A: ben
B: sana entry girebilir miyim * A: Ya bir yazı yazacaktım da bilgi eksikliği oluştu. Yardım edebilirsin sanırım. B: Senin bilmediğin benim bildiğim ne olabilir?
(Bu laf artisliğini belirtiyor aslında) a: Yok yok öyle deme, benden çok daha iyi olduğunu biliyoruz. B: ee, söyle bakalım konu nedir?
(burda gaza geldi hemen ibne, bu kadar da kolay olmaz ki ama) a: Globalleşen dünya üzerinde Türkiye' nin bıdı bıdı... B: hımmm.. a: hadi be olm, çıkacam. B: aga ben ne anlarım ekonomiden, dünya düzeninden? a: Senin bilgine ihtiyacım var ama cidden. B: Peki o zaman.
(bir insan bu kadar mı saf olur ya?) a: Evet dinliyorum. B: Şimdi, bıdı bıdı da bıdı...
(ahahah, şeker şey ya) a: Teşekkürler dostum, güzel açıklamaydı. B: Elimden geldiği kadar agacım, ne demek!
(Hadi lan ordan!)
ama en önemlisi;
bir arkadaşı sözlükten kolayca göt etmek
B isimli yazar bunu okuyunca ne olacak? **
+ o zaman xhamster.com' a girecen başka çare yok.
- orda da yok bulamadım.
+ ne arıyon ki?
- böyle hayvanlı bir porno
+ ahahah! özel bir tercih var mı?
- yılanlı :D
+ geçen koalalı gördüm.
- uff be iyice abartmışlar.
+ sdafasfasdf
- koalayı nasıl bulup da yaptırmışlar acaba?
+ bu sektör böyle olm sdfasfsds
bulmuşken en iyisini bulayım diyip en saçma kurallar istenir bu elemanlardan. erkekse bir kere askerliğini tamamlamış olması şarttır. bayansa da güzel olmasına bakarlar. en garip istekleri şudur;
yok daha neler amk! siz ne arıyorsunuz demezler mi size?
- tecrübeli olması tercihimizdir...
elbette ben de iş veren olsam bende tecrübeli isterdim ama anasının karnında öğrenen elemanlar mı var ki piyasa da biz bulamıyoruz. Bu aslına bakılırsa bir türkiye gerçeğidir. Adam gidip kıçı kırık bir mahallede bakkal açar ama sektörün kralı olacağını düşünür. Geçin abicim bu işleri. Bu ülkedeki insanların işe ihtiyacı var, sizlerinde işçiye-elemana ihtiyacınız var. Tecrübeymiş... 35 yıllık tecrübeye sahip bir eleman bulursanız bana da gönderin tanışmak isterim.
birde şöyle bir ilan vardır, bu en çok dikkatimi çekenidir;
yıllardır bu işi yapanlar vardır kimse ben bu işte kralım demez. 5 yıl çalışma sonunda büyük bir bilgi birikimine sahip olacak kozmetik ürünü üretici bulmanız imkansızdır. Zaten bulamazsınız da. Kimse de 35 yıllık tecrübeye sahip satış elemanı bulamaz. Sonunda ne olur gidip tecrübesiz çaylakları alırsınız işlerinize. o adam beklentilerinizden daha fazlasını verir. Al sana piyasaya atılacak tecrübeli bir eleman... Ne oldu 35 yıllık birikime? sen yetiştirdin işte yeni bir eleman.
not: kimse bakmaz sizin deneyiminize. cv denilen şeyler satış-pazarlama elemanları için bir bok değildir. mühendis olan adamın hazırlayacağı cv ile bir pazarlama elemanının hazırlayacağı cv nin bakılıp incelenme aşaması farklıdır... deneyim arıyorlarsa böyle işlerde takılıp kalmayın o kısma. gidin başvurun. sallayın, buralarda çalıştım ben bir süre diyin. iyi bir konuşmayı da yakalarsanız o iş sizindir. Tabii türkiye gerçeğini unutmayalım, artık bu sektörde bile iş bulunamıyor...
entryler silinirken sadece nedenleri açıklanır ve eğer çaylak yapıldıysanız 'x gün çaylak yapıldınız.' şeklinde not düşülürdü. Artık nedir ne değildir bilmem ama garip notları da araya sıkıştırır oldular.
