Ben bu kadını dinlerken acı çekmek istiyorum. Bir kadını seveyim o beni hiç sevmesin ya da ne bileyim sevgilim benden ayrılsın istiyorum. Canım yansın. Çünkü ben bu şarkıları hak edemiyorum, yeterince acı çekmemişim. Her çığlık atışında önce ürperiyor sonra "sıç sıç ağzıma sıç" diyorum kendi kendime.
Dünya futbolu için Alman Milli Takımı ne ise, Türk Siyaseti için de Tayyip Erdoğan odur, hep aklıma gelir; ingiliz efsane futbolcu Garry Lineker “Futbol basit bir oyundur. 22 kişi 90 dakika bir topu kovalar ve sonunda hep Almanlar kazanır” demişti vaktinde. Son maçlardan sonra “Futbol, basit bir oyun. 22 adam 90 dakika boyunca bir topun peşinden koşar ama artık Almanlar sürekli kazanamaz. Bir önceki versiyon tarihe karıştı” dedi.
Darısı Erdoğan’a.
sıkıldım bu hayattan. nasıl eğlenirim onu da bilemiyorum. hayatımda her şey yolunda gidiyor oysa. tanıyanlar mutlu der, uzaktan bilenler de mutsuz olmak için sebebim olmadığını söyler muhtemelen. haklılar da. tatminsizlik herhalde sıkılmak değil. asıl problem neyin tatmin edeceğini bilmemem. aptalca maceralara atılamayacak kadar korkak olmam belki de. sağlıklıyım, işim var, hayallerim var, sevdiklerim ve sevenlerim çok ama bir şeyler eksik. gün olur bulursam eksiği diye buraya yazıyorum, kendime bir not olsun. sen okuma. olur da bir gün bir aptallık yapıp, yapılması gerekenin aksine yapmak istediğimi yapacak kadar cesur olur ve içindeki sıkıntıdan kurtulursam bu entariye döneceğim. till then, bye love.
Huzurlu bir hüzün veren müziktir. Sakince doldurur hep gözlerimi, hiç yormadan. Yapılan hataları ve yapılamayan doğruları anımsatır bol bol. Kibar bir eleştiridir.
kadın olmak zor canlar, bir de şişmansa iki sıfır geriye düşüyor insan. çünkü insan yüzeysel ve adi bir varlık.
hele erkek denilen güruh derinlikten yoksunluk oranı olarak tavanı görmekte. en entelektüeli, en derin görüneni bile fiziksel tabulara sıkışmış acınası bir ruh çıkabiliyor. üzüyor bu beni. biliyorum aranızda "ben ayırt etmem abi, insanı insanlığı ile severim" diyen canlar çıkacaktır. öyleyse sorarım kaçınız kendinizle fiziksel olarak aynı ligde görmediğiniz birini sevdiniz. seviştiniz mi demiyorum, kabul edin aranızda var asla sevmeyeceği şişman insanlarla sevişenler. sevmezsiniz işte. öyle pissiniz, pisiz çünkü insan ırkı olarak.
çok iki yüzlüyüz. insan iyi bir varlık değil canlar. öpüldünüz.
kendisi de sapık çıkan Louis CK abimizin şaheserini de paylaşmadan bitiremem: https://www.youtube.com/watch?v=KFdWcNJ17YY
dip not:hem şişman değilim hem kadın değilim, yürümezseniz sevinirim.
Birkaç üniversiteli genç muhabbete başladığında konu genellikle yabancı dizilere gelir bir şekilde. Herkes birbiri ardına beğendiği dizilerin reklamını yaparken, six feet under izleyen genç sfu'yu önermeden önce karşısındakileri önce bir tartar. Bu diziyi hak edip etmediklerine, izlediklerinde dizinin hakkını verebilecek durumda olup olmadıklarına bakar. Öyle bir dizidir.
Boş zamanlarımın büyük kısmını "aslında cevap olarak şey deseydim/yapsaydım efsane olurdu" gibi hayallerle geçiren bir insanım bazı günler. O günlerin kimsenin hayatında sıklaşmaması dileğiyle bu entryim hepimize gelsin.
Bot kullanmayanların gymlerde büyük zorluklar çektiği oyun.
Her ne kadar filmi izlememiş olsam da kendimi Pokemon Go'nun Suicide Squad'ı olarak görüyorum. Fake gps ve bot kullanan bir insan olarak 2000 cp üstü pokemonlarım ile gymleri geziyorum, benim gibi hileci 5 6 kişinin çökmüş olduğu gymleri özgürlüğe kavuşturup 10 cp'li bir pokemon bırakarak yoluma devam ediyorum. Oyundaki tek amacım bu oldu artık. Botçulara karşı botla verdiğim bu mücadele ile ülkemizdeki dostluk ortamına katkımı yapıyorum.
Annemizin tıka basa doldurduğu buzdolabımızdan bir şey çıkarırken veya buzdolabına bir şey koyarken hangi parçanın nereye en uygun olacağını planlayarak geçen çocukluğumuz sayesinde milletçe pek zorlanmamamiz gereken oyun.
