10. 12. 1996 yılında anneme yazdığım bir notu buldum şöyle ki;
anne gözün aydın kardeşim olcak.sen dünyaya kardeşimi getirdiğinde çok çok sevineceğim.anne seni çok seviyorum. seni bir daha üzmeyeceğim. söz veriyorum. gözde yazdı
büyük ihtimalle bi halt yedikten sonra yazdığım bir not bu, olaya hemen kardeşimi de ekleyip bir duygusal bağlama çekmişim.
türkiye de böyle bir durumun olduğunu düşündüğümüzde o pastaneneye giren insanların bir daha çıkamama durumu olasıdır.insanın öz güvenini kaybettiği anda yenmesi gereken tatlıdır artık kendisini daha değerli hisseder altın yutmuşsun düşünsene ben ayıklardım o altınları tatlının içinden o başka tabi.
ani bir şok haline bürünmüş insandır. genelde botoks yaptıran insanların değişmeyen yüz mimiklerinde bu ifadesizlik vardır.
(bkz: ajda pekkan)
(bkz: michael jackson)
Deli dolu geçtik ateş hatlarından
Sevgim korkuyla beraber büyüdü içimde
Sevdikçe korktum
Korktukça daha çok sevdim
Er geç birbirini boğacaktı bu duygular, biliyordum
Neden sonra farkına varıyor insan
Ayağına takılan bütün taşları
Yoluna kendi döşediğinin
Senin yarınlara inancın benden yüklüydü
Daha cesaretliydin
Planı çatılmamış yarınlara ektiğin umutlar
Er geç açacaktı, biliyordun
Deli sevdalı çocuk ruhumun
Nicelerinin uğruna kıyametler kopardığı
Değersiz değerlere sırt dönmüş, güvenli saflığında
Bir sonsuzluk buldun kendine
Ve hayatımızın resimlerini çizdin duvarlarımıza
Sonra birden
Yeşil bir kentte
Ilık bir yaz gecesine astın beni
Sevdalı ömrümün dakikası beş para etmedi
Ödedim
Cümlelerim seni taşımaktan yorgun düştü
Son sözün
Ve son anın efendisi olmaya bilenmiş yüreğine yenildim
Geçmişten nefes alıp geçmişe nefes verdim
Anılar kemirdi yüreğimi
Felç oldu hislerim
Zamanın çoktan dibe çöktüğü kum saatimin belinden
Tek bir saniye bile süzülmüyordu
Ters çevirmeye cesaretim yoktu
Çünkü yeniden başlayacak bir hayatın
Korkağı olmuştum
Aşkların sonrasında hüzün vardır
Ya sen hüznü boğarsın
Ya da hüzün seni boğar
Ama birisi kanatlarını kırarsa eğer
Yaralı kuş rolüne soyunacağına
Yürümeyi denemelisin
Hayata dönmelisin
Bunları düşünebilmek bile kendime dönüşümdü
Ve sonunu infaz ediyordu içimde
O gece yüreğimden sağ çıksaydın eğer
Ölen ben olurdum
O gece
Hayatın lekesiz bir anında
Seni intihar ettim
Şimdi katil benim
Artık güncemde bir boşluksun
Yavaş yavaş taze anıların altına gömülüyorsun
Ve sana ait sandığım her şeyin
Aslında benim olduğunu öğreniyorum
Hiçbir duygunun tek ilhamı değilsin
Kendimi keşfettikçe
Seni kaybediyorum
Ve ufkuma sensizliği
Korkusuzca geriyorum
Yalnızlık bir perde örtmüş üstüme.
Aşk denen tek hece; bilmezdim ne...
Sonra sen geldin,
içime dolup beni benden ettin.
Senden başka, artık düşemem aşka.
O melek yüzün, benim güleryüzüm.
Şimdi geçmişim hüzün, sensiz yaşanmış her bir gün...
Senden başka, artık düşemem aşka.
söz ve müziği kendisine ait eşsiz adam biyografi ve diğer parçaları icin http://www.ozgurkurum.com adresinin yeterli olcağıni düşünüyorum.
aramıza sıkışmıs bir gölge var karanlıkta görülebilen
fırtınanın kaçar gibi uzaklaşması
tempo tutan kış
dans ederek kaçabiliriz desem
ki diyorum
su gibi sessiz ..
kelimeler gibi görünmez..
inaniyorum çünkü ben hep kendimle konuşurum..
dudaklarından dökülen her hece kutsal kitaba eklenmeli
oysa ben dilsiz ve biçimsizim
hangi tarafın yaşatacaksa beni o tarafının tedirginliğini alayım omzuma ..
gözlerinin kıblesinde simli intiharlar var
gözlerimin kıyısında sana koşan kuştüyü atlar..
ve yüreğimin ölümle sessiz sözleşmesinin çift taraflı aılmış ağrılı imzaları var..
içindeki dağın eteklerinde konaklıyorum..
ellerin zaman zaman düşüyor kokuma ince bir tül gibi
saçların bir sis perdesi içinde binlerce cam parçası
gözlerine bakıyorum imkansızlık çökmüş dibine
kırık oyuncaklarım tekrar kırılıyor senin saklı hüznünde
ansızın hırçınlaşan gece yıldızı senin rengin
evet, ona ben bu ismi verdim ..
renginin gizinde sakladığım yorgan altı hıçkırıklar..
aceleci bir acemilikle yazılmış yazgım tanrı tarafından,
her yanımı kan basmıştı ..
hatırlıyormusun..
farkındamısın..
senin keskin ağzın tekrarladıkça adımın yankısını
- hey.. !
- ordamısın .. !
kar yağarken kaldırımların kirpiklerine
yürüyebiliriz bir uçurum boyu seninle desem..
ki diyorum..
ufalanmış düşlerim benim
kırık atların elleri
kırık adımın kemikleri
nedensiz bir ses çıkarıyor masaya koyduğum gözyaşı
tutarmısın ellerinle?
sahi sen hiç gözyaşı besledin mi avuçlarında
üc öğün acı sever..
fazla güneşe bırakmamalısın buharlaşır..
çok soğukta donarak ölebilir..
neden ağlar insan desem şimdi ..
ki diyorum..
ya babasını kaybetmiştir..
ya senin acımasızlığından payına düşeni almıştır..
hayırr!
çirkin ve kısa saçlı ses tonum..
o yüzden sessizlik hakim yüzümün dökülen sıvasına..
habersizsin değil mi içindeki pramidimden..
ıslıkla bir sözcük yarattm şimdi sana
perdeden giren rüzgara karışırken saçlarının atlası
benim ki bir intihar bir ölüm hali
ölümün -e hali -sen hali -ben hali
dalgın kalmış gözlerin geceye o halde
dargın ayrılmış yüzüne çarpan hecelerim dağılan nefesinde
içindeki bebek katil kapımı çalmış koşarak,
koşarak açmışım kapıyı
saplamış cinayet aleti "gözlerini" kalbime
bileklerim kesik şimdi ..
omurgamda üç tarantula ..
kefenlenmiş bedenimle
az sonra hakiki bir intihar planlıyorum
desem ..
ki diyorum..
çok ciddi bir şeydir . yan etkileri olarak çok fazla alkol alımı yaptırır intihar bile ettirebilir bunun yanı sıra dinleniyorum oh be derken bi bakarsın azına kadar kin nefret dolmuş lost control olmuşsundur ama çok farklıdır . her yiğidin harcı değildir yüksek dozda anathema .