başlık sahibi: morganize işler (bu önemli burda ama)
başlık: Çay bella söylemesini bilmeyen solcu
entry: (bkz: gene mi sen lan)
Her şeyden önce yetişkin olmayı yaşla bağlandırmadığımı söylerek başlığı açıklamak istiyorum. 18' ini geçip ben büyüdüm diyen hayatı kavrayamamış bir mantıkla yetişkinlikten bahsetmiyorum.
işte budur çocuk olmak. Büyüyorsun ama gene de çocukca tanımlar yapıyorsun, yoldan geçenleri utanmadan parmağınla gösteriyorsun... Ama ne güzel bir şey bu. istediğini yapıyorsun işte. Fiziksel olarak büyüyorsun ama hala çocukca şeyler yapmak istiyorsun. Hala sandal çalıp açılmak ve sandalı batırmazsan eğer geri getirip iade etmek istiyorsun. Hala ailenle birlikte gençlik parkında eğlenmek istiyorsun. Ama olmuyor değil mi hiçbir şey? Zor oluyor. Hatta büyüdüğünü söylerek kendini olgun olmaya zorluyorsun? Zor be hayat! Asıl keyfine varılması gereken yaşta düşünemiyorsun, düşüncesizce davranıyorsun ama hayatı bir o kadar da güzel yaşıyorsun... işte bu yüzden çocuk olmak bu kadar güzel belki de.
Efenim an itibariyle e-postama gelen mailin konusudur bu. Mail AKP' den geliyor. Evet rastgele seçmişlerdir birkaç mail onlara atıyorlardır diyeceksiniz ama lan benim öyle de kolay bir mail adresim yoktur hani. Yani klavyeye kafa atsanız ortaya çıkacak harfler dizisinden benim mailim çıkıyor, o kadar karışıktır yani. Neyse hadi buldular benim maili ama adamlar birde içerisine adımı soyadımı da eklemesinler mi?
Değerli genç arkadaşım Ersen ... (bak bak, havalara bak, bende bir artistleniyorum tabi bunu okuyunca)
şeklinde bir mail. Benide istiyorlarmış yanlarına. Çok güldüm. Arkalarından o kadar eleştiri yağmuruna tuttuğumuz, adam yerine koymadığımız bu insanlar hala kendilerini küçük düşürüp böyle salakca şeyler yapıyorlar.
Aslında bu üçgene moderatörleri de ekleyecektim ama üçgenliğinden korktum, artık iş iyice bozuluyordu, onları almadım bu geometrik düzen içine.
Neyse efendim tanım yapmak gerekirse durum şöyledir: Bildiğiniz gibi sözlükte ve dünyada (sözlük öncelikli tabii, dikkatinizi çekerim) son 1 haftayı etkileyecek önemli gelişmeler oldu. ilk olarak israil ve siyonist hareketleri bizleri etkiledi. Hareketten çok ölen çocuklar bizleri etkiledi. Yoksa s.kimde bile değildir bu kolpa halk. Sivil halk bizleri mahvetti. Daha sonrasında ise Ankarada gerçekleşen Bilkent' li öğrencilerin faciası. Evet bu dünya sorunu değil dediğinizi duyar gibi oluyorum ama olaya şöyle bakarsanız yanıldığınızı görürsünüz. Lanet olsun çok pis bir huyum vardır. Komünist düşüncelere sahip değilimdir ama bu emperyalist ve sermayedar düşünce söz konusu oldu mu bir numaralı komünist kesilirim ki Fidel Castro bile yanıma gelir salya sümük ağlar. Neyse konuyu dağıtmayayım hatta bu konuya hiç girmeden direkt olarak ben asıl olaya geçeyim.
Ters esen rüzgar ve ölen 7 genç. Aci bir durum.
israil milliyetçiliği ve ölen binlerce masum insan. Gene acı bir durum daha.
Bu durumlara sessiz kalmayıp eleştiren çok fazla sözlük yazarı arkadaşım oldu. Hepsi çok iyiydi. Tabii arada çıkan bazı dengesizler ve provakatör kılığına girmiş yazarlar, bizleri daha fazla kızdırdı, ölen insanlar için daha fazla üzülmemize neden oldu. Bu gelişmeler karşısında sinirlerine hakim olamayan bazı önemli sözlük yazarlarıda yazdıkları entryler sonucunda çaylaklığa alındı. Örnek verecek olursak;
Diğerlerinden haber yok tabii. Çaylak oldukları için gönderdikleri yardım çığlıklı mesajları alamıyoruz. Oha ne çığlığı lan altı üstü çaylaklık diyeceksiniz ama öyle demeyin, bayağı bayağı ekmeğini burdan çıkaran arkadaşlarımız vardı. Misal olarak Rapper burdan çok erkek topladı, sonrasını anlatmayayım.
