bir mehmet metiner güzellemesi. biraz kürtçü biraz a ka pe'ci biraz da devletçi söylem. kimsenin kalbi kırılmasın babında, franbuazlı sarımsak tadında.
sadece bakan geldiğinde değil tüm tören olaylarında çocukları tek sıraya dizip askeri düzen haline sokmak mantıkla uyuşmaz. orası kışla değil eğitim yeridir.
erken boşalma problemlerinden dolayı kati suretle karşıdakini mutlu edemeyenlere, ön sevişip karşıdakini tatmin eden ancak kendi tatmin olamayanların yaptığı önerilerdir. aslında ikisi de birleşip he man'ı oluşturmalıdır.
deniz baykal'ın yürüttüğü türban düşmanlığı politikasına bakılınca oldukça çelişkili olan durum. ya chp bu insanları seçerken yaş kotası koyuyor -çünkü biliyorsunuz kemalist erkân için 40 yaş üstü kadınların türbanı problem teşkil etmiyor- ya da üye olmadan önce bu insanlarla memur olmayacaksınız ve öss'ye girmeyeceksiniz temalı bir sözleşme imzalıyor. bunun dışında br de ilgimi çeken başka bir nokta var o da rozet sol göğüsün olduğu tarafa takılması gerçeği. bunu yaparken mutlak suretle o el o göğüse dokunuyordur.
toplum içinde hareketleri ve fikirleriyle hemen kendini belli eden ve bu davranış ile fikriyatı kokuşmuş olan, hayattan tek beklentisi yemek içmek ve sıçmak olan insanların genel adı. bir de bunların birşey biliyorum edasıyla davranma gibi bir özellikleri var. hiçbirşey bilmediklerini kavramalarına da imkan yok.
ota boka düşman olma sevdalısı insanların işi. asıl itibariyle söylemek istediğini söyleyemeyen ve bunu farklı çağrışım ve yollarla yapmaya çalışmaktır. belki de ülkesini sevmiyeni öldürmekten hoşlanma güdüsünden kaynaklanıyordur.
doğrusu sol frame ye kürt lü baslik acmak olan ancak türkçe karakter sorunundan dolayı kimi embesillere kurtlu başlık açmak üzerinden espri geliştirme şansı da tanıyabilen ama işin doğrusu sol frame'de görünüp prim yapmak ile alakalı iştir. öncelikle kürt üzerine düşünülür. ardından mutlaka kendince kötü veya zararlı veya terörizm ile alakalı bir konu tespit edilir klavye ağlatılır. velhasıl çoğu akıl kırıntısından yoksun, kusmuk ve sıçmık içeren başlıklardır. ulan bir kere de işe yarar akıl-mantık çerçevesinde birşeyler bulup açın. biz de okuyalım sen de iyi birşey yaptım diye sevin. hani kürtler de bu ülkede yaşıyor. bu üleyi beraber kuruyorsun. sonra kalkıp şöyle pisliktir, şöyle öldürmeliyiz, şöyle çözmeliyiz, şöyle aile yapıları vardır. bu nasıl bir anlayıştır. acaba bu insanlar türkler için açılmış benzer başlıklarla ilgili ne düşünüyorlar. cidden merak ediyorum ve içim içimi yiyiyor. biliyorum buradan da çıkartılabilecek onlarca embesil espiri var. ama biraz da düşünün ve ona göre yazın.
efendim başlık için bir tanım yapmak gerekirse van'da yaşanan bir köpek olayının tam açıklamasıdır. olay van-başkale karayolunda yaşanıyor. bir köpeğe araba çarpıyor ve köpeğin ayakları kırılıyor buna dayanamayan vatandaşlar köpeği tedavi ettirmek yerine besliyorlar. köpek zaman içinde büyüyen ağrısına dayanamayıp acı içinde haykırmaya başlıyor. bunun üzerine belediye aranıyor ve bizim pek eğitimli belediye ekipleri köpeğin boynuna bir kablo dolayıp köpeği çöp kamyonuna atıyorlar. köpeğin halen yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor. asıl sorgulanması gereken nokta insana bile değer vermeyen bir yönetim anlayışının olduğu yerde köpeklere nasıl olur da değer verilsin. ancak bildiğimiz gibi hayvanların haklarını kollamak da bizim en önemli görevlerimizden biri.
atatürk'e sol misyon yüklemeye çalışma çabasının ürünü olan atmasyon. daha önce de deniz gezmişlerin savunmasını çarpıtıp uyduruk bir ses kaydı yapmıştı bu ulusalcı faşist cenah. bu da yeni bir uyduruk sikindirik bilgi olsa gerek.
