Agnostik bir inanca sahip yahudi kadın yazarın Hz. Muhammed i anlatıyor ve yobaz gayrimüslimleri eleştiriyor, Hz. Muhammed hakkında ilk müslüman kitabını yazan yazar, gayrimüslimlerin baş örtüsünü saygısızlık olarak nitelendirmesini sorgulatarak ön yargıyı yıkıyor. Aslında izlerseniz, anlayacaksınız ki bir yahudi bunu tarafsızca ele alıp, yapabiliyorken ülkemizdeki gayri müslimlerin bu derece saygılı ve tarafsız olmayışı iç sızlatıyor,
Bazı yazarlarımızın bu hanfendiden öğreneceği çok şey var. izleyin farkedeceksiniz.
daha önce 1.50 dan satmayı vadettiği mazotu 2 ayda 0.34 zam yaparak 1.84 kuruştan satmayı vadeden kemal kılıçdaroğlu, halkın ne kadar zor şartlarda sıcakta oruç tuttuğunu analiz etmiş olacak ki malum uyku süresine kadar süreyi kısaltacağını vadecek bir öneriyle gelmiştir.
17 saate varan oruç süresi halkı zorlar mı bilinmez ama kemal kılıçdaroğlu 5 saate düşüreceğini vaadediyor. o halde ne duruyorsunuz oyumuzu kılıçdaroğlu'na veriyoruz. güldürmüş bir seçim kampanyasıdır.
Bir atasözüyle itleri tanımlamaca...
Bakın it diyorum köpek demiyorum hayvanseverler eksilemesin lütfen it dediğin kişiler hayvandır sadece saldırır, köpekler saldırmaz insan dostudur. Sonuçta ben de bir hayvanseverim, köpeklere haksızlık etmek istemem.
*şapı kaynatsan olur mu şeker tipini silktiğim cinsine çeker. (Bkz: bir atasözü)
[ermenilere çekmişler]
*eceli gelen fare kedinin testislerini yalarmış. (bir atasözü aslında taş... diye devam ediyor ama format katili olmanın lüzümu yok)
*eceli gelen köpek cami duvarına işer...
[işid ve ülkemize saldırarak bunu kanıtlıyorlar]
Allah Adem’i yarattı, boyu altmış zira idi… Cennete gidenler de onun boyunda olacaklar.”(Buharî, Enbiya, 1).
“Allah Âdem’i kendi ismini tamamıyla gösterir bir sûrette yarattı. Onun boyu altmış zira’dır. Âdem’in yaratılışını tamamladığı zaman ona: ‘Haydi git de, şu oturmakta olan melekler topluluğuna selâm ver. Ve onların senin selâmına nasıl karşılık vereceklerini dikkatle dinle. Çünkü bu, hem senin, hem de senden sonra soyundan geleceklerin selâmlaşma örneğidir.” buyurdu. Bunun üzerine Âdem gitti ve melekler topluluğuna: “Esselâmü aleyküm” dedi. Melekler de: “Esselâmü aleyke ve rahmetullâhi” diye karşılık verdiler. Ve selâmlarına “ve rahmetullâhi” cümlesini ilave ettiler. Âdem insanlığın atası olduğu için Cennete her giren kişi Âdem’in bu güzel sûretinde girecektir. Onun boyunun uzunluğu altmış zira’dır. Âdem’in kendisinden sonra gelen torunları şimdiye kadar onun vücut güzelliğinden birer parçasını kaybetmeğe devam ettiler.” (Müslim, Cennet, 28)
helene fischer atemlos şarkısını biliyorsunuz, almanca bir şarkıydı bakın bu da red army versiyonu ilk 2 dakika bir dinleyin bakalıkm...r tavsiye... https://youtu.be/rf0fypClans
Bir soru.
Malum havalar sıcak, işten yorgun geldim. Eve gidince buz gibi bir duş hayal ettim bütün gün. Şimdi banyoda suyun altında 2 saat kalmayı bilirim ama duş 15-30 dk sürüyor. Ben de diyorum ki boy abdesti gerektirecek bir özrüm olmadığı halde boy abdesti alıp, namaz kılsam olur mu, yoksa namaz için normal abdest alabilecek imkan varken, boy abdesti için fazladan su harcayıp, israftan günaha girer miyim?
whatsapp üzerinden akıp giden muhabbette tam sıcak bir ortam oluşmaya başlamıştır ki o lanet olası 'm' yerine 'ö'ye basarsınız.
'özledim caniö' diye bir garabet gider karşı tarafa. geri almak istersiniz ama alamazsınız. hüzünle yapacağım işi sikeyim diyerek hızlı hızlı birşeyler yazarak unutturmaya çalışırsınız yazdığınızı. çünkü hemen *canım diye düzeltmişseniz de olan olmuş, konuşmanın büyüsü bozulmuştur artık.
