sirtinda yoksul bir yagmurluk
-3 (düz adam)
on birinci nesil yazar 1 takipçi 36.54 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    beklemekten vazgeçmek

    57.
  1. çaresizliğe boyun eğmek ve durumu kabullenmektir. bazen hiç kapı kalmaz ve son çare olur vazgeçmek.
    0 ...
  2. kaybetmenin güzel yanı

    131.
  3. kaybetmenin güzel yanı olmaz. bu konuda ütopikçe güzelleme yapmaya lüzum yok. kaybettiğin kişi gitmesine izin verdiğin, tahammül edemesen de müsaade ettiğindir. bir andan sonra onu tek başına yaşamaya başlar, duygularını tanımlamakta güçlük çeker ama bir an olsun düşünmeden edemezsin. yavaş yavaş çöker içine o. küle döner zamanla.

    tecrübe diye yutturulan şey aslında insanı içten içe kemirir. üzgünüm ancak realite bu şekilde.
    2 ...
  4. edip cansever

    745.
  5. hisseden, hisseyleyen, aşık bir şairdi edip. şairlerin arasında en temiz ve masum yüzlülerinden diye yorumlarım genelde. herkesin dilinde bir şair vardır ancak edip çok dillendirilmez, ama şiirleri çok bilinir. bir tanesi var ki, tomris'e, sizi de aşık eder okurken,, sonunda bir ah çekersiniz, ne güzel sevmiş...

    Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
    Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
    Bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
    Ve yarışırsa ancak Monet'nin
    Kadınlarına yaraşan giysilerinle
    Gördüm de
    Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

    Öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
    Bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde
    Bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında
    Öyle kısaydı ki adımların
    Şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle
    Ölçülür ve denk düşerdi ancak
    Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

    Yok bir yanıtın "nereye" diyenlere
    Bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın
    Ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere
    O bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun
    Sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden
    Yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle
    Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

    Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
    Hani Etiler'den Hisar'a insek bile
    Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
    Çok yaşında her zamanki çocuksun gene
    Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

    Mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
    Mutfağın mutfak olalı böyle
    Bir adın vardı senin, Tomris Uyar'dı
    Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene
    Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
    Oysa güneş pek batmadı senin evinde
    Söyle
    Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.

    mart 1950
    1 ...
  6. hayatın anlamsız gelmesi

    16777215.
  7. Bazen öyle olur. Olsun. ip dediğin bir elde ediş yöntemi. Kimine dar ağacı, kimine kukla, kimine uçurtma.
    Asıl mevzu nerede durduğumuz.
    1 ...
  8. erkek arkadaşımın sütünün çok acı olması

    2.
  9. "babamın sütü çok acı" gibi dünyalar trajedisi bir olayı böyle asalak şekilde kullanıp eğleniyorsunuz ya, trollüğünüze sıçayım.
    13 ...
  10. öldürmeyip süründüren şeyler

    447.
  11. düşünceler,
    düşüncelerin çaresizliği,
    çaresizliğin çözümsüzlüğü vs.
    diye uzayıp gidecek ruhsal bunalımlar. sonu nedir, ya çıkar bir yol, ya da intihar.
    2 ...
  12. ayten mutlu

    5.
  13. hakkında bir yerde şunu okumuştum ve aynen paylaşmak istiyorum zira daha güzel anlatılamaz;

    Dünyaya, yaşama ve yaşadıklarına bakışı, onları anlamlandırışı, lirik, akıcı, çarpıcı metaforlarla bezeli bir dille şiirleşiyor. Coşkusu ve hüznü son derecede yalçınlıklar yaratan bir seyir izliyor. Doruklar, fay kırılmaları, çöküntüler... Şiddet birimi çok yüksek bir seyir ve dil. Ama, hep kadınsı bir seçimle.

    hakikaten burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta "kadınsı" ifadesi. bu ifade onu diğer kadın şairlerden ayırıyor; ayten mutlu türk edebiyatındaki kadın şairlerin tensel hazlarını gizlemeyen ve bunu dobraca aktaran nadir şairlerden biri.

