"aziz" karakterine k
hayat veren oyuncunun kabiliyeti üzerinden alıp yürüyen filmdir. ama Mahsun her filmde olduğu gibi bunda da iki saatte bütün kanayan yaralara parmak basmaya çalışmış. bir sürü konu anlatayım derken çorba sunmuştur. yine de ağlamak isteyene birebir bir filmdir.
Babam! çocukken sigarasını ağzına koyup benim ayakkabılarımı bağlardı ve ben o zaman baba olan herkesin o şekilde sigara içip ayakkabı bağladığını düşünürdüm.
Kendisi sizin k.çınız donarken ufo'lu odasında oturan müdürünüzün sizin için bir şey yapmaması yetmiyormuş gibi bir de size ayar çeken yazılı kağıt dağıtması.
bunu bayağı word' te benim silinerek geçiş efektli fotoğrafım üzerine yapıştırıp kız kıza çıktığım gezinin afedersiniz icine s. çmıştı. yok yeni kitaplar bilmem ne. sana mı soracam lan ben ne yapacağımı? istedigim gibi severim, acımı da çekerim. ukala! şimdi bir çocuğu var. allah bağışlasın:
bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan “bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?” diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi
halin cezanda indirim sağlamaz.
sen, “ama senin için şunu yaptım” derken o, “şunu
yapmadın” diye cevap verecektir. ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
“peki o ne yaptı” deme. herkes kendinden sorumludur
aşkta. sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.
her zamanki gibi yaşayacaksın sen. “acılara tutunarak”
yaşamayı öğreneli çok oldu. hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki…. epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.yine içeceksin rakını balığın yanında.
üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası….
sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…
edit : ben evlendikten 5 ay sonra da beni tebrik etti. Allah ıslah etsin.
Şu yeni tip yuvarlak silikon üçlü olanlar kulakta durmuyor. küçükken dayımın walkman' ini yürütür pilini bitirene kadar dinlerdim. o zamanki kulaklıklar daha güzeldi. bir de Nokia telefonumda vardı o kulaklıktan. ah be!
Harika bir şey yapmış umarım kıymeti bilinir. Çünkü öğrencinin önünde sizi paspas edip bir de kıymet bilmeyen bir bakanlık bünyesinde çalışmak çok zor.
güzel konular olmakla birlikte milleti birbirine düşürmeye çalışan ya da bel altı konulara oynayan içerikler de yok değil. seçerek okuduğunuzda " vay be! " diyeceğiniz şeyler bolca mevcut. bir de usulsüzce insanlara s. kerimli sokarımlı yorum yazanlara yaptırım uygulasalar fena olmaz hani.
müslüman sanıyor.
evet evet bir tek onlar müslüman sanıyor da ondan.
başımıza gelmiş bir olaydır: önceki genel seçimde komşumuzla koyu bir siyaset tartışmasına giren babam en son sinirleniyor ve şöyle diyor: " anamızı belliyorlar abi, asma balkonuna bayraklarını; gözünü seveyim. "
komşudan gelen cevap ise kanımı dondurdu: " eeh! belliyorsa müslüman belliyor. "
aynı şekilde eşimin anneannesi de nişanlılık dönemimizde görüştüğümüz bir gün annemi kendi aklınca sıkıştırmaya kalkıp: " sen o alevi p. çine mi oy veriyorsun? " diye soruyor. annem ise " kimin oy verdiğinden kime ne! " diye kadını susturuyor.
not: insanları inançlarına göre sınıflandırmak asla ne terbiyemizde ne inancımızda yoktur. ki bu son sohbetten sonra da akraba bile olsa o insanla aramıza mesafe koymuşuzdur. anlatmak istediğim anlamadığım bir şekilde bizim insanımıza " hu allah" dediğin an ne yaptığın ne ettiğinle ilgilenmez. hele ki namazda falan görüntü verirsen senden uhrevisi yoktur. sanırım bu yüzden.
osmanlı padişahları hem devlet adamı hem sanatkar hem diplomat vb. birçok özelliğe sahipti. hepsi önemli eğitimlerden geçerek tahta çıkardı. şimdi her ne kadar inönü zamanındaki valse b. k atsalar da osmanlı padişahları şair, ressam, heykeltıraş, musikişinas, yabancı dil bilen insanlardı. şimdi sizde bunlardan hangisi var da osmanlıyı geri getireceksiniz ki? geri getireceğiz diyip gzelim padişahlara da haksızlık etmeyelim.
