Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde hala doğa karşısında çaresiz kalınabiliyor. Bazı şeyleri düzeltmek için insan gücü yetmeyebiliyor. Ama o çocuklar ve aileleri için dayanılmaz bir süreç.
Aslında bu sayı artmadı. Hep vardı ama görünürlülüğü ve farkındalığı arttı. Ne yazık ki yıllardır görmediği yavrusunun cesedini bile bulsa razı olacak anne babalar var. ALLAH kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Düşünmesi bile alt üst edici.
Böyle hassas dönemlerde herkesin her duyduğuna inanmasından mütevellit getirilen bir yasak. Çok da gereksiz olduğunu düşünmüyorum çünkü olay mahallinde yakınlarından haber almak için endişeyle bekleyen insanları hiçe sayarak, gördüklerini değil, aklına gelen her şeyi yazıp çizenlere engel olacak bir şey lazım.
Bu bir alışkanlık meselesi bence. Evet F klavye Türkçe dil yapısına uygun dizilişinden dolayı daha hızlı yazma imkanı sunar ama Q klavyeye alışmış birisi de aynı hızda yazabilir. Hangisinde kendini ilerlettiğine bağlı. Çok da takılmamak lazım böyle eften püften olaylara.
Pedofili, bir kişinin çocuklara karşı cinsel zaaflarının bulunması. Böyle söyleyince sıradan bilimsel bir kavram gibi geliyor insanlara. Ama pedofili şu yeryüzünde ortaya çıkmış en rezil dürtü. Duyduğumuzda kıyamet kopsa da kurtulsak dedirten cinsten bir canavarlık.
idam isteniyor pedofililer için. Üstelik bunu LGBT'yi destekleyenler ilk sırada istiyor. insanlar özgürdür karışmayın etmeyin diye sözde onur yürüyüşlerinizde sapkınlıkları normalleştirirken siz bir kenarda durun gözünüzü sevmeyeyim. Kaldı ki bezli bebeğe cinsel haz duyacak iradesizlikte ve tıynetsizlikte bir insanı siz idamla bunu yapmaktan alıkoyamazsınız. Tek çözüm yolu asla idam değil. Hele onları hapse tıkıp nasılsa ömrünü yakmış psikopatın biri gelir öldürür diye düşünmek bambaşka bir acizlik.
Pedofilik eylemleri gerçekleştirenler ise yüksek oranda çocukluğunda böyle bir saldırıya uğramış insanlardan çıkıyor. Yani önce toplumsal bir düzelmeye gitmemiz, aile içinde ya da dışında yaşanan abuklukları halı altına süpürmek yerine farkına varmamız vardırılmamız gerekiyor. idam ise o canavarlar için yalnızca bir kurtuluş.
işe şuradan başlayın. "Aman öpüversin amca" demeyin. Öpmesin amca. Dokunmasın!!!
Talat Aydemir, 27 Mayıs darbesi sırasında MBK dışında bırakılmış bir albay. Çünkü o sırada Kore'dedir. Artık bir darbe yapmak içinde mi kaldı nedir? Döndükten sonra Fethi Gürcan, Osman Deniz, ilhan Baş, Ahmet Güçal, Cevat Kırca ve Erol Dinçer gibi isimlerle yeniden bir darbe yapmaya girişir. Ancak bu girişimleri onu devletin başına değil idam sehpasına götürür.
Bilim insanlarının bile "Bu iş nereye gidiyor?" sorusunu zaman zaman kendilerine sordukları teknoloji ürünü. Ufak adımlarla hayatımıza giren yapay zekalar bugün öğrenebilen hatta düşünebilen versiyonlarına kavuştu. Hastanede raporları inceleyerek doktorlardan daha isabetli kararlar verebilen yapay zekaların bulunduğu günlerdeyiz. "Bir gün dünyayı ele geçirecekler" kaygısı bence elbetteki yersiz ama önlenemez bir ilerlemeye sahip oldukları ve hayatımızda daha da çok yer almaya başlayacakları büyük bir gerçek.
insanların okudukları ya da askerlik yaptıkları yerler genelde 2. memleketleri olarak anılır. Kendi şehrimde üniversite okuduğum için başka bir memleketim olamadı. Ama öyle bir seçeneğim olsaydı kesinlikle Doğu Karadeniz illerinden biri olurdu.
insanların okudukları ya da askerlik yaptıkları yerler genelde 2. memleketleri olarak anılır. Kendi şehrimde üniversite okuduğum için başka bir memleketim olamadı. Ama öyle bir seçeneğim olsaydı kesinlikle Doğu Karadeniz illerinden biri olurdu.