Tayyip i kurtarmak için atayı cephe olarak kullanmak veyahut ikisini de kurtarmaya çalışmak gülüyorum sözlük, ya bu çabanız beni güldürüyor. Başlık açan başlığı başına takıp, kaçmış yazarimsi.
Rafael Sadi, Erdoğan’la aynı fakültede okumuş. Fakülte değil, akademide daha doğrusu. “Okul ve bina ilk önceleri TUNA iKTiSAT OKULU adı ile faaliyet gösterdi ve 1970’li yılların başında herhalde 1974 öncesi devletleştirilerek 4 yıllık eğitim veren AKSARAY iKTiSAT VE TiCARET YÜKSEK OKULU unvanı ile bizleri talebe olarak kayıt altına aldı. Hocalarımız ise: ORD.PROF. DR.REŞAT KAYNAR (Hukuk), PROF. DR. iSMET GiRiTLi, PROF. DR. EROL ZEYTiNOĞLU, DR. KAMURAN PEKiNER, DR. iSMAiL ÖZASLAN, DR. SULHi DÖNMEZER. Daha isimlerini hatırlayamadığım nice kıymetli hocalar vardı kuşkusuz. Biz mezun olmadan veya benim açımdan konuşacak olsam olamadan okul 1981’de (galiba) kapandı ve Çemberlitaş’ın arkasındaki MALiYE MUHASEBE YÜKSEK OKULU ile birleşti. Hatta öğrenci işleri bölümünden evrak almak için oraya gittiğimi de hatırlıyorum. Okul hangi sene MARMARA ÜNiVERSiTESi ile birleştirilip o bünye içine katıldı bilmiyorum” diyor odaTv’deki makalesinde..
Aslında ben de iiTiA, istanbul iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi, Gazetecilik Halkla ilişkiler Yüksek Okulu’ndan mezun oldum. Ama diplomam Marmara Üniversitesi’nden.
Ben akademiye başladığımda, okul 2 yıllık meslek yüksek okulundan 4 yıllık akademiye yeni dönüştürülmüştü. iiTiA’ya bağlı, Aksaray’da, bir apartmanın giriş ve bodrum katında eğitim veren bir yerdi.. Sonra Dolapdere’ye taşındık. Daha sonra bu Akademi, Fakülte olarak Marmara Üniversitesi’ne devredildi..
Ben daha önce istanbul Üni, Edebiyat Fakültesi Arap Fars filolojisine kaydoldum. iki yıl okuduktan sonra akademiye geçtim.. 70’li yıllar, fakültede de, akademide de her gün işgal, her gün çatışma vardı.. Can güvenliği yoktur. Yoklama yapılmıyordu..
Ben son sınıfta, askerlik tecili için ders bırakmıştım.. 12 Eylül olunca diploma almak için başvurdum ama, diploma almak kolay olmadı. Kayıtlar bu kez Marmara Üniversitesi’ne devredilmişti. Benim kaydım zaten Edebiyat Fakültesi’nden gelmişti. Git-gel, ancak çıktı alabildim. Diplomamı çok daha geç aldım. Hiç okumadığım bir fakülteden aldığım bir diplomam oldu..
Hadi benim hakkımda da dava açın, suç duyurusunda bulunun. Evet itiraf ediyorum. Ben Marmara Üni’de bir saat bile okumadım, ama diplomam Marmara Üni.’den.. Çünki bizim bütün kayıtlarımız Marmara Üni’ye devredildi..
O günkü şartlarda bilgisayar yoktu. Fotokopi bile yoktu. Ozalitle kopya alınıyordu, ya da fotokopya.. Diğerleri ya karbon kopya, ya teksir, ya daktilo ya da el yazısı..
Esas kayıtlar, kütük kayıtları dışında sair evraklar 10 yıl aradan sonra imha ediliyor. 80’den itibaren deseniz aradan 40 yıla yakın bir zaman geçmiş... Kim, neyi isbatlamaya çalışıyor Allahaşkına..
Eğer çok meraklılarsa bugün kendi çevrelerine baksınlar. Dün zaten biz kaç kişiydik ki, herkes birbirini tanırdı.. Kaç tane Prof. vardı ki. Üniversite sayısı neydi.. Rafael Sadi Erdoğan’ı da hatırlıyor, öğretim üyelerini de. Şimdi ne öğrenci hocasını hatırlar, ne hocalar talebelerini.. Paralel devlet sadece soru çalmadı bu arada lise mezunu bile olmayan akademisyenler de icad ettiler..
Birileri saldırmak için bahane arıyor. Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, 40 akıllı o taşı çıkartmak için 40 gün uğraşıyor..
Algı operasyonu işte böyle bir şey.. Onları da anlamak gerek. Yapacak fazla bir şeyleri yok..
O zaman isterseniz Şimon Zwi’den, ibrahim ihsan’dan, Munis Tekinalp’ten başlayalım, bunlar kimmiş bir bakalım..
