birer birer kayıp giderde her bir sevilen, yenisi gelmez, eline geçmez hele ki değeri hiç bilinmeyen, yürekte varsa sevgiden de ötesi,
sen ağlasan da boş, ışıkta yaksan nafile, odan karanlık hep loş, hayatın emri hep koş, bayağı bir bekledim boş,
yaşantım sanki bir savaş ve hoşta bazen, ama ateş kesildiğinde ve de sular durulduğunda, yoksa hep gülerdi insan, hep kalırdı masum, saygıda bir kusur ettiğinde minnetinde değeri yok, kafalarda hesaplar yapılır ve mesafeler konur, fakat bu kalp unutmaz, unutamaz ki zaten, her kalp yıkılır ancak yenisi bulunamaz bir mesken, her anım birini özler, rüyada yolunu gözlediğim, düşünceler ve benliğimle canlanır tüm hatıralarım, bitince yalnızım, gözümü açtığımda kalmışım yanımda ailem ve birde arkadaşlarım.
gelsin hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak,
unuttum bildiğimi doğarken, umudum ölmeden hatırlamak.
şimdi boşuna bakma saate zaman geç oldu, dün annem elimi tutarken bugün 29'da doldu, vakit can almaz ancak can yakar,
fakat bir bekle bak, knock out olursan çok sakat, mücadeleyle geçen hayatta son round, kazanmak herkes ister,
ne istediğini bilmektir önemlisi var mı listen, hayallerin, hırsın, cesaretin, sabır selametimse intikam felaketimdir,
ne mektebimde vardı huzurum, ne vardı evde, çıkıp bir başıma ağlamaktı belki caddelerde, hayallerin kurulduğu ve düşlerin yok olmadığı, bu gözlerinse dolduğu, zamanın donduğu bir yerdeyim, düşünceler dumanlı dağlar aynı, gözse puslu, bir bakmışım mesafeler uzun ve tozlu, benimse yol yürür gider bir seyyah olurum, ne paranın bir değeri vardır aslında, ne de şerefle onurun.
gelsin hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak,
unuttum bildiğimi doğarken, umudum ölmeden hatırlamak.
ameleydim eskiden şafak sökerdi her gün işe giderken, cebimde yoktu bir kuruş ve üsküdar'ımın her bir yeri yokuş,
her gün yeni bir suç, ittiler fakat ben olmadım tuş, kanatlı doğmamış kuş, vakit hiç geçmemişti, ben hep aynı yerde saydım,
ekmekle vardı kavgam daha bir sertti günler, ve geçmişeydi saygım, gelecekti kaygım, kelebekti kalbim,
akar giderdim olsa bile bir derdim hep gülerdim, ve ağladığımı görebilen bir annem birde ben, inceden bir perde vardı gözlerimde,
göz görür fakat dilim susardı, ayaklarım, elim, kolumda bağlı, hayat bu dile kolay velakin her bir yerine ağrı,
ve kimi zaman düşündüm, aslında hiç üşenmedim ben hep düşündüm, hayata karşı dört silahşör hep güler sanmıştım,
bu öyle lanet olası toz bir pembe ki bir baktım her şey ciddi ve hemen uyandım...
gelsin hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak,
unuttum bildiğimi doğarken, umudum ölmeden hatırlamak.
kadıköy caferağa mahallesi moda caddesi ressam şeref akdik sokakta bulunan, hoş vakit geçirilicebilecek, gün içinde canlı müzikle eğlenilebilecek*, dekorasyonda kırmızının hakim olduğu rahat, sevimli, kapısı aynalı kafenin adı.**
(bkz: rakun cafe)
resul bilgin'dir. uzun boyludur, yakışıklıdır, graffiti sanatçısıdır.
sarıldığında şefkat verir. konuşurken göz teması kurar, değerlidir.
yaşadığı evi kıskandığımdır. *
"1986 yılında izmit'te doğdu. Ortaokul son sınıftayken hocalarının da desteği ile resim okumaya karar verdi. Güzel sanatlar lisesi sınavına girdi ve kazandı.
2003-2004 yılları arasında kara kalem resimden çok boyalara yöneldi ancak aradığı şeyi tuvalin üstüne bulamadı.
Önceden beri hip hop kültürü ve rap müzik hayranı olan Resul Bilgin, fırçalarla duvarlara resim yapmaya bu dönemde başladı.
Şu anki grup arkadaşı "Set" ile lise son sınıfta tanışan Bilgin, o dönem graffiti ile daha yakından ilgilenmeye başlamıştı ve sprey boya hâkimiyetini kazanmaya çalışıyordu.
Graffiti ile ilgilenen arkadaşları Set, Spook ve Dark ile birlikte "Style of izmit - Soi Street" adında bir grup kurdular.
Grup ile birlikte Türkiye'nin hemen hemen her yerinde graffiti yaptılar. Amaçları graffitinin suç değil, sanat olduğunu kanıtlamaktı.
Türkiye'de graffitinin tanınması ve yaygınlaşması için yaptıkları çalışmalarla bir ilk olmanın gurunu taşıyan Bilgin, halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki eğitimine devam ediyor."
en masum güvenilir dostları bulursunuz, bir süre sonra koparsınız, liseye gecer 2 yıl sonra buluşma planlarsınız, eskileri konuşur çok eğlenirsiniz, 2 gün sonra eski masum güvenilir dostlar ilan-ı aşk ederler.
off *
genelde güzel havalarda, beşiktaş barbaros bulvarında bulunan gençler.
kayarlarken atlayıp zıplarlarken kaykay tekerleğinden çıkan ses çok hoşuma gider, gecerken 5-10dk oturup dinlemişliğim vardır, olacaktır da.
geçtiğimiz haftasonu kardeşimle otururken yan masada oturan 18-20 yaşlarında bir erkeğin ve bir tane daha erkeğin (!) ilginç diyaloğuna kulak misafiri olduğumuz yer;
-sen regl oluyo musun abi
-yok be oğlum abartma o kadar da değil
-öyle bi anlattın ki olur mu olur yani
-hahahhhhihhii
adidas eşofmanının paçasını olabildiğince darlaştırıp şapkasını kafasına tam takmayan (gölgelik kısmının gökyüzüne doğru baktığı) ve omuzlarını kasarak yarım metre sağa yarım metre sola kayarak yürüyen genç akım.
fiber tesbihleri olmazsa olmaz zaten.