ilk bölümü 6 mayıs 2019'da yayınlanmış h.b.o yapımı dizi. beş bölümlük serinin imdb puanı ilk günden 9.6 olmuştu. bunda belki rus ve ukraynalıların payı büyüktür. game of thrones 8. sezon faciasından sonra ilaç gibi geldi. her bölümünde anı yaşatmış yapımcılar. oyuncularsa döktürmüşler. ilkten çatır çatır ingilizce konuşan polütbüro üyeleri tuhaf geliyor, fakat dizi ilerledikçe farkedilmiyor. yeri gelmişken, gerçek çernobil faciasının sorumlularından rosatom şirketinin, mersin akkuyu'da yapılması planlanan nükleer tesiste isminin geçtiğini belirtmekte fayda var. buna bakmak istersiniz.
osmanlı'da türkün, türklüğün nasıl aşağılandıklarını hatırlatan yazısı soner yalçın'ın. son döneminde bile osmanlı'nın, türkleri “idrâki biidrak” yani anlayışsız Türkler olarak andığını ögreniyoruz mesela. tabi birde ulu önder atatürk'ün kıymerini idrak ediyoruz tekrardan.
....
Türk; Yavuz Sultan Selim'e göre, eşek idi…
Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebiydi…
Türk; Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı…
Türk; Naima'ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi…
Türk; Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığıydı…
Türk; Baki'ye göre, kabaydı…
Türk; Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi…
Türk; Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gerekendi…
Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpekti. Me'lundu…
Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddardı…
Türk; Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklıydı, çirkindi…
Türk; Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca idi…
Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayandı…
Türk; Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvandı…
Türk; Yavuz Sultan Selim'e göre, eşek idi…
Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebiydi…
Türk; Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı…
Türk; Naima'ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi…
Türk; Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığıydı…
Türk; Baki'ye göre, kabaydı…
Türk; Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi…
Türk; Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gerekendi…
Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpekti. Me'lundu…
Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddardı…
Türk; Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklıydı, çirkindi…
Türk; Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca idi…
Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayandı…
Türk; Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvandı…
Türk; Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulandı…
Türk; Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü…
Siniriniz bozulmasın devam etmeyeyim!
Osmanlı…
– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…
– Araplara, “Kavm-i Necip”..
– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken Türkler'i böyle aşağıladı.
Peki, Türk kendini nasıl görüyordu?
TÜRK'ÜN HALi
“ilk ders beni şaşırtmıştı. Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler.
Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz Türk değil miyiz' deyince de hemen, ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler.
Türklüğü kabul etmiyorlardı.
Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk. Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi.
Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş demekti.(…)
Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir.
Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…”
Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), hayat öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattı Türkleri…
VATANDAŞLIK BAYRAMI
Falih Rıfkı Atay (1894-1971), “Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı:
“Kendime ilk defa ne zaman ‘Türk' dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda ‘Türk', kaba ve yabani demekti. islam ümmetinden ve Osmanlı idik. ilmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti.
‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum.
Biz padişah kulları idik. Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer, ‘Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık…”
Buraya kadar yazdıklarımın kuşkusuz amacı var:
Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı. Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı. Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı. (“Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti; ve Türklere, “idrâki biidrak” -anlayışsız Türkler- diyorlardı!)
Oysa…
Türk; Atatürk'e göre, yıldırımdı, kasırgaydı, dünyayı aydınlatan güneşti. Bu sebeple…
91 yıl önce…
Tarih: 23 Mayıs 1928.
TBMM, 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nu kabul etti. Böylece…
Asırlardır hor görülen Türk, yurttaşlık payesiyle onurlandırıldı.
Osmanlı ile Cumhuriyet farkı buydu…
Bugünlerde…
“Osmanlıcı” geçinen kimi AKP'liler, Ekrem imamoğlu'nun “Türk” değil, “Rum” olduğunu ima ederek onu aşağılamaya çalışıyor! Demek ki artık…
“Türk”, Osmanlı'da olduğu gibi aşağılanan-horlanan değildi.
millet yoksulluktan kendini yakarken, vekillere, işadamlarına milyonluk iftarlar düzenliyor. yetmiyor sanki tek sıkımtımız şeriatmış kalmış gibi yargıya talimat veriyor. her anıyla, ağzını her açmasıyla memlekete zarar oldu çıktı. ln. kim ne yapsın senin şeriatını? chp iç anadolu'dan oy toplamaya başlamış.. bu hala şeriat rüyası görüyor.
türkiye'den ziyade olası iran operasyonu öncesi mollalara güç gösterisi gibi duran ifade. en nihayetinde abd en iyi silah müşterilerinden türkiye'yi kaybetmek istemeyecektir. ekonomik olarak ciddi zarar görürsek kime ne satacaklar?
kişisel tavsiyem, s-400'ler alınmalı lakin tayyip erdoğan abd'ye geri iade edilmelidir.
emekli askeri hakim. kemalistlere kurulmuş fetö/ akp kumpasında hapis yatmıştı. şimdiyse kendisine hapis cezasını onamış eski yargıtay üyesi, fetöcülükten on yıl hapis cezası almış. gün gelip devranın dönmesine güzel bir örnek olmuş.