Ayasofya kararnamesi Resmi Gazete’de yayınlanmadı da, imza gerçek mi, sahte mi?
Mustafa Kemal’in okuduğu Şimon Zwi mektebi, namı diğer Şemsi efendi mektebinin diploması akredite mi? Sakın Mustafa Kemal’in diploması ile ilgili de bir sorun olmasın..
isterseniz Hayim Nahum efendinin mirasçılarına bir göz atalım. Sahi Küçük Hüseyin efendi kimdi? Bu konularla ilgilenseniz, belki daha gerçekçi sonuçlara ulaşırsınız..
Birileri bilmediği bir şeyin peşinde koşuyor.. Bilgi sahibi olmadıkları bir konuda kanaat beyan ediyorlar..
Size söyleyeyim, oradan size ekmek çıkmaz.. Boşuna hevesleniyorsunuz.
Sahi Erdoğan’a karşı söyleyecek başka sözünüz kalmadı mı? Harika.. Öyle ya, bir hakaret, küfür, tehdit, yapmadığınız ne kaldı ki! Eee, bir de bunu deneyin..
Bu işten bir şey çıkmayacak. En iyisi siz yeni senaryolar hazırlayın.. Olmuyor, tutturamıyor, yüzünüze gözünüze bulaştırıyorsunuz..
Ama sizin paşa gönlünüz bilir.
Galiba siz mazoşistsiniz.. Rezil olmaktan, aşağılanmaktan, hep haksız çıkmaktan hoşlanıyorsunuz.. iyi kolay gelsin, durmak yok yola devam.. “Şeytanınız bol olsun” mu diyelim..
Yo, hayır! Keşke merhametiniz gazabınızdan, sevginiz nefretinizden büyük olsa. Bu kadar “paslı bir yürek sineye yüktür!” Selâm ve dua ile..
Abdurrahman dilipak. Arkadaşlar akit ten copy + paste yaptım arkadaşlar.
Meram'da sahur programının bitmesinin ardından yapımda emeği geçen herkesi tanıttığı credits tarzı final bölümünde üste isimlerin yavaş yavaş çıktığı bu noktada yanda dönen çarkta israil yıldızı gördüm, hem de 1 değil 8 10 defa yani çarkta belli bir aralıkla biri bitmeden diğeri görünüyordu, çarkın bir parçası gibi...
Arkadaşlar savunma yapacaksanız cidden mantıklı bir yorum yapın. Show da mustafa hocayı, atv de nihat hocayı dinlemeyi seven biri olarak merak üzerine açtığım yerli kanalımızda buna denk gelmek beni çok şaşırttı. Resimde konya nın simgesi, selçuklu yıldızını örnek olarak koydum ki milleti nasıl uyuttuklarını göstereyim istedim. Arkadaşlar bunu bir izmir, şırnak, hakkari kanalı yapsa şunlara bak, milleti nasıl uyutuyor, satılmış bunlar demeyi iyi biliriz ama toplumda en çok dindariz diye geçinen bir halkın kanalı yapıyorsa bu millete bir ihanettir. Çünkü o yapmaz diye bir güven kazandı, bunu yaptı, şimdi beyler bu başlığı gündemde tutalım ki, konyalı arkadaşlar, yazarlar, akrabalar ve vatandaşlar bu gerçeği görür ve kontv ye bunun iptali için yürür...
Evet beyler biz konyalılar bu tür siyonizm içerikli yayın yakaladığımızda kanal binasına yürür ve iptal ettirmesini iyi biliriz. bunun daha önce örnekleri oldu. Gerekli kişi sayısı olursa bu olur. Bu bir provakasyon çağrısı değildir. Milli güvenliğe tehdit hiç değildir. Bilâkis temiz kardeşlerimizin, küçüklerimizin zihnini ve bilinçaltını kirletmek isteyen uşakları ve onların her türlü çabasını al aşağı etmek için bir davettir. Bu bizim vatandaşlık görevimizdir.
Cevabı anatomisi dünya kadınından farklıdır. Zira safkan Türk kadını kalça kemiği iri olur ki bu bağlamda dokular, kas dokusu yağ dokusu şekli ve biçimi dünya kadınından üstün olur. Şekli büyük olur ki türk erkeğinin aklı buradaysa güzel bulması muhtemeldir.
Ha bir de kendisini bulunmaz hint kumaşı sanan kızları tercih etmektense avrupalı kızları tercih ederim. En azından alçak gönüllü davranıyorlar.
Edit: oha yanlış anlamışlar afedersiniz de ben sadece burnu havada türk kızını kötüledim. Niye gocundunuz ki?
Alman kadın diyelim tanım tam olsun.
Sözlükte de olduğu gibi vikipedide de hakkında yazılmış bir yazı yoktur. Anlaşılan ülkemizde bilen yoktur, b er n keşfetmişim bu karıyı..!