sevgi duvarı sadece bir aşk şiiri değil, aynı zamanda bir mücadele şiiridir. şairin o dönemde yaşadığı acılardan, ülkenin içinde bulunduğu onulmaz durumdan mütevellit yazılmış nadide bir eserdir.
Bilginin hızla yayıldığı bir çağda yaşadığımızı unutan kişi. Anayasasında laik ülke tanımı olan ülkeleri 3'le sınırlandırdığında birinin çıkıp bunun doğru bir bilgi olmadığını söyleyeceğini düşünememiş kişidir aynı zamanda. https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnyada_laiklik
Savaşsız bir dünyanın çocuklara kalması dileğiyle...
BARIŞ KOYUN ÇOCUKLARIN ADINI
Oyunu sever bütün çocuklar
birdirbir, uzun eşek, körebe
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
oyun sözcüğünün halkların dilinde..
(Oyun koyun çocukların adını)
Savaşa karşıdır bütün çocuklar
kışın: kar altında her sabah
tükenip erise de solgun nefesi
yazın: göğsü sırmalı fabrikalarda
çarkları döndürse de yoksul alevi
savaşa karşıdır bütün çocuklar
nice ölümlerden geçmişlerdir
nice rüzgarlar içmişlerdir
gelincik tarlası çocuklar..
(Emek koyun çocukların adını)
Gökyüzünün penceresinden şimdi
bir kuş havalansa
kanat çırpınışlarında
hayatın yağmalanmış sevinci..
- Kuş uçar rüzgar kalır
(Sevinç koyun çocukların adını)
Uzay denizlerinde şimdi
bir balık ağlasa
gözyaşı billurlarında
yüz bin umut kıvılcımı
- Alev uçar nazar kalır ..
(Umut koyun çocukların adını)
Çocuk bahçelerinde şimdi
bir çiçek açsa
hüzün sevince dönüşür
sevinç çiçeğe
- Ölüm uçar çocuklar kalır ..
(Mutluluk koyun çocukların adını)
Barıştan yanadır bütün çocuklar
sabah: kuşatılmış bir toplama kampında
ayrılığın tepsisini okşasa da elleri
akşam: yıldızların mor orağıyla
sessizliği devşirse de yetim öksüz sesi
barıştan yanadır bütün çocuklar
nice çığlık emmişlerdir
nice korku gezmişlerdir
yürekten hisli sevmişlerdir
güvercin harmanı çocuklar ..
(Devrim koyun çocukların adını)
Barışı sever bütün çocuklar
beştaş, saklambaç, elim sende
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
barış sözcüğünün halkların dilinde..
(Barış koyun çocukların adını )
eğer büyüdüyseniz ya da büyüdüğünüzü zannediyorsanız bu kitabı okuyunuz. ben bu hikayelerin bir kısmını okumadan büyüdüğüm için kendimi şanssız saydım. neyse ki oğlum şanslı, mutlaka okutacağım bu öyküleri ona.
babil'de ölüm istanbul'da aşk-iskender pala. okuyun okutun.
bir de tabi ki tüfek, mikrop, çelik. dünyada yaşananları anlamanızı sağlar. kitabı bulabilirseniz tabi.
Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun NASA'yı bilmediği, bilse de sallamadığı gerçeğini gözler önüne seren açıklama. Tabi kendisi ormana ve suya baktığı için uzayı bilmiyor olabilir. Sonuçta uzayda su da yok orman da. O zaman normal mi? Normal normal. Bulutsuzluk Özlemi'nin de dediği gibi, normal.
bugün, habertürk gazetesinde "söylediklerimin arkasındayım." diyerek insanların hayatını kaybetmesi ve zenginliğini kadın ayrımcılığı ve aşağılamasıyla birleştiren, toplumu hor gören ve kendini magmaya gönderen zavallı.
Eğer iyi bir okursanız kendinizi kaybetmemek için özen göstermeniz gereken eser. Kitapla geç tanıştığım için kızdım kendime. Ancak bu duygu zaten her "eski" eserin "yeni" okunmasından sonra yaşanan bir duygu karmaşası. öyle bir aydın bunalımından bahsetmiş ki bizim muhteşem elit entelektüel kesimimizin hiçbir zaman içine düşümeyeceği bir hali yansıtmış. kalemle okuyunuz, altı çizilecek çok kelam var. Çeviri hikayesi de bir o kadar ilginç. iki üstadı yan yana getirmeyi başarmış bir eser oluşu da Türk edebiyatı adına mühim.
Mart kapıdan baktırır onu anladık da niye ayın son gününe kadar bekliyor? Ayın başında donduruyor musun ne yapıyorsan yap sonra bir huzur ver! Bu ne soğuk? Evden çıkılmıyor. Dereceler eksiyi zorluyor.
Isın ey gri şehir!