john reed'in bolşevik devrimi'ni anlattığı çok ünlü eseri.
Dünyayı Sarsan On Gün, 1917 Sovyet Devrimi'ni olanca canlılığıyla yansıtan bir anlatıdır. Devrimi günbegün izleyen Amerikalı gazeteci John Reed bir tarihçi titizliğiyle, belgelere dayanarak kurar yapıtını. Bu kitabı eşsiz kılan, başkaldırının açığa çıkardığı yaratıcı enerjiyle kaleme alınmış olmasıdır. Öyle ki baş döndürücü bir ivmeyle gelişen onca olay; gazete haberleri, polemikler, telgraflar, çağrılar ve bildiriler bir solukta okunmaktadır.
Umutlu bir anlatıdır Dünyayı Sarsan On Gün. Delik ayakkabılar içinde üşüyen ayakların umudu, isten kararmış izbelerin kararlılığı, aç midelerin cesareti üzerinedir. işçi sınıfı tarih sahnesine bir kez daha çıkar: Ancak bu kez muzaffer özne olarak... Tarih çizgisinin kırıldığı bu noktada, John Reed'in okurları da sarsıntıya tanık olmaktalar.
gerçek gündem sitesi genel yayın yönetmeni ve deneyimli bir gazeteci. tayyip erdoğan'a siirt'teki konuşması nedeniyle hapse gireceğini ilk bildiren kişidir aynı zamanda.
bilkent üniversitesi hocası olan avustralyalı tarihçi. ermenilerin sahtekarlıklarını ve soykırım tüccarlığı için yaptığı fotomontaj çalışmalarını ortaya koyan dürüst bir aydın.
politik psikoloji derneği başkanı ve politik psikoloji adlı kitabın yazarı olan psikiyatri profesörü. süleyman demirel ve genelkurmay'a yakınlığıyla bilinen devlet kademelerinde önemli bir isim.
politik psikoloji derneği başkanı prof. dr. abdülkadir çevik'in kaleme aldığı son derece yararlı bir eser. politik psikoloji nedir, türk milletinin oluşma süreci, öcalan'ın psikolojik çözümlenmesi gibi birçok önemli konu var kitapta. dost yayınları'ndan çıkmış.
Ozan Ormeci'nin Marksizme Giriş niteliğinde kitabı. Özellikle neo-liberalizmle ilgili makale bayağı hoşuma gitti.
Solda Teoriler ve Tarihsel Tartışmalar
Ozan Örmeci
OZAN YAYINCILIK
Küresel ekonomik kriz nedeniyle liberal ekonomistlerin ve dev şirketlerin yöneticilerinin suratlarındaki endişeli ifadeyi gördükçe insan sormadan edemiyor; "Acaba Marks haklı mı çıktı?"...
21. yüzyılın bu ilk yıllarında, Tarihin Sonu'nun geldiğini iddia edenlere tokat gibi yanıtlar veren ve etnik çatışmalar, açlık, fakirlik, savaşlar, emperyalizm, haksız bölüşüm, çevre kirliliği, ekonomik krizler gibi çok ciddi sorunlarla boğuşan dünyamızda, sol yeniden keşfedilmeye ve tartışılmaya başlandı. Türkiye'de ise sol henüz 12 Eylül travmasından kurtularak küreselleşmenin olumsuz etkileri ve Türkiye'nin sosyal sorunlarına çözüm bulacak projeler geliştirmeyi başaramadı.
Bu kitapta; Liberal sol eğilimlerle giderek gerçek sol değerlerden uzaklaşan, dünyadaki emperyal merkezler tarafından üniter ulus-devleti yıkma kavgalarında araç haline getirilerek, sınıfsal politikalardan vazgeçen ve yalnızca kimlik politikalarına yönlendirilen solun, gençlere; yeniden tarihsel değerleriyle tanıtılması amaçlanmış ve süregelen birçok teorik-tarihsel tartışma gündeme getirilmiştir.
Marksizm Nedir-Ne Değildir, Edward Said ve Şarkiyatçılık, Martha Nussbaum ve Aristocu Sosyal Demokrasi, Aleksandr Dugin ve Neo-Avrasyacılık, Demokrasi ve işçi Sınıfı, Demokratik Toplumda Tarikat ve Cemaatler gibi bölgesel konularla birlikte, solun tarihsel tartışmaları da kitabın ana konusunu oluşturmaktadır.