sivas deplasmanına giden fenerbahçe kafilesini karşılamaya giden fenerbahçeli taraftarların açtığı pankart.
--spoiler--
Alan dışında ise kafileyi Sivas Genç Feherbahçeliler üyesi bir grup sloganlar ile karşıladı. Grubun, "Tek kimlik Aziz", "Kandırılmış Anadolu çocukları", "Bizi bitivemezsin, padişahım çok yaşa", "Aziz Yıldırım çarpsa bile" yazılı pankartlar açtığı görülürken, Amigo Sefa lehine tezahüratlarda bulunmaları dikkat çekti. Taraftarlar, "Bu devirde kimse sultan değil, padişah değil Aziz Yıldırım" diye tempo tuttu. Fenerbahçe kafilesi, kendisi için ayrılan otobüse bindikten sonra şehir merkezine hareket ederek, kalacağı Büyük Otel'e vardı.
--spoiler--
bazı fenerbahçelilerin kulubunun ismini doğru telafuz edemeyip ağzından çıkardığı sesler bütünüdür. bunlar genelde başkan falan olur fenerbahçe'ye...
dalga geçilmemesi gerekir, ayıptır.
terör saldırıları sonucunda suçluyu bulma ya da -daha kötüsü- şehitler üzerinden provokasyon amaçlı açılan başlıklar, yapılan kampanyalardır.
birileri orduyu, diğeri siyasileri suçlar. tamam siyasileri başa getiren biziz, eliştirmek hakkımız da, biraz tadında bırakın.
hele hayatında askerlik nedir bilmeyen, daha askerliğini yapmamış bünyelerin; red-alert, counter strike tipi oyunlar oynayıp izlediği iki üç savaş filminden etkilenip, askeri görev ve stratejiler hakkında atıp tutması çok komik. kalkıp genelkurmay başkanı'na sallamak daha da komik... herkesin acısı var, ama biz sadece kendimize karşı sorumluyken onlar milyonlarca insanlara karşı sorumlu.
aslında bu başlıklar ve altındaki entryler bize ne kadar geri kalmış bir toplum olduğumuzu gösteriyor. her b.ku en iyi biz bilir, klavye başında ahkam keseriz. onu bunu göndererek egomuzu tatmin ederiz.
arkadaşım ülkeler, kurumlar bu şekilde monitor arkasından yönetilmiyor; savaşlar monitor arkasında yapılmıyor. bu insanlar sanalda değil, gerçekten hayatlarını kaybediyorlar.
madem hevesin var bir düzen kurmaya git sim city, red alert falan oyna, kalkıp burada sıfır bilginle o gitsin bu gitsin kampanyaları açma.
tamam herkes gitsin, o gitsin, bu gitsin. sizi koyalım başa, siz yönetin her şeyi; çok biliyorsunuz ya.
insan hayatı boyunca unutulamayan gülüştür. dünyaya gözlerini yeni açan bebeğin ağlama seslerine gülerek cevap vermektedir. o yüz, o sırıtma ifadesi, o dişler bebeği dünyaya geldiğine pişman eder.
zaman zaman aklıma gelir de depresyona girerim...
rüyalarıma girer, kabuslarla uyanırım.
göztepe'nin içerideki deplasmandaki her maçına giden, taraftarın başbakan ismail diyerek gaza getirdiği amigodur.
çoğu maçtan önce kapalıya gelerek taraftara küfür etmemesini söyleyen fakat maç devam ederken kendisi küfürlü tezahuratlarla kendi söylediğini unutan adamdır.
yıllar önce alsancak stadı'nda ankaragücü ile oynanan maçta cafer'in tribünlere yaptığı hareketlere nefis bir ayarla karşılık vermiş ve aklımda kalan tek olumlu hareketiyle hatırladığım göztepe fanı.
patojen mikroorganizmaların neden olduğu gıda kaynaklı hastalık.
aktif gıda enfeksiyonu: gıda içinde üreyen ve belirli bir sayıya ulaşınca* hastalık yapabilen patojen mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyon.
neden olan mikroorganizmalar;
salmonella spp. (s.typhi ve s.paratyphi hariç)
clostridium perfringers
vibrio parahaemolyticus
escherichia coli
yersinia enterocolitica
listeria monocytogenes
aeromonas hydrophila
pasif gıda enfeksiyonu: gıda içinde üreyemeyen ve bulaştığı sayı kadarıyla hastalık yapan patojen mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyondur, gıda sadece taşıyıcı görevi görür.