Neyse efendim, gelişen bu durumlar karşısında onlarda sözlükten soğudular mı bilmiyorum ama canlarının bayağı sıkıldığı belli oluyor. Güleceğinizi garanti ederek gönderiyorum bunları, her daim yanımızda olan moderatör kardeşlerimize bu yardımlarından dolayı gerçekten teşekkür ediyorum. Usanmadan bunlara cevap verip duruyorlar ve yardımlarını esirgemiyorlar.
ilk konuşmayı açan Kartal Penchesi nickli arkadaş oluyor, can sıkıntısı işte;
Kartal Penchesi - Derdim falan yok ama canım sıkıldı malum caylakken kimseye msj atamıyorum. eee nasıl gidiyor. Bu arada eleştirmek gibi olmasın Veysel Karani Demir' i pek bi' kolladınız sanki bu hafta boyu.
Moderatör - iyiyiz ne olsun, siz nasılsınız? Öyle bir şey yok ya, babamızın oğlu mu?
Kartal Penchesi - Hamdolsun ben de iyiyim yuvarlanıp gidiyoruz kriz, parasızlık derken hayat geçiyor. Valla sanki biraz fazla hassas davrandınız gibi geldi bana. Tabi bu benim subjektif görüşüm. Babanızın oğlu olsa sizin de abiniz olurdu zaten değil mi sayın moderasyon ben daha çok amca, enişte falan sanmıştım ama yanılmışım demek neyse vakit ayırdığınız için sağolun.vakit dedim de aklıma geldi okur musunuz?
Kıvrak zekalı mühendis böyle olur lan işte, seviyorum bu adamı. Neyse sözlüğün bir diğer baba kalemi Rapper' da yaşıyor bu sıkıntıları o da 'Bir derdim Var' butonunu bol bol kullanıyor.
Rapper Ninja - Abi askerde hakkaten dövmelileri pataklıyorlar mı çok aklımı meşgul ediyor bu durum?
Moderator - Ne demek pataklamak, afedersin en zor işleri yaptırıyorlar.
Rapper Ninja - 'Afedersin' diyince siz arkadan çok daha kötü bir fiil gelecek zannettim.. iş miş yaparım ya önemli değil..
''O dövme benim hayata karşı duruşumu, felsefemi simgeliyor, bir yerde ben kendim o dövmeyim..'' desem daha pis döverler di mi?
Moderator - Sakın böyle sözler söylemeyin. Etliye sütlüye karışmayın. Fazla sivrilmeyin. Askerlikte mantık biter. Mantıksız işler yapın.
Rapper Ninja - Mesela pantalonumu kafama geçirip astsubay kantininde mazeretim var asabiyim ben' i kuş diliyle söylesem yeteri kadar mantıksız olur mu? Bence kralı olurum askeriyenin.
Sağolun bana yol gösterdiğiniz için.
Bizler ne yaptık, nasıl insanlar olarak böyle evrimleşebildik ve bunları yaşayabildik. Çocuk lan onlar. Büyük çoğunluğu çocuk oğlum onların. Lanet olası topraklar mı yaptırıyor sizlere bunları, onların ailelerini yıkmanızın sebebi sadece o topraklar mı(!)
(bkz: Yılbaşını kutlarsanız böyle olur) Tam bu rezilliği nasıl düzelteceksiniz derken aşağıdakini yaptınız. Acaba insanlığı, saygıyı ne zaman öğreneceksiniz. Daha önemlisi yazarligi ne zaman öğreneceksiniz?
(bkz: olen 7 gencin evinde esrar bulunmasi) Neden ısrarla bunun üzerinde duruyorsunuz ki? Dün yaptığınız terbiyesizliğin aslında doğru olduğunu mı göstermeye çalışıyorsunuz? Kendinizi haklı çıkarmak adına kaç kişiyi üzdüğünüzü veya sinirlendirdiğinizi biliyor musunuz? O aileleri hiç mi düşünmüyorsunuz? Bu adamlar dindar değil veya sizin gibi değil(!)se illa bu insanları eleştirmemiz mi gerekir.
