Şu an varlığını ve yaptıklarını hak etmediğimiz kişi
Ne fikirlerine
Ne mirasına
Ne de kurduğu cumhuriyete sahip çıktık
Çoğunluk imam hatip mezunu uzun boylu bir beyefendiyi ömrünün yarısı savaşta geçmiş, yeni kurduğu bir ülkenin nizamı ve düzenini sağlamak için gece gündüz çalışmış bir adama tercih etti.
Pastör abi Pastör abi
Oldu bir ara ajan hain
Latifeler havada uçuşuyor
En fazla iceriz ejderli smoothieyi
Nasıl da fetönün oyununa geldin
Eh affet bari
Zora düşen ampul gibi parlayan beyi
Koca bir devlet gitmiş elden
Önemli değil zaten hep evanjelistler
Yavaş fakirleşen halk
Dua edecek semaya ellerini açarak
Ey allahım sen hep doğruyu göster
Yakıtı benzini hep elli liralık ver
istemem başka bir hadise
Mutlak güç ver baştaki uzun beye
Bence Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak şu topraklarda övünebileceğimiz ender şeylerden biridir, ama bizi yitip bitiren de zaten bu kendimizi övme işimiz, büyüklenmemiz yersiz kibirimiz değil midir? Hicbir zaman ne bir Avrupalı Ne bir Asyalı ne de bir Orta Doğulu olamayacağız, sürekli kendi geçmişimize takılı geleceğe karşı gözlerimiz kapalı bir şekilde yürüyoruz. Yaptığımız hataları kabullenmeyip sürekli bir suçlu bulup onlara yüklüyoruz bütün suçu... Kim ne derse desin bizde bu kibir bu geçmiş sarhoşluğu olduğu sürece daha çok kötü günler görürüz kimsenin de gücüne gitmesin.
Artık bir T.C. vatandaşı olarak dünyanın en cefakar, en çilekeş vatandaşı olma övgüsüne layık görebiliriz kendimizi...
Bu ülkede değil savcı hakim olmak, vatandaş olmak bile zor... O yüzden birkaç küçük kılıf uydurularak içeri atilacaklarından veya uzaklaştırılacaklarından zerre kadar şüphem yok.
Gülünç bir durumdur.
Zamanında meşhur 6. Filoyu kıble yapan, Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde gıkını çıkarmayan tipler en afilli vatanperverler olmuşlar...
Nedir bu tepkiniz? Yediğiniz bokları ört bas etme çabası mı yoksa başka bir şey mi?
Telefonumdaki Sd kartın şerefsizliğine maruz kaldım ve içinde neyim var neyim yok silinmişti. Rehber yedekleri, pdfler, müziklerim, galerimdeki binlerce resim ve video... Ama hiçbiri umurumda değildi, kaderin cilvesi midir nedir, koskoca telefonda tek onun güzeller güzeli resmi duruyordu. Her zamanki o iyimser gülümsemesiyle size istemsizce bir tebessüm ettirmeyi başarıyordu bu güzeller güzeli fotoğraf... O bomboş galeride tek başına ışık saçan gözleriyle ben buradayım işte diye adeta bağırıyordu. Benim yapabildiğim tek şey ise onun o fotoğrafına bakarak saatlerce ağlamak oldu. Sonra ertesi gün uyanır uyanmaz gittim ve fotoğrafçıda fotoğrafını bastırdım... Ona, onu deliler gibi sevdiğimi hiçbir zaman söyleyemedim ve söyleyemeyeceğim gibi de gözüküyor ama elimde ondan olan tek şey beni her zaman tarif edilemez bir mutluluğa sürüklerken, saatlerce süren göz yaşartıcı düşüncelere de sürüklemiyor değil... Ama yine de sevgimle yoğrulmuş kendime ait hayal dünyamda onun o güzeller güzeli fotoğrafına sarılarak uyumak bu hayattaki tek arzum. Zamanın ne getireceği belli değil, umarım beni hiçbir zaman bu saf duygularımdan uzaklaştırmaz...
Bu Ülkede yükselmek ve kendinizi adam (neye göre adamsa artık) sıfatına sokmak istiyorsanız şu an ölü olan bu insana sövüp sarık cübbe fesi ibadet sayıp giyerek baş örtüsüz kadınları ucuz olarak görerek bu emelinizi başarıyla sonuçlandırabilirsiniz.