neden olan mikroorganizmalar;
salmonella typhi
salmonella paratyphi
vibrio cholera
campylobacter jejuni
shigella dysenteria
mycobacterium tuberculosis
brucella spp.
coxiella burnetii
virusler(polivirus, hepatit a ve e, enterovirusler)
halka kutu kutu erzak, kömür gibi maddeler dağıtarak oy sözü alan partilerdir.
ismi lazım olmayan bu partiler olayı iyice koparmış olacak ki izmir'in en işlek caddelerinden birinde, milletin gözleri önünde seçim minibüslerinden erzak kutuları dağıtmaktadır.
bu olay ne kadar doğrudur? yazık değil midir bu halkın oylarını 5 kilo gıda maddesine satın almak?
bu erzakları alan insanları vicdan yönünden zor duruma düşürmektedir bu olay.kafasında başka parti varsa bile o erzakları ihtiyacı nedeniyle aldığı için borçlu hisseder kendini.oy günü oyunu atar erzak dağıtan partiye istemeden, sadece vicdanın geçici süre rahatlamasını sağlamak ya da günaha girmemek için.ama bilmez ki asıl vicdansızlığı bu olaylara neden olanların yaptığını, günahları onların boynuna olduğunu...
yani kısacası bu ülke de herkes tutturmuş yırtınıyor demokrasi diye.tamam bizde istiyoruz demokrasinin oturmasını da şu fırsatçıların 5 kilo erzak kutusuna oy satın aldığı ülkede bu sistemin oturması zor be arkadaş...
gram pozitif, kok şeklinde, sporsuz, fakultatif anaerobik, mezofil patojen bakteridir.
genelde sağlıklı insan ve hayvanların ciltlerinde, üst solunum yollarında doğal olarak bulunur.toksin sentezleyebilmesi için üremesi gereken sayı minimum 100000'dir.ürettiği toksinler vücuda alındığında intoksikasyona neden olur.vejetatif hücreleri ısısal işlemlerde * öldürülmekte fakat toksinleri 100 C'ye kadar dayanabilmektedir.
ısıl işlem yoluyla ticari steril hale getirildikten sonra steril koşullar altında, steril ambalajlara doldurulup ambalajın hermetik olarak kapatılmasını kapsayan ambalajlama sistemi.
Minnesota üniversitesi kimya mühendisliği bölümünde öğretim görevlisi olan ve türkiye'de birçok mühendislik bölümünde de ders kitabı olarak kabul gören "transport processes and separation process principles" isimli kitabı yazan profesör.
gram(+), çubuk şeklinde, sporlu, aerobik ve mezofil patojen mikroorganizmalardır.ürettikleri toksinlerin vücuda enfektif dozda alınması durumunda intoksikasyona neden olur.Toprak ve bitkilerde yaygın olarak bulunur.
insanın banyo zevkinini berbat eden eylemdir.
günün bir vakti keyifle banyoya girilir,banyo yapmak için istenilen su sıcaklığı musluklardan ayarlanır.ılık suyun altında keyifle yıkanılırken birden su ateş gibi vücudunuzu yakmaya başlar.belli ki anne mutfak musluklarından soğuk olanını açmıştır.banyodan gür bir sesle "anne kapat onu" diye bağırılır.aradan 5 dakika geçer ve bu sefer akan su vücudunuzda buz etkisi yaratır,tekrar banyodan "anne yeter kapat ya" diye haykırılır.
bir de siz banyoya girerken annenin size şaka yaparcasına bulaşık ya da çamaşır makinesini çalıştırması olayı vardır ki o bu durumdan daha berbattır.böyle durumlarda banyo keyfi ertelenmelidir.
yıllardır banyo keyfimi kabusa çeviren olaydır,sanki kasıtlı yaparmışcasına neden banyoda biri yıkanırken bu musluklar kurcalanır ki ya...**
bazı bünyelerin beynindeki gereksiz düşünceleri tespit adı altında farklı ortamlarda paylaşması sonucu ortaya çıkan tanımdır.kişinin çevresindeki topluma göre saçmalık katsayısı sabır katsayısı ile doğru orantılı şekilde artabilmektedir.
sigara tiryakisi olduğu halde para verip paket almak yerine başkalarının sigaralarından geçinen insanların sigarayı bırakması durumudur.hem kendi sağlığı hem de çevresindekilerini sevindirmek adına bir otlakçı tarafından yapılmış en güzel eylemdir.
