web cam açıp ayy koluma bakma diyen türbanlı kızlar yetiştiren beklentidir. türban takınca namuslu olucaksak örtün dünyanın üstünü koca bir çarşafla. fiyonkunu da kendnize denk getirin reklamınız yürüsün saf ışığımızı kesip kafaları karıştırdıkça.
toplum gönüllüleriyle pek bi sıkı fıkı olan, yerel şubeleri yerinde sayan örneğin toplantılarında diksiyon, vücut dili vb. konulara yer verirken bu konuları anlatmayı bi güzel abudik insanlara devredebilen, genel merkezine bakıldığında ise umut vadeden işlere imza atan, en azından adıyla biz varız diyebilen dernektir.
sevgiliden geliyorsa
-hmm güzel ama şöylesi daha etkileyici olurdu.
-ben ... kızlara bayılırım.
arkadaştan geliyorsa
-aa yeni mi aldın aynı benimkine benzioo.
şeklindeki mırıltılar ortamı germek için de yarmak için de yeterlidir.*
yaşanan unutulmamış bir aşksa ya da içte patlayan bişeyler olmuşsa bazı bünyelerde tüm ayrılık sürecini başa saran durumdur. zira onlar için çağrı yapılması da yeterlidir. aylardır çalmayan özel zil sesi değiştirilmediğinden bu bile iç gıcıklatıcı olabilir.
eğer yaşanan sevgili müessesesinden daha çok bir arkadaşlıksa helal olsun ya ben arayamadım o aradı dedirten özlem giderilen durumdur ki eski sevgilisine göre değişir, eski sevgilinin yeni sevgilisine göre daha çok değişir şekillenir.genelde süreç şöyledir:
önce ararsın abicim sonra
-baksana sevgilisi kıskanıyo diye benimle görüşmüyo ya bu muydu hukukumuz?
şeklinde ego kabarcıklarıyla noktayı koyarsın. **
gelin kaynanadaki
-gitsin mi?
-kalsın mı?
sürecidir. düşünmek için yüzeysel sorularla 1dk uzatılmaya çalışılır. bir taraf noluyo lan napsam der, diğer taraf terler de terler.
klasik sürpriz doğum günü kutlamasından çıkınca fazla ilgiye alışmamış bünye eve yürüyerek dönmek isteyebilir. eller cepte, omuzlar düşük 'her doğum günümde daha acayip hissediyorum kendimi galiba' diye düşünmeye başlamışken karanlık bir sokak dönemecinde aniden karşıdan bi grubun elinde alevli pastayla 'iiki dooğduun' diye bağırması sonra ağaza pasta tıkma savaşları surpriz ötesi bir kutlama olur. düşünmeyi engelleyen nadide durumlardandır.
genellemek istemem ama herşeyi 1 0 olayına bağlayan şunu yaparsam sonucu bu olur diye kural işleyen beyine sahip olması olası meslek grubudur. ben bugün de bunu gördüm de ondan şeyettim.
herkes öyle söylüyor diye mi öyle geliyor bilmem ama hakkaten hızlanmış sanki lan. zall a teşekkürler ediyoruz, hızlı sözlüğe canımız kurban. girmez miyiz entryleri şimdi ardısı ardısına.
kızları gizli defterler tutmaya yönlendiren kitaptır. şahsen benim miladım bu kitapladır. defterde yazanlardan bir kaç mısra okumak isterim ki durumun vahimiyeti anlaşılsın. öhöm öhöm:
kumtanesi * bugün bana bisikletinle bir tur atabilir miyim dedi. o kadar o kadaaarrrrr çok heyecanlandım ki bankın sırtında otururken arkaya düşecektim. sahi banka da o yazıyı o yazmış biliyo musunnnn?? kocaman sonsuza dek sevildiğini bil yeter yazıyoo *!!! kızlar anladı mı bilmiyorum ama çok utandımm. neyse atabilirsin tabi ama geç kalma ezan okunmadan dönücem dedim. o da zaten hemen şurayı turlıycam ya şehri gezmiycemkii dedi ve sonra sonraaa sıkı durrr gülümsedi banaaaa.
bu sene eğitime başlanan ahmet karadeniz yerleşkesinde herşey berbattır. tek güzel yanı kimsenin birbirini tanımıyor olmasıdır. böylece birazcık lise havasından kurtulunur. ilk tasarlanan halinde binaya havsa yolundan bağlanılacağı için tüm girişler o taraftadır. lakin daha sonra aradan otoban geçmesiyle otoban tarafından yol bağlanmıştır ve okula kantinden girilmesi farz olunmuştur. insanın her seferinde ama her seferinde otogar arabalarına atlayıp gidesi gelir uzaklara... bu sene bünyemize aldığımız prof. dr nevzat ilhan a sevgiler buradan. *
17 ağustos depremini yaşamış ve atlatamamış, üzüldüğüm şahsiyetlerdir. gerçekten vardır böyle insanlar. yer sallanmaya başladığında herkes onun odasına koşar ve her seferinde camda balkonda bulurlar. sırf bu yüzden kapılar açık uyunur, zordur...
perispri beden: Ruh özündeki sonsuzluk ve ilâhî kudret nedeniyle doğrudan doğruya maddeyle temas edemez. Zaten madde de ruhun enerjisini doğrudan taşıyamaz. Arada başka maddî araçlar, bedenler vardır. Bu ara vasıtalara, ara bedenlere ruhçulukta perispri adı verilir. Sadece daha ince titreşimli bir maddeden oluşmuş bir bedendir.
beraber yürüyelim mi? seni eve bırakayım mı? gibi kibar tekliflerin tutmadığı bu çağda kızlarımızı direk doğal ve farklı bir hava yaratarak çekmekteyiz. artık dünya değişti. gözünüzü açın yiğitler,seyirci kalmayın bu gidişe götürüşe. dolanak mı dışındaki örnekler için şahsıma başvurabilirsiniz, sözlük kardeşliği nedeniyle indirim yapılacaktır.
reklaaam: -tık tık tık tık *
+bayaan hanfendüü bakarsın bana bi?
-tık
+ayaklarınızdan kulağıma akıp gelen nameler
galbümü tık tık tık tık yoklayak.
-ayy ne eğlenceli ne doğal kız baksanaaa.
+beraber bu gökleri seyredek? ha gurban olduğum ne diyen? *****
kendisiyle hiçbir münasebetimiz yoktur lakin çaresizliğin içinde kendini de etrafı da dalgaya alışlarını sevmiş olduğumdan bir yakınlık hissetmişimdir.sen hep yaz biz hep okuruz tamam mı?(yazar burada ağlar)*
geçmiş de şu an da gelecek de sen nasıl algılarsan öyledir. algın bir anda değişirse tüm dünyan değişir... hangi algı doğru olandır gerçek olandır? çoğunluğun gördüğü mü? gerçek olan algıyla görmek mi mühimdir sizin için yoksa sadece mutlu olmak mı? bunlara göre algınızı düzenlersiniz. bir sorun olduğunda düşünür mantığınızla önem sırasını değiştirirsiniz ve birden hafiflersiniz.