin'deyim be abi.
-amann senin ki dert sanki akşam ovülasyonum başladı o kadar afrodizyak seviş seviş gene olmadı gene olmadı.
-yapma yaa..kaçıncı olacaktı ki seninki?
-üçüncü..bir dahakine kısmet artık. bu arada sana düğün davetiyesi attım aldın mı?