Vakit Gazetesi' nin bugün manşetine taşıdığı ifade. Bilkent Üniversitesi' nde okuyan 7 öğrencinin yılbaşı gecesinden sonra sabaha karşı sobadan çıkan gazdan dolayı zehirlenerek ölmesini bu başlıkla halka duyuruyorlar. Dindar ve tutucu bir kesime hitap eden Vakit Gazetesi olaya böyle bakarken, diğer gazetelerin bu duruma bakışı biraz daha farklı;
Evet aynen böyle diyorlardı. Diğer gazeteler, mecburi olarak soba yakmakta olan öğrencileri savunurken, bu gazete, acı içindeki ailelerin içinde bulundukları durumu göz ardı edip sadece kendi dini düşünceleriyle yorumlar yaparak eleştirilmeyi hak ediyorlar!
Yarışmanın formatında bu kadar siyasi düşünce olduğu sürece, herkes komşularına oy verdiği sürece gene zor gibi gözüken bir durum. Tabi bu yıl yarışmada sadece ismiyle bile rock severlerden oy alacak olan System of a Down' u unutmayalım. Rock dinlemeyenler bile bu gruba sadece isimlerinden dolayı oy verecektir. Bu yıl Türkiye' den Ermenistan' a 12 puan gideceğini ve Ermenilerden de Türkiye' ye 0 puan geleceğini unutmamak gerekir.
Hadise' nin şarkısı da bir Everyway That I Can kadar güzel olmadığından bu yıl bize çok uzak görünen bir sonuçtur Eurovision 2009' u kazanmak.
Edit: Bu yazı ilk yazıldığında dördüncü sıradaydı. Vay anasını! *
Özel üniversitelere öğrenci göndermekten başka bir işe yaramayan uygulamalardan birisiydi. 2008 Öss ile milletin yüzünü güldürmeye çalıştılar ama asıl gülen üniversite sahipleriydi.
Ne dedi: Lan terbiyesizlik yapma!
Ne oldu: Terbiyesizlik yapmadı belki ama büyük, ulu, yüce kişiye gerçekleri söyledi diye korumalar tarafından ite - kaka götürüldü.
Olmaz, yapmayın arkadaşlar. Adam biliyor da konuşuyor.
edit: klasik uludağ sözlükçüler. bunu da anlamamışlar. öpüyorum tek tek hepinizi...
*Çok iyi provokasyonlar yapıp halkı birbirine düşürmek.
*En uygunsuz tarafı tutup halkı yanıltmak.
*Satışları arttırabilmek için mankenlerin dekolteli pozlarını yayınlamak.
*Kime - neye göre ünlü olduğu anlaşılmayan ünlülerin dün gece nerde - kiminle olduklarını insanlara bildirmek.
*Kupon karşılığı "dev ekran televizyonlar vereceğiz" diyerek 37 ekran televizyonlar dağıtmak. *
http://www.youtube.com url adresinin düzenli olarak açılıp kapatılması sonucu sorulan sorudur.
+Lan ali, youtube' u sen mi kapattın lan gene?
-Yok abi ben dokunmadım birşeye.
+La olm girmiyo işte siteye. Git orda ana serverların kontrol edildiği makineye bak!
-Abi burda bir not var, salih abi kapatmış, sonra tekrar açacağını yazmış.
+O mala ne oluyor ki? Ne yazmış?
-Yemeğe çıkıyorum, gelene kadar açmayın.
+Gidip siteyi açıp kapatmak kolay olsun diye bir tuşa bağlarsan böyle olur işte!
Olayların böyle olmasından korkuyorum. Siteye direkt giriş her zaman olmuyor. *
Nickleriyle en fazla dikkati çeken yazarların bir arada bulunduğu nesildir. Sözlükteki 5 nesil arasında en uçuk nicklerin bir arada bulunduğu topluluktur. Artık kemal06, melis34 gibi standart nicklerin alınmadığını gösteren nesil.
Yanlış olduğunu düşündüğüm bir tespittir. Bana göre doğrusu şu şekilde olmalıdır.
Mahir. Deniz, Hüseyin... Daha birçokları... Sola birçok şey katmış insanlardır ve dönemlerinde bulunmayan siyasal özgürlüğün * olumsuzluklarından dolayı silahlı mücadeleye girişmiş ve artık simgeleşmiş insanlardır. Kendi düşüncelerini yazdıkları yazılarla ve düzenledikleri eylemlerle herkese aktarmaya çalışmışlardır.
Mahir Çayan, lenist-marksist düşüncenin etkisinde kalarak oluşturduğu yazılarında Türkiye' yi unutup kafasında yarattığı bir ülkeye düşüncelerini aktarıp uygulatmaya çalışmıştır. Aslında yazılarında söylediği ülke Türkiye ama ülkede gerçekleşmesi imkansız olan gerçekleri belirtiyor. Tamamen realist düşünceden çıkıp hayalperest yaklaşımlarda bulunuyor.