gıda mühendisliği son yıllarda yelpazesini oldukça geliştirmiş bir meslektir.bu bölümlerden mezun olanlar her türlü gıda üretimi yapan firmalarda çalışabilirler.
gıda mühendisliği bölümü sanıldığı gibi kolay değildir,araştırın öyle tercih edin yoksa iş işten geçmiş olur.*
bu meslekte yabancı dil önemlidir,bir onun kadar iyi bir üniversiteden mezun olmanız sizin için pozitif açıdan büyük etkendir.iyi üniversitelerde teorinin yanı sıra laboratuar imkanları diğerlerine oranla daha fazla olduğu için konular hakkında daha fazla bilgi sahibi olursunuz.
ingilizce durumunuz iyi ise hazırlığı atlayın,fakat şüpheleriniz varsa mutlaka hazırlık okuyun ya da okul devam ederken bir dil kursuna gidin.ingilizcesi iyi olmayan arkadaşların birçok dersten bildikleri halde kaldıkları görülmüştür*çünkü derslerin %60'ı ingilizcedir.*
bölümde ilk iki sene mühendislik temel dersleri verilmektedir,ya bunların gıdayla ne alakası var demeyin seneler geçtikçe anlayacaksınız.
ilk yıl matematik 1* ve 2*,fizik 1 ve 2,organik kimya,analitik kimya,mekanik gibi dersler gösterilir.organik ve analitik kimya,fizik 2 ve mekanik derslerine dikkat edilmeli ilk seneden çarpılınmamalıdır.
ikinci yıl ilk dönem temel hesaplama teknikleri,matematik 3* ve fiziko kimya dersleri en kastırıcı derslerdir.ikinci dönem termodinamik ve akışkanlar mekaniği ve istatistik kabusa dönüşmektedir.
üçüncü yılda ilk dönem oldukça zordur,temel işlemler 1,gıda kalite sağlama,ısı transferi ve gıda mikrobiyolojisi gibi dersler konu olarak çok geniş ve sınavları da bir o kadar zordur.ikinci dönemde ise gıda ile ilgili teknoloji dersleri başlar.meyve-sebze,hububat,yağ teknolojisi derslerinin yanı sıra temel işlemler 2 ve gıda mikrobiyolojisi 2 dersleri de bu döneme aittir.
dördüncü yılda da geri kalan teknoloji dersleri,dizayn ve bitirme tezi öğretim planını oluşturur.üçüncü yıla oranla daha basittir ama daha yoğun geçer.
peşin edit:bu entry tamamen yeni oss'ye girecek olan arkadaşlara tercihlerinde kolaylık sağlaması için yazılmıştır.ayrıca diğer mühendislik dallarına göre daha sosyal ve kız erkek sayısı hemen hemen birbirine eşittir.**
internet üzerinden kredi kartı ya da banka havalesi ile para yatırılıp çeşitli oyunlarla insanların ilgisini çeken genellikle yurtdışı kaynaklı internet siteleridir.
türkiye'de bazılarına ulaşım engellense de farklı yönlerden tekrar tekrar türeyebilen para tuzakları.amaçları ilk önce kazandırıp,insanlarda bağımlılık yaratarak kazandırdıklarından çok fazlasını kaybettirmektir.ayrıca bu yöntemle ülkemizden çok fazla miktarda döviz yasal olmayan yollardan yurt dışına çıkarılmaktadır.
bazı insanlar, çevrelerinden borç para alarak sermayeyi yüksek tutup büyük paralar kazanmak için kumar çukuruna sürüklenmektedir.borçlandıkları parayı da kaybedince kurtuluşu ölümde sanarak hayatlarına son vermektedirler.
--spoiler--
Barış Kum (19), 6 Kasım 2006 günü annesi ve ablası tarafından odasında kanlar içinde yatarken bulundu.
Başına kurşun sıkarak intihar eden gencin ölüm haberi, gazetelerin üçüncü sayfalarına sıradan bir intihar vakası olarak yansıdı. Oysa genci ölüme internetteki yasadışı bahis siteleri sürüklemişti. "Son bir kez" diye oynadığında, Barış'ın hesabında 2 milyon 780 bin YTL'si vardı ve o gün hepsini kaybetmişti.
