Diplomaside haklı veya haksız diye bir kavram yoktur kim kime istediğini yaptırabiliyorsa o her daim haklıdır örneğin ww2 yi h.tl.r kazansaydı bugün medeni olarak tanımladığımız toplumları barbar olarak tanımlardık
Ukrayna meselesine baktığımızda iki tarafında kendilerine göre haklı olduğu konular var (diğer entrylerde yazıldığı için detay vermiyorum) ancak medya ve sahada kim başarılı olursa diğer tarafı haksız olarak dünyaya tanıtacağı kesindir bu savaşın bizi ilgilendiren tarafı nasıl kârla veya en az zararla çıkabilrceğimizdir
Yıllardır ak partili siyasetçileri müteahhit, fırıldak, şov adamı vb. nedenlerle eleştirenler bugün ne oldu da Ekrem imamoğlu'nu halk kahramanı göstermeye çalışıyor.
Seçimi icraatlarından dolayı (icraatlarını görmek isteyen Beylikdüzü belediyesine bakabilir ) değil toplumun ak parti nefretinden dolayı kazanmış 10 yıl sonra ismi dahi anılmayacak siyaset adamıdır.
Ülkemizdeki siyasetçileri sevebilir yada onlardan nefret edebilirsiniz bu en doğal hakkınızdır fakat seferberlik durumunda (bu yerel bir savaştan daha çok uluslararası bir savaşta geçerli olacaktır ve bu savaşın tek sorumlusu türkiye olamayacağına göre) insanların siyaset ve ideolojik çatışmaları bırakıp devleti savunması gerektiği kanaatindeyim.
Şunu unutmamak gerek birbirimizi sevmiyor olsak bile yarın bu ülke işgale uğradığında işgalci güçler sizin Atatürkçü yada muhafazakar olduğunuza bakmaz eğer TC vatandaşı isen ne olursanız olun işgal güçleri tarafından hayvan muamelesi görürsünüz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik durumu belli iken insanların yaşam kalitesi ortada iken siz gidip 3 milyon Suriyeli mülteciyi ülkenize alır ve bu insanlara yüksek meblalarda maddi yardımda bulunursanız ülke vatandaşları doğal olarak tepki gösterir bunun ırkçılıkla alakası yoktur.
Burada yorum yapan arkadaşların kaçının acaba diğer kulüplerin vergi borçlarının silindiğinden ve devletten ne kadar hibe aldığından haberi varmı acaba. muhalif olacağız derken gerçekleri görmezlikten gelmeyelim adamlar doğru para ve transfer politikaları ile şampiyonluğa oynuyorlar bunu farklı yönlere çekmeyelim.
Kimse başakşehire laf atmasın son beş yılda dört büyükler ve anadolu klüpleri har vurup harman savururken bu adamlar doğru bir politika uygulayarak güzel bir takım çıkarmayı başardılar.
Bu sene şampiyon olacakları kesin.
Yaşadığınız vilâyete göre değişebilecek durumdur.
örnek vermek gerekirse istanbul da o parayla ay sonunu getiremezken anadolu da iyi bir hayat yaşayabilirsiniz.
2013 öncesi fethullahcılarla ilişkisi olmayan fethullahcılara karşı duran kaç kişi vardıki. fotoların çoğu 2013 öncesi kaldıki akp'ye oy veren kitlenin dahi yarısından fazlasının 2013 öncesi fehtullah ile sıkı fıkı dost olduğunu düşünürsek bu fotoğrafları sunmanın muhalefete fayfası dokunmuyor.
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın akp'yi fetö ile vuramazsınız çünkü bu insanlara oy veren insanlarda bir dönem fetöye bağış yapmış, türkçe olimpiyatlarına katılmış insanlardır.
içki içmek yada içmemek kişisel tercih meselesidir kimsenin karışma hakkı yoktur. Eğer bir yaptırım uygulanacaksa bunu içki içenlere yönelik değil toplum kurallarına uymayanlara uygulanmalı.
