ağır abilerin katıldığı muhabbetlerin başlangıç sorusudur ya da kendisi ağır kafası hafif olan abilerin . sağda kral olsa soldan dönen bu meret yurdum insanı dimağında derin kişisel ve hümanist sorgulamalara yol açmak suretiyle ne kadar tehlikeli olduğunu kanıtlamıştır. neden bahsettiğimi anlayan anlamıştır. klasik bi metafor gibi gelebilir ama düşen bilir...
sinema salonları temalı kısa filmlerden oluşan uzun bir film*.
cannes film festivalinin 60. yılı dolayısıyla ünlü yönetmenlerin bir araya gelmesi fikrinin bir ürünüdür. kimler yok ki; t. angelopoulos, o. assayas, bille august, j. campion, y. chahine, kaige chen, m. cimino, ethan joel coen, d. cronenberg, jean pierre&luc dardenne, roman polanski, alejandro gonzalez inarritu, gus van sant, atom egoyan, takashi kitano, won kar wai, ninna moretti,lars von trier..**
festivalin kapanış töreninde gösterilen film hemen akabinde geçtiğimiz çarşamba cnbc-e de gösterildi. kısaların herzaman uzunlara oranla daha fazla sinema zevki verdiğini kanıtladı. bizi mutlu etti. ninna moretti, t.angelopoulos ve takashi kitano' nun filmleri çok iyiydi. gus van sant vasattı falan filan.. bir yerden edinin mutlaka izleyin.
nirvana' nın yayın haklarını almasıyla coşmuş, üstüne bir de guns and roses' ın haklarını satın alarak yerel plak dağıtım şirketi olmanın ötesine geçmiş sonradan garbage tı limp bizkit ti coştukça coşmuştur. alternatif müziğe verdiği destek 90' ların başında takdirimizi kazanmasını sağlamuştır.
80' lerde seattle' da küçük punk guruplarınıın albümlerini yayınlarken bir anda nirvana' nın "nevermind" albümünü basmak suretiyle paraya para dememeye başlamış müzik yapım şirketi. daha sonra başarılı bir hamleyle nirvanın' nın haklarını (bkz: geffen records)' a satıp daha da bir zenginleşmişlerdir. sub popla ilgili en meşhur geyikse amerika' daki orjinal basım albümlerde sub pop logosonun bir çeşit hologram olduğu ve ışığa tutulunca hologramın içinde bir adet şırınga şeklinin belirdiğidir.*
1834' te 39 bağımsız alman devletinin kurduğu ekonomik birlik. (bkz: gümrük birliği) seviyesinde kurulan bir birlik.tarihteki ilk ekonomik birlik olması önemli kılar kendisini.
wayne wang ve paul auster' in ortak yönettikleri film. 1995 yılında çekilmiş olup bir tütün dükkanında geçer.*.Jim Jarmusch, madonna, lou reed, michael j. foxx gibi ünlü isimler katkıda bulunmuşlardır filme. brooklyn' e adanmış hakkında pek çok bilgi verilen bir filmdir. güzeldir, sıcaktır, izlenmesi tavsiye edilir.
belirli bir zaman dilimi içerisinde başınızdan geçen küçük hikayemsi olayların sonunda, size göre görece olarak daha kötü olan insanların kazandığı yaşam biçimi.*
"benim adım zeki müren" adıyla da bilinen zeki müren şerkısı.* zeki müren' in en içten söylediği şarkısıdır. "ismim mesut göbek adım bahtiyar, yıllarca hep böyle bildiniz siz, mesut bahtiyar'dan şarkılar dinlediniz" cümlesiyle bir şarkının ne kadar içten okunabileceğini göstermiş şarkıdır.
yunan mitolojisine göre ölüler ülkesini en derin yeri. titanlarla tanrılar arasında yapılan savaşta yenilen titanlar zeus tarafından tartaros' a kapatılır. hesiodos ' un theogonia' sında şöyle analatılır:
"bir örs gökten düşe dokuz gün,dokuz gece
ancak sonuncu günü varabilirdi yeryüzüne
ve tunç bir örs düşse yeryüzünden ancak
dokuz gün, dokuz gece sonra varabilirdi tartaros' a".
büyünün,kötü*ruhlarla ilgilenen kolu. dinbilimlerince "tanrı" olmayan kötü yaratıkları inceleyen ilim olarak tanımlanır. "demon" kökünün eski yunan' da deha, ruh gibi anlamları çağrıştırmasına rağmen ingiliz erbabı tarafından daha çok kötü niyetli varlıklar için kullanılması ise anlamsızdır. *
yakılmış olan cesetlerin küllerini saklamak için kullanılan kab. en ünlüsü şüphesiz büyük lebowski' de, donny' nin küllerini saklamak için kullandıkları kurabiye kutusu şeklinde olandır.
