berabere bitecek versustur. köfteci ramiz pişmanlıktır. 8 yıl arayla iki farklı kentte denediğim köfteci ramizin köftelerinin aynı boktanlıkta olması kimseyi şaşırtmamıştır.
son zamanlarda her çikolatanın bitter olan versiyonu da piyasaya başladığı şu günlerde akıllara ilk olarak "kim yiyor ulan bu gereksizi?" sorusu geliyor. o kadar çok yenmese o kadar çok talep görmese bu kadar çok salınmazdı piyasayı. demek ki yeniyor. peki kim yiyor ulan bunu!? ağızda kalan o "bi çuval bok tadı"nı kim seviyor ulan?
ben değil.
badem şekeri alıyosun. çikolatalı. ama bitterli. supangle alıyosun. içinde bitter çikolata. madlen çikolata alıyosun yarısı bitterli.
çikolatalı herhangi bir şey alırken de mi içerik araştırıcaz yeter be!
kısacası göbek deliği korkusudur. "korkusu mu olur ulan bunun?" demeyin sakın oluyor. anlatılabilir bir şey değil ama ben yine de deneyeyim; ne kendim rahat rahat dokunabiliyorum göbek deliğime ne de başka birinin dokunmasına izin verebiliyorum. aklım çıkıyo resmen. bu cümleleri yazarken göbek deliğime bi şeyler oluyo. bi rahatsızlık hissediyorum. işte öyle bir şey. en iyisi başka şeyler düşünmek...
bugüne kadar karşılaştığım en iyi film izleme sitesi. sizin de öyle olacaktır muhakkak. aynı zamanda da indirme sitesi. filmi ister indirin ister indirmeyin. herşey süper hızlı.
en bombası ise !!!reklam yok!!! bi tane bile reklam yok sitede! inanılır gibi değil!
popcorn time'ın son zamanlardaki filmin yarıda kesilmesi gibi hatalar vermesinden sonra bizlere ilaç gibi gelen sitedir.
arşivlerini genişletmeleri halinde hepimizin vazgeçmilmezi olacağına eminim.
biliniz ki güzel kızlar yine güzel kızlarla, yakışıklı erkekler de yine yakışıklı erkeklerle arkadaşlık kurma eğilimindedir.
bakınız instagramlarına. hep güzel kızlar yakışıklı erkekler aynı ortamda kümelenmiş. arkadaşlıklarında bile birer çıkar içerisindeler sanki.
çok nadiren de olsa çirkin arkadaşı olan güzel insanlar var. hem dışları hem de içleri güzel gibi. beklentiler olmadan kurulan bir arkadaşlık olduğu dışarıdan kendini belli ediyor sanki. öyle değil mi?
türkiyede biri küçük biri büyük iki basketbol takımının birleşmesiyle oluşan takımdır. galatasaray gibi tek başlarına avrupa kupası alıp gelmişlikleri yoktur.
nisan ayı içerisinde taahhütümüzü dolacak olması nedeniyle son zamanlarda sürekli babamı arayan call center çalışanlarına bugün bir de ben "buyur" edeyim dedim. çalan telefonu açtım. karşıdaki kadınla konuşma aşağı yukarı şöyle geçti;
- taahhütünüz sona eriyor. uzatalım.
+ 16 mb taahhüt edip 7 mb hız veriyorsunuz neden sizinle sözleşme uzatayım?
- ...
- fiber internet bağlayalım?
+ allah alla. buraya fiber internet gelmiş miydi?
- evet, telefon numaranızın hattı fiber interneti destekliyor.
bi an "geldi de haberimiz yok demek ki" diye masumane düşünerek devam ettim;
+ ne kadar peki fiyatı?
- 61.50 tl
+ hmmm. iyiymiş. tamam ben bir bakayım. size bu numaradan ulaşayım.
- hattınız destekliyor.
+ tamam araştırıcam. teşekkürler.
- bu numaradan ulaşın.