"dur ihtarına uymayan bir genci polis vurdu" ya da "dergi satarken polisin açtığı ateş sonucu felç oldu" ya da "panzerden açılan ateş sonucu balkonda oturan bir genç yaşamını yitirdi" gibi haberler ardından akla gelen gerçeklik. sorarım polis ne iş yapar.vatandaşı korur mu yoksa onu öldürür mü.
herkesi peşin kabulcü ırkçı histeriyle türk kabul edip varolan diğer unsurları sindirmeye çalışanlardan rahatsız olmak ile eşdeğer bir rahatsızlıktır. efendim bugün sözlüğe girdim nickimi girip şifremi yazdım ve online pozisyonuna geçtim. gelişmeler kısmının yanık olduğunu ve oraya bakılması gerektiğini düşündüm. bir de ne göreyim güzelim cumhuriyetimizin kutlama mesajı. ancak ne ilginçtir ki altına bir de gereksiz bir söz yapıştırılmış.
ne mutlu türküm diyene. şimdi düşünüyorum da dedem conk bayırında çarpışmış kürt lakabıyla ve cumhuriyeti kürtçe halaylarla kutlamış. ancak görüyorum ki o yapılan tüm halaylar oluşturulan tüm birliktelikler herkesi türk yapmak içinmiş. dedem adına üzüldüm hatta utandım. ne yani türk olmayanların cumhuriyeti kutlamaya hakkı yok mu.
sorarım sana ey sözlük hangi cüret ve hakla herkesi sindirip tek bir ırki aidiyete hapsetmeye çalışırsın. bu ne densizliktir ki bu ülkede türk olmayanların cumhuriyeti sahiplenme haklarının olmadığı iddia edilir. yoksa faşistmiyiz ey moderasyon. siz de mi kürtlere napalm atılmasından yanasınız. siz de mi bu ülkeyi sahiplenmek için türk olmak gerektiğini savunursunuz. heh ne dersin sözlük bu kokuşmuş zihniyetini terk etmenin zamanı gelmedi mi. nasıl olurda halen bir ırka ait olmanın mutuluk verebildiğini iddia edersin. demek ki sözlük sana göre türk olmak dışında her türlü ırka ait olmak mutsuzluk ve aşağılıklık nedeniymiş. bokunu çıkardın be sözlük tarafsız olacağım diye tarafın içine etmenin alemi yok...
kimi denyo tarihçilerin götlerinden uydurmaları sonucu gerçekleştirdikleri iş. efendim bunlar kürt diye birşey olmadığını da iddia ederler. ne türkçe'yi bilirler ne de kürtleri. habire sallarlar. bazı dingiller de onlara itibar edip fikir üretirler ki onların işi daha vahimdir.
bir osman pamukoğlu vecizesi. insanlar yaşlanınca akli niteliklerini yitirirlermiş. bu söz de onun eseri olsa gerek. yoksa kim terörist olmak ister ki. hah bir de olayın siyasi boyutu var. zaten azıcık düşünen bir halkımız var. bu şekilde onları da kandırmak mümkün. ee nede olsa acı her eve düşmüş. ama benim halkım böyle teranelere papuç bırakmayacaktır.
öncelikle alınacak bir mesaj ile anlaşılabilecek etkidir. fazla etkili olmuş ise mesajda; "bu sana ilk ve son mesajımdır" cümlesi bulunur. eğer daha da etkili olunmuşsa atılan mesaj iyi bir küfür içerir. ancak en iyi etki "sana ilk ve son mesajım" ibareli cevaptan belli olur.
bazı insanların yaptığı iştir. 10 000 * lerce satan bir gazeteye dandik demek herhalde ancak yeniçağ okurlarınca yapılır.
edit: sayı hatası olmuş. ancak burada sayı sadece olayın vehameti açısından belirtilmiştir. yoksa posta da 600 000 lerde satıyor ama içerik önemli tabii.
bazı yazarların sürekli çeşitli sıçıntı başlıklarla uğraşı içinde bulundukları durumdaki ruh halleri. lan biraz fikir yaza birşeyler yap da bilelim. yoksa sus adam sansınlar.