uzun saç yakıştığında ve temiz olduğunda erkeği olduğundan daha havalı, daha çekici ve daha sıradışı gösterdiğini göz önünde bulundurursak kesinlikle katılmayacağım şeydir (bkz: marco hietala). hele ki o saçların dışarda hafif bir rüzgar esintisiyle savrulma anında sokaktaki kızların büyük bir çoğunluğunun kafalarının size dönmesine sebep olursunuz.
çalabilmek için büyük azim çaba hırs ve sabır gerektiren, insanlığa sunulmuş en asil üflemeli enstrümandır. flütümü büyük bir hevesle elime aldığımda borudan ses üflüyormuşcasına ses çıkarınca çalmak için önümde upuzun bir yol olduğunu farkettim. bu hevesle birlikte öğrenme aşamasında uzun ses üflerken nefessizlikten kasılıp kızardığım, parmaklarımın kollarımın felç geçirdiği, nefes tekniği ve diyaframla kafayı yediğim, flütü bırakmayı düşündüğüm zamanlar oldu. 1. oktav 2. oktav 3. oktav parmak pozisyonu dudak pozisyonu üfleme şekli derken 3 oktavın da seslerini çıkarmayı öğrendim. öğrendiğim her yeni şeyle hevesim daha çok artıyordu ama sadece ses çıkarmak yeterli değildi. ses çıkarmanın yanında flütün o muhteşem büyülü mistik tonu da önemliydi. sonra büyük bir sabır ve emekle bu sıkıntılı evre bitti. tutuş ve üfleyiş pozisyonum, tonum oturmuş, diyaframım gelişmişti. artık sonatlar konçertolar çalabiliyor, çalarken tüylerimin ürperdiğini hissedebiliyor, verdiğim emeğin karşılığını alabiliyordum. her çaldığım eserle flütüm beni kendine daha çok aşık etti ve asla vazgeçemeyeceğim bir parçam oldu. çünkü çalarken üflediğim şeyin sadece diyaframla üflediğim bir nefes olmadığını, o nefesin aslında içimden çıkıp gelen ve flütün içine işleyip bütünleşerek mistik sese dönüşen ruhum olduğunu biliyordum.
geçen gün otobüsün en önündeyken görüp süzdüğüm en arkada köşede oturan müzik dinleyip dışarıyı seyreden beyaz tenli uzun boylu sarışın elfimsi insanüstü varlıktır. (bkz: finli erkekler) duruşu hareketleri soğuktan kızarmış burnuyla o kadar sevimliydi ki. hayatımda hiç bu kadar kusursuz bir canlıya denk gelmemiştim.
bu tür kızlar küfürlü konuşarak kendilerini çok havalı zannederler bu yüzden herkesin duyması için bağırarak küfür etmeyi tercih ederler gürültü kirliliğine sebep olurlar.
kadınlarda sıradan erkeklerde ise sıradışı olan saçtır. erkeğe gerçekten yakışmışsa kestirmemelidir yoksa dişi bünyede hayal kırıklığına sebep olabilir.
ortaokuldayken nefret ettiğim sürekli düzleştirip yaktığım değerini sonradan anladığım bonus misali saçlarım. şimdi düşünüyorum da kıvırcık kabarık ve gür saçlarımı iyi düzleştirebiliyormuşum. bu saçı kullanabilmenin en kolay yolu banyoda yıkarken tarayıp banyodan sonra kesinlikle tarak kullanmadan kendi halinde kurumaya bırakılmasıdır. isteğe bağlı olarak şekillendirici de kullanılabilir. topluluk içinde hemen farkedilmenize kıskanılmanıza övgüler alıp egonuzun tavan yapmasına sebep olur.
handel'in f major tonunda flüt için yapmış olduğu muhteşem sonattır. eşliği bile tek başına muhteşemdir. normalde hızlı çalınması gereken bir eserdir ama yavaşı da ayrı güzeldir.
bach'ın sol minor tonunda çalması da dinlemesi de tüyleri ürpertecek derecede duygusal ve hüzünlü flüt sonatıdır. insanı bambaşka diyarlara götürür. dinlemeden geçmeyiniz http://www.youtube.com/wa...gqfl0&feature=related
her kızda olmayan meraktır. arada bir sadece hafif bir göz kalemiyle yetinmesini bilenler doğal olmayı sevenler varken sürekli ruj far fondöten allık kullananlar da vardır. cildin nefes almasını engelleyen o makyajla rahatsız olmadan durabilen kızları burdan tebrik etmek istiyorum.