+ tamam.
telefonu kapattıktan sonra oturdum ofiste pc başına. açtım ttnet (türk telekom) sayfasına baktım fiber nerede diye. kadının dediğinin aksine evimde fiber internet olmadığı gibi 20 km çevremde hiç bir yerde fiber internet yoktu. iyice kıllandım. gittim türk telekom ofisine. sordum, anlattım. aldığım cevap şu "kandırmaya çalışmış burada fibernet yok".
444 0 375 nolu numaradan aranıyorum ve beni kandırmaya çalışıyorlar. inanamadım. ders aldım iyice. türk telekomdan uzak durmak gerek.
örneğin; üst komşunuzun wi-fi'ı ile sizin kablolu adsl'inizi, ya da sizin wi-fi'ınız ile telefonuzdaki 3g bağlantıyı, ya da her üçünü birden kombin ederek yüksek internet hızlarına ulaşmanızı sağlayan programdır.
wi-fi ile upload hızı 75 kb/sn'yi geçmez iken wi-fi ile 3g kombini yaparak 450 kb/sn gibi hızlara ulaşıldığına bizzat şahit oldum, maksimum 800 kb/sn olan download hızı ise 3 mb/sn'lere çıktı.
fiber internet altyapısının olmadığı bölgelerde ttnet mahkumu insanlara "parası neyse parası veririm yeter ki bağlantım hızlı olsun" düşüncesinde olan insanlar için muazzam bir program.
fenevbahçedir. kısa bir süre öncesine kadar da tek idi.
2001-2002 sezonudur. eziklere böyle kanırtılmıştır;
Barcelona 1 - 0 Fenerbahçe
Fenerbahçe 1 - 2 Bayer Leverkusen
Lyon 3 - 1 Fenerbahçe
Bayer Leverkusen 2 - 1 Fenerbahçe
Fenerbahçe 0 - 1 Lyon
Fenerbahçe 0 - 3 Barcelona
zamanında paketine 1 lira vermeye kıyamadığımız şimdi olsa paketine 5 lirayı acımadan, seve seve vereceğimiz biricik eti gofredomuzun yeniden üretilmesi için düzenlenmiş olan kampanyadır.
2006 yılından beri aktif olan sözlüğümüzün aktif zevk düşkünü erkeklerinin çektiği otuzbirlerdir. "31" şeklinde de yazılabilir.
bu otuzbirlerin sayısının ne kadar olduğu konusunda fikir beyan edilecek olursak 4815162342 (dörtmilyarsekizyüzonbeşmilyonyüzaltmışikibinüçyüzkırkiki) sayısını öne sürebiliriz.
Amdan veren * bayanlarimizin daha fazla kan kaybetmek istememesinden dolayi ortaya çıkan orandir. Neslini sürdürmek için amdan ama koşan erkekler yine neslinin devami arzinda kilit rol oynamaktadır.
isimdir. erkek ismidir. izabelin çakması gibi ama değil. bildiğin erkek ismi... inanılır gibi değil öyle değil mi? 1960-1970'li yıllardan sonra kimse çocuğuna koymamıştır. *
oğlunuza koyunuz.
düşünün kadıköy rıhtımdaki evinizdeki odanızda bile avea çekmediği için karşı tarafa aslında açık olan telefonun sürekli kapalı olduğu imajı yaratılıyor. daha sonra "sen kesin bir işler çeviriyosun! sağlam ayak değilsin bence. güle güle..." yazan mesajı ise anında tarafınıza iletiliyor. belki bahanedir, evet ama o saatten sonra ne yaparsanız yapın giden hatuna laf anlatamazsınız.
mailleri kurcalarkan "hakkat lan! uludağ vardı di mi!?" deyip kendini sözlüğe atarken hissettiklerin ile, eski sevgilinden mesaj geldiği an ona hunharca yürürken hissettiğin şeylerin aynı olmasıdır.
ayrıyeten; adını sanını unuttuğun, sözlerini hiç hatırlamadığın şarkının youtube'da o sağdaki malum videolar arasında belirmesi durumu gibidir.