Yetenek/Oyun Zekası oranı en yüksek futbolcu. Böyle bir yeteneğe, yıllarca üst seviye hocalar ve takımlar ile çalışmaya rağmen hala saçmasapan tercihlerde bulunabiliyor. Oyuna yeteneği dışında en ufak bir faydası yok. insan hayret ediyor.
Spor müsabakası kamera odasındakileri kıskanıyorum. Tribundekileri çekerken çektiği kişiler büyük ekranda kendisini görür görmez başka kameraya geçiyorlar ya. Bu büyük güç abi. Mutluluģu verip, istedikleri anda bitiriyorlar ve insanlar hala mutlu. Kıskanmamak elde değil.
evlilik programı değildir. evlilik programı adı altında toplanan insanların çeşitli kavgalarını izlediğimiz aksiyon komedi türünde bir televizyon şovu.
edit;yazım hatası.
günümüzün en iyi komedyenlerinden biri olma özelliğini esprilerinin komikliğinden almaz louis ck. onu diğer ünlü komedyenlerden ayıran; şovlarındaki beklenmedik konu seçimleri, konuları kendi çarpık zihni ile sunuşudur. 11 eylül, tecavüz, kölelik, pedofililer, tanrı, eşcinsellik, din gibi çok kırılgan konularda yaptığı esprilerle sırası değişse de her zaman bizi güldürüp, dehşete düşüren ve bambaşka bir bakış açısı katmayı onun gibi başarabilen bir komedyen daha yok an itibarı ile. george carlin'in veliahtı. kendisi çok komik bir adamdan fazlası, iyi bir düşünür ve komedyen.
jerry seinfeld, chris rock ve ricky gervais ile hbo için hazırladıklari, oturup komedi konuşma temalı "talking funny" izlenmeye değer: https://youtu.be/OKY6BGcx37k
oluşturduğu spotify çalma listesinin çok benzerlerine insanların "disco", "summer party" gibi isimler koymasına rağmen kendisinin "dandik halk plaji" ismini koyduğunu fark etmesi ile kim olduğunu bir kez daha hatırlayan insandır.
kendisi ile ilgili cinsel bir isteğim bulunmasa da bazen çaldığı parça ile sevişmek istiyorum. notalar vücut bulsun ve benimle yatağa girsin istiyorum. allah belani versin julia.
desteklenesi, güzel fikir. 30 gün boyunca her günün 1 filmi var, her gün bir film listeden kaldırılıp yeni günün filmi yükleniyor. kült, bağımsız, büyük gişe, festival demeden her yerden her türden filmle karşılaşabiliyorsunuz. arada türk yönetmenlerin filmlerini görmek de ayrı güzel.
30 günlük deneme sürümü de mevcut. sitede kendiliğinizden değil başkasının linkinden üye olursanız hem siz hem üye olduğunuz insan kazanıyor, birbirimize destek olalım sinemaseverler *https://mubi.com/tell-a-friend/global/1aofiz4
çiş yapabilmektir. prostatı yüzünden yapamayan amcanin dakikalarca canını yakarak sonda takmamin ardından gülümsemesi ile anladim.
yatarken rahat nefes alabilmektir. kalp yetmezliği olan abi oksijen maskesine çaresizlikle elini uzatınca anladim.
ayakta durabilmektir. yanan evinin balkonundan atlayıp felç olan teyzeden hikaye alırken anladım.
görebilmektir. diyabet yüzünden görüşünü büyük oranda kaybeden teyze "üstümü örter misin evladım?" derken yüzüme değil boşluğa bakınca anladım.
birkaç dakikada elini yıkayıp banyodan çıkmakabilmektir özgürlük. bir kız çocuğunu otuzuncu dakikasında çıkarmak için dil dökerken anladim.
konuşabilmektir. yüksek tansiyon sebebi ile inmesi olan abla derdini anlatamadığında anladım.
yastığa başını koyduğunda uyuyabilmektir. geçen hafta yeğenini kaybeden ve testleri normal olmasına rağmen ağrılar içindeki abiyi evine yollarken anladım.
nabzının alınmasıdır özgürlük. arrest gelen hastayı kurtaramadığımızda anladım.
sağlıklıysan özgürsün, gerisi boş laf, gerisi bahane.
bunun hoşlanılan kizla olanı bin bir türlü sabır testi içerebilir.
erkek koskocaman bir paragraf yazar, kiz o paragraftan sadece bi cümleyi hatta bazen kelimeyi çeker muhabbeti ilerletmesi icin adeta erkeği beyin jimnastiği yapmaya zorlar. olur da (pek olmaz ya) muhabbeti kız başlatır "selam nasilsin?" derse erkeğin "iyiyim sen?" demesinde selam vermemesine takar, insanı klavyesine küstürür, dokunmatik ekranını çiğnetir. yapmayın etmeyin. ağzımıza sıçtınız, ağzınıza sıçayım.