appleın acilen olaya el atması gerektiğini düşündüğüm durum. lan ne işi var o makinelerin orda? üzerine maşallah stickerı yapıştıracak olurlarsa, bizzat ben ilgilenicem...
yaklaşık 45 dk dır, google ana sayfaya ulaşamıyor olmamın yegane sebebi sanırım. ha arama yapmam için illa ana sayfaya ulaşmam gerekmiyor, ancak google ile arama yapmamı engelliyor bu her ne ise. arama yaptığımda çıkan tek görüntü budur arkadaş.
fotoğrafçı ve moda tasarımcısıdır. bu onun değişik başarılara imza atmasını sağlamıştır ki efendim say say bitmez. karizmatiktir ayrıca, hastasıyız toplucanak.
nefessiz kalma sebebi...
tek kelime ile ev hanımlarını embesilleştirmek için, amerika tarafından yapılmaya zorlanmış olduğunu düşündüğüm program çeşiti.
anlatayım;
şahsım bir gün hafta içi evde keyif yapmak istemiştir... öğle kuşağında, meşrubatım yanımda, uzatmışım ayaklarımu pufa... ohhh! elimde kumanda açtım televizyonu. dedim ki ulan dünya varmış be! hayat bu işte!! Neyse efendim gezmeye başladım kanalları... çok değil 3 sn sonra anladım ki karşıma çıkan, elinde şiş-iplik-silikon tabancası bulunduran herkes delirmiş. nasıl olurda her kanalda bir sunucu, 15 tane de teyze birlik olur ve bu işe baş koyar! hayır yaptıkları şey şu; çöpe bir şey atmayın!
neden?
yok efendim eski eşyaları dönüştürecekmişiz de, israf yapmayalım da... tamam çok güzel, doğru diyorsun da teyzecim eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur inerdi! hem öyle böyle değil, hiçbir şey attırılmaz mı ya? hayır duyduğumda dehşete kapıldığım cümle şu; "eveeeett becerikli hanımlarımız bu haftaa portakal kabuklarınızı atmıyorsunuzzzz".
kafayı mı yedin ulan?
portakal kabuğu tutulur mu hiç? biriktirilir mi? at doğaya karışsın, toprakta gübre olsun, vitamin olsun... evinin hangi nadide köşesinde saklayacaksın portakal kabuklarını.
"hanımlar bakın burdan eski tişörtlerinizin kollarını kesiyorsunuz, şoordan bir lastikk, orasınada pullar dikinceeee, çok güzel bir etek olucakkk..."
bir kere ben üzerimde paralanmadıktan sonra hiç bir tişörtümü anneme toz bezi olsun diye vermem, -ki eski tişörtten olacak en iyi dönüştürme toz bezi projesidir. etek ne lan! git al pazardan 5 liraya 10 liraya... neyse ben vericem parasını. uğraştığına değmiyor ki. g.tüme benziyor hepsi, bütün yaptıkları b.k gibi.
msn smiley'i gelişmiş ve topluma mal olmuş bir iletişim şeysinin, artık önemsenmiş bir ögesidir. bu sebepten ciddiye alınmalıdır! nasıl ki bir insan giyimiyle, efenime söyliiim seçtiği renkler ile bizi karakter analizine götürebiliyorsa!, bir msn smiley'i de karşımızda konuşan kişinin ne menem bir şey olduğunu bize hissettirebilir... çok çeşitli msn smileyleri olduğu gibi, programın kendi bünyesinde bulundurduğu küçük sarı kafalar da mevcuttur... zira insanoğlu çok çeşitli, yanarlı ve dönerli, zıplayanlı ve uçanlı, kanlı ve revanlı bir çok msn smileyi oluşturup, kullanmıştır. şahsım derin bir analiz yapmış ve bunu yazacak idi ama nedense birden üzerine bir rehavet çöktüğünden anlatamadı, sıkıldı... uzattı da uzattı, fakat şunu söylemem lazım gelirse;
1) yere yatıp geberene kadar gülüyorum, zırıl zırıl ağlıyorum, pohahahahaha diye gülüyorum'u anlatan,
2)pırıltılı, yaldızlı ve yıldızlı, kalpli, çiçekli, böcekli, dudaklı, mucklu, şeker kız'ı anlatan,
3)slm, nbr, şişt, pişt, alo, kime diyorum gibi kelimecikleri fıstık yeşili bekraund üzerinde patlata patlata oluşturulmuş, bana bak'ı anlatan,
4)el sallayan, bütün hoşçakal ve gülegüle'yi anlatan,
smileylerin ümüğünü sıkmak istiyorum! yoruldum be. anlatırken bunaldım.
insanı saçma sapan duygusallıklara gark eyleyen, sia şarkısı. bir huzur - bir hüzün çapraz ateşiyle gitmektedir. ya da bana öyle geliyordur, ya da saçmalıyorumdur.