tarjei vesaas' ın 1963 tarihli romanı. kendisine 1963 yılında iskandinav edebiyat ödülünü kazandırmış, 1964 yılında da nobele aday olmasını sağlamıştır.
türkçeye buz sarayı adıyla çevrilmiştir kitap. bende 2002 yılında tavanarası yayınlarından çıkan baskısı bulunmakta. uzun norveç kışında iki arkadaşın başından geçenleri anlatıyor roman. roman olmasına rağmen çok şiirsel, devrik cümleler, metaforlar içeriyor.
soğuk bir ortam anlatılmasına rağmen içinizi ısıtacak sıcak bir roman.
"dalmış gitmişiz kar artalı
bembeyaz oldu kolun
bembeyaz oldu kolum
karla örtülü köprüler gibi onlar
aramızda
ama karla örtülü köprüler donmuş
buradaysa yaşıyor sıcacık
kolun sıcacık karın altında ve
kolumun üstünde yumuşacık ..
1897 norveç doğumlu yazar. 1923 de yazmaya başladı. ününün doruğuna 1957' de yazdığı ve daha sonra da filme çekilen fuglane(kuşlar) ile ulaştı. 1963 yılında (bkz: isslottet)(buz sarayı) adlı romanıyla Kuzey' in nobel' i sayılan iskandinav edebiyat ödünü' nü kazandı.1964 yılında ise dört nobel adayından biri oldu.1964 yılında, norveç' te,tarjei vesaas adına genç yazarlar ödülü dağıtılmaya başlandı. 15 mart 1970'de doğduğu kasabada öldü.
romanlarında bile devrik cümlelerle nerdeyse manzume dilene yaklaşarak olayları anlatan, okuduğunuzda gerçekten insani duygularınızın depreştiğini hissetiğiniz bir yazım tarzına sahip. dünya da kitapları çok ünlü ve hatta nobele aday olmuş bir yazarın adına hiç bir yerde rastlayamamak garip geldi. o yüzdendir ki yazdım bu kadar şeyi.
1000 adet üretilen bu kitabın, hemen hepsi 2. hamura basılarak yurt sathındaki kitapçılara dağıtılmış, sayısı tam olarak bilinmeyen bir miktarı ise numaralandırılmaya çalışılmıştır. bunların bir bölümü yayınevimizle ilişkiye geçecek 29 seçkin okura ulaştırılmak üzere emin bir yerde koruma altına alınmıştır.bilginize.
ilk sayfada bunlar var, yanındaki sayfada kitabın isminin altında ma' kara kitap yazmakta.
tansu m.gülaydın ve ilhan durusel tarafından yazılan kitap 6:45 yayınevi tarafından basılmış. şimdiye kadar yazılan en komik kara kitaplardan biri.
kitabı en iyi anlatan şeyse arka kapağındaki yazı. şöyle;
"bizi var eden ve asla affetmeyen bilginin adıyla."
bu kitapta bildiğiniz her şeyi bulacaksınız.
w.allen, o.welles, c.akaş, e.kazan, z.livaneli, a.nirun, b.pasternak, d.elligton, h.aktunç, van damme, e.batur' un örümcek korkusu, umberto amca ve orhan pamuk' un sırları, ve dahi a.christie...
gerçeğin sınanamaz boşluğunda bilgi hiç bir işinize yaramayacak ve günün birinde bir kitap yazacaksınız.
bilgiyle birleşeceksiniz.
o sizin oyuncağınız olacak. siz onun sahte okeyi değil.
"böyle kitabı ben de yazarım" diyeceksiniz.
biliyoruz, inanıyoruz...
eskiden her 6:45 kitabının başında yer alan genellikle insanlara anlamsız gelen ancak çoğu zaman kitabın aslı kadar edebi değer taşıyan küçük yazılardır. 6:45 kitaplarını elinize ilk aldığınızda kinder sürpriz yumurtanın içinden çıkacak oyuncağı merakla beklediğiniz gibi beklersiniz bu yazıları.pek çoğunu buraya taşımayı istiyorum ilerleyen zamanlarda.
1994 tarihli paul auster romanıdır. basıldıktan iki üç yıl sonra* okuduğum, bu kadar fantastik bir konunun bu kadar gerçekçi ve zamanımızla yoğrulmuş bir biçimde anlatılmasına şaşırıp kaldığım bir kitaptır. türkçeye yükseklik korkusu adıyla çevrilmiş kitap, Master Yehudi' nin st.louis' li genç yetim Walter Claireborne Rawley' e uçmayı öğretmesini ve onun bu becerisinden yararlanıp şovlarda para kazanmaya çalışmasını anlatır.**