Zeki Kayahan Coşkun "Türkleri Anlama Kılavuzu 1" "Türkleri Anlama Kılavuzu 2" "Meğer Annem Haklıymış" hem kolay anlaşılır hem de her satırında ya gerçekten de böyle dersiniz.
Yobazlığı sadece dindarlıkla bağdaştıran, aslında körü körüne bağlı olunun, savunulan ve eksiklikleri yok sayılan her şeyin yobazlık olduğundan bihaber olan, sırf iktidarın karşısında olmak adına her şeyi eleştiren, dilinden Mustafa Kemal Atatürk'ü düşürmediği halde terör örgütlerini savunmaktan da asla çekinmeyen tipler geliyor.
Sinir herkeste bulunan bir özellik. Sadece bazılarımız bunu durdurabilmeyi başarıyoruz. Biz durduabiliyorsak herkes yapabilir demektir. Dolayısıyla "Ben sinirli insanım" diye diye etrafındakileri darlamanın alemi yok.
Mavi Balina'dan sonra aileleri ve gençleri tehdit eden ve ölüm saçan bir başka oyun. Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu Dr. Ömer Fatih Sayan da konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Engellenmesine rağmen farklı sosyal medya ortamlarında oyunun yine de yayıldığını belirten Sayan, aileleri çocuklarını sıkı bir şekilde takip etmeleri konusunda uyarılarda bulundu.
Gelişen teknoloji bazen beraberinde böyle riskleri de beraberinde getiriyor. Bu durumda her şeyi ölçülü kullanmanın ve zararlarının farkında olmanın önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor.
ibadet etmekte ALLAH'ın insanlara sunduğu bir lütuftur. Nasip etmezse orucu da tutamazsın, namazı da kılamazsın. Ama birini yapmıyor diye hiçbiri yapmasın mı? Bu nasıl bir bakış açısıdır. O zaman tek bir günah işliyorsun diye hepsini yap.
Dünyanın en zevkli eylemlerinden bir tanesidir. Hele de hafiften esen ılık bir rüzgarın ürpertisine sevdiğiniz şarkılar eşlik ediyorsa; kendi iç dünyanızda bir yolculuğa çıkıp sonsuz karanlık bazen de bol yıldızlı gökyüzüne dalmak gibisi yoktur.
Adaylık balının ağzına çalınmasının hemen ardından "Selahattin Demirtaş hapisten çıkarılsın" sözüyle safını belli eden, Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvikilliğinden olma gerçeğini kendisiyle tolere ettiği bir isim. Yani 24 Haziran'a kadar meydanlarda olur da sonrası malum. Kendi de farkında. Ama siyaset böyle bir şey.
Bir sözelciysen matematiğin en zevkli konusu sadece kalem oynatabildiklerindir. Gerisi işkencedir, azaptır, zulümdür. Ama çözebildiğinde kendini dünyanın en başarılı hissettiren dersidir matematik.
Arkadaşımızın kendini kıyasladığı Fatih Sultan Mehmet o yaşlarda Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve italyanca biliyordu. Askeri ve siyasi manada çok iyi bir eğitim almıştı ve bir gün devlet yöneteceğini bilerek donatmıştı kendini.
Elbette 18 yaşındaki bir birey olarak bu ülkede söz sahibi olabilir ancak bu işler biraz da tecrübe işi. Ve bir lise talebesinin tecrübesi, görüp geçirdikleri, vekili olduğu halkın sorunlarını çözmeye yetmez.
Okul sıralarına geri dön ve önce her yerde ülkeni güzelce temsil edecek bir eğitim al genç adam!
En belirgin sorunlardan bir tanesi reyting uğruna tüm etiklerin yerle bir olması ve git gide içi boşalan içeriklerin dört bir yanı sarması. Başka bir sorun sırf parası var diye sektöre giren insanların her şeyi ben bilirim edasıyla dirsek çürüttüğünüz tüm emekleri yok sayarak "para bende ben böyle istiyorum" mottosu üzerinden zamanınızın emeğinizin üzerine çökmesi. Daha ne olsun...
"Kadına şiddet abartılıyor" sözünü söylemek tam olarak içindeki şiddet yanlısı kişiliği ortaya koymaktır. Hayır efendim. Kadına şiddet abartılmıyor ya da son günlerde arttı diye bir şey yok. Sadece son günlerde nihayet sesleri daha gür çıkmaya başladı.
Sadece ayrılmak istediği için öldürülen, tutku derecesinde aşk duyulduğu gerekçesiyle dayak yiyen, öldürülen, yemeğin tuzunu ayarlayamadığı için öldürülen kadınları görmezden gelip "Kadına şiddet abartılıyor" fikrini savunuyorsanız içinizdeki nefretle muamele görmenizi dilerim...