Türkiye de askeri darbe olma olasılığı 2023'de süper güç olma olasılığına eşittir. Akp iktidara geldiğinden beri önce Ergenekon operasyonuyla atatürkçü kesimin tasfiyesi daha sonradan 15 temmuz ile kendine muhalif kim varsa tasfiyesini yapmıştır. Şu anda ordu içerisinde belirli bir kesim darbe yapmayı başarsa dahi (Bu ihtimalde türkiyenin petrol çıkarıp zengin olmasıyla eşdeğerdir.) mevcut sistemi değiştirmesi ve hükümetin kadrolu askerlerini tasfiye etmesi en az 15 seneyi bulur. Ayrıca böyle bir darbenin olması durumunda ülkede en kötü seçimde bile %40'ın altına düşmemiş olan iktidarın devrilmesi demek ordudaki ak partili ve milliyetçi subay ve komutanları ayrıca halkın büyük bir bölümünü harekete geçirecektir. Olası bir darbe başarılı olsa dahi etkisi maksimum 48 saat sürecektir. Bu sürecin kime yarayacağı bellidir. Böyle bir girişimden sonra yapılacak ilk iş muhalefeti bu olaylardan sorumlu tutarak ülkedeki muhalif kesimin çoğunu ya operasyonlarla yada zamanla tasfiye olması anlamına gelmektedir.
iç savaş senaryosu ise kısa sürede gerçekleşemeyecek bir senaryodur çünkü gençlik her ne kadar hükümet karşıtı görünse bile yarısından çoğunun siyaset hakkında bir düşüncesi, bir ideolojisi olmadığı için önce gençlere bir ideoloji verip sonra o ideoloji için savaşacak duruma getirmek yıllar alacaktır ama yinede toplumsal hafıza mız ve önceki yıllardan yaşadıklarımızdan dolayı iç savaş senaryosu yalnızca bir hayaldir.
Bunu anlayabilmek için ak partiyi oluşturan kesimlere bakmak lazım.
Genel olarak oy dağılımı:
%20 Devletten ihale vb. yollarla yolunu bulan ve memur olarak çalışan kesim.
%35 cemaatlere bağlı kesim
%30 işçi ve emekli kesimi
%10 daha iyisini bulamadığı için oy verenler
%5 gençler olarak sınıflandırılabilir.
cemaatlerin ve kan emicilerin (devletle iş yapan kesim) başka bir partiye oy vermeyeceğini ve zaten devletten geçindikleri göz önüne alınırsa bu kitlenin, mevcut sıkıntıları ve problemleri önemseyeceğini düşünmek aptallıktan başka bişey değildir.
işçi kesim ise zaten genellikle ilkokul ve lise mezunu olduğu için bu adamların bakışı sadece yol yaptı köprü yaptı demekten ibarettir. işçilerin belirli bir kesimi uyandı ancak seçime kadar yapılacak iki-üç icraat ile birlikte tekrardan ak partiye dönecekleri gerçeğini değiştirmiyor.
Ak partiden sorunlara itiraz etse etse daha iyisini bulamayan dediğimiz kitle itiraz edebilir onun haricinde kimsenin itiraz edeceğini düşünmüyorum.
Yabancılar geleceğini şekillendirmek için uğraşırken, Uzaya çıkmak için çalışmalar yaparken, yada en geri ülkeler dahi mevcut durumunu geliştirmek için çalışırken bizimkiler hala osmanlı geri gelecek mi tartışması yapıyor.
Değişmeyen tek şey değişimdir diyor ve hepinize iyi sözlükler diliyorum.
insaların başının açık veya kapalı olması kimseyi ilgilendirmez. Ahlak denilen olgu 2 metre bez ile ölçülemez. Dışarda türban takıp ona buna elletenleride biliyoruz. Lütfen ahlak tanımını sadece fiziksel özelliklere göre betimlemeyin.
inci ve ekşiye göre uludağ sözlüğün daha medeni bir ortamı bulunmaktadır. her yerde biraz cinsellik olabilir ancak sözlükte bundan fazla söz edilebileceğini sanmıyorum.
Atatürkçü olduğunu iddia edip bırakın inkılapları ilkeleri bile doğru düzgün bilmeyen atam sen kalkta ben yatamdan başka düşüncesi olmayan Atatürk'ün adını karalamaktan başka bir işi olmayan topluluktur.
Atatürkçülük ayrı Kemalizm ayrı kavramlardır.
Bu devirde kemalist değil Atatürkçü olmak gerekir.
Dünyada birbirini ezeli düşman olarak tanıtan ülkeler mesele Türkiye olduğunda sıkı fıkı dost olabilmektedir.
Bu durum hükümetin zayıf olduğunu değil güçlü olduğunu göstermektedir.
wikipedia kapatılmamış engellenmiştir.
Ülkemizde her karşıt düşünceyi törpüleme amacı olan siyasilerin (hükümet - muhalefet farketmez) egolarını tatmin etme çabasıdır.
her gün hükümete hakaret eden sözcünün gazete ,atatürkçülük adı altında dini değerlere küfür eden penguenin dergi,
kknın parti başkanı olduğu bir toplumda normal görülebilecek bir durumdur.