O ve onun gibiler... Bu ülkeye verilenler tam olarak düşünülüp tartılmadan uygulatılmaya çalışıldı. Herşeyi kaldıramayacak olan Türkiye' de çok uçuk düşünceler ortaya atıldı. Sonuç mu? işte, etrafınıza bakın. CHP' den, Yurtsever Cephe' den daha ileri gidemeyen solcu bir topluluk oluştu. Şimdi bunlarda lenist düşüncenin güzelliklerinden sıyrılıp kendi oluşturdukları düşüncenin peşinde koşmaya başladılar. 'Önce vatanım!' diyen bir cephe partisi kuruldu. Enternasyonal' e katılmayan solcu bir parti arkasına Atatürk' ü alarak halkı kandırmaya başladı. Küçük adımlarla ileri gitmekten bile uzaklaştık ve artık yavaş yavaş gerilere gitmeye başladık.
Güvenlikten bayağı bir uzak olup, bankada vezne - müdür - danışma arasındaki belge getir - götür işlerine bakan çalışanlardır. 'Özel Güvenlik' yazısına baktığınızda ''gerçekten pek bir özel lan!'' dediğiniz bu kişiler, genellikle göbekli olup bankayla ilgili her türlü bilgiye sahip olurlar. * Numara alırken size yardımcı olan, sizi yönlendiren türleri olduğu gibi, numara verme makinesinde tuşlara basıp gelen insanlara sıra veren tipleride görülür.
Olduğunda kimseye ilginç gelmemesi gereken bir durumdur. Sony Ericsson ' un dünya telefon yarışında bir anda zirveye taşınmasını sağlayan, lise mezunu müdüründe olduğu gibi. Batması için günler sayılırken W serisi telefonların üretiminde ilk imzayı ortaya koyan kişi lise mezunuydu.
ilginç bir durumdur. Herkes onu ekşi sözlüğün kurucusu olarak tanıyormuş. Bugünde doğum günü olduğunu öğrendik ve çok sevindik(!) **
http://www.eanlat.com/adi...adem-yapamiyorsun-devret/ adresinde böyle bir yazıyı gördükten sonra gerçekten bu adamın kıskanılacak birisi olduğunu gördüm. * Aslında adam internette yeni bir akım başlatıyor bizim için. Forum sitelerindeki özgürlük ve salaklık artık bitiyor ve işler daha düzgün bir formata giriyor. Daha sonralarında itü sözlük ve uludağ sözlük internet alemindeki forum sitesi çılgınlığınını biraz daha hafifletiyor ve kaliteyi biraz daha yükseltiyor. Ama bu Ssg nedir ya! Abi sen kimsin böyle, adına sayfalarca yazılar yazılmış, yarısıda hıyarlığından övgüler yağdırmış tabii ama genede bizlere sözlük formatını alıştırdığın için teşekkürler.
Kabullenmesi zor olan durumdur. Faşist olmamak ama yaptıklarınla faşizmi destekliyor olmak. Bir sosyalist için bile geçerli olacak bir durumdur. Ama asla halkı vatanın önüne, devletin önüne koyamazsınız genede. Bireyler vardır öncelikli olarak. Devleti, devlet yapısını, vatanı ve milleti oluşturan bireyler herşeyden önemlidir.
Aslında duruma şöyle bakmak gerekir; Hangi sosyalist, emperyalizmin kirli ellerinden kurtulmak için faşizmi bazı noktalarıyla desteklemez ki? Evet doğrudur bu, geneliyle olmasada bazı noktalarda önemlidir. Peki içinde faşizmi yaşayan sadece sosyalistler mi? Tabiki hayır, geriye kalan Türk halkı zaten kendini bu düşünceye bağlamış durumda, hem de ne bu felsefeyi bildiğinden ne de üzerine birşey koyabildiğinden dolayı! Aslında onlar için sonuç belli ama. . .
Anlamı tam olmayan cümledir. Çabayı gösteren Tanrı mıdır yoksa onu anlamaya çalışan canlılar mıdır? Bana göre asıl çabayı insanlardan çok Tanrı zamanında göstermiştir. ** Birçok elçi, peygamber gönderip onlara kendisine iman edip, belirli kuralları yapmasını istemiştir. insanlar ısrarla kendi kafalarına göre davranmışlar, Tanrı' yı dinlememişlerdir.
Gerçek; Tanrı, varlığını, var ettiklerine ispatlamaya çalışmıştır!