ÜNiVERSiTE öğrencisi Barış Kum, 2 yıl önce henüz 17 yaşındayken bir arkadaşı sayesinde internetteki kumar siteleri ile tanıştı. Zamanının büyük bölümünü bilgisayar başında geçirmeye başlayan Barış, bir süre sonra her türlü talih oyununun oynandığı bu sitelere iyice bağlandı. Ablası ve ağabeyi işsiz, babası ise emekli memur olan genç, daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilme hayali ile bu sitelerde küçük miktarlarda bahis oynamaya başladı.
Sonra rakamlar gittikçe büyümeye başladı. Ailesine, kumar oynadığını söylemeden, bir arkadaşının internette bir yatırım şirketi bulduğunu ve bu yöntemle milyoner olduğunu anlatarak, onların da bu işe girmelerini istedi. Uzun ısrarlar sonunda, anne babasını ikna etti.
YATIRIM ŞiRKETiYMiŞ
Kum Ailesi, çocuklarının bir ingiliz yatırım şirketi olarak tanıttığı bahis sitesine tüm birikimleri olan 48 bin YTL'yi yatırdı. 2.5 ay sonunda, yatırdıkları 48 bin YTL, hesaplarına 97 bin YTL olarak geri döndü. Bu müthiş kazanç üzerine, Kum Ailesi bu yatırımın gerçekten güvenilir olduğuna kanaat getirdi. Her ne kadar anne Havva Kum hemen bir ev almak istediyse de, Barış "Yatırım yapmaya devam edelim" diyerek annesinin fikrini değiştirdi. O tarihte 18'ini dolduran delikanlı, belli aralıklarla bahis oynayarak parayı 580 bin YTL'ye kadar çıkardı.
Kum Ailesi, bu süre içinde ipotek ettirdikleri baba yadigárı ev ve dükkanlarının parasını da oğullarına vermişti. Daha kötüsü, çevrelerine de, bu firmaya yatırım yaptıkları takdirde büyük kazanç sağlayacaklarını söylüyorlardı. Zor durumda olan birçok kişi, kimi evini satarak, kimi borç alıp Barış'a para veriyordu. Meblağ 580 bin YTL'ye ulaşınca, anne Havva Kum yine durmak istedi. Ancak Barış, "Bunu yapalım, bir daha yapmayacağız" diyerek son bir kere için daha annesini ikna etti.
EKRANA BAKIP TiTREDi
Ailenin iddiasına göre, Barış, kimseye haber vermeden oynadığı bahislerle parayı 2 milyon 780 bin YTL'ye kadar çıkardı. Ancak iradesine hakim olamadığı için bir kez daha oynadı. Hem Kum Ailesi hem de onlara paralarını teslim edenler, kasım ayında sonuçlanacak son yatırımın meyvelerini beklerken, 6 Kasım sabahı acı son geldi. Havva Kum, o günü şöyle anlatıyor:
"Kalktı bilgisayara baktı. 'Tamam anne, merak etme sen' dedi. Gitti, yine yattı. Sonra 'Kaloriferler yanmıyor mu, niye ben titriyorum' dedi. 'Yok oğlum yanıyor, uykunu alamadın ondan' dedim. Çay içtik, sohbet ettik, güldük. Sonra gittim kapıya, 'Barış' dedim. içeriden bir hırıltı sesi geliyordu. 'Barış' diye bağırdım. Barış, eline tabanca almış bir çocuk değildi. Girdik içeri ki, kanlar içinde yatıyor yavrum!.."
SiTEYi DAVA EDECEK
Barış hemen hastaneye kaldırıldı ama yoğun bakımdaki 6'ncı günde yaşam mücadelesini kaybetti. Kum Ailesi, tüm olanları eve geldikten sonra buldukları tek satırlık notu okuyunca anladı. Barış'ın masasının üzerinde "Bu sefer kaybettim" yazılı bir banka dekontu bulan aile bilgisayarı bir uzmana inceletti ve Barış'ın parayı bir yatırım şirketine değil, bahis oynatan bir internet sitesine yatırdığı anlaşıldı. Kum Ailesi siteyi dava edecek.
su kullanımındaki kaçakçılığın yurdum insanı tarafından ilginç hale dönüştürülmesidir.bu insanlar su saatinde oynama yaparak evde kullandıkları suyu az göstermektedirler fakat banyo yapacakları zaman abdestin geçerli olması için su saatini normal hale getirerek haram suyla abdest almadıklarını düşünmektedirler.abdest sırasında harcadıkları suyun karşılığını ödedikleri için helal suyla abdest almanın verdıgı gonul rahatlıyla yıkanacak çamışırı,içilecek suyu karşılamak için tekrar su saatinde oynama* yapılır.
