Güzel şehirdir gerekten. Denize yakın, Uludağ'a yakın, çevresinde muhteşem doğa manzaralı yerler. Fakat çok hızlı büyüyor ve sanayileşiyor, bu kısmı kötü.
"Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni, ama mutlaka sev, kesinlikle sev ve hatta mecburen seveceksin başka şansın yok" diyorlar zaten. iki s kuralı yani. "ister sev ister sevme zaten % 40'ı alıyorum" diyorlar.
Piyango çıkan birisine meleğin, "parayı ne yapacaksın?" diye sorduğunda, piyango sahibinin "senin tanrın gibi yapmayacağım, olmayanlara dağıtacağım" demesini hatırlattı entry.
Keşke uludağ'da olsaydı. Teleferik parası vermezdik. Allah'ın sittir ettiği o çorak yere gitmek zorunda kalmazdık yılarca. Bokumuz belki de donardı Uludağ'da.
Berbat bir durum. Fakat babayı kaybettikten sonra önemini kaybeder. Bunu anlamak için babayı kaybetmek gerekir. Tam da burada 'Sizin hiç babanız öldür mü?' şiirini dinleme zamanıdır.
Dedikodu yapmayan kız var mıdır ki? Mümkün mü? Çok konuşmayan bir kız var mıdır? Henüz daha gelmemiştir dünyaya...
En kısa fıkra: iki kadın sessizce oturuyormuş.
Bazen işe yarayan bir durumdur. Özellikle üniversite yıllarında. Hatun rakıyı fazla kaçırır ve bütün frenler iptal olur. Tabii rakı parası bulmak gerek önce.
Okşamak okşanmak. Her halde iyidir. ama bir yere kadar. Okşa okşan nereye kadar yani. Bir sonuca varması gerek okşamanın. Okşanmadan da yaşanır mı kardeşim.