    ıslak bir gemi
    boşaltıyor birden bire yükünü
    gidilmedik bir adanın çığlıklı sahiline

    karıncalar dolaşıyor bedenimi
    kışlık erzaklarını taşıyor gibi
    hiç bitmeyecek bir mevsimin
    ışık yüzü görmemiş kilerlerine

    yavaş yavaş çekiliyor sular
    kumlara karışıyor tüm hücrelerim
    titreşiyor gökkuşağı tüm renkleriyle
    gövdemin en ıssız ülkelerinde
    ölümü bir kez daha yeniyor beynim
    0 ...
  14. eglog

    5.
  15. karşılıklı iki kişinin -bunlar genelde çoban oluyor- doğaya övgüler dizdiği, bahsettiği kısa şiirlerdir. türk edebiyatında bunun örneğine hemen hemen hiç rastlanmaz. ilk örnekleri latin edebiyatından çıkmış olup latin kökenli bazı şairlerin monolog ya da diyalog şeklinde oluşturdukları şiirler de eglog sayılabilir.
    0 ...
  16. idil

    51.
  17. batı edebiyatında kır hayatının güzelliğinin işlendiği, tabiata duyulan sevgiyi ve ona aidiyeti, doğrudan anlatan pastoral şiirlerdir.
    türk edebiyatında ise bunu daha çok kemalettin kamu, cahit külebi gibi şairlerde görmüşüzdür.

    ek olarak haydar ergülen'in sevdiği ve ona şiirler yazdığı kadındır idil. misalen;

    gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
    gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak

    sen bir şehir olmalısın ya da nar
    belki granada, belki eylül, belki kırmızı

    gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
    çok idil, çok deniz, çok rüzgâr

    çocukluğun tutmuş da yine âşık olmuşsun
    sanki bana, sanki ah, sanki olur a

    aşk bile dolduramaz bazı âşıkların yerini
    diye övgü, diye sana, diye haziran

    heves uykudaysa ruh çıplak gezer
    gazel bundan, keder bundan, sır bundan.
    0 ...
  18. düş

    46.
  19. gerçek olmayanı görmek. kimi zaman gerçeklikten isteyip ulaşamamanın tasviri, ki bu "hülya"dır. kimi zaman da gerçekliğinden usanıp ya da kaçıp yeniden karşılaşma zorunluluğuna düşme anıdır. acı verir.

    düşleri cazibeli kılansa sonsuz ve uçsuz olmasıdır. çünkü insanoğlunun diğerinde tek müdahale edemeyeceği şey, tatlı yüreğinden geçirdiği küçük düşleridir. düşün gerçekleşmesine müdahale edebilir ancak. zira bazı insanlar gerçekleştiremediklerini, bir başkasında görmeye tahammül edemeyebilir. konu iki kişiyi tüm eden sevgi ise hayal ile başlayan ve bir tarafın diğer tarafın hayallerini yıkmasıyla sonuçlandırdığı kaçınılmaz acıdır. düşler temelde sınırsızdır ancak insan o düşlerine bir başkasını eklediğinde sonunu sadece kendi yazamaz.
    1 ...
  20. oya baydar

    10.
  21. her şeyden önce, kitaplarını okuduğunuzda özgürlüğü hissedersiniz, özgür bir kadın silüeti çizer gözünüzde. anıları ve denemeleri okunmayı şiddetle hak eder. ancak türk edebiyatında underrated kaldığını düşünmekle birlikte okuyanının çok şanslı olduğu kanısındayım. hem bir evrensel barışa gönlünü vermiş, hem de dünyayı kendi perspektifinden -ki ne güzel analiz eder- yazmış, çizmiştir.
    1 ...
  22. attila ilhan

    785.
  23. aşkı tasvir edişi ile döneminin şairleri arasından toz gibi sıyrılır. ulaşamamazlığın, dokunamamışlığın ve içeride bir yangın gibi büyüyen acıların lirik ustasıdır.

    aynı zamanda yazın hayatı şairliği ile kalmayıp hem tarih alanında ustaca ve cesurca yazmış, hem de roman olarak hiç yazılmaya cesaret edilemeyen konuları işlemiş, dili biraz sert ve anlaşılması uğraş isteyen edebiyat adamıdır.
    1 ...
  24. © 2025 uludağ sözlük