sekizinci sezon, altıncı bölümüyle final yapmış dizi. son bölümü ve bir önceki kralın kentinin yakıldığı bölümü yıllarca beklediğimiz gece kralının fos çıktığı altıncı sezon, üçüncü bölümüne nazaran iyilerdi. beklenti olarak teoride bir şey kalmamıştı. yapımcılar farkında olduklarından bu bölümlerde göze ve duygulara hitap etmişler. aslında dizinin boka bağlayacağı bir önceki sezon sonunda duvarın kaynak ateşiyle yıkılma sahnelerinden belliydi. orada başlamıştı olmamışlık. game of thrones'ten ekmek yiyen youtube gevezelerineyse diyecek şey bulamıyorum. hiçbir numarası olmayan bran'ı bize matah birşeymiş gibi yutturan asıl bunlardır. birde Samwell Tarly. bütün sezonlar izleyicinin enerjisini düşürdü. son bölüme kadar.
türk ve çerkeslerce çerkes sürgününe verilen isim (1864). esasen yerinde bir ifadedir. yurtlarından sökülüp atılan çerkesler yol şartlarının yanı sıra karaya çıkabildikleri yerlerde açlık, sefalet ve hastalıktan kırılmışlardır. bu topraklar yabancılara zannedildiği kadar kolay kucak açmamıştır. göç yoluyla gelen ahali türk ve müslüman olsa bile. çerkeslerse bu konuda en ağır bedellerden birini ödemişlerdir. çerkeslerin osmanlı'da sığındıkları kimi noktalarda çocuklarının kaçırıldıklarından hatta köleleştirildiklerinden bahsedilir.
eski mısır'da altın kadar değerli bulunmuş ve firavunlarca rağbet görmüş taş. tutankhamun'un ölüm maskındaki lacivert şeritler renklerini bu taştan almakta örneğin. günümüzde afganistan'daki binlerce yıllık madenlerden el yordamıyla çıkarılmaya devam etmekte.
Prof. Dr. Adnan Pekman çevirisi. amasyalı strabon'un milattan önce 7. yüzyılda kaleme aldığı eserinin anadolu coğrafyasını konu alan kısımlarını içeriyor. arkeoloji ve sanat yayınlarından çıkmış kitabin ilk baskisi 1987 yilinda yapilmiş.
“insanların ara form olmadığının düşünmesinin nedeni ara-formun neye benzeyeceği ile ilgili çok garip bir fikre sahip olmalarından kaynaklanıyor. bebek bir timsal ile yer sincabını gösterip; timsahlarla sincaplar arasında bir ara geçiş formu yoktur diyorlar. iyi de niye sincapla timsah arasında ara form olsun ki? sanıyorlar ki modern bir hayvanı ve diğer bir modern hayvanı alacaksınız ve bir çeşit ikisinin ortasını bulacaksınız. aslında ara geçiş formu diye birşey yoktur, çünkü bulacağınız her fosil bir şeyle başka bir şey arasında bir şey olacaktır zaten.”
göbeklitepe üzerine en yeni national geographic yapımı.
"Göbeklitepe’nin 20 sene önceki keşfi, insanlığın tarih yorumunu tamamen değiştirdi. Şimdiyse, yeni keşfedilen kafatasları önümüzde yepyeni ufuklar açıyor."
osmanlı'da genel kurmay başkanlığı (bkz: erkân-ı harbiye-i umumiye reisliği) teklifini reddedip anadolu'ya geçmiş bir isim kazım karabekir. milli mücadele kahramanı. "ben ve kolordum emrinizdeyim paşam." ifafesiyle aslında hepimizin kaderini değiştirmiş soylu komutan (1919). askeri ve siyasi kariyeri başarılarla dolu.
mustafa kemal atatürk'ün yakın arkadaşı, yaveri. kurtuluş savaşı gazisi ve istiklal madalyası sahibi. son günlerinde atatürk'ün ciddileşen sağlık durumu hakkında oğlu cemil ile ismet inönü'ye gönderdiği mektuba "parmaklarım kırık, gözlerim kör olsaydı da ben size böyle acı bir mektup yazmaya muktedir olmasaydım" diye başlar. hayatı öylesine adanmıştır, atatürk'ün ardından "başkomutan yaversiz gidemez" deyip kalbine kurşun sıkacak kadar.
1883 doğumlu celal bayar, mustafa kemal'den yalnızca iki yaş küçük. gel gör ki, 1986 yılına kadar yaşamış. son osmanlı meclisi mebusan üyesi. bir yandan ittihat ve terakki mensubu. milli mücadelede kuvayi milliyeci. lozan görüşmelerine katılmış. atatürk döneminde başbakan. iş bankasını kurmuş (1924). çok partili sisteme geçince demokrat parti milletvekili. sonra cumhurbaşkanı olmuş. 27 mayıs darbesiyle idamla yargılanmış. son olarak yassıada ve kayseri cezaevin'de bulunmuş. uzun yaşamına çok şey sığdırmış celal bayar, atatürk ve ismet inönü ile aynı ekolden. tarihi yaşamamış yazmış. cumhuriyeti kuran kadrodan olduğundan olsa gerek daha sonraki ezanın arapça okunması konusunda türkçeden yana tavır koymuş mesela.