" inşaallah, bismillah, allah, elhamdülillah, allah' ın selamı üzerinize olsun" diye diye yiyor milleti. yanarım millet de izin veriyor. yahu biz de müslümanız şükür de siyasilerin ağzına yakıştırmıyorum işte. içinden de ne diyeceksen. " böbürlenmeyeceğiz, alçak gönüllü olacağız. " diyorlar. yahu adam bunu böyle yazman bile megalomanlık olmuyor mu? ne olur kutsallığı olan kelimeleri kullanmayın artık. içinizden şükredin hamd tivitleri atmak yerine.
anlam veremediğim güruh. niye oy kullanıyorlar ne gerek var? gelsin burda yaşasın. milletvekilleri zammı aldıktan sonra kendisi 900 tl ile geçinsin üstüne de "2 gün konuşulur sonra unutulur. " diye kendisiyle alay edilsin bakalım verecek mi oyunu akp ye?
akşam 7 den beri düşündüğüm şey. hepsi dünya haritasında yeri bulunamayan yerlerdeki okullarının olduğu ülkelere tatile mi gittiler 5 günü fırsat bilip?
insanların dindarlığını verdikleri oyla tespit etmeye çalışan andavallar var mı yahu? Bunu sorgulayan dindar mıdır peki? Ne zamandan beridir islamiyette insanların inançlarını sorgulamak caiz olmuştur? Ramazan' da bütün islamı Nihat Hatipoğlu' ndan öğrenince böyle oluyor zaar.
30 a merdiven dayadım ama hala Sünger Bob izliyorum. Her zaman da izlerim. Ayrıca " Atatürk' ü sevmek zorunda değilim ama saygı duyarım yalnız öyle yüceltmem... " bik bik bik diyenlerin ağzını burnunu dağıtırım lan!
Demeyin zaten.
Demeyin arkadaşlar.
Sizin yediğiniz bir b. ktan dolayı değil de kendi paşa gönlünden gidiyorsa bırakın gitsin. Emin olun ki alınyazınız o değildir.
" Alem gidiyor fezaya..." muhabbeti var ya... Hah işte o durumdayız. Siz eğitim sistemini bu kadar boşaltırsanız, öğretmenlerin elinden yetkilerini alırsanız, kitapları hayatın kendisi yapmazsanız; öğretmenini bıçaklayanı serbest bırakır, sınıfın penceresine oturup sigara içen öğrenciye hediye gibi sınıf atlatırsanız nah gelişiriz afedersiniz. Bok gibi bir nesil yetişiyor haberiniz olsun. Mars' ta su bulunmasını heyecanla karşılamak ve buna katkıda bulunabilmek varken zekasını bunun üzerine okulda geyik yapmak için kullanan gençliğimiz var. Ülkeyi de bunlara bırakacağız, hayırlısı olsun. Bu adamlara istediğin kadar Arapça ve Osmanlıca öğret. Daha Türkçeyi konuşamıyor yazamıyorlar haberiniz olsun.
Bu ülkede akp kazanınca insanlar sosyal medya profillerinde cumhurbaşkanının fotoğraflarını paylaşıyorsa A. Davutoğlu' na bu konuda pek de danışılmaz gibi geliyor bana. Bence fikirlerini içinde saklasın.
Memleketin sorunlarına kafa yorarsın insanlar öldüğünde, aç kaldığında, şehitler verildiğinde, Atam unutturulmaya çalışıldığında, eğitimin ağzına s...dığında vs. canın yanar. Çok söylemek istediğin vardır. Şöyle seviyeli tartışmak istersin sevdiğin bir arkadaşınla ama bakarsın ki iş yerinde arkadaşlarının tümü akplidir. Tabi ki olabilir ama senin farklı olmanı duymak istemezler. Dün akşam birinizin evinde yemekler yenilmiş, çaylar içilmiş ne güzel sohbetler olmuştur ama ertesi gün sen farklı düşünüyorsun diye anında sana cephe oluşur. Açıktan veya üstü kapalı " sen & bizler" çekişmesi yaşanır. Sen de bazen düşünürsün " Ulan acaba şunlardan gibi görünsem de kafa rahat çalışsam mı? " ama olmaz yapamazsın. Ama farklı olduğun için engizisyonda yargılanırsın onların gözünde. En azından benim durumum bu.