birkaç sorudan sonra neden nicki'nin "sikildim" olduğunu açıklama ihtiyacı hissetmiş yazardır.
erkeklerin ,malesef büyük çoğunluğunun, "sikmek" üzerinden kadınları aşağılamaya yönelik bi' tavrı vardır, bilirsiniz. direkt "sikme"yi kullanmazlar bazen; "kaşar, orospu" göndermeleriyle, söylemleriyle de aynı kapıya çıkarlar. ama temelde hep "sikmek" var; zaten "sikildiysen" "kaşar"sındır ya. neyse. örnek verecek olursak:
+ bütün erkekler aynı
- hepsini deneyim mi ettin diye sorarlar adama ağğğahahahah (burda er kişi gülüyor)
açıklamaya gerek yok sanırım bu diyalogu, mesajı aldınız...çok geri zekalıca, değil mi? ama erkeğin yaşadığı o ego tatmini o kadar büyük ki! bi' de aynı ego tatminini bi' kadınla tartışırken "orospu" diyence yaşarlar. konuyla alakası olsun olmasın bi' kadına "orospu" demek erkeğe bi' anda zafer duygusu yaşattıyor. bu arada muhtemelen nick olarak ikinci tercihim "orospu" olurdu.
neyse sonuç olarak bazı erkeklerin bütün bu geri zekalılıklar üzerinden zavallı egolarını tatmin etmesinden sıkıldım (sikildim) ve erkeğin elinden bi' kadına karşı kullanabileceği, kendince en büyük kozu, bence en aciz hamlesi "orospu, kaşar, sikmişler bunu..." türü söylemlerini; yani tüm haklarını alıyorum. şimdi buna konuşabilirsin sevgili zavallı erkek.
belli birkaç yönden bakıldığında geçerli olan iddiadır. mesela "tüm erkekleri nereden tanıyorsun sorusu"nu sorarak, yani kadına "kaşar" göndermesi yaparak kendi küçük dünyasında ego tatmini yaşayan erkekler vardır. malesef çok vardır. hikayedeki kadın birkaç kere bu tip bi' erkekle karşılaşmışsa "hepiniz aynısınız" da der.
yüzleşilmesi gerekilen gerçektir. sen git ugg, babet giyen kıza sayfalarca bok at sonra git beyaz gömleğinin içine simsiyah t-shirt giy. şekilci biri değilim; ama kendisiyle sürekli olarak çelişen insanları rahatsız edici buluyorum.
kendisi için yoktur diyenleri dövmek istediğim kadın. vardır. çirkindir. güzel olmak gibi bi' kaygısı da yoktur. kadın olmak eşittir güzel olmak, bakımlı olmak demek değildir.
duygusal yazardır. ben değilimdir. ağlayacak olsam , taşıdığım etiket/kimlik, sözlük yazarı olmaz o an; ağlamak üzere olan mutsuz kadın dersiniz en fazla. budur yani.
türk erkeklerinin "erkekliği vurgulama" sevdasından kaynaklanan rezilliktir. hani "erkek adam" diye başlayan cümlelerin sahibi, sünnet düğünü gibi bi' saçmalığın başrolü erkeklere ait. ne kadar bağırır, ses çıkarırsanız o kadar erkek olursunuz. yersen.
bizim dert ettiğimiz şeylerden sıyrılmış insanlar var. paranın dert edilmediği hayatlarda sanattan, aşktan bahsediyorlar. delilik filmlerde, dizilerde gördüğümüz sonbaharda, hastanenin bahçesinde boş gözlerle kameraya bakmamaya çalışan bi' insandan çok daha fazlası: tutku. öyle çok tutku ki attığı her adım aşk, dahi bi' ressam biraz müzik... üçlü bi' ilişki düşün. kalbini ikiye falan bölmüyorsun ama. öyle düz bi' mantık yok. aslında bi' an geliyor gitmek istiyorsun. eğer gidebiliyorsan rahatça, aslında kalbin hala sende ve tek parça. kalbini kimseye vermezsin. sen sensin. kalbin seninle. şimdiye kadar öğrendiğimiz tüm aşk genellemelerini unutalım. birini sevmek için kendinden vazgeçmiyorsun, acı çekmiyorsun. acı çekersen, istemediğin biri olursan ya da istemediğin bi' hayat yaşamaya başlamışsan gidebilirsin. aşk bedenle ilgili değil. düşlediğin hayata daha yakın bi' hayat bulmak için bi' yerlerde yola çıkıyorsun. hala seviyorsun. uzakta olman hiçbir şey ifade etmez, etmemeli. o hayatının sonuna kadar bi' parçan olacak. sevdin, sevildin. bedenler yanyana olmasa da her gün ondan sevildiğini duymasan da hala o senin sevgilin. galiba bi' tek sevmenin sonu yok. o kadar sevmek ki aynı anda iki kişiyi sevebilmek...ilginç, etkileyici.