suriye'nin teröristleridir. başka bir şey denmez. bu adamlar nasıl müslüman anlamıyorum kesinlikle. ne esad'ı ne de bu özgür suriye ordusu denen kesimi. yahu gözünü bile kırpmadan insanları öldürmenin neresi müslümanlık? allah'ın verdiği canı sen ne hakla, nasıl bir güçle alabiliyorsun. savaş değil bu artık. düpedüz terörizm. bunu da hem esad ve yandaşları hem de bu ordu içindeki insanlar yapıyor. ve gerçekten utanılacak bir şey bu müslümanlar tarafından.
avrupanın, amerikanın müslümanları bu davranışlar yüzünden terörist olarak görmemesi içten bile değil. yazık ya. herkes cezasını çekecek elbet ama keşke diyor insan yine de.
ask.fm e sinirlenen velet misali sinirlerim hopladı gece gece.
sen, google... kim oluyorsun da benim demek istemediğim bir şeyi "bunu mu demek istediniz" diye önüme sürüyorsun? kimsin oğlum sen? eniştem asker benim. o siteyi kapattırırım bak.
sosyal yaptırımların marjinal varsayımlarla empoze etmektense kuramsal anlamda kesişen ama kriterize edilemeyen fevri anektodları akretilize edip paleontolojik formatları ... empoze etmek ... açıdan mantıklı mıdır değil midir?
alkollüyken sözlükte yazınca demek böyle oluyor insan.*
babaya sorulan "baba ayşe'de bundan niye yok" sorusuyla başlar büyük ihtimal.
bunların hepsinin tek suçlusu teknoloji ve bilinçsiz aileler. çocuk koruma filtrelerini kullansalarda o çocuklarda bunları bu şekilde öğrenmese fena mı olur?
zamanında leylek yalanına inanan bir nesilden gelme biri olarak şimdiki çocuklara leylek hikayesini anlattığında "çocuk muyum ben" diyorlar.
1988 doğumlu nijeryalı futbolcu. hali hazırda barnsley'de oynuyor.
fm 2011'de manchester city'de oynatıyordum ve gayet iyidi ama demek gerçekte kötüymüş. manchester city kadroda bile tutmaya gerek duymamış, 4 yılda 3 takıma kiralanmış.
adnan oktar'a rakip olmayı kafasına koymuş esra erol'un evlendirme programında gangnam style şarkısı eşliğinde oynamasıdır. belki de bu hali daha caziptir o programın.
öyle sıradan bir şey gibi görünse de ciddi manada günahı olan şeydir. umutlandırmak, dolayısıyla kişinin geleceğine müdahale etmektir. ve sizin yüzünüzden o kişinin hayatından bir süre heba oluyor. diğer bir deyişle kul hakkıdır bu.
o yüzden yapmayın şunu. bir gün pişman olursunuz, telafisi de yok.
anneme "ben ayşe'yle evlencem" demiştim. o zaman her çocuk kitabında "ali ile ayşe" görmekten nasıl bir psikoloji oluştuysa. ayşe'yi kaçırmayı düşünüyordum ciddi ciddi.
hiç mi düşünmüyorlar o isimleri verirken karakterlere bu çocuklar ne düşünecek acaba diye? **
"cool" diye tabir edilen sıfatı taşıdıklarındandır. he iş sevgili olunup yine cool olunmaya devam edince "berkcaaan sen beni sevmiyosun artıık" diye ağızlarını yamulturlar. kürekle vurası geliyor insanın.
2000 öncesi ve sonrası diye ayırmak mantıklı sanki. en azından hatırladığım kadarıyla 2000 öncesinde teknoloji bu kadar gelişmemiştir. dolayısıyla sokakta birbirimizi yakalamaya çalışır, ayağımız takılır yere düşerdik. ardından da hiç bir şey olmamış gibi kalkar oynamaya devam ederdik. şimdiki çocuklar bir acayip. yere düşmeyi bırak sendeleseler ağlamaya başlıyorlar. ayrıca futbolu, basketbolu bilgisayar oyunlarından ibaret sanıyorlar. bu daha bir üzücü. sokağın tozunu solumamış çocukluk, çocukluk mudur bilmem.